07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

EKİM 2000. SAYI 758 19 de ınsanlarbu dramı yaşamazlardı ." Bu gerçekçı gözlemler bir kez daha kanıtlıyor ki Koruma Kurullan 'nın SİT Kararları ve haklı ınşaat yasaklan korumanın gerek ve yasal şartı, ancak yeterlı şartı değil Kurul kararlarıyla korumaya alınan bu gibi tarihsel ve antik yerleşmelerde, o kültürün gerçek sahibi ve yaratıcısı olan " Yerel halkı da korumayı" gözetecek bir politıka gerekıyor. Bunun için de öncelikle Tunzm Bakanlığı'nın ev ve aile pansiyonculuğunu da desteklemesi gerekiyor... ÜçağızKale yerleşmesinin denizden görünüşünde egemen olan "kiremit çatılar"; eski tarzevlere değil bu evlerin avlu ve bahçelerinde "işyeri" yaratmak için yapılmış sundurmalara ait... Bu sundurmalardaki "cafe"lerden körfezi ve karşıdaki Kekova adası ile daha gerideki Akdeniz' i seyretmek ise eşi bulunmaz bir güzellik... Kale'nin hemen altındaki çay bahçesi "Cafe Hause'M işleten Mustafa "yatçılardan" şikâyetçi:" Kıyıya bağlanıyorlar ama yemeklerini bile teknede yiyorlar... Köy evlerinde ve kıyıdaki lokantalarda güzel yemek servisleri yapılır, insanlarpara kazanırdı... Şimdi bekliyoruz ki kıyıya çıkacaklar, bir çay içecekler, bir şeyler satın alacaklar. Besim Çeçener de o akşamki "eskı mavı yolculuklar"sohbetındebenzerbirserzenışte bulunuyor..." Eskıden ya balık tutulup yenilirdı, ya da zıyaret edilen köylerde ne bulunursa, onunla karın doyurulurdu. Şımdı üç öğün yemek tekneyı lokantaya benzetıyor. Bu da mavı yolculuğun felsefesiyle bağdaşmıyor. " lşteböylesıncönemlıbırtarihselgeçmışı olan Demre'nin kent merkezindeki "kışilıksiz betonarme apartmanlar " da bu gezımızın "mavi hüzün" olarak adlandınlmasındakı son gözlemımiz oldu Hiç değilse bu gıbı köklü antik yerleşme merkezlerindekı kentsel dokumuzu, o tekdüze ve yeknesak yapılar yenne, geçmişin kültür vc uygarlık birikımine daha çok yakışır bir mımari özen içinde geliştiremez miydik?.. Kekova'daki Tersane Koyu'na döndüğümüzde, bunun "çok zor" olduğunu, koyu çevreleyen antik tersane duvarlanndaki "görüntü" bileyeterincekanıtlıyor. Böylesine bir tarihsel deniz mekânında, geçmişin yapıtlanna saygıyla yaklaşmak ve korumak gerekirken, eline heryağlı boya fırçasını alanın binlerce yıllık uygarlık mirasıflm üzerine kendi reklamını yaptığı yazıları döşenmesi nasıl bir kültürse, aynı anlayışın Myra ve St. Nicolas Kilisesi etrafını (üstelik antik kentin toprak altında olduğu da biline biline) koca beton yığınlanyla donatması da işte aynı kültür değil mi?.. "Suçlan belgelensin " diye, bu mavi hüzün güncesini, Kekova 'daki batık kentin tersane duvarlannda okunan ısimlerle noktalamak istiyorum. İşte, tarih nedir farkında bile olmayan, kendilennı beğenmiş zavallılann. antik tersane duvan üzenndekı ısımlerinden okuyabildiklerimız1 "Konyalı fbo", "Azım Şen/Finike", "Tombış Nuray/Bozburun" "Dıamond Yachting/Kemer", "Özkan/Fethiye". "Baba Yaşar/Antalya" ve "üOP'tart Yılmaz"...>4 "evsiz, barksız kalan" kımi Kale köylüler de büyük taş lahıtlen bıle barınak olarak kullanabilıyorlarnıış Antık kentin kalıntılarıyla üst üste ve ıç ıçe kurulmuş köy evlerınden oluşan bu mahalledekı Kale'ye doğru tırmanan tüm sokaklar ıse hediyelik eşyalardan sıkma portakal suyuna, kekik ve keçiboynuzundan yemenı ve boncuklara kadar her türlü şeyin adım başı tezgâhlarda satıldığı bir bıtpazan görünümünde.. Müşteriler ise yatla gelen günübırlikçiler ıle az sayıdaki pansiyonlardageceleyen turistler... Azra Erhat, gezı boyunca bize rehberlik eden 1977 tarihli 1\ırıng dergisindeki yazısında bu gelişmey i 2 5 y 1 önceden şöy le ya1 zıyor: "Buköy (Kale) bırmuammadır. Halkı yazın yaylaya göçer (şımdi değil) kışın denizle ıç içe yaşar... Burayı keşfeden kimi şehirliler arsa almaya, ev yapmaya başlamışlar... Oysa buranın olduğu gibi kalması, Milli Park olması gerekir... Ama kim dinler; kitn uğraşır?" Antik Myra 'da Likya'nın kaya mezarlan... re'nin "manevibabası" gibi. Varlıkhbirailenin çocuğu olarak, yoksul çocuklara hep armağanlar vermesiyle efsaneleşen Noel Baba, ölüm yıldönümü olan her 6 Arahk'ta Demre 'de törenlerle amhyor. St. Nicolas 6 Aralık 343'teöldüğünde, bir Roma lahdinin içine gömülmüş ve mezannın korunması ıçın de bir kilise inşa edilmış. Bugünkü bina ıse anayapı olarak 7. yy'aait ve şimdikı mimansini 1885'teki RusÇariçesı Anna Galicia'nın yaptırdığı son büyük onanmlaeldeettiğı söylenıyor... RahmiKoç'un'evl'... ÜçağızKale 'deki en ünlü ve en görkemli ev ise hiç kuşkusuz tarihi Kale'nin hemen yanıbaşındaki tepeden bütün Kekova Körfezi'ni veÜçağızKoyu'nu "yukandan" seyreden Rahtni Koç' un evi . Tekneden kıyıya çıkıp sokaklarda dolaşmaya başlar başlamaz elimizdekı fotoğraf makinelerinden "ilgılı" birileri olduğumuzu anlayan köylü kadınlar, bir yandan bir şeylersatınalmamızı ısterken.öbür yandan da sanki "imar yasağını" anımsatırcasına hemen bu evden söz edı vorlar:" Yeni ev yapılmıyor, en yukarda da Rahmi Koç'un evı var, yan ında hel ıkopter pı stı bile var. " Kale'den Üçağız tarafına baktığımızda ıse gerçekten bu pıstı görüyor, tarihi sur duvarı ile antık nekropol kalıntılan arasındaki lahıtlerın hemen yanıbaşına helikopterin nasıl inebildiğinı merak edıyoruz. Dahası, bu inış ve kalkışlarda yorgun kale duvarlarının ve kalıntılarınsarsılıpsarsılmadığınıda... Ne varki yine Kale'deki Bekçi'nin ıfadesine göre, Koç ailesı helikopteri değil deniz yolunuyeğliyormuş. Yatlageliplimanademirledikten sonra evlerini ziyaretediyor, ancak geceleri de yine yatlannda kalıyorlarmış... Yani, Rahmi Koç'un evi, KaleÜçağız'daki I. derece Arkeolojik StT alanında bir "simge" gibi. Neyin simgesi derseniz,yanıtını yine köylü kadınlar şöy le veriyor:" Buralann yerlisi biziz ama sahibi artık biz değiliz. Evlerimiz zenginlerin oldu, biz de evlerimizi onlara sattık, öylesine yaşıyoruz..." ... Ve Noel Baba'nın kentinde... Aslında "mavı yolculuğun felsefesiyle bağdaşmayan" bir başka davranışımız ise Demre'de kıyıya çıktıktan sonra, antık Andriake kentı kalıntılannın da bulunduğu Çayağzı Iımanındansadece4km. mesafedekı antik Myra kentme yürüyerek değil. "klımalı mınıbüsle" gıtmemız. Ibo, yani I.Muhammet Boyalı ve "S.S. DemreMyra Kooperatifi"nin çalışanları öyle bir sistem kurmuşlarki mavi yol teknelerinden yolculan önce küçük motorlarla nhtıma taşıyorlar, sonra da hemen orada bekleyen klimalı minibüslerle Demre'nin merkezindeki Noel Baba Kilisesi ile daha gerideki yamaca yaslanmış Myra'ya götürüyorlar. Bu ziyaretler ve çarşıpazar alışverişinin ardından yerli ve yabancı turistlerin aynı şekilde geriye ve teknelerine götürülmeleri de hiç aksamayan bir düzen ve dısıplın içinde gerçekleşiyor... Dağın yamacındaki Myra ile St. Nicolas kilisesi arasındaki Demre'nin "ünaraaçık" arazileri var. Ne var ki aynı kilisenin arka kesimindesüren arkeolojik kazılann çalışkan başkanı Prof.Dr. Yıldızötüken'ebir "merhaba" demek için kazı alanmı ziyaret ettiğimizde, toprağın altından çıkan antik yerleşme ve yapı kahntılannın, 2 km ötedeki "Myra'ya doğru ilerlediğini" farkediyoruz. Oysa arkeolojik SİT kiliseden sadece 50 m. sonra bitiyor. Yani, Myra'nın "devamının" nerede olduğu belli, ancak üzerinde apartmanlarsıralanıyorve Demre kenti tarihi yerleşme alanının tam üzerinde yükseliyor... t.ö. 5 yy.'dakurulanMyra'nın "örenyeri" olarak koruma altında tutulan ve turistik ziyaret yeri şeklinde düzenlenen yamaç kesiminde ise Likya'nın ünlü kayamezarlan ile antik tiyatrosu gerçekten göz kamaştıncı güzellikteler. Sikkeleri arasında t.ö. 3 yy.'a ait olanların da bulunduğu bu Likya kenti, t.S. 61 yılında tsa'nın ünlü havarilerinden St. Paul'u da ağırladığı içjn inanç tufizminin " odak noktalan " arasında... Kimi belgelere göre t.S. 3 yy.'da Patara'da doğan St. Nicolas ise (Noel Baba) Dem 'Insanı' nasıl koruyacağız? Kale mahallesindeki bir köy evinin körfeze bakan ön bahçesini ahşap pergoleyle örterek büyük bir "butik" haline getiren ve yaz aylannı buradageçirmeyebaşlayan "Cumhuriyet okuru" iki kız kardeşten Nermin Ketenci anlatıyor: " Aslındaköylünün bilinçsizliği veçaresizliği bütün bu sorunlan yarattı. Bir kaç yıl önceye kadar, Kale' ye bekçi atanmadan önce, sur duvarlarının tarihi taşlannı bile söküp kaçak ev yapıyorlardı... Derkcn bu evlere daha önce hayal bile edemeyecekleri paralara müşteri çıkınca, hiç düşünmeden satmaya başladılar. Ancak evsiz kalınca da çok daha zor koşullarda yaşamaya mahkum oldular..." Köyün en yaşlı zeytın ağacı olan 1500 yılık anıtsal ağacın gölgesınde turistlere giysi satmaya çalışan Zeynep Ketcnci de ablasının sözlerini tamamlıyor " Eğer köy lülere devlet yardım etseydi ve evlenni satmalan yenne, krediyle ya da başkateşviklerle pansiyon yapsalardı, hem Kale'deki tanhi doku daha iyi korunurdu, hem Demre 'deki SL Nicolas Kilisesi 'nin arkasutda Prof. Dr. Yıldız Otüken 'in yönettiği kazılan Yoğun çatı dokusunun bir nedeni de imar yasağına karsı sundurmalarla örtülen teraslar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle