23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

31 OCAK 1999. SAYI 671 pencerelcrvckapılarisebüyük. Çatı katının merdivengirişidemirbirkapıylakapatılmış. Rehbcr Ahmet Güneş kapıyı acjyor. Etraf karanlık. Kuş gübreleri ve tüylcriyle kaplı merdivenlcriçıktıkçagün üjigı artıyor. Yerde birgüvereinölüsüyatıyor, kanatlarıikiyana sarkmış. "Hızla ııçarken biryere çarpmıştır, ölmüşiştc"diyor Ahmet Güneş. Çatı katında bir sürü güvercin, bir baştan birbaşauçuyor. Kmkpenccrecamlarından ycni ziyaretçiler geliyor. Sesleri çıkmıyor hiçbirinin. Çatı katının içi kaloriferborularından geçılmiyor. Yerlervecamlarçok kirli. Ahşap çati.demirdireklerledestekleniyor. Alman mimarisineuygunolarakdikyapılınış. Fakat 1917'deki sabotaj sonucuçıkanyangından sonra tamir görünce, orijinalligini kaybetmiş. Haydarpaşa Gar Binası birkaç önemli olay dışında önemli olay laratanıklıketmemiş. Kn önemlisi 6 Ivylül 1 9 17'deki sabotaj olayı. O günlerin kay ıtlarına göre olay şöy le geçmiş: Bir Ermeni, lngilizler'ebilgi sızdırmak için Haydarpaşa Garı'ndakivinçmavnalarında çalışmaya başlıyor. Bu sırada Haydarpaşa Garı askeri amaçlarlakullanılıyor. Cephelere sevkedilmck üzere gar bınasına cephane depolanıyor, gardan da askcr ve cephane sevkiyatı yapılıyor. Ingilizleradınaçalışan Ermeni casusun görev yaptığı vinç mavnalarındanvagonlara cephane yüklenirken.vincin birden vira edilmesi sonucu; binadadepolanan cephane infilak cdiyor ve büyük bir yangın çıkıyor. Garda harekete hazırbckleyen cephane vcaskeryüklü vagonlardahavaya uçuyor. Kadıköy ve Selimiye'deki evlerincamlarıdapatlamanınşiddetiylekırılır. Can kaybına ve büyük maddi zarara sebep olan sabotaj ınfailiyseyakalanamıyor. GARIN OYKUSU... Ondokuzuncu yüzyılın sonlarında Istanbul'un nüfusu altı yuz ellı bın dolaylarındadır. Osmanlı Imparatorluğu son dönemıni yaşıyor. Hazine tam takır. Memurların maaşları bıle ödenemeyecek durumda. Sığınacak bir lıman, kendısine elini uzatacak bir dost arıyor. Işte bu koşullarda başhyor Osmanlı Alman yakınlaşması. 24 Eylül 1888'de 2. Abdülhamit tarafından çıkarılan bir iradeyle Anadolu demiryollarının ınşa ve ışletme ımtıyazı Deutsche Bank'a verılıyor. Bu ımtıyazdan sonra Almanlar, Osmanlı Asyası'nı bir uçtan bir uca demir ağıyla örmeye başlıyorlar. 13 Mart 1898'de çıkarılan yeni bir iradeyle Haydarpaşa Gar Binası'nın inşa ve işletme imtiyazı da Almanlar'a verıliyor. Alman mimarısinin klasık bir örneği olan Haydarpaşa Gar Binası'nın yapımına, 2. Abdülhamit döneminde, 30 Mayıs 1906'da başlanıyor. Ikı sene gibi kısa bir sürede bitlrilen bina 19 Ağustos 1908 tarihınde hızmete gırıyor. Otto Rıtter ve Helmut Conu ısimlı Alman mimarlar tarafından yapılan binanın inşaasında ise, Italyan taş ustaları çalışıyor. Haydarpaşa Garı'nın adını nereden aldığı aklınıza takılabilir. Hikâyesı şöyle: Bir zamanlar ÜsküdarBostancı arasındakı çayırların en ünlülerinden biri Haydarpaşa Çayırı. Barış zamanlarında meslre ve şenllk yerl olarak kullanılan çayırdan 1873'te Istanbullzmit demiryolu hattı geçırıliyor. Demıryolunun sonuna, Haydarpaşa Koyu'nun kuzey kısmına bir gar inşa ediliyor. Daha sonraları ise Alman yapımı ve stili olan Haydarpaşa Gar Binası yapılıyor. Gar binası, her biri 21 metre uzunluğundaki bın 100 ahşap kazık üzerine inşa ediliyor. ^ BAŞKENT GÜNLERİ Bir iletişim merkezi gibi MÜŞERREF HEKİMOĞLU B Vatandaş yararlanamıyor... Haydarpaşa Gan'ndangünde 13 anahat seferi yapıtıyor. Adapazan'na iscgündc 12 seferdüzenleniyor. Ayncaçoksayıdatarifcli ban liyö seferi var. Saat 16.30. Adapazan Ekspresf ninkalkış saati. Fazlayolcusuolmayanekspresinmakinisti Nadir Portakal, bu durum için "Ya vatandaş demiryollarından yararlanmayı bilmiyoryadabizhızmetvermcyibılmiyoruz" diyor. Haydarpaşa Garı'nınperonlaraaçılanbölümünde re:>torasyon çalışmaları kısa süre öncc laınamlanmış. Yaklaşık otuz kişinin katjldığıealışmalarkapsamında;ycrmermcrlerinin cilalanması, peron tavanlannın boyanmasi, kapı ve tavanlardaki işlemelerin yenilenmesi,güzelleştırmeamaçlıçiçeklendirme çalışmaları yer alıyor. Restorasyon masrafları, Haydarpaşa Garı Işletme veGenel Müdürlüğü tarafındankarşılanıyor.Aslında bu, garda yapı lan ilk restorasyon çalışma.sıdeğil.llki 17 Mayıs 1976'dayapılmış. Bugüne kadar milyonlarca insanın gelip geçtiği yer burası. I95()'li yıllarda Türkiye'de başlayan iç göç olgusuna da ev sahipliği yapan. on binlerce insanı yaşadıklan yerden koparıp, büyük şehirlcre taşıyan kara trenlerindcsahibi Haydarpaşa Garı...^ ayram boyunca Bizet'ın muzıği çınladı kulağımda, Carmen'in şarkıları, Don Joze'nin yakarışı. Ikili, üçlü, beşlı şarkılar, tütüncü kızların, kaçakçıların, boğa güreşını izleyen kalabalığın şarkıları. Insan sesinin rengini, yucelığını duyuran şarkılar. Sonra danslar. Daha once kaç kez sahnelendı ama bu Carmen'in özellıği var. Çağdaş teknolojinin katkısı var tüm sahnelerde. Fransızca söyleniyor şarkılar, özgün diliyle, sözler anlaşılmıyor ama müziğin ağırlığı var. Genel Müdür Akbulut uluslararası festivallerin amaçlandığından sözedıyor perde arasında. Bakalım hangı festıvallerde? Opera sevgısı hızla tırmanıyor sanırım. Salonda boş yer yok, iskemleler ekleniyor. Izleyenler de çok genç, sevgiyle, coşkuyla alkışlıyor sanatçıları. Herkes ayakta. Çiçek yağmuru başhyor salonda, izleyenlerden sahnedekılere, sahnedekilerden ızleyenlere. Güzel bir yağmur, yaşama sevıncını yeşertiyor. Hürriyet yazarı Şefik Kahramankaptan, Kurtan Fişek, balerin eşı Neyran Fişek ile birlıkte ızliyorum Carmen'i. Rahmetli Dr. Nusret Fişek ile birlikte özledığımız operaları, oyunları anımsıyorum. 1950'li yıtlara dönüyorum sonra, Türkan Başoğuz söylüyor Carmen'in şarkılarını. Hâlâ "Carmen Türkan" dıye anılıyor başkent çevrelerinde. özcan Sevgen, Hilmi Gilginkoç, Ayhan Aydan, Şadan Candar, Ayhan Baran söylüyor şarkıları. Yıldızların güzel parladığı geceler yaşıyor başkentlıler Mutlu bir olay, yıldızlar hıç sönmuyor opera sahnesınde. Yeni yıldızları selamlayarak aydınlıgı yaşıyor sanatseverler. Kımı başkentlıler de özlenen, boşluğu hissedilen bir aıle yaşamımızda. Mutluluğun resmını çızer gıbı günler yaşadık birlıkte. Dış göreve gittiler, ayrıldık ama bir de kavuşmak var. Kavuşmayı güzel kutladık her zaman. Yıllar geçti genç kuşağın güzel çifti orta kuşağa ulaştı. Cem ve Can kardeşler çocukluktan delikanlılığa. Biri baba mesleğını seçtı, öteki müzik dünyasında güzel uğraşlara daldı. Bölünmeye karşın güzel bütünleşiyor, ayrılığı da, kavuşmayı da güzel yaşıyor Utkanlar. Bir de Vezır var, Sıyamlı, önemli bir üye Utkan ailesınde. Onun yerı hıç değişmiyor yıllar boyunca. Dünyayı dolaştı Utkanlarla, kuşkusuz Roma'ya da gidecek. Ülkeler değışiyor, diller değişiyor ama Vezir yadırgamıyor hiç. Başta Necati Utkan, tüm Utkanlar kedıce konuşuyor çünkü, Vezır de insanca. Değerlı dıplomatımız bir iletişim merkezi aslında. Geçmiş yıllarda bir yaz ören'e geldiler, kuşlarla konuştu balkonumuzda. Bahçede de kaplumbağalarla. Yanında Can ve Cem ile denize dalıp balıklara seslendi sonra. Abartmıyor gözlemlerimı yazıyorum. Roma'da kimlerle konuşacak acaba? R "Arıve Dercı Roma" şarKısını söylüyor son günlerde Roma'ya değil Ankara'ya bu arive dercı. Yeni Roma Büyükelçimiz Necati Utkan'a söyleniyor, Dışışleri'nin çok sevılen sözcüsüne. Sevgin, seçkin ve saygın bir dıplomatımız, kıracı değıl evsahıbı her görevde. Onun sözcüklerı bunlar, gıderek önem kazanıyor, kıracılar değıl evsahiplerı onurlandırıyor bir görevi. Koltuğunda iğreti oturanlar zaman kazananlar değil, görev ve sorumluluğunu sahiplenenler, geçicı değil kalıcı çabalarla çalışanlar. Bir gün laf arasında, belki de bir fıkra söylerken ya da kahkaha atarken söyleyıverdi. özelliği ve güzellığı de burada bence. Hangi görevde olursa olsun, evsahıbi duyarlığı ve bilinciyle çalışıyor. Uzun ytlların deney ve birikimi, kişilığinin özelliği ve güzelliğiyle Roma'da da başarılı bir büyükelçi olacak kuşkusuz. Kolay bir görev değil ama güçlüklerı güzel taşır Utkanlar. Utkanlar diyorum, çünkü dıplomatlık görevınde kadınların da büyük payı, rolu var. Yıllar boyunca güzel birlikteliğimiz var, Dışişleri'nde çok sevilen bir çift. Çevresınde çok sevılen dost, aranan, '""" 'z Vrearf Ltkan ve e$i her görevi güzel tu$ır. Italya'nın başkentıne kaç kez gıttım. Trevı çeşmesine de paralar attım kaç kez. Güzel çeşmelerden çok sular aktı ama Roma'yı yeniden görmek umudumu yıtırmedim. İlk gıdışım öğrencilık döneminde. Büyükelçılığımızde gördüğüm dıplomatlar Selim Sarper'ler, Melih Akbil'ler değıl artık, Ndmık Yolga çoktan emeklı, birlıkte Leyla Gencer'i izlemiş içten onurlanmıştık. Nevin Menemencioğlu, Orhan Koloğlu da Roma'daydı o dönem. Ne güzel anılarım var. Son gidişımde değerlı diplomat Hamit Batu var büyükelçılığımızde. Roma'yı onunla tanımak buyuk mutluluk. Saraylar, sokaklar, alanlar, merdivenler de katılıyor söyleşimize. Yüzyılları yeniden yaşıyoruz her yerde, her köşede. Karşılaşınca hâlâ konuşuruz o günleri. uzellikle Kozak Yaylası'nda. Yeşil çamlarda Roma, Villa Borgese anılan da yeşerir. Roma'ya gitmeyi de düşünürüz ama tasarı gerçekleşmedi hâlâ. Trevi çeşmesine attığım para hayalimde yeniden parlıyor şimdi. Roma'ya gitmek için Utkanlan bekledim belkı de. Arıve Dercı...4 Haydarpaşa Garı 'nın inşuutınu 30 Mayts 1906 'da başlandı, ikiyıl içinde tamamlandı...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle