Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 P» dinledikleribualandayüzyıllardanberi sürdürülmüş olan bir gelf neği anlattılar. "Zamanında Hıdırellez öncesinde bahan karşılarlardı burada lştipliler. Gençlertepedenaşağılarataşlarfirlatırlardı. AdınaKırklar denırdi. Ardmdan su dolu bir küpün içi ne genç kızlar yüzük küpe, takı olarak ne bulurlarsaatarlardı. Sonrayaşlı birkadınelini küpün içine sokar, tuttuğu bir takıyı gösterir, sahibi genç kız yerinden kalkarak öne doğru ilerlerdi. Orada oturanlar sırası gelen genç kıza mani söylerlerdi." Gezilerinin üçüncü gününde Hakkı bey ve dostlan Iştip'tenaynlıp Makedonya'nın diğer bölgelerini gezdiler. Başkent Üsküp'e, güneydeki Ohri ve Struge kentlcrine gidildi.Gezininbirnoktasındagrubakatılan ve Makedonya'yı avucunun içi gibi bilen Mustafa Bereketli 'nin dostluğu, zevkl i rehberliği nde ülkeyi neredey se baştan sona dolaştılar. tstanbul'a dönüşlerinden 2 gün önce Hakkı Bey'in ısran ile tekrar lştip'e dönüldü. Hakkı Bey öyle kolay kolay vazgeçeceğe benzemiyordu doğduğu topraklardan. "Abim Halil" diye söze başladı dönüş yolunda "Avrupa' yı köşe bucak dolaştı. Ama asla terkettiği topraklara geri dönmek istemedi. 0 1 4 yaşında aynldığı tştip' i anılanndaki o eski haliyle korumak istedi. Ama ben yaşamım boyunca bir kez olsun ziyaret etmek istedim hep doğduğum toprakları"... Aynlık zamanından bir gün önce, yine o kirazbahçesinedavetedildiler.Günbatımının ardından bahçedeki bağ evinin önüne sofralar kuruldu. llerleyen saatlerde herkese ilginç gelen bir gelişme yaşandı. Hakkı Bey'in oğlu özant, "sanki Emir Kustarika'nın bir Balkan filminin tam ortasındaydım"diyetanımlayacaktı duygulannı. Makedon ezgileri eşliğinde Jştip üzümünden mamul şaraplar peşpeşe açılıp sohbet giderek koyulaştığı zaman birpolis arabası durdubahçc kapısını önünde. Kimse tanımamasına karşın davet ettiler polisi masaya. Önce kimse soramadı polisin neden bahçe kapısına gelip durduğunu. Sohbetin bir noktasında polis kendi anlattı. "Arkadaşım Kuman'dan (Kemal Bey'in yeğenlerinden biri) öğrendim burada Türkiye'den gelen misafirler olduğunu. Belki ayıp olacaktı ama dayanamayıp gcldim. Bundan 56 yıl önce bir yaz tatilini Izmir'de geçirdim. Eşimle aramızda konuşarak Kordonboyu'nda geziniyorduk. Yanımızda yaşlıca bir bey durdu ve bizimle Makedonca konuşmayabaşladı. Iştip'li olduğunu, çocukyaşta tzmir'eyerleştiğini anlattı. Bizekarşıcandan davranışlançoketkiledibizi. Sizlerın burada olduğunuzu öğrenince dayanamadım." Iştip'te emniyetmüdüryardımcısı olarak görev yaptığını söyleyen polis masadan aynlırken gruptakilcri ısrarla ertesi sabah emniyete kahve içmeye çağırdı. Ertesi gün grubu emniyet müdürünün odasındaağırladılar. Kahveleriçildi. Müdür ve yardımcısı, Hakkı Bey'in öyküsünü dinleyince kendisine, içine " Kentimizin fahri vatandaşı" yazdıklan Makedonya'yı tanıtan bir kitabı kucaklayarak armağan ettiler. Hakkı Bey ise gözyaşlan içinde aldı kitabı. CUMHURÎYET DERGİ uzun süre insan idealinin son noktası (Jlarak görüldü. Ama birkaç onyıldan bu yana, bağlantılan kopmuş, kriz içinde ve olgunluktan uzak bir yetişkinlik ortaya çıktı. Yetişkinlik dönemi, günümüzde tüm varoluşsal bunalımlanyla ergenlik çağını andınr oldu. Toy yetişkiııler Y etişkinlik eskisinden farklı artık. 6O'lı yıllardan bu yanabüyük ölçüde mutasyon geçirdi. Eskiden hayata gerçek girişi simgeleyen dönem, insan idealinin son noktası olarak yüceltil irdi. Bu bağlamda, yetişkin yaşamdan cesur bir iyimserlikle söz eden, onu vesayetten kurtulup özgürleşme olarak gören ABD'de Carl Rogers ya da Fransa'da Georges Lapassade'ı anmamak olmaz. Otuzyıl sonra, yetişkini betimlemek için kullanılan terim "kişi"den, "birey"e dönüştü. Söz dağanndaki bu değişiklik önemli birevrimideaçığavuruyor:"Kişi"toplumsal bir çevrede entegre iken, "birey" toplumdan bağımsız bir varlıktır ve kendi yalıülmışhğmın tutsağıdır. Bireyin bir diğer niteliği de güvensizlik ya da yabanlıktır. 50'li yıllara değin yetişkin, yaşamın öteki çağlanna referans alınırdı. Söz konusu olan, bir örnekyetişkindi: O bir ayar birimiydi. Başat olarak kırsal ve geleneksel bir toplumu betimliyordu, jansenizm, püritanizmvecumhuriyetçiahlakçılığınetkisini taşıyordu. Örnckyetişkin iki kez ayarbinmiydi; hem ahlak düzeni normunu temsil ediyordu, hem de kuşaklann devamından sorumluydu. Hcp ideal bir tipe hayat vermeyiarzuladı; şuyadabudaldauzmanlaşmış profesyonel, rahip, asker, mühendis.. ve bu ideal tiple özdeşleşerek erginliğin herhangi birbiçimini üstlenmeyi başardı. 6O'lı yıllann gelişiyle, yeni bir yetişkin yaşammodeli kendini hızla kabul ettirdi: Geciken yetişkinlik. Teknik ve kültürel değişimler, 1968krizininbetimlediği,kuşaklar arası boşluğu doğurdular. Değişim ideolojisi yetişkineçıkışnoktalannı değiştirme olanağı verdi; kendisini artık olgunluğun şu ya da bu biçimiyle tanımlamıyor ama sürekli olarak olgunlaşmakta olduğunu düşünüyordu. Bu yeni profil yeteneğe bağlı gelişimi öngörüyor, yetişkin kendi kendini meslek, formasyon, uzmanlıkprojeleri aracılığıylayapılandınyordu. 197580'den itibaren, ilerlemetoplumunun krize girmesi ve özelliklc işsizliğe bağlı güvensizlikten ötürü, bu sürekli gelişim içindeki yetişkin yerini hızla yetişkin yaşamın yeni birtezahürünebıraktı: Problemli yetişkin. 80'li yıllardauygarlıkilerlemeyi sürdürdüyse de, kültürel bağlantılan bulanıklaştıran nıtel değişıklikleri dc devreye soktu; yetişkin artık kendi kendini yapılandırabileceğine inanmıyordu; kendisini yitmiş hissediyordu, mutlak y alnızlığıy la kar şı karşıyaydı. Eylemleri yetersizdi, yükleneceği yenisorumluluklar onu boğuyordu, kurumlanrî yÖn vericiliğinin yerine, kendi içgüdüleriyle yüzyüze kalmıştı. Kendisine çokkarmaşık görünen bir çevrede kendi olgunlaşamamışl ığıyla tanışmıştı. Bu fazlasıyla güvensiz ve devingen toplumda, birçok bağlantı noktası yitiyor ya da değişime uğruyordu. Aile, ış, okul ya da din eski belirgin ve oturmuş yaşam alanlan olmaktan çıkıp değişiklikler geçiriyorlardı. Bu da bireyi çarpışmak zorunda olduğu sayısız sorunla karşı karşıya bırakıyordu. Son on ya da yirmi yılda, sürekli yeniden yapılanma içinde olan yeni aile biçimlerinin ortaya çıkışuıa tanık oluyoruz. Üst üste boşanmalar, tekebeveynli aileler, bozulup kurulan aileler yetişkini güvensiz bir aile yaşamımn içine atıyor. Çekirdek aileler bile arzulanır kompozisyonun dışında kuşkularyaratıyorinsanda: Heteroseksüel, homoseksüel, biyoloj ik, geçici ebeveynler... Artık yeni insanın gözünde iş dahi, yapılandırma kapasitesinı de, özdeşleştirici rolünü de yitirmiş görünüyordu. Bir yandan işverenlerin gitgide staj ya da kısa süreli sözleşmeler yoluyla istihdama yönelmeleri, işsizliğin artması, mesleklerdeki dönüşümlerin doğurduğu gereklilikler iş dünyasında nesnel bir yabancılaşmaya neden oluyordu. öte yandan tekdüze ve yıpratan bir işle iç içe olmanın yarattığı rahatsızlık, bireye öznel bir soğukluk yaratıyordu. Diğer alanlarda, en mazbut olanlarda bile evrimleşme görülüyordu: özellikle ilk formasyonu sağlayanlarda... Okul, artık tüm yaşam için hazırlayıcı olmaktan çıkıyor, değişen, unutulmaya mahkum bilgilerin, sürekli formasyonla durmaksızın güncelleştirilmesi gereği doğuyordu. En son olarak, olgunlaşma çabasındaki yetişkin için asal beslenme kollanndan biri olan ideolojikdinsel çembereski üstünlüğünü yitiriyordu. Büyük dinsel, laik, ütopik aşkınlıklar çağını geride bırakıyorduk. Artık hiçbir yere demir atmamış bir yetişkin modeliyle karşı karşıyayız. Yetişkin özdeşleşebileceği örnekleri yitirmiş gözü Taş köprüye son bakış... Belkı de bir daha göremeyecekleri bu topraklardan aynlmadan birkaç saat öncesinde bu denli değerli bir armağan almak Hakkı Bey'idahadabirduygusallaştırmıştı.Otelden aynlıp taksiye binerken son bir kez baktı Hakkı Bey, altından Hotina deresinin aktığı taş köprüye. Ailesindeki herkesin, hatta artık hayatta olmayanlann bile gözüyle, kalbiy le yaşay ıp geçirdiği bu haftanın kendisi için neredeyse bir ömre bedel olduğunun ayırdına bir kez daha vararak derin bir nefes aldı ve bir daha asla arkasına bakmadı... ^ Arük hiçbir yere demir atmamış bir yetişkin modeliyle karşı karşıyayız. Yetişkin, özdeşleşebileceği örnekleri yitirmiş gözüküyor.