Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET DERC Duvar, eski birprojeydı. Önceleri, 20,3 belki40bölümdehapishaneyianlatacakb dizi film yapmak istiyordum; herbölüm, h pisane hayatının değişik bir yönünü anlat caktı. 82'nin tcmmuz ve ağustos ayların( şimdiki projeye dönüştü. Ben daha zıyade günlük dayaklan, ışkeı celen, bir parça ckmek ıçın mücadele verı değişik ncdenlerden hapse düşmüş çocukl rınçektiklennianlatmayaçalıştım. Yetkıl nnı kötüye kullanan gardiyanlann göz yun malarıyla ortaya çıkan hiyerarşıyi göste dim. Genel olarak inamlırkılmak için dun mu abartmadım, fakatolaylarkendılığındc konuşuyordu. Şunun altını çizmek ısterim 1 hapishane hayatı memlekette hüküm süre zorbalığın aynasıdır. Antıfaşist olduğurr saklamıyorum. Fakatgerek kadınlarkoğı şundakibirdoğum.gerekscbirgardiyanti rafından ırzına gcçilen çocuğu veya umutsı bir fırar teşebbüsünü fılme alırken bir ke daha gerçekleri sanatsal yaratıcılığın kal bından geçıriyordum. Manastırdaki hapishane 1976yıhydu "Bebeler koğuşunda" isyan çıkmıştu Dertlerinidilegetiren bildiride Yümaz Güney'in de imzası vardı... Çekimınhemenhementamamı, Paris'i 60 kilometre kuzeyindeki PortSainteM< xence'teki eski Moncel Manastın'ndage çekleşti. Duvarlar, tel örgüler, barakala gözetleme kulelen, vs. inşa cderck, manast n geçici olarak bir hapishane halıne getirdıl Türkiye'de, belli bir hapishanenın aync kopyasını yapmak istemedım. Daha çok, t; nıcüğım tüm hapishanelerin bileşimini çıkaı dık ortaya. Hikâye için de aynı şey söz konı su. Asıl ekseni, Ankara Açık Cezaevi 'nin numaralı koğuşundaki çocuklann ısyan Paralel yan hikâyeler ise hapistc geçirdiğit sürelerdeki inceleme, tanıklık ve kendi kiş sel yaşantılanmdan kaynaklanıyor. Platomuz, ortak bir amaç için çalışa Fransız, Cezayirli, Arjantinli, Uruguaylı, Vt nezüelah, Tunuslu, Kürt, Türk, Ermen lranlı ve daha birçok uyruğun karşılaşma yc ri oldu. tki aktörün dışında, filmin çekimin katılan diğerleri asla kamera karşısına get, memişlerdi? Onlan oynatmıyor, yaşattın yordum. En önemlisı, hapishanenin havası nı hissetmeleriydi. Hapishanede olduklanr biliyor, fakatsenaryoyubilmıyorlardı. Eğc bu film başarılı olduysa, bu hissettiklerımı onlaraaktanlmışolmasındandır. 16 yıl sonra Duvar. /. Sayfanm devamı bulmam gerekiyordu. Duvar' ı herhangi bir film gibi gerçekleştirmek imkânsızdı. Alışılagelmiş üretim yaklaşımına bir çeşit militancayaklaşım eklemek gerekiyordu. öyle bir şey yapılmalıydı ki çekime katılan herkesin veya en azından büyük bir kısmının kaderinin filmin kaderiyle örtüşmesi, iç içe geçmesi sağlanmalıydı. Toplu çalışma ve üretim koşulları sağlanmalıydı. Benim için sorun, üretim koşullannı garantiledikten sonra bu ekibi nasıl idare edebileceğim meselesiydi. tlk günden itibaren, durumun herkes için açık olması gerekliydi. Filmin maddesi olan tedirginliği açıklamak, dolayısıyla havasım yaratmak... Butedirginliğin filmden çıkarak ekibin günlük hayatına ve platoya gecmesini sağlamak gerekliydi. Açıkçası bir hapishanedeydik ve şefgardiyanbendim. Ekibin büyük çoğunluğu, teknisyenlerinden aktörlerine, hapishaneyeçevirdiğimiz bu eski manastırda uyumayı kabul ettiler. Askeri cuntaya tokat... Benim için sıradan bir olay olmayan b gücün harekctc gcçirilmesinin en önemlı ne deni bu filmin faşıst asken cuntanın yüzün de patlayacak birtokat olacağı konusundak ınancımızdı. Bizi bu olağanüstü enerjiyl dolduran bu inançtı. Fi lmde oynay an çocuk ların önemlı bir bölümü, Berlin'deyaşayaı Türk toplumundan gelıyordu Diğcrleı Bonn, Frankfurt, Metz'den...Bununyanısı ra Paris banliyösünden gelen Cezayirhler v < Fransızlar da vardı. Moncel Manastırı'n; geldikJerinin ıkınci gününde onlarla hazırlıl çalışması yapmaya başladım; kameranıı önünde nasıl davranılacağını, mahkum dav ranışlannı, dolaşmayı, gardiyanlara hitap et meyi vs... Bazen zor, hatta acı verıci oldı (ancak her halükârda, zorlamaya başvur maksızın), fakatbu, gerçeği samimi olaral yansıtabilmenin tek çaresiydi. Bumesaj he pimiz tarafından algılandı ve sertlik göster melerimde bana kızmadılar. öyle ki, işimi; bitip de çocuklann aynlacağı gün geldiğindt herkesin gözleri yaşlıydı. Şiddetim amaçlıydı... /alımlık kavramını reddediyorum. Şıddetımbellıbiramacayönelıktı; filmin ıhtıyacı olan bir amaç. Bunedenle, Parısbanliyölerınde bulduğumuz Türk, Kuzey Afnkalı. Güney Amerikalı figüranlar, duvarlarla çevirdiğimiz, tel örgülerle çevrelediğimiz, av Hatice (Isabelle Tisandier), Şamil (Ali Berktay) ile evlenmeye gidiyor. Yanında yürüyen ktzı iseSema Kuray. Duvar filminden...