Katalog

4NİSAN 1999. SAY1 680 dakilernasıl takıldıgımı bilirlerdi. Birşey diüşürsün. Uyuyamaz, yorganın alttnda sağa yemezlerdi, çünkü saklamazdım. Evdc an soladönüpdurursun.Geceninkaranltğında ncm ve babam da bilirdi, bütün malzemem halüsinasyonlar görür, odadaki hayaletlerle odamda masanın üstündc dururdu. Odama kavgaetmeyebaşlarsın..." çekildiğimde babam panige kapılırdı, çünkü " Ve dört gün böyle biter" diyor. neyaptığımı iyibilirdi. Ikisaat sonra arkamDört günün sonunu ise şöyle anlatıyor: dan odama gelip bcni kontrol ederdi. Koma"Bu zaman diliminden sonra şiddetliağrıyagirmemdenkorkardı... Diğer insanlar ise lar, titremeler, uykusuzluk yok olur. Sadece bcni etkileycmez, kıramazdı. Çünkü söyleeklemağnları kalırgcriye. Bütün her şey dödiklerini umursamazdım. Ben gücümün farkülür vücudundan. Halsizleşirsin... Onon kındaydım. Eroin krizinc gireceğimi anladı beş gün sonunda bu ağrılardan da kurtulurğınıda bile soğuk suyun altina kendim girer sun. Sonra iştahın müthiş şekildc açılır ve südim." rekli yemek yemeye başlarsın, belki günde Ama K. H.'nin bazı arkadaşları onun kadar yirmi öğün ycrsin. Bunun sebebi de eroin kullanırken meydanagelen iştahsızhktırayşanslıdeğilmiij, çünkü ölümünkucağına girıca eroin kandaki şekeri yer. Bu yiizden vüdendeolmuş. cudun yenıeğe, şekere açtır..." "Çoketkilenirdim"diyorK.H."Fakatbirçok arkadaşımın ölüm haberini duyduğum K.H. zorlu bir dört gün geçirdikten sonra zaman, eroine yapıs.ırdım. Malı alıp vururkurtul uyor eroinden. dum."Gülüyor... Şlmdl ne yapacağım? "Yas,amakicinbirnedenimyoktu" diyor. "Bıraktıktan sonra hemenişbuldum" di"ölümden korkmuyordum.," yor y üzünde bir gülümsemey le... Sonra cidBir anda eroinden kurtulmak için attığı i Ik dileşiyorveoankipsikolojisindenbahsediadıma dönüyoruz. yor: "Ben her zaman bırakacağım derdim. Ba"Psikolojim allak bullak olmuştu. llk 'Ne ğımlılannçoğubunuderzaten...Belkiyılda yapacağım?' diye kendime sordum. Artık yirmi yere bırakırlar, ben iseotuzkerebırakbütün dünya beni tanıyordu. Bütün dünyam, mışımdır..." , , Bcyoğlu'ydu. Yapabileceğimişlerbclliydi. Ylnegllluyor... Fakatbunlarbağımlılıkdönemindeyıpran"Ama bir gün bir olay bcni çok etkiledi. Bımıştı ve tekrar onları kazanma sürecine girrakmadan iki ay önceydi. Beşiktaş'ta otobüsmem gerekiyordu. Bu her şey için geçcrliytegidiyordum,ogünçokhastaydım. ICrizsü di; umutlarım, kişjliğim, ailem, insanlarla reci yaklaşıyordu. Eklem yerlerim ağrıyor, ilişkilerim... Kendimi kanıtlamam.çevremburnum, gözlerim akıyordu. Inanılmazbir dekileregüvenaşılamamlazımdı." halsizlik içindeydim, umutsuzluk heryanıMüziğeeşlik edip şarkı mınldanıyor... mısarmiijtı. Kendiiçimdebirkıstınlmışlığı "Onu seviyordum" diyor eski bir sevgiliyaşıyordum. Buruhhali içindeyken,gözüdenbahscdcrgibi... me sahilde oturan insanlar ilişti. Sahilde, çay "Evet, onu scviyordum. Ama on y ıl onunbahçesindeçayınıyudumlayan,kıyıdabalık layaşamıştım, artık bitmesi gerekiyordu. Intutan insanlar. Gülüyorlardı... Onları seyrctsan hayatı boyuncatek birşeyle beraberolatimveiçimdenşunlargeçti: Hiçbirşeyinpcmazdı.Düşünscnize, birinsanhayatıboyun'jinde değiller, rahat bir «jekildc yaşıyorlar. caaynışcyiyiyebilirmi'/MeselabenbirhaBiriçayınıiçiyor,biribahğınıtutuyor...Çok vuzun içindeydim, fakathavuz zamanla dagüzelgörünüyorlar,arzuettiklerianıarzuetralmış, kulaçatamazhalegelmiştim. Artık tikleri gibi tadıyorlar. Ve bende o duygular denizlereaçılmakistiyordum,sınırsızdcnizyoktu. Bubeniçokkötüetkilemişti.Ondan lere... Veaçıldım." kurtulmamgerektiğinianladım, artık dayaEroine dönmemekonusundakararlı K.H. nacakgücümkalmamış.tı." KafasındaonakarşıbirsurtnşaettiğinisöyOandanitibarenbırakma sürecinegiriyor lüyor: "Ben kafamdabirsuryaptim.su an K.H. onunüstündeyim.Osurunüzerineçıkarkcn Amanasıl? ördüğüm merdivcni climdeki balyo/la kır"Kriz" diyor. dım. Veosurunüzerindcnaşağıyabaktığım"Kâbus!" da, o çukurda hayat hâlâ devam ediyor. Yüz "Kendinievekapatırsın, çünkü senikâbus metrc ötemde ama yüz metre yükselik var iolu dört gün bekliyordur. Herşeye hazırsmaramızda. Eğer bir daha başlarsam o surun lır... Kriz süreci başlar, burüstündenatlamamgcrekecek, ıun, gözün akar, vücudundaki K.H. 011 yil eroin çünkü merdiven yok. Eğer at)ütünkemiklerhafifbirş.ekil . . • • b larsamyaayaklanmkırılacak lc ağrır. Vakit ilcrledikçe bu Daefmmı OiaraK ölecegim. Hiçbir zarara y ad a ığrılarşiddetlcnir,kcmiklenn yaşadl. Blr £Ün uğramadandüşmem imkansız. ,'tiniyırtarakdışançıkmakis. . Düşüşüm, ölümcül bir düşüş cr. Derine dokunamazsın, Dirakmaya karar olacak." ;ünküöylebirhalalmıştırki, verdl. UmutSUZİUgU, Eskikimliğinibiryanabıra;ankierir. Burnundakokusu" ' kıpgeçmişebirsüngerçekmiş ıuduyarsın,buöylcbirkoku kargaşayi, yikintiyi K.H. Kendine yeni ve "sırat an Jur ki, mideni bulandmr. Iğ v a n a ^ . Avnlık eok ' " ^ ' r n a v a t kurmuş: "Bıra111 nn cnçtir.dcrinigörmekbileis »"r" " *J * V«"* kalıbiryıloldu.Onuhâlâseviemczsin. Bir yandan da ina zor ^ e l s e d e biraktl yoruın amadönmem imkansız. ıılmaz bir umutsuzluk içinc Çünkü birbirimizi yıpratıyojirersin. Bir kargaşa, bir yı o n U »•ŞBinilll ruz. Veşuanhayatımgayetiyi; cıntı yaşarsın. Gecc titreme anlatirken eroinden ailem, dostlarım, severekyaper.midebulantısıbaşlar... Bir tığımbir işim... Başkabirşey iey yiyemezsin ama durma terkettlğl SevgHİSİ istemiyorum.Bukadarbasit..." landakusarsın. Artık midcn rf||«| «Âjedivor K H* Artık Beşiktaş'taki çay bahlekusacakbirş.eykalmamışçesincherfırsattagidipçayımı ır.öğürmeyebaşlarsın,ağzın "Klllaç atamaz yudumluyorK.H. lan mide asidin gelir, çok acı . . "Oraya gidip dcfalarca çay lirtadı vardırveağzınıyakar. oimuçium. içtim, oturdum. Hatta güneye 3irşcylerkusabilmekiçinsu DenİZİere açilmak bilegittim.Gezdim,dolaştım, çersin ve iki dakika sonra o sahilde kumların üzerine yat;uyuyenidenkusarsın.Tuva İStlyordum, SimrslZ t ı m Denize girdim, yüzdüm. ete gidcmez, yatağına yap danizlere . Hayatıntadınıçıkardım...Çünnakzorundakalırsın.Terden "" kü kendimle bcraberdim ve iirılsıklamsındır ama çok Ve açildim..." sağlıklıydım.."^ BAŞKENT GUNLERI Uyanlar, armağanlar MÜŞERREF HEKİMOĞLU anımda Dr Hüsnü Göksel oturuyor. Londra'dan gelen kızı Aslı ile birlikte. Yıllar çok hızlı geçiyor. Onu kucaklarken 1950'lere dönüyorum, Hayat dergisinde yayınlanan bir fotoğrafı anımsıyorum. Hüsnü Göksel eşı Selma ve çocuklarıyla mutluluğun resmini çiziyor. Bu akşam da çok mutlu Dr. Göksel, Balerin'i izliyor, belki de yaşlı gözlerte Sema Aybars oynuyor Balerin'i, önce kanserle dans etti, hastalığı aştı, otlstik kızıyla dans ediyor şimdi sahnede. Kurtlarla Dansı anımsatıyor. Güç bir dans ama sevgiyle başanyor. Şinası Sahnesi'nde, Ayten Gökçer'in yönettiğı oyundan sözediyorum. Tıyatroda güzel bir tırmanışı var. Değişik rollerde oynadı, şarkılar söyledi, doruğa tırmandı, alkışlandı, odüllendi ama yönetmenliğinde ilk adım bu. Onu tanıyorum, geçmiş yıllarda yogun birlikteliğimiz var, tiyatro gecelen söyleşilerle uzar, övgüler, eleştirılerle yeni sahneler oluşur soframızda. Ayten Gökçer de çarpıcı sözlerte katılır eleştırilene. Kimi zaman hayli acımasız ama haksız degıl. Cüneyt Gökçer de ilgiyle, saygıyla dinler onu. Yöneticı olarak da sevgiyle selamladı. Balerin baştan sona Ayten Gökçer ürünü bence. Dogasına yaraşır bir ürün gerçekten. Küçük ayrıntıları da büyük uğraşı sergilıyor. Anne balerin ama otistik kızı Malin daha çarpıcı danslar yapıyor, sevgiyle yeşermeyi, sevgisizlikle solmayı, akort bozukluğunun nerden kaynaklandığını sergiliyor. Otistik kız rolünü Gerçek Büyükağaoğlu oynuyor, yöneticinin doğru seçimini kanıtlıyor oyun boyunca. Sevginin önemini, mavi seslerin güzelliğini vurguluyor Otistik çocuklann Ayten Gökçer: Şimdi yöneticL. ötesindeki gerçekleri. Norveçli yazar Arne Skouen'in bir yapıtı güzel bir katkı bence. Teksesli çalgıcılar sanmm ilk kez sahneleniyor ülkemizde. llk ancak sessizlik üretiyor değil mi? oyun, ilk yönetici, ilk rol ile güzel bir llk tanışma sessizliğı aşmak yolunda da ' biıiiktelik sergileniyor sahnede. Seyırcilere bir adım bence. Çoksesli müziği ilgınç duyuruları var. Başka bir dünyanın dinleyerek sevecekler, yetenekleri varsa kapısını aralıyor, yeni görevlere çağınyor geliştirecek küçük öğrenciler. Onlar da insanlan. Akordu bozulanları tanımayı, konser verecek geriden gelenlere. llk sesimizi maviyle oluşturmayı anlatıyor. tanışma sürecek çünkü, ikibinler Oyunun kitapçığında Prof. Dr. Ferhunde onbinlere, yüzbinlere ulaşacak giderek. Öktem'in bir seslenişi var. Bu zorlu Anadolu Üniversitesi güzel bir görev uğraşta umutsuzluğa yer yok, diyor. üstleniyor doğrusu. Bılimin ışığı sese Otistik Çocukları Koruma Derneği Kurucu dönüşüyor. Başkanı Nejla Aslankurt da oğluna Kimbilir ne güzel yetenekler yeşerecek, teşekkür ediyor. Annesine kattığı değerler ne güzel konseıier dinlenecek. nedeniyle. Oğlunu yaşatmak için Zaman da daralıyor ama hüzünlenmiyor gösterdiği uğraşla onun yaşamı da seviniyorum. Ben dinlemesem de yetişen güzelleşiyor, değerleniyor çünkü. kusaklar dinleyecek o konserleri. Ben de Tiyatro bir okul gerçekten, güzel ders çok güzel konserler dinledim yıllar veriyor, gözümüze, kulağımıza yeni boyunca. Başkalan dinlemiyor diye gerçekler sunuyor, düşüncemize yeni üzüldüm ama üzüntüm sevince boyutlar katıyor. Başta Ayten Gökçer, dönüşüyor artık. Çünkü her zaman, her Balerin'e emek veren tüm sanatçılara yerde duyulacak güzel konserler. teşekkür ediyorum. Ben de güzel bir ders Teknolojinin de güzel armağanlan var tüm aldım o akşam. kuşaklara. ^ Y Üzgünüm ilk tanışma çagnsına katılamadım ama olayı çok sevdim, dahası bayram armağanı dıye algıladım. Anadolu Üniversitesi'nden bir armağan bu. Eskişehir'deki ilkögretim öğrencılerine sunuluyor. Benim kuşağıma da güzel bir uyan. Atatürk'ün müzık devrimini yaşatmak, çokseslı evrensel müzik sevgisinı geliştirmek yolunda hayli geri kaldığımızı belirtiyor. Gecikmeyi aşacak bir yöntem uygulanıyor şimdi. Küçük öğrenciler için konseıier veriyor küçük öğrenciler. Klasik Batı müziğinden değişik örnekler çalınıyor. Gerçekten ilk tanışma bu, yalnız müziği değil, o müziği üreten çalgılan da tanıyorlar. Piyanoyu, kemanı, viyolayı, viyolenseli, konturbası, flütü, fagotu, trompeti, kornoyu ilk kez görüyor, dinliyorlar belki de. Dinleyerek ahşacak, sevecekler hiç kuşkusuz. Tekseslilıği aşacaklar, çoksesliliğe yönelecekler giderek. Anadolu Üniversitesi yılda ikibin öğrenci için öngörüyor bu programı. Çoksesliliğe, dahası demokratik yaşama