Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyel Oyuncu, şarkıcı ve dansçı. Aynca bugünlerde New York 'un kraliçesi. Hayranları bu pahalı îspanyol 'un yeni jîlmini dörtgözle bekliyor. • 2. SAYFADA j,BVNİFBILOPEZ Bolşoy Opera ve Bale Tiyatrosu 'ndan ayrılan bir grup sanatçı, üç ünlü bale yapıtı ile bu hafta Mydonose Showlandde... M 1 0 . 8AYFA0A B OLŞOYCULAR. BİR HAPİSHANE FİLMİ: DUVAR Duvar filmi için Yılmaz Güney şöyle demişti: "Türkiye'nin değişmesi için gerçekleri söylemek bize, hiçbir şeyin değişmemesi için yasaklamak ve hapsetmek de faşistlere düşüyor. Ama daha ne kadar zaman acaba?" Yılmaz Güney 'in son filmi Duvar. löyıl sonra Türkiye de göstenme giriyor. Filmın çekimi ve yurtdışı serüveni sırasında Yılmaz Güney 'ın yabancı basında sayısız ropörtajı yayımlandı. Bu rvpörtajlardan bır derleme sunuyoruz. Arkadaş (1974), filminden ben. bu, tamamen benım yaptığım ılk film. Kelımenın dar anlamıyla polıtik bir fılm yapmak istemiyordum. Istediğim, konunun, günümüz Türkiyesi olması ve orda kalmasıydı. 1980 darbesinden beri 40 kadar ölüm cezası ınfaz cdildı, bınlcrce kışı halen hapıste; o halde, hapishaneyı anlatmak, bır yerde Türkiye'yi anlatmak demektı, filme Türkiye'yi koymak demekti... Bugünün Türkıyesrnın hapıshane gerçeğıni ıyi bılen bıri olarak, kendime başka bır soru yönelttim: Olaylan olduğu gibi mi yoksa dolaylı bir yoldan mı anlatmalıyım? îkincı çözümü benimsedım. Filmin canalıcı noktasına başta çocuklar olmak üzere yetışkinleri de koydum; hapıshane gerçeğine onlann gözleriyle bakabilmek için; oraya, sıcaklık ve sevgı koyabılmek için. Birinci yol, yani olaylan bütün çıplaklığıyla anlatmak yolu, gerçeğe ne kadar yakın olursa o kadar ınanılmaz görülecekti. Zıra bugün Türk hapıshanelerinde inanılması güç olaylar cereyan ediyor. Diğer bir zorluk daha vardı: Türkiye'den uzak kaldığun sürede, hayatımın polihk tarafı, politık kişılığim oldukça önem kazanmıştı ve ben bunun filmimi gölgelemesinı istemiyordum; çünkü hangi gerekçeyle olursa olsun bu filmin salt bir propaganda aracı olarak değerlendirılmesıni istemiyordum. Sanatsal bir anlatım Devamı 4 7. Sayfada