Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 r+ yasanın şartlan yerine getirilirse, kadın korunursa. Yasada açık bırakılan bir şey yok, ama kararlar hızlı bir şekilde uygulanırsaişeyarar." Şermin Utku ise kanuna başka bir açıdan yorum getiriyor: "Ailenin Korunmasına daır Kanun tanımı hoş değil. Devletin müdahalesi her zaman belirli bir hıyerarşiyi koruma amacına yönelik oluyor. Devlet, kadını bir birey olarak yurttaşhk hakkı olduğundan, şiddet görmeme hakkı olduğundan yola çıkmıyor. Devlet sadece aile birey lerinin korunmasından yana ve ancak 'aile yapısı sağlam bir toplum olursak iyi bir devlet oluruz' diyedüşünüyor." Söyleşimizvakıfgönüllülerinin "Kadın haklan konusunda neler yapılabilir? " sorusuna verdikleri y anıtlarla noktalanıyor. Leyla Pervizat (Araştırmacı): "Amerika'nınbazı eyaletlerinde, belediyelerinde ' Verginizin belli bir sivil toplum kuruluşunagitmesiniistiyormusunuz?" diyesorarlar. Eğer istiyorsanız vergi formunu doldururkenobölum işaretlersiniz. Aynca,her belediyede bölgenin işadamlannın kayıtlı olmak durumunda olduğu bir bölüm vardır. Bu işadamlan, yıllık ödedıkleri vergilerin dışında, sivil toplum kuruluşlan için direkt olarak konsorsıyuma para venrler. Türkiye'de de yapılabilir bunlar." Şermin Utku: "Avrupa'ya en güzel yüzümüzü göstermek durumundayız ya, hele bugünlerde. Bakıyorum, Avrupa Birliği toplantılannabiz de Mor Çatı olarak çağnlıyoruz ve örnek sivil toplum kuruluşu diye manken gibi konuyoruz vitrine. Bizi bu şekilde kullanıyorlar. Ama kadın haklan konusuna ağırlık verip üzerlerine düşen görevi yenne getirmiyorlar. Şıddetın öğrenüen bir şey olduğunu, her kadının da bunu yaşamama hakkı olduğunu devlet kabullenmelidirartık." Birsen Kaşker:" Gelişmiş ülkelerde devlet, bu tıp sivil toplum örgütlenmelerine her yıl yaptığı bütçeden bir fon ayınr ve o fon tüm kuruluşlar arasında pay edilir. Türkiye'de maalesefböyle biruygulamayok. Ne zamana kadar ayakta kalma mücadelesi vereceğiz? Devlet olmayacak yere para akıtacağma yurttaşlann gönüllü olarak hizmet verdiği kuruluşlara fon ayırmayı bir kabullenebilse her şey daha kolay yürüyecek." Nurperi Sancak sözlerine şöyle son veriyor: " Kadınlara 3 bin sığınak, 4320uygulanacak Mor Çatı var Hepvarolacak." Yazımızı, Amerika'nın saygınbir gazetesi olan Washıngton Post'ta çıkmış şiddet konulu bir araştırmada Türkiye 'ye birincilik getıren (!) haberden pasaj larla sonlandınyoruz. Center fon Health and Gertder Equity (Sağlık ve Cinsiyet Eşitliği Merkezi) tarafından yapılan araştırmanın amacı, dünyanın çeşitlı ülkelerinde kadınların maruz kaldığı şiddetin boyutlarını ortaya çıkarmaktı. Elliülkedeki 140 bin kadın üzerinde yapılan araştırma sonucu ortaya çıkan tablo, neyazıkki Avrupa Birliği'negirmeye hazırlanan Türkiye için pek iç açıcı değil. Çünkü araştırmaya göre Türkiye, kadına uygulanan şiddette dünya sıralamasında birincı geliyor. Türkiye, yüzde 5 8 'lik oranla Bangladeş, Etiyopya, Hındistan, Mısır' ı geride bırakarak birincüiği kimseye kaptırmıyor. Araştırmada aynca dünya kadınlannın üçte birinin koca ve sevgililerinden day ak yediği saptandı. Türkiye'deki kadınlann yüzde 58'inin dayak yediği düşünülürse 3 bin sığınağın bir an önce hayata geçirilmesi gerekiyor.^j CUMHURÎYET DERGt Evin hallerinden biri: Genelev. Mehtap Kandemir 38 yıldır işte bu evde çahşıyor. Devlete göre Mehtap 28. işkoluna bağlı ve ağır işçi. Ama iş emekliliğe geldiğinde işler kanşıyor, Mehtap'a gerçek viziteden değil, kâğıt üzerindeki rakamdan maaş bağlanıyor. Mehtap kızgın... Hakkını anyor ve anlatıyor... •,., 'Ev'in lıallerinden biri BERAT GÜNÇIKAN E rkekleremahsusbirkapı. Arkasında insanlık durumunun en uzun ve en eski hikâyesi yazılıyor. Vitrinın iki yakasında bellek ayn haritalar çiziyor, erkek kadını eksiksiz kaydediyor, kadın unutmanın her türlü yolunu biliyor, yüz yok, el yok, adem elması yok. Sonralan kadınlann salonda öyle durup, etle naylon kanşımı çıplaklıklannda birbirlerine anlatacaklan öykülerin hoyratlığında bütün erkekler hiçleşiyor... O kapının arkası kendisi kadar eski duygulara yataklık ediyor; korku, tutku, şehve't, ihanet, öfke, merak. .7 Duygularda pazarhk yok, kadına ve erkeğe dair küçük oyunlar da gereksiz, Nietzsche' nin kırbacı duvarda asılı unutulmalı... Mehtap Kandemir, otuz sekiz yıldır işte bu kapının arkasında çahşıyor. 199S'te emeklilik hakkı için kendini ortaya koyan, yüzünü saklamayan, kimliğini gizlemeyen Kandemir davaaçmış vekazanmıştı. Gerçek çalışma ücretinın değil, genelev odasının duvanna asılı vizite üzerınden emekli edilmek istenenKandemirbunakarşı çıkmış ve emeklilik ışlemlerinı sonlandırmamış. Parantez Yayınlan tarafından yayımlanan "Komple Muamele" isimli kitabında hem bu süreci hem de bir fahişenin yaşamını anlatıyor. Okuma yazma bilmeyen, an, lattıklan başkalannca kaleme ahnan Kandemir' in iki yıldır öküz dergısınde bir köşesi var. Kandemir'le kitabı ve yaşamı üzerinekonuştuk: Sizin için ahlak ne? Dürüstlük. Dürüst olacaksın, dürüstba kacaksın, kendin dürüstsen karşındakine de dürüst davranırsın, öyle bakarsın... Ben şimdi bu işi yapıyorum, ben kendımi ahlaksız görmüyorum. Görenler vardır tabii, demek o kişinin içinde de ahlaksızlık var, be> nim bildiğım ahlaklı insan kendini düzene sokmalı... Türkiye'de ahlak belden aşağısına endeksli olmasaydı, siz başka bir yol izler miydiniz? Evet,izlerdim... Kitabınızın bir yerinde "Evet, ben orospuyum ama yüreğim orospu değil" diyorsunuz... Ruhum orospu değil, bedenim orospu olabilir,içimasla orospu değil... Içinizle dışınızdaki çatışmayı nasıl çözdünüz? Yaşıyorum ama zoraki bu yaşantı, içim