Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET DERGt Ahmet Necdet Sezer, biraz ilgisizlikten biraz da Kültür Bakanlığı'ndaki "parasızlık" yüzünden su altında kalmaya mahkum edilen Zeugma için yetkisini kullanarak, Atatürk'ten sonra arkeolojiyle ilgilenen ikinci cumhurbaşkanı oldu. Böylece, 30 milyon dolar zarar edilecek diye tarihin üzerine basılan su, şimdilik durduruldu. Belkıs "hııkuk" güvencesinde YAZI: OKTAY EKÎNCÎ FOTOĞRAFLAR: ERDAL YAZICI irecik Barajı sulan altında kalacak tanhsel mıras arasında Zeugma Antik Kenti'nin de bulunduğunu aslında dört yıl önce (1996'da) duymuştuk. MimarlarOdası'nınbiretkinliği için Gaziantep'te toplandığımızda, nasıl olduysa "Belkıs Harabelen'nden" de söz açılmıştı. Bölgeyi ve antik kenti iyi bilen bir mimar, "öylesine güzel ve değerli mozaiklervarki" diyordu, "bunlaryakındagünışığına çıktığında belki de barajın bile yerini değiştirebilirler..." Ne var ki yüreği umut dolu olan bu iyi niyetli mimann "yakında" demesine neden olan arkeolojik kurtarma kazılan ancak üç yıl sonra başlayabildi. Yani şu son günlerdeki "subaskını" paniğineyaklaşıkbiryılkala... Çunkü Kültür Bakanlığı, kazı için gerekli ödeneği ancak ayırabilmişti. Böylesi bir gecıkme, ılk bakışta Bakanlığın bir "ihmali" gibi görünüyordu ama aslında çok daha büyük bir dramın belki de önceden planlanmış "beklenen sonucundan" başka bir şey değildi. Turkiye gibi yeryüzunün en zengin tarihsel ve kültürel mirasını banndıran bir ülkenin hükümetleri, Kültür Bakanlığı'na genel bütçeden aynlan payın oranını yıllardır "binde 3 'ten" yukan çıkartmıyorlardı. Dahasıbu kültür yoksunuanlayış 1999'da daha da gerilemiş ve 2000 yılı bütçesindeki pay binde 2 'ye indirilmişti. Yani hükümetler açıkça kültüre para ayırmıyorlar, böylesi bir tarih ülkesinde bile devletprotokolündeki sırası "en sonlarda" yer alan Kültür Bakanlığı 'naadeta "parasalambargo" uyguluyorlardı... Üstelık bu binde 2'lik pay sadece kültür mirası için de dcğil, Bakanlığın "tüm harcamalan" içindi. Arkeolojik kazılann yani sı B ra yurt düzeyinde müzeler, kütüphaneler, yayımlar, restorasyon çalışmalan, personel maaşlan, sinemabaletıyatrogüzel sanatlar vb. çalışmalar ve hatta yurtdışı kültürel ilişkiler için de gerekli ödenekler için işte bu binde 2 'lik pay üleşiliyordu... Böylesi bir bütçe politikasının, aslında KültürBakanhğı'nadeğil,temelde"uygarlıklar ülkesi Türkiye'ye" en büyük "hakaret" vebirokadardasorumsuzlukanlamına geldiği ise kamuoyunu ve hatta çoğu aydınımızı hemen hiç ilgilendirmiyordu. Bakanhk çalışanlan, TBMM'ndekı Bütçe Plan Komisyonu toplantılannda hiç değilse binde birlik bir pay daha koparabilmck için kulis yapmaya çalışırlarken, kapalı kapılar ardında yaşanan dramı topluma duyurmak ve bütçeden kültüre ayrılacak dilimin büyütülmesi yönünde hükümete bası yapacak bir kamuoyu oluşturmak için de sadece "Kültür Girişimi" ile "MimarlarOdası" bireraçıklama yapabilmişlerdi... Tanımadığımız Belkıs harabelerinden ikifotoğraf. Herşeyepara var, kültüre yok... Ahmet Necdet Sezer...