Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 HAZİRAN 2000. SAYI742 nın bir tamklığı olacak bir eser yok sanki. Çocukluğu her şair özler ama kaç yaşında özler, bilYüce on miyorum... tzmir... dokuz yaşında. Siz erken mi özlediniz? Erken özledim o ayn, böyle Çocukluğum geçti orada, neveda edilir demek istemiyorum dense çok sevemedim. Silik bir Ergenliğe, ama işte veda edilirken yazılmış hatıraolarakkaldı. Can Yayınlan şeyler... Kıbns... Nelerkaldıgeride? Düşünduğüm her zaman bana tarafından llkaşklar,ilkşiirler... Bunlar huzur veriyor. Girne denizine benim özel tarihimde olan şeybakmak büyük bir hazdı. yayımlanan ilk ler... Ne kadar kaldığını bilmiyoDiyarbakır... rum ama hayatm geriye kalan îki yıl kaldım, çok büyük bir kitabı "Yash bölümünde, hiçbir zaman yarılı süre dcğildi, ama orada çok farkokulda yaşadıklanmı bulamayalı insanlartanıyorsunuz. Doğu' Mızıka"yla cağım. Aynı ranzayı paylaşıyornun en büyük şehri, renk cümbüsunuz, subay olacaksınız ve sen veda etti. şüvardı orada... yarın benim kucağımda ölecekHangiyıllar... sin, öyle bir şey var orada. GerOrtaokulun son iki senesinde Şiirinde çekten çıkarsız, samimi şeyler... kaldım. Babam devletgüvenlik B ilmiyorum, bunlar bir daha yamahkemesinde hâkimdi ve biz geleneğin şanır mı, ama insan büyüdükçe oradayken çok olaylar oluyordu, izlerini hayatöğütüyor... babama tehdit falan geliyordu. Ruhsal olarak etkiledim bu sürdürmek Ergenlikten çıkarken anolaylardan, okul servisimizher neyle vedalaşma nasıl oldu? gün başka yoldan giderdi, böyle isteyen Onunla pek vedalaşamadık, bir şeyin çocuğun başına gelmeçünkü ben evin küçüğüyüm ve si gerçekten iğrenç bir şey. Bun Yüce'ye göre onlar bana hâlâbebekmuamelelar şiirime yansımadı, ama hersi yapıyorlar, kitabım çıktı, ama halde yansıyacak... Küçükken şiir ölüme kırkyaşıma gelsem de öyle olabaşınıza gelen bir olay, altmış cak gibi görünüyor ama... yaşınızda yazdığınız bir şiirde benziyor... Hüznflnüz annenizi korkuortayaçıkabilir. tuyormu? Mutlu ediyor galiba, annem seviyorhüzNasıl bir etkiJenmeyaşadınız? nü, bilmiyorum bütün anneler böyle mi? Taraf olabilecek bir şeyim, birikimim Anne babadan daha şairane herhalde, her yoktu. Kaldığımızaskeri lojmandayenibeşair şiirine anneyi sığdınr... beği olmuş bir üsteğmenin bir sabah servisÖlüm, yalnızlık, korku... On dokuzyate taranması, bıınlar ölüm yaşamamış bir şındasınız, bütün bunları nasıl taşıyainsan için, ki ben yaşamamıştım, kötüolaycaksınız? lardı. Fırtınayı sahilden seyreden biri gibi seyrettim. öldürülenleri, ölen insanlann Şöyle söyleniyordu, belki hâlâ söyleyençocuklannı düşündüğünde insan ürperiyor. ler var, ölüm, çok ölüm var, abi geç artık öbür taraf... Orada siz tepeden bakamıyorbunlan, sen başka şeyler yaz ama insan var sunuzolaylara,birçevreniniçindesiniz,onoldukça ölüm ve aşk eskimeyecek ki... Nalar öldüren, katil, siz masum, öyle bir hava sıl başa çıkacağımı ben de bilmiyorum, bavar, o zaman öyle görüyorsunuz. Sonra, dızen düşünüyorum da, yazmasa mıydım, dişarı çıkınca, büyüyünce, bazı şeylere kendiyorum, çünkü yaşıtlannızbazen hiçbir şeniz karar vermeyi öğrenince, onlar da etkiyin farİcında değil, gayet mutlular, imreneliyor, belki daha derinden etkiliyor... rek bakıyorsunuz. Ciddi söylüyorum, bazı şey lerin farkında olmak insana acı veriyor, Şimdi felsefe okumak için hazırlanıama bazı şeylerin de bedeli var galiba. Bir yorsunuz, neden felsefe? yüzyıl sonra hatırlanmak bu kadar kolay olŞiiri besleyeceğini düşünüyorum, felsemasagerek... fede trajedi var, bu yüzden beni çekiyor... tsteğiniz bu mu, hatırlanmak mı? Trajedi... Bilmiyorum, inanın bilmiyorum, ben ölFelsefe okuyarak hayatı daha iyi anlayadükten sonra beni hatırlasalar ne olacak dibileceğimi düşünüyorum. Şairler genelde ye düşünüyorum bazen, ama sonunda her mutlu olmayı değil, mutsuz olmayı isterler şiir denize atılan bir şişedir, bir eser bırakya, herhalde mutsuzluk var felsede. Işletme mak, hiçbir şey bırakmamaktan iyidir. okuyup para kazanmaktan daha akılcı bir iş Sizi incitenler neler? gibi geliyor bana. Güncel olaylar, savaşlar, yıkımlar, ama Neden mutsuzluk... bunlar şiirime yansımadı daha, ilerde yanO da hüzün gibi, mutsuzluk olmazsa şiir sıyacak, biliyorum. yazamazsınız, bu kadar açık. Bu dünyaya Aşk... şiir yazmak için geldiyseniz, bu o kadar baAşkolmadanşürolurmu, belki olur, ama sit bir iş değil. Şiir bir kalp ameliyatı kadar insan âşıkken dörtte üçü meydana çıkar, öyzor bir iştir, yani bir kalp ameliyatı yapacak le düşünüyorum. Âşıkken şiiryazılmazama kadar eğitim gerektiriyor. Ben bu yolun baaşk bitince mecbursun... şında olduğumu biliyorum. Çok disiplinli Şiir yazabilmek için aşkı mı kullanıbir çalışma gerektiriyor, her gün, her türlü yorsunuz? şeyi okumanız, sevin sevmeyin, tanımanız lazım. Bunu yapan, eğer ben şiir yazacağım için âşık oluyorum diBir de yaşamak lazım heryen varsa âşık olmamıştır zaten. halde... Aşkta kimi seyrediyorsuEvet... nuz? tlk kitabınızı ergenlikten çıKendimi. Herkes kendini seykışınıza adıyorsunuz, ergenreder, kimse bunu söylemez ama likle neler değişti? böyle. İnsan aslında kendine âşık Bilmıyorum, her insanda oluolur, yani başkalannda kendinizi yordur herhalde, i lk gençl iğe veseyretmek. "Genç VVerther" gibi da edersiniz, ama genelde onon oldu, ama öyle.. .^ beş yıl sonra ah vah edilir. B izim oldu, bende aidiyet duygusu gelişmedi. Şimdi belki tstanbul, buradan başka yerde yaşayatnamgibigeliyor... edebiyatımızda da, dünya edebiyatında da ılk gençliğe vedaberatguncikan@Turk. Net Can Bahadır PAZARIN PENCERESİNDEN Küreselleşme kaçınılmazsa SELÇUK EREZ D ünya Ticaret örgütü'nün toplantısında "küreselleşme"ye karşıt insan ve gruplar, yeryüzünün çok değişik yerlerinden gelip Seattle'da ortalığı birbirine katmışlardı. O zamandan bu yana "küreselleşme" tartışmalan gündemden düşmemektedir. Yeni geliştirilen Internet ve uzak mesafelerarası hızlı iletişime elveren diğer teknikler alıcıyla satıcı arasındaki uzaklığı pazarlama, pazaıiık ve anlaşma açılanndan yok etti. Flora Lewis, International Herald Tribun'da 7 Ocak 2000'de yayımlanmış olan yazısında "Küreselleşme, sadece, dünyanın her tarafında para kazanmak değil, aynı zamanda yeryüzünün her yönünde neler olup bittiğini bilmek ve ona göre davranmaktır" demişti. Küresel alışverişln, daha iyi örgütlü, daha olanaklı ve yeryüzünün her tarafında olup bitenleri daha iyi izleyenlerle, imkânları kısıtlılan daha çok karşı karşıya getireceği ve bu alışverişte sınırlı olanaklıların daha çok "kazık" yiyecsği beklenebilir. Varsılların, yenl oluşmaya başlayan bu küreselleşmenin ticari kurallarını mesela Dünya Ticaret örgütü Toplantısı gibi toplantılarda vb. belirlemeye yeltenmeleri, yoksulların çıkarlarını düşünenleri tedirgin etmiştir. özellikle nüfusu artmakta ve bu nüfusu yeterince beslemekte zorlanan ülkelerin, tanmın desteklenmesine, subvansiyonuna son verilmesi gibi karar ve öneriler gündeme gelince, bu küreselleşmede kazananın gelişmiş ülkeler ya da bu ülkelerin egemen olduklan çokuluslu şirketlerin olacağı, kaybedenin de yeterince gelişememiş milletler olacağı kanısı güçlenmiştir. Mesela, Hindistan'da küreselleşmenin, tanmcılann, insanlan besleyen ürünler yerine, daha fazla para eden çiçek ve karides gibi lüks ürünlerin üretimine kaydığı, bu değişimin ardından halkın beslenebilmesi için yiyecek maddelerinin bu sefer daha pahalı olarak varsıl ülkelerden ithal edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Yine Hindistan'da, Nehru Ünlversitesi'nde yapılmış olan bir çalışmada (Dr. Abhijit Sen) da bu gelişimin, yerel gıda üretimini ve tüketimini azalttığı ortaya konmuştur. Burada, sorulması gereken, bu iletişim ve alışveriş yaygınlaşmasının getirdikleri karşısında garibanın hakkını hukukunu koaımanın yolunun "Küreselleşmeye hayır!" demek mi olduğudur. Tutulması uygun olan yol, küreselleşme kaçınılmaz olduğuna göre, garibana doğru bilgiyi aktaracak uluslararası örgütleri oluşturmak ve ona, genetik modifikasyon (farkılaştırma) vb. yollarıyla geliştirilmiş ve randımanı arttınlmış ziraat ürünü elde etmenin yollannı göstermektir. Burada iki ciddi sorunun aşılması gerekir: • Henüz bu konuda bilimsel kanıt bulunmadığı haide, gelişmiş ülkelerde genetik modifikasyon yoluyla elde edilen ürünlerin insan sağlığı ve çevreye zarar verebılecekleri endişesiyle harekete geçen ve bu ürünlerin üretimini, dağıtımını ve tüketimini kısıtlatan birçok örgüt vardır. Oysa, bu aslında yeni bir şey değildir; insanoğluRobert Paarlberg'in Foreign Affairs dergisınin MayısHaziran 2000 sayısındaki yazısında hatırlattığı gibi binlerce yıldır bitkileri ve hayvanlan evcilleştirip ve niteliklerini tercih ettiklerini çiftleştirerek genetik farklılaşma sağlamaktadır. 1996 yılından beri ABD'de bu yoldan elde edilmiş ürünler kullanılmaktadır. Bu ürünler arasında, bir mikropta (Bacillus thurigensis) var olan ve böceklerin etkisini azaltan zehiri bulunduran mısır ve pamuk bitkisi yetiştirilmiş, böylece tarlalara eskiden olduğu gibi bol böcek ilacı katmanın gereği giderilmişti. Ancak, Avrupa kıtasında bu şekllde elde edilen tohumlardan üretilen besi maddelerinin tüketilmesi yine büyük çapta varsıyamlara dayanan karşı çıkışlar ve ABD çiftçisiyle rekabet edemeyeceğinden korkan Avrupalı ziraatçıların karşı koymalan sonucu da engellenmektedir. • Bu tür tohumlan üreten firmalar, korsan tohum üretimi olasılığını engellemek için tohumların kısırlaşmasına yol açan önlemler almışlardır. Bu da ekonomlk Küreselleşmeye karşı gösterilerden... açıdan az gelişmiş ülkelerde bu tohumlardan kendilerine uygun tipleri geliştirme şanslarını kısıtlamaktadır. Ancak, bu önlemlerin terk edilmesi konusunda baskılar da yürürlüktedir. Şimdi sorunu daha da yerelleştirelim: 0 Hangi üründen ne kadar üretilmezse ithal edilmesi gerekli olur? öyleyse bu miktarı kim, neresi üretecek? Yoksa, bu maddelerin ithal edilmesi mi daha ekonomik olur; bu hesaplanıyor mu? • Ziraatçımıza devletin alım desteğini azaltırken ona doğru yolu gösterecek, ulusal ve uluslararası pazarlarda geçerli olan hangi ürünü üreteceğini gösterecek örgütü kurduk mu? # Genetik mühendisliği konusunda yeterii araştırmayı yapacak elemanları arayıp bulduk mu? Bu gençlere burs verdik mi ve yetişmelerini, sonra da dönüp burada çalışmalannı nasıl sağlayacağımızı düşündük mü? Birinin önce subvansiyonu azalacak ziraatçıya, sonra da bize bunlan anlatması gerekir...^