Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET DERGt f+ oğlunaduydugugüvensizliktemeli üzerine kurulmuştur. Bu önyargılı güvensizlik onun olanlarda Ripley'in parmağı olduğunu görebilmesini engeller. Böylece Ripley karşımıza Dickie 'den bir gömlek üstün biri olarak ortaya çıkar. Bu öyküde hiç kimse, kendi çarpıtılmış önyargılan yüzünden, gözlerinin önündeki gerçeği gÖremez. Bir tek romandakinden daha esaslı bir rolü olan Marge Shenvood Ripley'e hem kucak açacak, hem de ardından ondan kuşkulanacak kadar güçlü bir kişiliğe sahiptir. Gelgelelim, erkeklerin dalavereleri, bu öykünün ve dönemin özelliği onun bu kişiliğini alt eder. Onlar her şeyi örtbas etmekle meşguldurlar ve Marge'ın gerçeği tüm çıplakhğıyla görme yetisini yürek kırıklığının yarattığı hezeyanlar biçiminde yorurnlamayı ycğlerler. Meredith Logue ise Ripley 'e, tıpkı kendine özgü bir Dickie yarattığı gibi, yine bambaşka bir Marge yaratma olanağı sağlar. Meredith'in varhğı bunun öncelikle her biri bir şey Lerden kaçan, kendilerine yabancı bir ülkede yer edinmeye çalışan gençlerle ilgili bir öykü olduğunu vurgular. Bu yabancı ülkeltalya'dırensevdiğimülkelerdenbirisidir. Ancak uçuşkan ezgilerinin altında hep kasvetli birtını vardır. lştc buuyumsuzluk fılmın, görünürde göz kamaştıncı ancak gerçektc her an patlamaya hazır, özünü oluşturur. Son olarak, "Yetenekli Bay Ripley" adlı film Ripley' in yeteneklerini ortaya koymalıydı. Ripley bir yeteneğindcn ötürü hem göklere çıkartı 1 ıp hem de ycrden yere vurulduysa, bu onun en ıncelikli düşleri gerçeğe dönüştürmesıydi. Bu yeteneğini ortaya koymaya çalışırken, romanda daha ağır basan resim motifinin yerine müziğin gücüne sığınmayı düşündüm. Yaşanan döneme, yerc ve olaya göre bir müzik. Böylece senaryo ilişkilermmüzikaracılığıylaaktarıldığıbir türlibrettoyadönüştü. Dickie'ninözgürlük ve varoluşçuluğu simgeleyen cazla özdeşleştirilmcsine karşılık, Ripley klasik müzikle özdeşleştirilcrck, tıpkı müzikte doğaçlamayı başlatan Bach vc Mozart gibi, onun çok daha gcrçek bir doğaçlama ustası olduğuvurgulandı. Felsefe öğretmeni, arzuhalci ve avukat... Diyarbakır'da felsefe öğretmeniyken fişlenmiş, 141142'den yargılanmış, ardından da yaşadıklannı yazmıştı. Kitabın adı "Komünist Öğretmen! Davası" idi. Bir ömürboyu hukuk ve bilimin üstünlüğünü savundu. 12 Mart sanıklannın avukathğını üstlendi. 12 Eylül'ü görmeden Mart 1978'de aramızdan aynldı. Faik Muzaffer Amaç... Çoculdan asarlarsa HALİDE ÖZERDEN umhuriyet gazetesinde 1969 yılında yayımlanan bir yazısı onu tanımama vesile oldu. Faik Muzaffer Amaç buyazısında 1968 kuşak sanıklanrun, isterlerse sorgu hâkimlerine ifade vermeyebileceklerini, bunun onların yasal hakları olduğunu anlatarak pck çok insanı aydınlatıyordu. Eşim Yalkın özerden bu hakkını kullanınca, sorgu hâkimi kızmış "öyleyse ben de seni rutuklarım " demi$, böylece Yalkın tutuklanmıştı. îvcdilikle Faik Muzaffer Amaç'ı bulmahydım. Kısabiraraştırmadansonrayazıhanesinin Taşlıtarla'da olduğunu öğrendim. Elimde tam bir adres yoktu; sora sora bir barakayaulaştım. Barakanınüzerinde "Arzuhalci Faik Muzaffer Amaç" yazıyordu. İngiliz Hasta'nın ardından... "Ingiliz Hasta" senaryosunu yazarken Michael Ondaatje'nin romanını tümden yeniden yaratmak zorunda kaldığım bir serüven yaşadım. "Ripley" senaryosunun ilk taslağını yazmaya koyulduğumda Patricia Highsmith kendisiyle tanışamadan yaşama veda etti. Bu uyarlama birilerini mutlu edecekse, bunun öncelikle Highsmith olmasıru çok arzu ederdim. Senaryoyu yazarken mihenk taşım onun kurmacayla ilgili keskin sözcükleri oldu. Highsmith romanını yazarken kahramanı Ripley'nin de daktilo başındaolduğunudüşlemişti.Bende senaryoyu yazarken aynı duyguyu yaşadım ve onun yanıbaşımda oturduğunu düşledim. "Bir korku romanı yazarı katiller ve kurbanlarını, bu korkunç olaylar girdabmın ortasına düşen insanlan anlatacaksa, yalnızca bu kan vc vahşeti y ansırmakla kalmayıp, aynı zamanda adalct, dünyadaki adaletsizlik, iyilik kötülük ve insanlann ödlekliği ya da yürckliliği gibi konulara da ilgi duymalı, ama bunları salt öyküsünü belli bir yöne çekmek amacıyla kullanmamalıdır. Kısacası, yarattığı karakterlcr gerçekmış izleniminivermelidir."^ Yetenekli Bay Ripley (TheTalented Mr. Ripley). Yönetmen: Anthony Minghella. Oyuncular: Mart Damon, Gwyneth Paltrovv, Jude Law, CateBlanchett, PhilipSeymourHoffman Içeri girdim, iki tarafı kitaplık olan dar bir koridoru geçtim. O, masanm başında çalışıyordu. Beni görünceayağakalktı "Buyurun" dedi. Kjsaboyluydu,sihkbirgörünümü vardı. Kcndimi tanıttım ve yazısında bahsettiği "hakkını" kullananeşimin, şimdi tutuklu olduğunu anlattım. Birdenbire sanki yüzü aydınlandı, miyop gözlükleri altından gözleri güldü, sevinmişti. Yerinden kalktı, etraf biraz tozlu dedi ve masanın üzerinde duran tuvalet ispirtosunu elime serpti. Daha sonra onutanıyınca anlayacaktım ki o, doğanın nimetlerinden alabildiğincedeğil.kendisineyeterikadarolanı sarfediyordu. Kolonya şart değildi, tuvalet ispirtosu da aynı işi gördüğünden yeterliydi. Aradan yanm saat geçmemişti ki sanki kırk yıllık dosttuk. Ertesi gün eşim Yalkın'ıarayacağını,vekâletnamealıpgereğini yapacağını söyledi. Aynlmadan kısa bir süre önce koridora çıktı, elinde ınce bir kitapla döndü, imzaladı ve bana uzattı. Kitabın adı "Komünist öğretmen! Davası" idi. Eve dönünce bir solukta kitabı okudum. Faik Muzaffer Amaç, 1948 yı 1 ında Diyarbakır'da felsefe öğretmeni iken fişlendiğini, Diyarbakır AğırCeza Mahkemesi'nde 141 142 'den yargılanmasını, iddianameyi, savunmasını ve karan, katkısız belgeliyordu. Kitabın arkasmdaşunlaryazılıydı: Bu kitapta, bir öğretmenin ne çeşit nedenlerle komünistl ikle fişlenmiş olduğunu okuyunca hayret etmekten kendini alamayacak"Komünisttehlikesivar!"yaygarasını koparanların gcrçekkimliklerini daha iy i öğrenmiş olacaksınız... Şu gerçeği hiçbir zaman unutmayalım! Gericitutucu çevreler ne kadar gürültü koparırlarsa koparsınlar, direnirlersc dirensinlcr, ne gibi oyunlarçevirirlersc çevirsinlcr, ne çeşit hukuk dışı yollara başvururlarsa vursunlar, Atatürk'ün dcdiği gibi: " Yarınki mutlu Türkiye, öğretmenlerin eseri olacaktır." 27.11.1950 tarihinde beraat cdeceği bu davada Faik öğretmen nelerle suçlanmıştı: Devrin Başbakam Hasan Saka Büyük Millet Meclisi'nin 19.12.1947 günkü oturumunda, bir milletvekilinin devlct otomobillerinin kışısel işlerde kullanılması sorusuna "Hükümeti üzen ve utanç verici bir durum" saptamasınıyapar. Bunugazetede okuyan Faik öğretmen, bir öğretmenler kurulu toplantısında, öğretmenlerin, öğrencilerinin okul dışı hayatlannın denetiminde, düşünce ve dilekleri sorulunca " Nasıl sigara içen öğrenciye ceza veriliyorsa devlet otomobiliyle okula gelen öğrencilere de, ceza vermek gerekir" diyerek okula resmi arabayla gelen korgeneralin (*) oğlunu kastetmiş ve biz devlet mallannı kişisel işlerde kullanmanın kötülüğünü öğrencilerimize kavratıp onlan iyi birer yurttaş olarak yetiştirmeliyiz" demiş, ama Faik öğretmen'in kuruldaki bu konuşması onun fişlenerck ölümüne dek sürülüp, uğraştınlmasına yetmiştir. Başka suçlan da sıralanmıştı Faik Öğretrnen'iniddianarnede:Toplumbilimdersinde Anayasa'nm 75. maddesini anlatırken " Komünist olmak suç deği ldir, propagandasını yapmak suçtur" demişti öğrencilerine; tebliğler dergisinde de yardımcı kitap olarak önerilmiş olan Eflatun'un "Devlet Görüşü" adlı kitabını derste okutmuştu. O, çocuklara "Hıçbirşeydenkorkmayın, medeni cesaret sahibı olun, bcn sizi ileri demokrasiye götüreceğim" diyerek suç işlemişti. Okul müdürüne göre ileri demokrasi fikri Moskova Radyosu'nun sloganıdır. Müdür böyle sözleri başka yerde duymamışhr. Oysa ki Faik Öğretmen savunmasında, Ismet Inönü'nün Dolmabahçe toplantılannda, Celal Bayar' ın ise Izmir söylevin TürkçesLRİTA URGAN Faik Muzaffer Amaç (19151978)