03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMHURİYET DERGİ Anne Sexton "Eğer şansımız varsa biri ya da bir şey bizi yaşamaya zorlar" diyordu, 1974'teki intihanndan önce. Istatistiklere göre intihar, erkeklerde kadınlara oranla daha fazla. Türkiye'deki kadın intiharlannın nedeni nihilist bir susuş değil: Erkil hayat! Virginia fVoolf... Kadmlanniki kere intihan SUNA KARAKÜÇÜK Kadınlık durumlannın çoğu kara güldürü malzemesi! Çalgıcı kansı, kumarcı kansı, oduncunun kansı, kaynanalar, gelinler, kakılmışlar...Feministler,şarkıcıkadınlar,aldatılan kadınlar, metresler, ev kızlan, evde kalmışlar, kumalar, üstüne kuma gelenler, sokak kadınlan, travestıler... Panomda asıh birkarikatür ise hiç gülünesi değil: Ayakbilekleribirçimentokalıbının içine gömülmüş, denizin dibine çakılı bir kadın. Yalnızca profili suyun üstünde, nefes alabiliyor! Üstünde elbisesi, hırkası, kollan iki yana sarkmış, elleri kapalı, gözleri açık, gökyüzünedoğrubakıyor. Sularyükselirse herşey bitecek. Yükselmezse?! Hayattakalma' şansı' var. Tıpkı süt bidonuna düşen kurbağalar gibi; biri boğulmayı, öteki çırpına çırpına oluşturduğu yağ köpüklerinin üzerinde, 'hayatta kalma'yı seçen kurbağalar... Anne Sexton 1974'te intihar etti "Eğer şansmız varsa biri ya da bir şey bizi yaşamaya zorlar" diyor. Ama, her kadının, ataerkil sularda yaşam savaşımı vermeye yetecek bir şansı ya da gücü olmayabiliyor. Ya bir parçanızı beton kalıpta bırakıp kurtulacaksınız ya da bir gemi, bir uçak, bir cankurtaran şişesi, bir yunus, yani Godot'yu bekleyeceksiniz. Daha ötesı kapkara bir seçenek: Delirmeden sürdüremeyeceğıniz bir hayata devam etmemek, yani özkıyım! Geçmiş, gelecek ve şu anla ilgili ve insan olmaya dairtüm sorunlann sanrısal çözümü. Her ideolojide, kadınlann ayak bileğine bağlı beton kalıplar farklı: Genç, güzel, akılh, ünlü, zengin ya da yetenekli birçok kadının benzerfarklılıkta özkıyım nedenlenolmuş. Nesrin Topkapı'nın intihar girişimini duyduğumda çok şaşırmıştım. Bedeni dansçıydı, ya ruhu? Marilyn Monroe'nun eğer intihar idiyse dişilığine başat hüznüyle ölmeyi yeğlemesini milyonlarca insan hâlâ anlayabilmiş değil. Mitsel veyaromantikkadın kahramanlar, Antigone, KJeopatra, Anna Karenina, Emma Bovary, Bihter, Suat, Çiler, Zehra. Virginia Woolf, Billie Holiday, Jean Seberg, Silvia Plath, Anne Sexton... İntihar ettıklerinde, çoğunluk için kolay anlaşılır edimler olmamıştı. Naomi Campbell bileölmeyı denedı, hem debircrkek ıçin! Istatistiklere görc intihar oranları, erkeklerde, kadınlara göre daha fazla. Evli kadınlar, evlı erkeklere göre daha az, boşanan kadınlar boşanmış erkeklere göre daha az, hatta eş kaybı durumunda da kadınlar daha az sayıda özkıyıma başvuruyor. Hastalık, geçimsizlik ve birinci neden olarak geçim sıkıntısı çekmek de kadınlardan daha çok sayıda erkeğı ıntihara sürüklüyor. "tstediği ile evlenememe" nedenli intiharlarda kalp kalbe karşı; kadın erkek sayısı aynı! Ve kadın özkıyımlannda erkeklere oranla yüksek olan tek istatistiksel değer, "evli olmayançocuklu kadınlann" aynı durumdakı erkeklere göre 7 kat daha yüksek olan intihar oranı! Ölüme uzak ama... Kadın intıharlan, 1534 yaşlan arasına yığılıyor; gençlikgüzellik yıllan! Bu yıllar için yaşa göre değişmeyen intihar nedeni "geçimsizlik". 45 yaşın ustüne çıkınca, gençlik yıllanna göre dörtte bir azalan intiharlann bırincil nedeni, "sağlık sorunlan" oluyor... Yıllar kadınlara alışmayı, dayanmayı, sabretmeyi mı öğretıyor, yoksa kendinı öldürmeye gerek kalmadığını mı? Aynntılar araştınlsa neler çıkar kim bilir... Nedenler değişse de, kadınlann en çok başvurduğu özkıyım biçimi aynı: Kendini asmak ve zehirli madde kullanmak. Bu intihar biçımleri, okumayazma bilende de bilmeyende de değişmiyor. Kadınlar, erkeklerce kendilerine da Marilyn Monroe... Jean Seberg... ha sıklıkla doğrultulan ateşli si lahlara, kendilerini öldürürken de uzak duruyorlar... Kadın olmak, doğurgan olmak, özkıyımı engellıyor mu? Kadınlann acılara karşı bağışıklığı mı var? Acı konusundakı 'deneyim'leri onlan 'dayanıklı' mı kılıyor? Şiddet davranışlan, kadınlann öldürülmesierkeklerin öldürmesi üzerine kurulu. Ve kadın intiharlannın çoğunda kadın kendisıne kıymıyor, kıymak zorunda bırakılıyor; ölüm tehdidi ile oluşturulan, onaylanan, dinlerce vetörelerce hem yasaklanıp hem de "yapmak zorunda bırakılan" bir eylem şeklinde. Sati: H indistan 'da dul kadının, kocasına sadakatinı kanıtlamak için eşiylebirlikte yakılması... Töreler, kadın bu ateşten kaçarsa, nasıl ömür boyu yanacağını da anlatıyor. Ve kadının isteğinebırakıldığı(gönüllülük!..)söylemiyle, bazı bölgelerde hâlâ geçerl i! Suicide değil, homicide da değil, tam anlamıy la femicide! Buna benzer toplumsal dürtulü intiharlar, kendini öldürmenin her şeklinin çok yüceltildiği Japonya'da da var. II. Dünya Savaşı' ndan sonra yeniden canlanan Samuray geleneğine göre, kocası savaşa gidecek olan kadınınölmesi gerekiyor. lşte, 'erdemli' bir kadının, evlilik kimonosunu giyerek, kendini öldürme 'töreni'nden önce yazdığı mektup: "Sen yarın cepheye gitmeden önce ben bugün bu dünyadan aynlacağım. N'olur, evin için hiç üzülme... Benim kadar güçsüz birinin yapabileceği küçuk bır şeyi yapıyorum ki, sen ve adamlann ülke için yürekle ve ruhla savaşsınlar." Bizdeki kadın özkıyımlan, Doğutoplumlanndaki gibi salt töresel intiharlar değil... Batılı feminist bır çığlık ya da nihilist bir susuş da değil. Durkheim terminolojisindeki "egoistikbencil intiharlar", Georges Eastman' ın "Dostlar görevim bitti, ni ye bekleyeyim..." deyışindekı varoluşçu bir seçim de değil. Nietzsche gibi, intihar düşüncesi "büyük bir teselli" de olmuyor kadınlara... Savaş, yoksulluk, doğal afetler, göç, bedensel sorunlar da değil; bunlar ıntihann "erkil" nedenleri genelde... Ve görünen, gösterilen, saydabilennedenleri. Bizde, kadınlan dibeçeken asıl şey, ataerkil sularda kadın olmakla gelen korku ve umarsızlık... Bizdeki kadın özlayımlannın çoğuna hastaaile, hasta evlilik, hastatoplum infazlan dadıyebılırsıniz... "Dört yaşındaki kızını ve kendini trenin altına attı... Hamile kalıncakendini göle attı... Kocasını vurup intihar etti... Son altı ayda üç kadın çocuklanyla birlıkte intihan seçti... Üç çocuğuileFırat'aatladı...Sekizaylıkkızıyla birlikte denize atlayan kadın kurtanlamadı... tki genç kızın esrarlı ölümü... El ele ölüme atladılar..." Her beş kadından birinin koca dayağı yediği Türkiye 'de üçüncü sayfalarda "cinnet getiren kadın..." diye pazarlanan, hatta haber bile olmayan sessizsitemsiz kadın özkıyımlan: Gerdek gecesi sabahı, doğum sonrası, bekâret kontrolü tehdıdi altında veya ensestle örselenmiş çocukluk yıllannınardından... Kadın intiharlannın, erkeklerinkinde bulunmayan bir boyutu da "geride çocuk bırakmama" kaygısı. Yalnız kendini cezalandırmıyor, çocuk lannı da kurtanyor bu hayattan! Kaba bir duyguyla "hayatından bezmiş kadınlar çocuklarına düşmanca davranırlar" diyebilirsiniz... "Burada bir öç var" da diyebüirsiniz; Freud'un dediği gibi, insan kendini öldürmüşse, aslında başka bırini öldürmek istemiştir! Ama kadınsanız, o kadınlann "Çocuklanm ortada kal ır" korkusunu (ki doğrudur!)daduyumsayabilirsinız. Annelık içgüdüsü özkıyımı engellemeye yetmıyor... Ve kadınlar, gittikçe artan oranda, belkı de tek yaşama nedeni olarak gördüklen çocuklanm da birlıkte ölüme götürerek, kendılenne iki kere kıyıyorlar! ^ Naomi CampbelL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle