04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

18 HAZİRAN 2000. SAYI743 satmak zorunda kalıyorlar. Sonuçta yctkililer işin ciddiyetini biliyorlar, ııyarınak, yönlendirmekya dayardım etmek konusunda bir çaba var mı? Gördüğüm kadanyla hayır. Suyun geleceği ve Fırat boylanndaki yollann da daha ilk yükselmede kod altında kalacağı biliniyorsa ki, biliniyor, şunu sormak lazım: Bu insanlar ulaşımı nasıl sağlayacak? Bırakın bu yöndeki bir çabayı, hiç kimsenin su takviminden doğru düzgün haberi bile yok. Su ne zaman, nereye gelecek, nerede duracak, kimse bu konudanetbilgi sahibi değil. Zatenbubilgilerin de anlay amadığımız nedenlerle, özellikle verilmek istenmediğini bölgede kurtarmakazısı yapan arkeolog arkadaşlantnızın açıklamasından öğrendik. Onlar bile su kodlannı doğru düzgün alamadıysa, gizli saklı verildiyse oradaki vatandaş ne yapsın? Suyun bırakılma tarihi olarak dallarda meyve ve yumurta zamanının seçilmesini ise hiç anlamıyorum. tnsanların büyük maddi kayıplara uğradığı belirtiliyor... Bölge ekonomisinin can direği olan fıstığın ekiminden itibaren hasadının yapıldığı, ağaçlann mayıs ve haziran aylannda da meyveye yöneldiği herkesin bildiği bir olgu. Şimdi siz göz göre göre bu ekonomiyi suya veriyorsunuz. İnsanlar hiç olmazsa 12 ay daha zaman istiyorlar, ürünlerini toplamak için. Her ağaçyaşken bile toplandığında 6570 milyon gclir getiriyormuş. tstimlak bedellerini de doğru düzgün alamarruşlar. Ödemeler ederlcrinden düşük ya da geç yapılmış. Bahçesi istimlak kapsamına alınmış, içindcki ağaçlar ya da ev yok sayılmış. Pek çok hukuk davası kapıda. Çoğunun avukatlara ödcyccek parası da yok. Birecik Barajı projesinin Güney Anadolu Kalkınma Planı kapsamında yaşama geçirileceği yaklaşık 25 yıldır biliniyor. Buna rağmen, pek çok faktörüıı yeterince hesaplanmadığı, irdelenmediği görülüyor. Bu neden kaynaklanıyor? Sanırım bu barajın farklı statüdc, yapişletdcvret modeliyle yapılmasından kaynaklanıyor. Barajın yapımınıüstlenenuluslararası konsorsiyumun gözettiği şey, 30 milyon dolarl ı k hak edişini almak. Onlara, bir program dahilinde insanlan haberdar edeceksin gibi birtakım yükümlülükler getirilmediği debelli. tnsanların taşınmasıymış, ürünlerini toplamasıymış, kuş yavrulannın, kaplumbağaların boğulmasrymış ya da Zeugma'nın kazısıymış falan, aldınlmadığı ortada. Daha da vahimi, şirketin statüsünden dolayı mı bilmiyorum, ne DSl ne de başka biri, tam olarak yetkili bir kurum bulamıyorsunuz. Kimse sahiplenmiyor orayı. Başka ne sorunlar bekliyor insanlan? Yeni yerleşim yerleri tepelerin kıraç düzlüklerinde.Neotvarnesu. Hayvanlanmıza nasıl bakacağız diye soruyorlar doğal olarak. Halfeti 'nin üstündeki Karaotlak'ta, hiç alışık olmadıklan betonbinalara sığışmışlar. Yazın kızar, kışın buz gibi olur. Kendilerine yer bulamayanlar ise göç edecek. Yine aynı sorun, metropollerde yeni varoşlar, yeni gecekondular, 30yıldırhepaynı öykü. Keban, Karakaya, Atatürk'te bunlan bizzat yaşadık. Çevre illere göç oldu, nüfuslan arttı. Bu plansızlığa, kaosa artık son vermek gerekiyor. Barajlar karşısında yitireceğimiz şeyleri çok iyi tartmamız lazım. Su gelecek diye insanı yok sayamayız k i. Benim arazimriskaltında kalacaksa yaşamamın ne anlamı var? Oturduğum ev, diktiğim ağaç, beslediğim hayvan, nefes aldığım hava, kısacası yaşadığım çevre bir anda anlamsız oluyorsa... Tüm bunlan düşünmemiz lazım.^ Fotoğraflar, Nezih Başgelen tarafından ArkeolojiveSanatYayınlan'ncayürütülenbelgeleme çalışması için Tofaş desteği ile çekildi. I Rumkale / 3 Haziran Cumartesigümü... Kimi kaynaklara göre dört tnctt'den birinin yazıldığı yerdir Rumkale. Bölgede çalışan arkeologlann ve Mimarlar Odası Başkanı Oktay Ekinci'nin girişimleri sonunda Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Enerji Bakanlığı'na suyun durdurulması yönünde yazılı ve söziü talepte bulunmuştu. İlk etapta suyun 10 günlüğüne durdurulduğu açıklanmıştı. Ancak, bölgeye geçen hafta sonu yeniden giden Nezih Başgelen suyun hızla yükselmeye devam ettiğini gözlemledi ve fotoğraflarla belgeledi. 14 Haziran Çarşamba günü Mimarlar Odası Istanbul Şubesi'nde düzenlenen basın toplantısına Birecik AŞ Genel Müdürü Yüksel Onaran da katıldı. Çekilen resımler gözden geçirildi, olay uzun uzun tartışıldı. Suyun yükselmeye devam edişinin nedeni Onaran tarafından açıklandı. Birecik Barajı, suyu kesmişti ama bu kez de Fırat üzerindeki Atatürk Barajı denetim altına alınmadığı için su bekleneninçok üstünde bir oranda her yana yayılmıştı. 10 günlük süreye güvenen insanlar suya yataklarında yakalanmışlardı. Sonuç olarak verilen söz iki barajın senkronize çalışması sağlanmadığı için tutulamamıştı. Ihmal sonucu, verilen 10 günlük süre tersine işlemiş, Zeugma'nın kaderi yeniden değişmişti. Nezih Başgelen yöre insanının şaşkınlığını şöyle anlattı: "Cumhurbaşkanımızın bu konuya duyarlılığı tüm ülkede ve Fırat Vadisi'nde kısa süreli olsa da bir umut ve sevinç kaynağı olmuştu. Yaşam biraz daha düzenli taşınabilir, arkeologlar da biraz daha tarih kurtarabilir, geçmiş, suya teslim edilmeden önce belgelenebilirdi. Fırat vadisi'nde kuş çığlıklarıyla yöre insanının haykırışı birbirine karışıyordu. Su, belli bir seviyede duracağına, birdenbire temmuz sonu ulaşacağı söylenen koda ulaşmış her yeri kaplamıştı. Kuş yuvalarında yeni tüylenen binlerce yavru uçamadan boğulmuş, evler ve meyve bahçeleri ya tamamen ya da kısmen suya gömülmüştü. Üst dalları su üstünde kalabilen ağaçlara çocuklar, araba lastikleri üzerinde ulaşıp meyveleri toplamaya çalışıyorlardı. Yöre insanı şaşkındı. Cumhurbaşkanı'nın sözü neden yerine getirilmedi diye birbirlerine ve bize soruyorlardı."<| f» ffTİSPıl Rumkale /11 Haziran Pazar günü... Birecik Barajı 'nın suyunu kesenler Atatürk Barajı 'm denetlemeyi ihmal etmişlerdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle