Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 MART 2000. SAYI729 19 çici davranan diğer kentlerin sakinleri tarafından aşağılayıcı bir uygulama olarak kabul edilmiş. Phaselis, hatip ve ozanTheodektes'in de doğum yeridir. Eflatun ve Aristo'nun öğrencisi olan ozan, Halikamas kraliçesi Artemisia'nın kocası Mausolos'un anısına düzenlediği bir yanşmada 'Mausolos' adlı sahne eseriyle büyük bir başan kazanmış. Antik dönem yazan Plutarkos, Iskender' in Phaselis'te kaldığı günlerde, Aristo'nun öğrencisi olduğu sırada iken tanıdığı ve sohbet ettiği Theodektcs' in heykelini agoraya diktirdiğini, bir ziyafetten sonra da, içkiyi fazla kaçınnca, o esrik haliyle heykelin etrafında dans edip, heykele girlandlardan taç taktığınıyazar. Phaselisliler, gülden esans elde etmesini de bulan bir halk. Aynca, "phasalos" diye adlandınlan tekne tipinin de yaratıcılan olarak anılmaktadırlar. Zamanında varsıl Phaselislilermodaileyakındanilgılenmişolsalar gerek ki, Phaselislilere özgü " sisoe " adı verilen saç modelinden o günün dünyasında çokça söz edilir olmuş. Biçiminin nasıl bir şey olduğu pek bilinmemekle birlikte, erkekler için kışkırtıcı bir model olduğuna kuşkuyok. Aksi halde, Eski Ahid'de, bu saç şeklinin uygulanması yasaklanır mıydı? Phaselis, kahntılaraçısındanEfesveMilet gibi Ege Bölgesi'ndeki ören yerleri ile pek kıyaslanacak gibi değil. Ancak, Akdeniz kıyılanndaki en ilgi çekici yerlerden biri olduğuna kuşku yok. Döneminde Doğu Akdeniz'in en varsıl ve büyük liman kentlerinden biri olan Phaselis'ten günümüzekalanlann yine de görülmeye değer olduğu, ziyaretçilerin yoğunluğundan da belli oluyor. Halen ayakta kalan eserler Roma ve Bizans döneminetarihleniyor. Phaselis'te ilkbilimsel denilebilecekçalışmalarXIX. yüzyıhn sonlannda 'yüzeysel araştırmalar' olarak yapılmış. 1982 yılından itibaren de Türk arkeologlan tarafından kazı çalışmalanna başlanmış. Ancak, buraya ilk ayak basanlardan ve inceleyenlerden biri olan tngiliz kaptan Beaufort'tan bahsetmeden olmaz. XIX. yüzyıl, îngiltere'nin, özellikle Ortadoğu'da başlatacağı ve elde edilen buluntulann yağmalanarak Ingiltere'ye götürüleceği kazı çalışmalan dönemininbaşlangıcı sayılabilir. 1811 yılında 'Frederikssteen' adlı kraliyet gemisi ile tzmir limanından aynlan Beaufort, Ingiltere adına Ege ve Akdeniz kıyılanmızın haritasını hazırlamak ve bölgeyi incelemek üzere güneye doğru yol aldığında, rotası üzerindeki kıyılarda bulunan antik kentlerde de araştırmalar yapmış, Patara'dan Tarsus'a kadar kıyıda yer alan ören yerlerini de incelemiş. 1817 yılında basılan "Karamania" adlı kitabını, bu geziye ait izlenimleriyle ilgili olarak yazmış. "Tahtalı'nıneteklerinde.küçükbiryanmadaüzerinde, Strabon'un tanımladığı gibi üç limanı ve gölü olan, Phaselis kentinin harabeleri vardır. Şimdi, kıstağın ortasında yer alan ve zararlı kokularyayan, Livi ve Cicero'ya göre Phaselis' i sağlıksız hale getirmiş olan, sadece bataklık vardır" diye bahsediyor Phaselis'ten. Beaufort, kitabında, Phaselis'te yaptığı araştırmalarda toprağa gömülü bir mermer kapağı bulguladıgı andaki sevincini, onu açmak için gereken gereçler gönderilene kadar geçen sürede.kapağın altındançıkacağını umduğu ve bu çalışmalanmn ödülü olacağını düşündüğü kap kacak, sikke ve antik silahlarla ilgili hayallerini anlatır. Ancak, sonuç hayal kınkhğıdır; "Âletlergelince, ağır kapak kaldınldı ve bir iskelete ait kemiklerden başka hiçbir şey bulunamadı." ören yerine girişte sol tarafta yer alan tapınak kalıntısının hangi tann veya tannçaya adanmış olduğu tespit edilememiş. Belki de, Pausanius' un, içerisinde Aşil' in kargısınm teşhir edildiğini belirttiği Athena Polias tapınağının kahntılandır. Antik kentten zamanımıza ulaşan kalıntılann en dikkat çekeni, su kemerleridir. Kemerler, kentin kuzeyindeki yükseltide bulunan kaynaktan su getirmek için inşa edilmiş. Kemerlerinin önündeki alan ziyaretçilere ait araçlann otoparkı olarak düzenlenmiş. Bir anda, kemerlerin yanındaki yıkıntıdan antik giysileriçinde Romalı birkaçdilberçıkıyor ortaya ve taşlann üzerine oturup ziyaretçilerin meraklı bakışlan altında keyifle sigaralannı tüttürüyorlar. O güzel bayanlann ören yerinde çekilmekte olan bir klibin figüranlan olduğu anlaşılınca, buabsürdgörünüm bir Helenkentlerinin yüreği "agora"dır. Agorası ve tiyatrosu olmayan bir Helen kenti, kentten sayılmaz. Phaselis'te, dörtgen agora veya Hadrianus agorası, Domitianus agorası ve aşağı agora diye adlandınlan üç adet agora bul unmaktadır. Kentin ana ekseni olan ve etrafında dükkân ve atölye kalıntılan bulunan kenarlan basamaklı ana caddede ilerleyince, yolun sonunda tmparator Hadrianus için inşa edilen anıtsal kapının yıkıntılanna ulaşıyonız. Karşımızda, Akdeniz'in insana "güzellik işte budur", dedirten koy lanndan biri uzanıyor. Mavinin böylesine zenginliği büyülüyor bizi; koyu mavi, lacivert, turkuaz, gök mavisi, velhasıl insanı uçuran, içini aydınla bezmiş olan Phaselisliler, Termessos'ayaptığısaldında,lskender'inordusunayardım ederler. Kent, daha sonraki tarih dilimlerinde çeşitli güçler arasında el değiştirir ve MÖ 167 yılındabağımsızlığma kavuşur. Kent tarihindeki önemli olaylardan biri de Roma împaratoru Hadrianus'un MÖ 129 yılında kente yaptığı ziyarettir. împaratoru memnun etmek için maddi yardım umudu da göz ardı edi lemez heykellerini dikmişler ve bugün bir kısmı günumuze ulaşmış olan güney limanındaki anıtsal kapıyı inşa edip imparatora sunmuşlar. Phaselis, MÖ I. yüzyılda, bölgedeki Olympos, Side gibi kentlerle aynı yazgıyı paylaşarak Doğu Akdeniz kıyılannın belaİısı olan Kilikyalı korsanlann eline geçer. Kent, MÖ 77 yılında korsanlardan kurtanlmak üzere Romalı komutan Servilius tarafından kuşatıl ır. Kenti elinde tutan korsanlann reisi Zeniketes, ycnileceğini anlayınca kenti yakar ve adamlan ile birlikte alevler arasında can verir. Romalı general Pompeius'un korsanları tepelemesine kadar kıyı kentleri, korsanlardan dolayı rahat yüzü görmezler. Tarihler, Romalılann yaklaşık 1300 korsan gemisini imha ettiğinden bahsetmektedir. Likya'nın en varsıl kentlerinden biri olan Phaselis, korsanlann idaresi altında yoksullaşır, nüfusu azalır ve şair Lukanus'undeyişiyle"Küçük Phaselis" haline gelir. Lukanus, Pompeius'un, Pharsalus savaşından sonra donanması ile şehri ziyaret ettiğinden ve donanmadaki tayfalann kent halkından daha fazla olduğundan bahseder. Şairimiz durumu biraz abartmışsa da, anlaşılacağı kadar ile Phasel is' in durumu da pek parlaksayılmaz. Daha sonra, Brutus tarafından Roma'ya bağlanan kent, yeniden gelişmeye ve varsıllaşmayabaşlar. Demostenes'ln sözleri... Bizans devrinde piskoposluk merkezi olan Phaselis, MS III. yüzyıldan itibaren tekrar korsanlann saldınsına uğrayarak önemini yitirmeye başlar. VII. yüzyılda başlayan Arap akınlan kentin daha da yoksullaşmasına ve tükenmesine neden olur. 1158 yılında Turklerin eline geçen Phaselis, git gide küçülmüş, Antalya ve Alanya limanlannm Selçuklu devrinde gelişmesi sonucunda zamanla sönmüş ve terk edilerek tarihinkaranlığınagömülmuş. Savaşlar.doğal afetler, salgınlar büyük yıkım dalgası olarak art arda gelmiş bu topraklar üzerine. tnsanoğlu yaşama sanlmış, her yıkımdan sonra tekrar canlanmaya, toparlanmaya çalışmış. Ancak her kent varoluşunu sürdürememiş. Zaman ıskalasının bir anmda pes etmiş ve tarihin tozlu sayfalanna gömülmuş. Geriye kalan, sadece hüzün dolu ıssız yıkuıtılarolmus. Antik çağdan günümüze ulaşan bilgilere göre Phaselisli tüccarlann, aç gözlü ve fırsatçı olmalanndan dolayı ünleri kötüdür. Yunanlı hatip Demostenes şöyle bahsetmiş onlardan; "Onlarkredialmaktaçokustadırlar; daha krediyi alır almaz bunun ödünç olduğunu unutur, para geri istendiğinde, bir sürü özür ve bahane uydururlar. ödemeleri durumunda da, sanki kendi mallan eksilmiş gibi bir duyguya kapılırlar. Genelde tüm insanoğlunun en alçak ve vicdansız kesimini oluştururlar." Demostenes'in Phaselislilerden pek hoşlanmamış olduğu ortada. Kent halkınm paraya düşkün olduğu anlaşılıyor. Tannlara sunduklan başlıca adağın kurutulmuş balık olması nedeni ile zamanında, bölge halkı tarafından, ucuz adak anlamınagelen "Phaselisadağı" diyebirdeyim türetilmiş. Aynca, parayı bastıranı vatandaş olarak kabul etmiş Phaselis yönetimi. Bu tutum da, vatandaşlık konusunda se Phaselis 1e hâlâ ayakta kalan eserler Roma ve Bizans dönemine tarihleniyor. anlamkazanıyor. Su kemerlerini geçip taş döşeli ana caddeye doğru yürürken karşımıza askeri liman olarak da adlandınlan orta liman çıkıyor. Küçük bir koy olan lımanda, sonbahann güzel bir gününün keyfıni çıkaran birkaç turist yüzüyor. örendeki en dikkate değer yapılardan bir diğcri de MS II. yüzyıldayapılan üç bin kişilik tiyatrodur. Yüksekçe bir yamaca yapı ldığı için dar bir patikadan ağır ağır tırmandığımız yapıtın beş adet giriş kapısı ve iki katlı sahne binası varmış. Bugün, sahne binası bir taş yığınına dönüşmüş durumda, tiyatronun sadece oditoryumu mevcut. ArkaplandaTahtalı Dağıbütüngörkemi ileufkukaplıyor. tan bütün mavilerin kanşımı Akdeniz mavisi. Birzamanlar, Akdeniz'in dörtbirköşesinden gelen ve kentin güney limanı olarak nitelendirilen bu koyda demirleyen Yunan, Roma, Mısır, Fenike ticaretgemilerininyerini, yazmevsiminde yerliveyabancıbandıralı yatlar, mavi yolculuk yapan ve günlük turlaraçıkılantekneleralıyor. Güneş ufka yaklaşırken bir renk cümbüşü başhyor, koyun sulan üzerinde. Aracımıza binmek için geri dönerken etrafta ziyaretçi kalmadığının farkına vanyoruz, içimizi sarmalayan bir hüzünle. Phaselis, yaldaşan geceye hazırlanırken umarsız yalnızlığına gömülüyor, ta ki ertesi günü gelecek ziyaretçilerlc şenlenene kadar... ^