23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

11 BAŞKENT GUNLERİ Sen de îda'sın... MÜŞERREF HEKİMOĞLU K aç kişi telefon etti, tepkisini betirtti, biri de yeğeni. Bahri Hoca'dan söz etmeden Çorum yazısı olur mu, diye eleştirdi. Haksız değiller, Bahri Savcı da Çorum kökenli, Çorum'un onurlandığı bir kişi, bir de okulu var, açılışını da yazdım bu köşede. Ancak Bahri Savcı'yı Çorum'un ötesinde düşünüyorum ben. Işığı heryerde hissedilen, halkını, ülkesini kucaklayan bir aydın, erdemli bir kişi, bir hoca, bir ağabey, bir dost diye. Balkonda oturmuş şiirden söz ediyorduk bir akşam. Ahmet Muhip Dıranas'ın Fahriye Abla'sından. Lütfi Özkök, Sudiş Savcı, Ayla ve Oktay Akbal da var. Bahri Savcı bana döndü birden: küyor. Kendisini öne çıkarması, kendi başına karar vermesi, kendi kendisini yönlendirmesi isteniyor ondan. Bunlan da devingen ve öngörülemez bir çevrede yapacaktır. Olgunlaşamamanın sarp yolları... Yetışkininözerkkalmakapasitesinigeliştirmesine engel olan ctmenler, onu gerilemeye ve şu ya da bu biçimde bağımlılığa itiyor. Bugün için bize en karakteristik görünen dört olgunlaşamamışlık biçimi şunlar: / îşsizliğin yıkımıyla karşı karşıya kalmak, yeteneği el vermeyip dışlanmak konj onktürün fazlasıyla karmaşık olduğu birkişisel hikâyenin arka planını oluşturuyor. / lletişimtoplumumuzunartankarmaşıklığınabağlı olgunlaşmayetersizliği: Yay ılan bilgilerin katlanıp çoğalması, hükmedemeyeceğimiz denli çok veri aktaran ağlann çeşitliliği; yetişkin artık kendisine çok k aotik görünen bir çevre tarafından aşıhyor veaşağılanıyor. / Postmodernliğimiz, önerdiğimiz firsptlann engin çeşitliliğine karşın büyük çapta bir konformizm doğuruyor; bu da cinsler, yaşlar, statüler, zevkler, seçimler arasındaaynşmayayol açıyor... tekbiryetişkinlik normunun kabulünü engelliyor. / tleriyi görme yetersizliği ve despot bir şimdiki zaman diliminde sıkışıp kalmaya bağlı olgunlaşamama: Bu ivedilik, anilik, şipşakçılık isteyen şimdiki zaman, kalıcı bir eylemin geliştirilmesini engelliyor. Tüm bu yetersiz olgunlaşmalar, paradoksal olarak yeni varoluşsal alanlara açılabüiyorlar. Saydığımız bu olgunlaşma yetersizlikleri, yetişkini, bir çağdan diğerine geçişte bunalımlar içinde bırakır ve bunalımlan zorlu altetme çabalannın içine sokar. / Yaşın ilerlemesi ve uzak perspektifte Batıh sosyoekonomik kültürümüzün tutkuyla ayakta tuttuğu ölüm tabusunu taşıyarak yaşlanma korkusu. Bunalımlann eşlik ettiği, toplumsallıktan yoksun, varoluşsal geçişler. Birçokgenç (2530 yaşlar) yetişkin çağm zorunlu koşulu olan özerklikten mahrum kahyorlar. Çoğu da toplumu reel olarak tanıyamadan.yetişkinliktenemeklilik koşullanna düşüyor. Yaşam süresince güçlü bir kurumsal eğitimden geçemediği için birey sckanslı birmodele dönüyor, bile bile ertelemeler, kopuşlar, geçişleryaşıyor. /Kurumlannyenidüzenlenişbiçimleri içinde kendini kurumla özdeşleştiremeyen yetişkin, kendi gözünde fazlasıyla çıkarcı olan bir sosyoekonomik çevre tarafından aldatıldığı izleniminekapılıyor. Toplumsal olarak yararsız olduğu duygusunubütünüylc yaşıyor ve bunu kişisel olarak da yararsız olduğu duygusuna dönüştürüyor. lşsizlik,kaza,hastalık,duygusaltatsızlıklar, kedergibi felâketlerle yaşamak zorunda kalan birey, kendini birtakım sıçrama stratej ileriy le aşmak zorunda olduğunu hissediyor. Bu sınır konumlan yetişkin bazen de kendisi arar; fiziksel ya da sportifbir meydan okuma, tehlike ya da yoğun duygulanım arayışlanna girer. Böylelikle travma yaratan olaylar ile kendisi arasına uyumlu tasarımlar koyarak özerkliğine kavuşmak isterse de, her zaman başka türde bağımlılıklar içine düşmek riski de ortadadır. / Bireyin tasanmlanyla, toplumsal konjonktürün sürekli evrimi onu, eylemlerini hep dönüştürmeye, yeni hedeflere yöneltmeye zorlar. Kendisine güvensiz, kaotik ve kaprisli görünen bir çevreye uyarlanabilmek için terapiste gitmckgibi düzenli destekler arar. Gene de yalnız kendisine güvenmek ve çevresini göz önünde tutarak alacağıkararlan irdelemekzorunluluğundadır. Yetişkin yaşamı, özerkliğini yaşayabilmenin uzağına düşmüş ve saydığımız nedenlerle kendisini fazlasıyla kınlgan hisseder olmuştur. Gençlik, öğrenim süresi uzayarak otuz yaşlann başına dek süren bitmeyenbir gençlik olmuş; yaşlılık önceliemekİilik çağı, hemen elli yaşında başlar hale gelmiştir. Yetişkinlik dönemi, tüm varoluşsal bunalımlanyla ergenlik çağını andınr olmuştur. Yetişkin yaşamı artık neredeyse gençlik ve yaşlıhktan daha kısa süren eylemsiz bir dönemdi. Yetişkinlik, eskiden olanın aksine, iki konum arasında oldukça bulanık, oldukça hızlı bir geçiş durumuna indirgenmiştir şimdi.^ Sciences Humaines 'den çeviren: Sen de Müşerref Abla'sın. Ona ağabey demedim hiç. Nermin Abadan Unat elini öper, ağabey diye seslenir ama ben adıyla çağınrım. Hocalığından, kocalığından önce tanımakla övünürüm onu. Önceliğimle. Milattan önce başlıyor dostluğumuz! Gar Gazinosu'nda Eren Eyüboğlu ile dans ettiği bir akşamı anımsıyorum birden. Dora ve Erol Güney de vardı masamızda. Eren Eyüboğlu, Helikon'daki sergısini hazıriayarak hayli yorulmuş, sonra karşımıza dikilerek "Dans etmek istiyorum" demişti. Isteği gerçekleşti. Erol Güney çabuk yoruldu ama Bahri Savcı sonuna dek eşlik etti ona. Belleğimde iyi bir dansçı var. Ben de güzel danslar yaptım onunla, ışığıyla, sevgisiyle, dostluğuyla "Müşerref Abla" demesinden de çok hoşlandım, yanıtladım birden: Sen de Ida'sın. Okurlanm anımsar, Ida ile yakın dostluğum var, denizde, balkonda, kimi zaman da doruğunda, sanlır konuşurum onunla. Bilge bir dost olarak selamlar, sorgulanm. Sıradağlar arasında yüceliği, görkemi var Ida'nın, bilgeliği. Bu kez bana neier anlatacak acaba, sorulanmı nasıl yanıtlayacak. Siyanürie altın arayanlan, yangınlan, projesi imzalanan santrallan nasıl yorumlayacak. Bahri Savcı Prof. Turan llgaz'ı tanıdı mı acaba? Dergimizde yayımlanan bir yazım nedeniyle yolladığı mektuptan da çok hoşlanırdı sanınm. Prof. llgaz zarif bir biçimde uyanyor beni. Çorum Devlet Tıyatrosu Behruz Çinici nin değil, Turan llgaz'ın projesiyle gerçekleşiyor. Çinici de bir proje yapıyor ama ilkesel nedenlerle uygulanmıyor. Eksik bilgilenmeden kaynaklanan yanlışlığı düzeltıyor, sayın llgaz'a teşekkür ediyorum. Aynca kutluyorum, ilini, çevresini seven, sevgisini genişleten, üreten bir Çorumlu. ÇEKVA Vakfı'nın Yönetim Kurulu Başkanı. Vakfın yayınladığı Çorumevi dergisi de çok sevindirdi beni. Bedri Rahmi Eyüboğlu ile karşılaştım sayfalarında. Bahn Savcı'nın yakın dostu, genç bir ressamın izlenimlerini anlatıyor. Çorum'da kaldığı dönemi. Karar verdim, sonbaharda yapılacak oda müziği yanşmasına gidersem Iskilip'e de uzanacağım. Bedros Reis'in çok sevdiği bir ilçe, ben de görmek istiyorum. Bir de Divriği var gündemde. Oktay Ekinci'den kaynaklanıyor. TV izlemekten çok hoşlanmıyorum ama belli programlan kaçırmıyorum. Sanınm genel bir yargı bu, o programla yaşadığı kenti, dahası ülkesini iyi tanıyor, geçmişten geleceğe daha geniş açıdan, sevgisi, bilinci gelişerek, boyutlanarak bakıyor insan. Sayısı az ama güzel uğraşlar var belli ekranlarda. CNN'de Rana Pirfnççioğlu'nun konuğu Tolga Örnek'i tanımaktan da çok hoşlandım. Üzgünüm, Atatürk belgeselini izleyemedim, ama öyküsünü dinlemek umut verdi bana. Güzel ürünlerin nasıl oluştuğunu çok iyi anlattı genç yapımcı. Bir gerçeği de çarpıcı biçimde vurguladı bence. Dünyaya açılmak için doğru yolda değiliz, doğru araçlan kullanamıyoruz. Çünkü kullanacak kadar bilmiyoruz. Meraklı bir toplum değiliz, San Diego'daki gösteriden sonra 30 üniversite başvuruyor Grup yöneticilerine. Atatürk belgeselini görmek istiyoriar öğrenciler. Ülkemizde kaç üniversite başvuruyor acaba? Atatürk'ü tanımayı, tanıtmayı değil unutmayı, unutturmayı amaçlayanlar var, gençleri karanlığa gömüyorlar. Ama, Tolga Örnek'ler de var. Davranışlannı açık seçik belirtiyor, karanlığa karşın ışıklannı kanıtlıyor, o ışık doğrultusunda yürüyorlar.^ EMREÇAĞATAY Prof. Bahri Savcı ve MüşerrefHekimoğlu ören 'de bir söyleşide...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle