05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

1AN 1999. SAYI 680 înne şartı aranırken 1934 yılında onaylanan vc yürürlüğc gircn 2510sayılılskanKanunuılede azmlıkların ycrleşım alanları sınırlandt. 13u kanunun ilk uygulama alanlarından olan Trakya'da Yahudiler'e kar^ı sıddet içeren olay lar yaşandı. "Birkaç çapulcunun işi" ularak gösterilenolaylardaevleri vcişyerleri yağmalanan yüzlerce Yahudi bulundukları İcentleri terketti. TUZLA'DA BIR KAMP VE HRANT DİNK... " Kapatıyorum telefonu. 'Gazeteci olarak görevimi yaptım herhalde" diyorum kendı kendıme... Bırakıyoruz anlamsızlığı Bomonti Bahçesı'ne. Dönüyoruz gazeteye... Ve olayın haberini yazıyorum işte... Lakin ağladığımı hangı dille yazacağım bilemiyorum... Ağlamanın dili yok ki...!" Ermenı cemaatinin yayın organı Agos Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink Bomonti Mıhitaryan llköğretim Okulu'nın "36 Beyannamesi"ne dayanarak tam da öğrenim yılının ortasında tahliye edılmesınin kendisinde yarattığı etkiyi bu sözcüklerle aktarıyor okuyucuya. Dink'ın gözyaşlarının nedeni aıdiyet duygusunun örselenmesi değil... O okulsuz kalmakla tehdit edilen 45 oğrencinin yanısıra geçmişte kendı çocukluğundan koparılan sevince ağlıyor. Bu sevinci yaratan ise yoktan var etmenın keyfı: "Biz üç kardeşiz. Anne ve babamız ayrıldı ve bız yetım kaldık. Ermeni Protestan Kilisesi'nin yetimhanesine yeıieştirildik. Beton bir bınaydı ve yazları da orada geçirirdik. 60"lı yılların ortasında yetimhane yönetimi 'Tuzla'da sıze bır kamp kuracağız' dedi..." O yaz otuz kadar öğrenci Tuzla'da, denizle göl arasındaki on dönümlük arazide çalışmaya başladı. Üç ay çadırlarda kalındı, beş yüz metre uzaktaki denizden kum taşındı, kuyu kazılıp su çıkarıldı, tulumba yapıldı, ağaç dikildi... Yaz kampının ınşaatının temelini atan otuz çocuğun eliydi... Çocuk bedenlen çimento çuvallarını sırtlandı: "Böyle üçdört yaz çalıştık. Ortaya bir cennet çıktı. Otuz yıl ıçinde bın beş yüz çocuk yararlandı bu kamptan. Eşimle ben orada tanıştık, orada birlıkte büyüdük..." Hrant Dink büyüdü, Tuzla Kampı'nın yöneticisi oldu. 1980'li yılların başında bır yazı geldi kampa. "Sızın burayı satın alma hakkınız yok" deniliyordu "Bu yüzden eski sahibine vereceğiz"... "Kampı elimizden alıp eski sahibine verdiler. Bize bir kuruş bile ödemediler. Hayatımın en büyük yıkımı oldu bu. Bır kuş bile yaşadığı ortamla bütünleşır, biz birden bire çırılçıplak ortada kalmıştık..." "36 Beyannamesi" Hrant Dink'in elinden çocukluğunu almıştı. Yıllar sonra ılk kez geçen yıl eşıyle birlıkte gıttiler kampa: "Görünce eşim bayıldı çunku harabe olmuştu. Doğramaları, pencereleri herşeyi çalınıp çırpılmış, bahçesıne bır cami dıkılmişti..." Türkiye Ermeni Patrikhanesi'nin yönetimi altındakı 45 cıvarında vakıf var. Bu vakıfların bugüne kadar yitirdiği gayrimenkul sayısı ise otuzu aşıyor. Dink, uygulamanın siyasi bir tasarruf olup olmadığı sorusuna şu yanıtı veriyor: "Biz, TC vatandaşıyız, kurumlarımız da TC kurumları olarak nıtelendırılıyor. Ancak tek partı donemınde CHP'nın hazırladığı dokuzuncu rapor olarak tanımlanan bır çalışma söz konusu. Bu rapor, azmlıkların belli bir süre ıçinde nasıl eritileceğı konusundakı projelerı ıçerıyor." Cumhuriyet'ın kuruluş döneminde 300 bin olan Ermeni nufusunun seksen bıne düştüğünü anımsatan Dink şöyle diyor: "Aynı sürede Türkiye'nin nüfusu 1213 milyondan 65 mılyona yükseldı. Bu durumun düzeltılmesi gerekiyor. Vakıflarımız, hayır kurumlart... Bunlarla devleti bölmek için bir teşkilatlanma yapmıyoruz, bunu devlet de biliyor. Biz, Lozan'la tanınan ibadet hakkımızı kullanıyor, dilımizı, dinımizi yaşıyoruz. Bu kurumlar olmazsa bunları yapmamız mümkün değil. Ülkeyı yönetenlerin akıllarını başlarına toplayıp 'biz ne yapıyoruz, bu konuya bır çözüm bulmalıyız' demeleri gerekiyor. Ben uluslararası camianın müdahalesiyle bir ülkedeki sorunların halledilebileceğini düşünmüyomm. Onun için de bugüne kadar Insan Haklan Mahkemesi'ne gitmiş değiliz. Çaresiz kalırsak gideriz ama bu cemaat bunu da arzu etmiyor. Sorunlarını kendı ülkesinde kendi devletiyle çözümlemek istiyor..." ^ Denetlemek için ama... Vakifların statüleri ve ışleyiş hukuku 1935'teelealındı.3 Haziran 1935 tarihli yasanın 36. maddesiylegayrimüslimlcrden vakıflarıııaaitgayrimcnkulleritay, nin sayı ve statüsünü belirtir beyanname vermelen istendi. Kanun altı ay sonra yürürlüğegirdi. Ermeni, Yahudi ve Rum Vatal kıfları okul, yetimhane, ibadet yerleri vegayrimenkullerini bildiren beyannameleri hazirlayarak ilgilı makama bildirdi. Cumhuriyet öncesi döneme ait vakıf sayısının bilinmediğini söyleyen Ermcni cemaatinin yayın organı Agos'un Genel Yayın Yönetmenı I Irant Dink'e göre, 2762 sayılı bu yasa azınlıklan değil dini vakıflan hedefliyordıı: "Cumhuriyet sonrasında çok dır sayıda vakıf vardı vebunlarbirIslami ızlık birleriyledeçatışıyordu. almak vakıflan denetim altına isteyen Atatürk bu yasanın çıkarılmasınııstedı..." C'emaat vakıtian hükmi şahsıyetlerinı pekiştıre dursun azınlıkları hedef'alan siyasal, •nomik ve sosyal baskılar sürdü. 1937'de ;açbelediyeninbaşlattığı"VatandaşTürkvonuş" uygulaması tüm iilkeyı sardı. Biryıl rakonuTBMM'nin gündemıncgetırıldi. nisaMilletvckılı MehmetSabrıToprakbir ın hazırlayarak umuma açı k yerlerde Türklcn başka birdil konuşulmasının yasaklaniinı, bu yasağa uymayanların 1 7 gün hapis, 100 kuruş para cezasına carptırılmasını rdi. Tasanya göre yasağı çigneyenlenn diplalarınaelkonularakçalışmalanengellene, toplanan para cezaları ıse ıhbarda bulunan ındaşjaradağıtılacaktı. 939'da azmlıkların askerlikleriniyedeksuolarak yapmalan ve silahlı cg* itım görmeleısakiandı.lkiyıl sonra 2045 yaşarasında)ütiin azmlıklar askerc çağrıldı. "Yırmı 'a Ihtıyatlar" olarak bılınen bu uygulama usa geç kaydcdılme gıbı nedcnlerle kimliJckı yaşıy la gerçck yaşı tutmayan yüzlerce kişiyi etkiledi. Eskişehir, Konya, Kandıra vediğermerkczlerde kurulan kamplara gönderilen azınlıklar yol yapımında ve laş kırma ışlcrındc çalıştırıldı Terhısolupgerı dönenlerı bekleyen bır başka felaket vardı: Varlık Vergisi. Dönemin Istanbul Det'terdarı'nın sonraları "Neden bızi divanı harbe göndermedıklerıni anlamıyorum" diycrek yaşanan haksızlığı sergiledigi uygulamada Türklcr'dcn yüzde beş, lirmenıler'den yüzdc 232, Rumlar'dan yüzde 156, Yahııdıler'den ise yÜ7de 179 vergı alındı. Vergisiniödeyemeyenler Aşkale'deki çalışma kampına gönderildi, 25 kişi lıjstulık vc yaşlılık nedcniylekamptaöldü. Hrant Dink kampta büyümüştü.. Yetımhunenin yazlıh kampıydı Tuzla Yapımında öğrencilerin katkısı büyüktü.. Tuıiu Kumpı'ıuiu offrenciierpuyluşmayı ve sorumlulugu iiğrenmişlerdi... 1948'delsruirınkurulmasıylaYalıudıler'ın, 1964'tc yaşanan Kıbrıs sorunuyla da Rumlar1 ın büyük bölümü ülkcyi tcrkcllı. 1955 67 üy lül'ünde yasjananlar ıse bır büyük göçün daha kapısını araladı, azınlıklarbirkezdaha valızlerinıtopladı... Uütün bu olup bitenlerarasında cemaat vakıfian olağan işleyişlerini sürdürdüler. Yetimhanelerin,düşkünlerevlcriningcreksinmeleri karşılandı,okullaraycnisıralareklendi,mezarlıklaıın bakımları yapıldı, kilısclcrin kapıları ya da akan damları onanldı. Gıderlerçoğunlukla bağış ve vasiyct yoluyla sağlanan ya da satın alınan gayrimenkullerin gelirleriyle karşı landı. Arkalanndan okunacak dua ya da me /arlarınınbakımı ıçıngayrımenkullerını vakıflara bağışlayanların luıkuki ışlemleri tamanılandı. Mahkemeden tenıyiz kararı alınaıak "vasıyettir" şerhiyle tapuya kaydedildi. Satın alınan gayrimenkullerin tapu isjlemlerı, yasa gereği ancak Valiliğinonayıy lagerçcklcijtırilıyordu. Valilik, önüne gelen bütün başvuruları onayladı. Çünkü içtihata uygundu... Ta kı, 1966'ya kadar... 1964 yılında yaşanan Kıbrıs krizi sırasında Tiirk hiikümetı Yunan pasaportlu Rumları sınırdışı etme kararı aldı. Karar 12 bin Rum'u kapsıyordu ama aileleriy le birlikte ülkeden aynlanlann sayısı kırkbiniastı. Gergıngünlcryaşanıyordu. 1967yllınagelindiğindegerginlik tapu dairclcrine yansıdı. Gaynmcnkullerıni kaydettırmek ıstcycn cemaat vakıtlarınaönce "Hükmı şahsıyetını/ yok" sonra "Hüknıı şahsıyetinizvaramamaledıneme7sinız"denildi. Tahlike ve yabancı... Balıklı Rum Hastanesi Vakfı, vasiyet yoluyla kendisine bırakılan gayrimcnkulün tapuya geçirilmesi sırasında MalıycHazınesı 'nınengelıylekarşılaştı.lstanbul ÜçüncüSulhHukuk Mahkemesi'ndeaçılandavaYargıtay'a taşındı. Yargıtay Hukuk Genel Kuruluoy bırlığıyle karar verdi: " Devlctinçeşitlı tehlikelcrlekarşılaşacağı ve türlü sakıncalar doğabilecegi**
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle