02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMHURlYET DERGt Ardahan'ın Aşık Şenlik kasabası. Geçen yıl üniversite sınavına giren otuz dört gençten ancak dördü kazanabildi. Bu yıl yine bir o kadar genç sınava girecek ve Türkiye'nin doğusuyla batısı arasındaki fark ortaya çıkacak. Okumak isteyen kasabanın gençleri, "mecburi hizmef'in yetersiz öğretmenlerinden, kitap bulamamaktan söz edecek... Sınava yedi •• gun var, ama KADER KARAÇAY A ynı ülkedeler ama farkh dünyalann çocuklan... Biri dershanedeya da özel öğretmendcn ders alarak lisesi bile olmayan bir yerde üniversiteye gitmeye çalışıyor. Burası Ardahan'ın Aşık Şenlik kasabası... Yarı karanlık bir holden içeri giriyoruz. Dışannın soğuğuna rağmen içerisi sıcak. Burnumuza ağır bir koku geliyor, ahırdan.. Odada sobanın üzerinde fokur fokur kaynayan çaydanhktan, mis gibı taze çay kokusu yayılıyor. Hemen tum oda kocaman bir masaylakaph. Somyanınüstündeoturanbirkaç kişi ders çalışıyor. Biri, "Hayvanlarayem vereceğim" diyerek kitabını kapatıyor... Onlar, doğunun koşullannda yaşama hazırlanan, geleceklerini garantiye almak için eğitimi kurtuluş olarak gören gençler. "Baş tan yenik başladığımız bir yanş bizimkisi. Ancak her şeye rağmen, okumak tan başka çaremiz yok ve bu yanşı kazanmak zorundayız" diyerek özetlıyorlarmücadelelerini. Işte bu mücadclenin başrol oyunculanndan biri Mehmet Karabağ. Üniversite sınavına bir kez girmiş ama başanlı olamamış. Şimdi tek hedefı, geriden başladığı yanşı kazanmak. "Biz mücadelemıze başlarken hem aile, hem çevre, hem de eğitim sisteminin olumsuzluklanyla karşı karşıya kalıyonız. Bir de bütün bunlara eklenen defter, kitap bulma sorunumuz var. Hatta bırakın defter kitabı, duz liseye gitmek gibi bir luksümüz bile yok" diyor. Mehmet, köylerinde bulunan ticaret lisesini geçen yıl bitirmiş. Aslında ticaret lisesine de isteyerek değil, köyde başka lise bulunmadığı için gitmek zorunda kalmış. "Ben imkânsızlıklardan dolayı ticaret lisesinde okumak zorunda kaldım. Ancak üniversitede muhasebe okumayı hiç düşunmüyordum. Yeni sınav sistemi ise, muhasebeden başka tercihe izin vermiyor. Çaresiz, bu bölumde okumak zorundayım. Amagel görki muhasebeyi kazanmak da hiç kolay değil." Köyde geçen yıl üniversite sınavına giren 3 5 gençten dördü iki yıllık bir fakülte kazanabilmiş. Başansız olan öğrencilerin büyuk bir bölümü sınava yeniden hazırlanmak yerine köyde zaman geçirilebilecek tek bir yer olarak kahvehaneleri tercih ediyor. Mehmet, "Kahvehaneleregitmekten başka şansımız yok. Zaman geçirmek için ne bir tiyatro, ne bir kütuphane ne de bir araya gelip sorunlanmızı paylaştığımız bir yer var" diyor. Boş zamaıriarda ders... Bu arada üniversite sınavına hazırlanmanın zorluklanna bir de köy yaşamının zorluklanekleniyor: "Köyumüz hayvancılıkla geçindiği için yapılacak çok iş var. Hayvanlann yemlerinin verilmesi, ahırlann tcmizlcnmesi, kışın damlann üzerindeki karlann atılması... Ailem bu işlerle uğraşıyor. Bizler de fedakârlıkta bulunup onlara yardım ediyoruz, ders çalışmayapek vakitkalmıyor. Boşzamanlanmızda ders çalışıyoruz." Mehmet, üniversite smavında başansız olmalannı sadece köy işlerine bağlamıyor, eğitim sisteminin getirdiği zorluklann da bunda etkili olduğunu vurguluyon "Sorun sadece çalışacak kitap bulamamak değil. Bizim eğitim temelimiz yok. Mesela ben bir soruyu doğru olarak çözebilmek için dokuz defa yanlış çözüyorum. Doğru dürüst öğretmengelmiyor.Böylebireğitiminverildiğı yerde biz nasıl üniversiteyikazanabiliriz ki?öğretmenlerimizinbazılanüniversiteyi kazanamayacağımızı söylüyorlar, 'Boşuna uğraşmayın' diyorlar. Hatta bazı hocalanmız sınava girip' Hangi notu istiyorsunuz?' diyerek sınav bile yapmadan çıkıp gidiyorlar. Bazı öğretmenlerimiz ise, bunun aksine üniversiteye girebilmemiz için bizden daha çok mücadele ediyor, bize yardımcı olmak için elinden geleni yapıyor. Hazırlanmadaki eksiklerimizi biliyorlar. Ek ders yaparak, isteyenlere bedava ders veriyorlar. Ancak söylediğimgibibizlerde fazlaistckyok.Üniversite okuyup açıkta kalan birçok ışsiz arkadaşımız var. Bizlere' Boşuna okumaym, bakın ben okudum dane oldu' diyerek umutlanmızı kınyorlar. Bütün bu söylenenlere rağmen, tstanbul'daki üniversite yaşamını gördüm." lstanbul deyınce Mehmet' in yüzüne bir gülümsemeyayılıyor lstanbul çok güzel bir şehir. Aradığınız her şeyi bulabil iyorsunuz.. kitap, dergi, soru kitapçıklan. Oysa bizim elimizde bir iki kitap, onlan dabitinnce açıkta kalıyonız. Dershaneye gıtmc şansımız da yok, ya Ardahan'a ya da Kars'a gitmeliyiz. Uzunbirmesafe,yolparasıdaçokfazla.Ai lelerimizbunu karşılayamaz ki..." Peki, ailelerin eğitime bakışı nasıl? "Babam 'Aman, oğlumun mesleği olsun da bizler gibi ezilmesin' diyerek beni okula gönderdi. Ancak hiçbir zaman benimle ilgilenmedi. Bir gün olsun okul toplantılanna katılmadı.Biraz benimle ilgilcnscydi belki daha iyi durumda olurdum. Bu olumsuzluklar sadece bana özgü değil. Doğuda yaşayan bütün çocuklar ailenin ilgisizliğiyle karşı karşıya." Birden kalkıyor, "Ahın süpürmeye gideceğım. lstersenizgelinyeni doğanhayvanlan görürsünüz" diyerek bizi de çağınyor. Doğuda üniversiteye hazırlanan bir diğer kişi ise, Müjde Yolcu... Müjde ile konuşmak üzere Mehmet'in rehberliğinde onun evine yollanıyoruz. Müjde'ninenbüyüksorunu.dersçalışma imkânsızhğı değil de, köyde kadınlara özgü hiçbir yerin olmaması. "Okul bittikten sonra boşluğa düşüyoruz. Hiçbir sosyal aktivitemiz kalmıyor. Lise bizim kaçış yerimiz oluyordu. En azından kendimizi sosyal bir varlık olarak görüyorduk. Ancak şu anda evimizden başka bir kaçış yerimiz yok. Toplumumuz evden dışan çıkmayı pek hoş karşılamıyor. Belli bir yaşa gelince de evlenmekten başka çaremiz kalmıyor" diyor. Doğu toplumunun kadına bakışı Müjde'yi çokctkılemiş. "Okul bittikten sonra kız arkadaşlanmla birlikte ders çalışmaya karar verdik. Ben her gün kitaplanmı alıp onlann yanına giderdim. Ancak belli birsüre sonra köy insanlan tek başıma gıttiğım için dedikodu yapmaya başladılar. Ailem bunlan önemsemese de ben bu duruma çok üzüldüm ve arkadaşlanmla birlikte ders çalışmaktan vazgeçtim. Toplumumuzun kadına bakışının gelişmesi gerekiyor. Bugelışmede ancak ış imkânlan sağlanarak mümkün." Arkadaşlannın aksine Müjde okula başlarken pek zorluk çckmemiş. Ailesi kızlarını okutmak için çok uğraşmış. Ancak iki yıllık bir fakülteyi kazanmasına rağmen, ailesi maddi imkânsızlıklardan ötürü onu gönderememiş. Ama o yılmamış, mücadelesine kaldığı yerden devam ediyor. Yeniden üniversiteye hazırlanıyor: "Babam bcledıyede çalışıyor. Yedi kardeşim var. Çokzor şartlardageçiniyoruz. Babamın beni üniversiteye gönderememesine de kızamıyorum. Onlann hayat mücadelesine katılmak için benım yapacağım en iyi şey iyi bir üniversiteyi kazanmak olacaktır. Burada çevre insanı çok ctkiliyor. özellikle erkek arkadaşlanmızın kahve ortamına girmesi çok kötü. Okulda öğrendikleri her şeyi bu kahvelerde tüketiyorlar. Kahve ortamında kadına bakışlan da değişiyor. Ama bir bakıma buralara gitmekten başka şanslan da yok. Son zamanlarda uydu yayınlannın izlenebilmesi toplumumuzun kültür yapısında değişiklik sağladı. Ancak bizlerin daha önceki kuşaklara göre, daha özgür yaşamamızın nedeni sınırkapısınm açıhnası. örneğin; yabancı kadmların pantolon giymesi bizleri etkiledi. En azından insanlanmızıngözü 'pantolon giyenkadın'aalıştı." Müjde, sözü Mehmet'in de yakınmış olduğu öğreönenlere getiriyor: "öğretmenlerimiz çok genç oluyor. devletin do£uyu 'mecburi hizmet' bölgesi yapması nedeniyle, üniversiteyi yenibitiren öğretmenler buraya atanıyor. öğretmenlerin tecrübesiz olması bizi etkiliyor, doğuda aldığımız eğitim, batıya göre çok eksik. Bu eksiklere öğretmenler de eklendi mi şanssızhğımızartıyor." Müjde, smavda çıkmış bir coğrafya sorusunu gösteriyor: B iz bu konuyu hiç görmedik. Ama üniversite sınavında karşımıza çıkacak, bizler deyapamayacağız." Heryu binlerce genç, gdeceffmi üaiversiU ttmavuta bağltyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle