03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Oscar Wilde... ri gibi gemleyemeyenler, onun yaşam biçimine olduğu gibi eserlerine de saldınyorlardı. "Mutlu Prens", "BirNar Evi" gibi masallan beğenilmekle birlikte, "Dorian Gray' in Portresi" romanı ile uzun şiiri "Sfenks" ve oyunu "Salome" üzerine yapılmadık eleştiri kalmamıştı. özellikle "Dorian Gray'in Portresi"nde vurgulanan erkek gençlik ve güzelliğinin kalıcılığını sağlayabilmek için ahlaki değerlerden ödün vermek hiç de kabul edilebilecek bir kavram değildi. Bu yapıtlara ahlaki gerekçelerle saldıran eleştirmenlerin, Wilde' ın oyunlanna saldırmasını anlamaksa mümkün değildi. "Bayan Windermere'in Yelpazesi", "Padua Düşesi", "önemsiz Bir Kadm", "Jdeal Koca", "Düriist Olmanın önemi" Wilde 'ın kendi ifadesi ile "Pembe abajurlu salon komedilerinden başka bir şey değil"di. öyleyse saldınlannbirtekanlamıvardı. Wilde'ınmüthiş yaratıcıhğını yok etmek. Son durak: Fransa Amerika dönüşü istediği coşkulu karşılamayı bulamayan, yapıtlannı satamadığı ve düzenli bir geliri olmadığı için sürekli para sıkıntısı içinde yaşayan Wilde'ın, uçtaki yaşam biçimlerinin değil reddedılmek, alkışlandığı Paris'e gözünü dikmesine şaşmamak gerekirdi. Rahatsız edilmeden yaşayabileccği, görüşlerinin kabul gördüğü, üstelik diğer ustalarla dirsek dırseğe olabileceği Fransa, daha o zamandan VVildc'ınsondurağı olma özelliğini taşıyordu. Constance'la evlendiğindebalayınıgcçirmck üzere seçtikleriyerdeFransa'ydı,ReadıngMahpushanesi'ndensalıverildığindedcsığınacağı ycr yine orası olacaktı. Bugün gömülü olduğu Pere Lachaıse mc/arlığında ona her zaman kucağını açmi!) olan Fransızlarla yanyanayatıyor. Dörtbiryandansaldınlarlakuşatılanama içindeki güzellik tııtkusunu hiçbir zaman eksiltmeyip kimseye yanıt vermeye kalkışmayan Oscar'ı yıkabilecek tek şey vardı. Hakkındaki mahkeme kararı. Queensberry'ninadınaçaldığı karayı temizlemeye yeltendi. Bundaonuhıçdeiyi gcçinemediği babasına karşı kışkırtan Alfrcd'in dc payı büyüktü. Qucensberry'ye karşı karalama davası açtı, ancak bundan Queensberry kazançlı çıktı. tlk davada Queensberry aklandığı gibi, Oscar aleyhine karşı dava açtı ve Wilde bu davayı kaybetti. tşte dönemin adaletanlayışı... Oscar VVildeikıyılağırişçilik yapmak üzere hapis cezasına çarptınlmıştı. Cezasını çekmek üzere götürüldüğü Re ading Mahpushanesi'nde ilk günlerin başı dik, onurundan ödün vermeyen Wilde imaj ı yavaş yavaş değişmeye başlamıştı. Hem fiziksel, hem ruhsal açıdan sarsı ldığı açıkça görülüyordu. Yaşamında yazmak dışında herhangi bir işe elini sürmemişti, oysa şimdi günde 16 saat bir değirmen kolunu itip duruyordu. Ona"ağırişçilik"cezası verdiklerinde,böylebirağırlığı düşünmemişti. Queensberry Markizi davadan alacaklannı tahsil etmek üzere Wilde' ın mal varhğı üzerine haciz karan çıkartmış, kansının yazdığı mektuplar da dahil nesi varsa açık arttırmayla satümıştı. Bir yandan dizanteri geçiriyor, bir yandan da kulağındaki bir sorunla uğraşıyordu. Kulağındaki ur gitgide büyüyecek, işitmesini ciddı bir şekılde etkileyecekti. Bütün bunlara ek olarak yüz kızartıcı bir suçtan içerde olmanın utancını da taşıyor, hiç kimseyle konuşmuyor, hiçbir şeye kanşmıyordu. Çıkmak zorunda olmasa hücresinden bile çıkmayacaktı. Mahpushane yetkilileri raporlannda hücresinin ve kendisinin korkunç bir şekilde koktuğunu belirtiyordu. Yazabilseydi belki toparlanacaktı, ama yazmasına da izin verilmiyordu. Üstüne üstlük görüş yasağı da vardı. Bütün bu koşullara sonunda boyun eğecek, onurunu ayaklar altına alıp cezasının hafifletilmesini talep eden bir dilekçe yazacaktı. Bunu iki dilekçe daha izledi. Bu dilekçelerde konumunun aslında cezalandınlması gereken bir suç olmaktan çok, tıp doktorlan tarafından görülmesi gereken bir hastalık ol duğu vurgulanıyordu. Ancak her üç dilekçe de yanıtsız kaldı. Sonunda bir gün ona kalem kâğıt verildi. Gerçi mahpushanenin zimmetli mah olan bu damgalı mavi pelur kâğıtları ancak tane tane alabiliyor, sonuçta yazabiliyordu işte. "De Profundis"i (Reddedilmenin Bataklıklanndan) yazdı bu dönemde... Lord Alfred Douglas'a yazılmış bir mektup şeklinde kaleme aldığı bu yazı, bir anlamda onun kendisinden bu denli yüz çevirmiş Ingiliz toplumu ile banşabilmek için bir tür günah çıkarmasıydı. Yaptıklanndan pişman değildi, onlardan özür dilemiyordu, ama onuanlamalannı istiyordu. Bilinmesini istediği bir şey de bu cezay ı tek başına çekmemesi gerektiği idi. Bu işte Alfred de kendisi kadar suçlu idi. Bircezaçekilecekseodabucezayı paylaşmalıydı, o dabu utancın ağırlığınıyaşamıştı. "De Profundis" onun fiziksel olarak değilse bile, ruhsal olarak toparlanmasını sağladı. İçindeki acıyıkâğıda dökmüş,bıraz olsun rahatlamıştı. Şimdi etrafını göz lüyor, bir yılını daha geçireceği mahpus haneyı tanımayaçalışıyordu. Gözlemler ı yalnızca insanlara değil, sisteme yönelik ti.Dahaöncegüzellıkleri, inceliklengi) ren gözleri, şimdi çirkinliklere, kabahklu ra, pisliklere açılmıştı. Sistemin insanlara yaptığı kötülükleri kazıdı beynine. Yazıp yazıp yanıt alamadığı dilekçelerin kendi ruhuna yaptığı yıkımı ezber etti, çıkışında yazmak üzere. ir yazmak zorunda hissediyorum kendimi. Çok iyi olacağını sandığım bir şeye başladım." Bu mektuptan altı gün sonra salıverildi Wilde. Hiçbir yere uğramadan, doğruca Fransa'ya gitti. Ağustos ayına kadar Reading'de tasarladığı şıirle uğraştı. Sonunda artık bu şiirle uğraşamayacak kadar sıkıntı bastı içini. Şiiri basılması için Londra'daki yayıncısıLeonardSmithers'agönderdi. 109 kıtadan oluşan "Reading Mahpushanesi Baladı" birbirinden farklı uzunluklarda altıbölümdenoluşuyordu.Bölümlerkiminde lanetlenmiş bir suçlunun son günlerini, kimi yerde dönemin ölüm cezası kavramını, kiminde ise günahları ve cezası ile yüzleşmesini anlatıyordu. Mahpushaneye girmeden önceki Wilde sanat ve estetik düşkünü biriydi, yazılannda da bütün kaygısı buydu. Bu yapıtında ise diğerlerinden çok daha farklı bir anlatım biçimi yakalamak için elinden gelen her şeyi yapıyordu. 8 Ekim 1897'de Robert Ross'a yazdığı bir başka mektupta bu konuyu şöyle anlatıyordu: "Bir hücreyi nasıl anlatabilirsin ki, onun insan ruhuna yaptığı psikolojik etkiyle ya da fiziksel olarak, beyaza boy anmış ya da az aydınlanmış gibi falan. Herhalde tuvaleti sanatsal bi çimde anlatmak kadar güç olmalı. Hapishanede her şey o kadar sıradan ve bayağı, o kadar aşağılayıcı ve iğrenç ki, sanat üzerinde etkisini gösteriyor." Wilde'm hapishaneyi anlatırken zorlanmasının pek çok nedeni vardı kuşkusuz. Onun içinde yaşadığı çirkinliği, ahşagcldıği estetik stille anlatması elbette mümkün olamayacaktı. Seçtiği yeni anlatım biçimi ise onu zaten incitmekte olan katı gerçekliğin içine iyice çekecek, daha fazla acı çekmesine yol açacaktı. Karamsar ve kötümser bu atmosferden çıkışı artık söz konusu değildi. Yani içinde yaşadıklannı anlatmaktan başka çaresi yoktu. Wilde'ın çektiği acı, artık satır aralanndan sızıyordu. Woolridge' in asılıp gömülmesinin ardındansonsözü Wilde söylemişti: "ŞuReadingkasabasının, Readingmahpushanesinde Bir utanç çukuru var Ve içindeperişan biradamyatar Alevindişlerineyenik Yataryandıkça lavrtlan çarşufin altında Ve mezartnın adı bile yok " Oscar Wîlde "The Ballad of Reading Gaol"^ Baladı yazarken... Woolndge'in asılması onun çıkış noktası oldu. Tasarladığı uzun şürherne kadar Woolridge'i kişileştırmişse de, asıl anlattığı Oscar Wilde'ın kendisi ve çektiği acılardı. 13 Mayıs 1897'de Robert Ross'a mektubunda şöyle diyördu: "Benim de senin gibi şiir dönemim geçti ama burada şi Oscar tVilde 'ın Lord Alfred Douglas 'a aşkı ünlü yazarın hapse atdmasına yol açmıştu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle