23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

21 MAYIS 2000. SAYI 739 11 MOR ÇATI'NIN TARİHÇESİ... Çorum'da kocası tarafından fiziksel şiddet gören hamile bir kadının boşanma isteği, mahkeme yargıcı tarafından "Kadının karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etme" gerekçe gösterilerek reddedilir. Karar, Baro dergisinde yayımlanır. Bunun üzerine bir grup kadın "Dayağa Karşı Dayanışma Kampanyası" başlatır. 1987 Mayıs'ında gerçekleştirilen kadın yürüyüşünün ardından, aynı yılın ekim ayında Kariye Şenliği düzenlenir. Şenlikten elde edilen gelirle yayımlanan 'Bağır Herkes Duysun' adındaki kitapla dayanışma ağları genişler. 1990 yılında bir araya gelen bir grup feminist kadın, aile içinde ve dışında şiddete maruz kalan kadınlara destek olmak, sığınmaevi açmak amacıyla bir vakıf kurarlar, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı'nı. Amaçlan hemen bir sığınak açmaktır. Ancak mali sebeplerden dolayı bunu başaramazlar. 1992 yılında sığınak kurulması için bir bina satın alınır. 1994'te restorasyonu tamamlanan sığınak on sekiz kadın ve yirmi çocuk kapasitesiyle Eylül 1995'te açılır. Ancak Mor Çatı, ekonomik koşullar nedeniyle sığınağını bir yıl önce kapatmak zorunda kalır. Gönüllüler, şimdilerde ise sığınaklannı açmak için kollan sıvayıp bir kampanya başlattılar ve konuya duyarlı herkesten destek bekliyorlar. Mor Çatı'ya maddi olarak katkıda bulunmak istiyorsanız Vakıflar Bankası Harbiye Şubesi'nin şu hesap numaralanna para yatırabilirsiniz: Türk Lirası olarak yapacağınız bağış için: 2004166 Alman Markı olarak yapacağınız bağış için: 4010158 ABD Dolan olarak yapacağınız bağış için: 4004915 Vakıftaki gönüllüler, verilecek parasal desteğin dışında, her türlü giysi ve eşya bağışını da kabul ettiklerini belirtiyor. Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı'na telefonla ulaşmak isteyenler için telefon numaralan: (0212) 233 60 85 248 16 8 0 . ^ Sayılı Kanun"un kadınlar açısından büyük önem taşıdığını belirtiyorlar. Bu yasa, şiddete uğrayan kadınlara bulundukları mekânı terk etmeden kendilerini koruma imkânı veriyor. Eşlerden birinin, çocuklann veya aynı çatı altında yaşayan aile bireylerinden birinin şiddete maruz kalması durumunda, kanunda öngörülen yaptınmlar uygulanıyor. Fiziksel şiddetin yanı sıra, korkuya yönelten bazı davranışlar, tehdit, hakaret, sövme gibi sözsel, duygusal şiddet unsurlan da kanun kapsamına giriyor. Kanunun uygulanabilmesi için dayak atılan, kötü muamele gören ve aile birey lerinin bizzat karakol, jandarma, savcıhk, sulh hâkimine müracaatlannın dışında olayla ilgili bilgi sahibi kişilerin ihbarlan da geçerli kabul edilıyor. Dava açıldıktan sonra, şiddeti gerçekleştiren ve kusurlu kişi olarak tanımlanan aile bireyi evden uzaklaştınlıyor. Kusurlu kişinin cvden uzaklaştın 1 dığı süre zarfında evin ci vanna yaklaşması, telefon açıp tacizde bulunması ve eve gelerek aile bireylerine dokunmasa da eşyalara zarar vermesi hal inde kusurlu kişiye üç aydan altı aya kadar hapiscezası verilebiliyor. Eğer kusurlu kişi, koruma kanununa aykın hareket ediyorsa savcıhk tarafından Sulh Ceza Mahkemesi'nde kamu davası açılıyor. Bütün dava duruşmalan zaman ve yer kaydına bakılmaksızın yürütülüyor. Şiddete uğrayan aile bireyinin bu süre içinde ne yapacağı da kanunda düzenlenmiş. Mağdur, yaşam düzeyi göz önüne alınarak belli bir nafakaya bağlanıyor. Aynca baş vuru ve y apılan işlemler harca tabi tutulmuyor. Vakıf gönüllüsü avukat Nurperi Sancak kanunu şöyle yorumluyor: "Yapılan şiddet, aile bireylerinden herhangi birinin şiddeti olarak tanımlanıyor kanunda. Ama şiddetin kim tarafından kime ve kimlere uygulandığı bellidir. Bu şiddet, bir ağabeyin kız kardeşine uyguladığı bir şiddet de olabilir tabii ki. Yasanın amacı kadını mahkeme kapılannda süründürmemek, şiddet ortamından kadını hızla uzaklaştırmak. Sancak, kanunla düzenlenen geçici süreleri, kadınlann varsa çocuklanyla birlikte yepyeni bir hayata adım atmalan için güzel bir fırsat olarak değerlendiriliyor. Çünkü bu süreleri kadınlann karar verecekleri süreler olarak düşünüyor ve şöyle devam ediyor. "Kadın birkaç ay şiddete uğramadan yaşamanıngüzelliğini görürse 'Benbununeden çekiyormuşum' der ve o sürecin sonunda da dava açabilir. Tabii koca taciz etmezse, •• Arük onlara hem ruhsal hem de fiziksel olarak acı veren bu şiddete dur demeninzamanı gclmiştir. Anne, çocuklannı yanına alarak Mor Çatı 'nın sığınağına yerleşir. Mor Çatı'nın "Geleceğim Elinde" adlı kitabından alıntıladığımız öyküde, başmdan geçenleri anlatan çocuk, o güne kadar hiç fark etmediği birşeyi görürsığınakta. "Anladımki biz tek değiliz. Erkekler tarafından bizden daha beter şiddet görmüş öy le çok kadın var ki hemen hepsi de başarmışlar. Yalnız sanırım şanssız olan tarafımız, özellikle annemin böyle bir yeri daha önceden keşfedememiş olmamız." O çocuk, yine aynı kitapta şöyle seslenir insanlara: "(...) lnsanlar, bazı kötü insanlar! Çocuklara vurmayın. öbür çocukların hayatlannın dakötügeçmesiniistemiyorum.Çünküben çok üzülüyorum. Bazı çocuklann annesi babası yok; sokakta yaşıyorlar. Onun içinçocuklan koruyalım, çocuklara önem verelim. (...) lnsanlar, çocuklar yabancı olduğuiçin sevmiyorsunuz." MorÇatı Kadın Sığınağı Vakfı gönüllüleri, yaklaşık biryıl önce ekonomik yetersizliklernedeniylekapatmakzorundakaldıkları sığınaklannı yeniden faaliyete geçirmek için kollan sıvadılar. 8 Mart DünyaKadınlar Günü' y le birl ikte bir kampanya başlatan vakıf, sığınağın açılarak birkaç yıl hizmet verebilmesi içingerekli olanparayı teminetmeyi hedefliyor. Vakıf gönüllüsü çevirmen Şermin Utku," Sığınak desteği çok önemlı. Mor Çatı' ya gelen kadınlann yüzde 51' i sığınak talebinde bulunuyor. Kadınlar sığınak olduğunu bildiklerinde rahatlıyor ve özgürleşiyorlar. Biz onlann özgürleşmesi için buradayız" diyor ve başka konularda da desteğe ihtiyaçlan olduklannı anlatıyor. "Kadınlar şiddete maruz kaldıklan için ciddi sağlık problemleri oluyor. Sağlık kuruluşları, doktorlar, eczaneler bu konuda kadınlanmıza destek olabilirler. Mor Çatı'ya başvurankadınlannçocuklan içinkreşimiz var; çocuklann eğitimine katkıda bulunmak isteyenler için de açtığımız fona bağış yapılabilir." Halktan, kadınlardan ve çeşitli şirketlerden destek beklediklerini, sözlerine ekliyor Utku. Bir diğer vakıf gönüllüsü Birsen Kaşker, "Sığınak bir anlamda kadınlann canlanm kurtarmak için kaçıp sığındığı bir yerdir. Kadınlann can güvenliğini sağlamak aslen devletin görevi. Devlet yapmadığı için de bu Uluslararası sözleşmeye göre her on bin kadın ve kız çocuğuna bir sığınak açması gereken Türkiye'de mevcut sığınma evi sayısı dokuz. Kadınlan şiddetten koruyan ve yeni bir yol çizmelerine yardımcı olan sığınaklardan ikisi ise kapalı. Oysa Türkiye'de kadınlann yüzde 58'i dayak yiyor... görevi sivil toplum kuruluşlan olarak bizler yapıyoruz" diyor. Türk toplumunun bu konularda dayanışma gösterme, destek olma gibi alışkanlığımn olmadığından yakınan Kaşker, sivil toplum kuruluşlan bünyesindeki kadınlann emeğinin çok önemli olduğuna dikkat çekiyor ve onlara sahip çıkılması gerektiğini söylüyor. "Sığınağımızın ne olursa olsun açılması gerek. Ama yalnızca bizim sığınağımızın açılması da sorunu çözmüyor. Politika ürettiklerini söyleyen tüm kadınlann Türkiye 'deki kadınlarla iletişim içine girerek, kadın dayanışma merkezlerinin, sığınaklann açılması konusunda devlete ve topluma baskı yapmalan gerekiyor." Söze Şermin Utku giriyor. "Bir de şu var. Sivil toplum kuruluşu denince halkın kulağına daha hoş gelen konularda çalışan kuruluşlara çok büyük ilgi var. Darülaceze, Eğitim Gönüllüleri Vakfi gibi. Mesela AKUT son dönemde muazzam bir destek aldı. Bu çok güzel bir şey tabii. Onlar almalan jjereken desteği alıyorlar aslında. Fakat bizim konumuz halkın duymak istemediği ya da görüp kafasını çevirebildiği bir konu olduğundan o kadar somut bir ilgi göremiyoruz. Aynca hitap ettiğimiz kesimin kadınlar olması da bize birtakım engeller getiriyor. Çünkü her kadının ekonomik bağımsızlığı yok. Kocasına hesap vermek durumunda olan kadınlar var" diyor. Son zamanlarda yazılı ve görsel basında Mor Çatı'nın kapandığına dair çıkan birtakım haberlerin, dayanışma içinde olduklan binlerce kadını üzdüğünü, oysa Mor Çatı'nın kapanmadığını özellikJe vurguluyor vakıfgönüllüleri. "Belkianlaşılamamaktan, belki de iyi aktaramamaktan 'MorÇatı kapandı. Kadınlar çatısızkaldı'şeklinde ifadeler yer aldı basında. Hayır Mor Çatı kapanmadı. Faaliyetlerini 1990'da nasıl başladıysa aynı şekilde sürdürüyor' diye altmı ısrarla çiziyorgönüllüavukatNurperi Sancak. lojikdanışmanlığınyanı sıra, Baro'yabağlı olan Kadın Haklan Uygulama Merkezi aracılığıylayadaMorÇatı'nıngönüllüavukatlan tarafından hukuki destek veriliyor. Zaman zaman da çeşitli kuruluşlarla bağlantı kurularak kadınlann meslek sahibi olması için çalışıhyor. Ancak bu daha çok sığınakta kalan kadınlar için mümkün olduğundan, vakıfbu desteği tam olarak yerine getiremiyor. Birsen Kaşker, kadınlann meslek sahibi olmalan konusunda da sığınaklann çok önemli olduğunu belirtiyor ve devam ediyor: "Şiddete uğramış kadınlann çoğunun ya mesleği yok ya da mesleğini yanda bırakmış. Hatta toplum içine çıkma alışkanlıklannı bile yitirmiş kadınlar var. Bu açıdan sığınak, kadının meslek edinerek kendine olan özgüvenini kazanabilmesi, kenini yeniden varedebilmesi için çok önemli." Vakıfgönüllüleri Türkiye'de kadın haklan konusundaki tüm olumsuzluklararağmen, devletin 14.01.1998 tarihinde yürürlüğe koyduğu "Ailenin Korunmasına dair 4320 Yeniden meslekedinmek... Vakıf, kendilerine telefonla ulaşan şiddet mağduru kadınlara önce randevu veriyor. sonradabiröngörüşmeyapılıyor. Yüzyüzc yapılangörüşmelerde kadınlar başlanndan geçenlerı ve ne tür bir desteğe ihtiyaç duyduklannı dilegetiriyorlar. Haftadabirpsiko Vakıfgönüllüleri... Ayakıakiler: Araştırıııacı Leyla Pervizat, Birsen Kaşker (sağda). Oturanlar soldan sağa: Serpil Torun, avukat Nurperi Sancak ve çevirmen Şermin Utku...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle