Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 e ıdüğü bilinınez, ettiğinden bcllidir." Bu bır zamanlar orduda askerc öğretılcn clcktriğin tanımıdır. Butanımileprostatarasındakıanalojık iliîjkı ise prostatın nc ıdügündcn ba'jka, anlayabildiğim kadarıyla, ne işe yaradığı hakkında da pck bırşey bılınmcdiğıdır. Bılıncntek fonksıyonu,kırkından sonra erkeklenn başına dert açtığı. 12 yıl önce birrastlantı sonucu röntgen filmindeprostatımın büyümüşoldıığugörüldü. Şikâyctin yok mu dcdilcr. Yok. Olmasıla/ıınını^,sıksıktuvalctckalkmalıymi!5inı.Şupsık()lo)i çokgarıpbırijcy. Halkdılinde'kafayıtakmak'dıycbırdeyım varya, hu/urumkaçtı,tuvalcttcnçıkamazoldum Vclhasılsonundabılim ağırbastı,gün almak üzcrc hastaneyegıttık Meğcrgündcğılsaatalıyormuşuz Hemenbavulunutoplayıpkaçta gelebılirsın dediler. Ağır veoturaklı bır havasıolan bır ba^asıstan geldığımde bana mihmandarlık yapmakla göı cvlcndirildi.Gclineekendısmıbul.gerısinionabırak.dendi. Ancak 'kcndisim bul' gıbı ıkı ınasum so/cuğun altında yatan komplıkasyon 13.30'daelıınciebavullagelınceortayaçıktı. Koca hastancdc başasıstanı aramak samanlıkta ığne aramaya döniiştii. Nerede olabıleceğı hakkındakı türlü çeşitl ı ihbarları bir dcdcktifhassasıycti vesabrıyladeğerlendirdikten vcbirsaatlık takıpten sonra kendisinı bodrum katlarından birınin ücıa korıdoruüzerindckikısırlıklaboratuvarındayakalayabıldım. Bır hastayla konuşuyor. On dakıka kadar bekledıkten sonra banadöndü, "sızne ıstedıni7amca''" deyince, ben dayanamadım, " Bu amcalık ta nereden çıktı, sabah görü^memiş mıy) dik' "gıbıbırreaksiyongösterdim.Kanmdabcndebuamca, teyze, ycngc, day ı, bcybaba türünden hitapları hcp yadırgarız. Kendi dilımizde herkese uyan 'efendim' gibi tcrtcınız bır sozeükvarkenböyIebilinçsİ7cchitaps.ckillerineyönelmcknıye? Her ne ıse, benım reaksıyonum üzerine doktor ayağa kalktı ve bugün kafasının çok kanijik olduğunu izah cttı Bcn de geleccğımıbıldığıhaldenıçınyukandabırılennebırmesajbirakmadığını sormadım. • •* p < CUMHURİYETDEI N Yırtmaçlı ameliyat önlüğünün marifetleri, marangozluğa yatkın pansumancının serüvenleri, yoğun bakımın camekânlan, çatal bıçaksız yemekler, çay bardaksız kahvaltı, kendinc has hijyeni ve hastaya ters mimari özellikleriyle bir hastane günlüğü. ODTÜ Mimarlık Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Feyyaz Erpi'nin yazısı... •>, , Saat 15.30'dabanaaynlanodayayerleştim.Ülkestandarllarınagörc lükssayılabılır. 20 m2 kadar alanı var.artı ozel banyo. Gündiiz oturulan, gece refakatçı yatağı olan çift amaçlı kanepe. Yatak başucunda (hasta devinmemenzili dışında) bırtakımdüğmeler,vanalarfilan.Pijamayı,sabahlığı,yanı hastane üniformasınıkuşandım. Buetaptakoridordadola^ırkenkendımi bır garip hissediyorum. Hasta desen, paçalanndan torba sarkan, iirkck adımlarla dolaşan hastalara bcnzcmiyorum Sağlam lar safında say ı Imama ise üniformam manı. Saat akşamın beşi gibı bir hizmetli hanım geldi, oynak masanın üstüne tepsi içinde yemek bırakıp gitti. Neden sonra farkettim kı çatal bıçakbırakmamış. Hemen arkasından seyirttiın. Bana çatal bıçak konmamış, dedim. Hayretlc yüzurne baktı, setıın kendı çatalın yok mu?dedi,bu sefer şaşkınlık sırasıbanageldı Olmasımı lazımdı,kımsebanasöylemcdı,hcm çatal bıçak dolmakalem gibi cepte taşınmaz kı... demedım Desem kadıncağızm gözünde daha bır safvatandaş durumuna düı>eceğinıi hissettim. Böylece onun da ıııerhamet duygusu harekete geçmiş olacak ki az sonra bır çatal bir de kaı,ıkla geldı. Şımdilik bunları kullan, kendininkilergelınee verırsın, dedı. Htı çatallatutupkaşıklakeserck ycmeği iştahlaycdım Sabah benzer olay tekrar ettı. Kahvaltı geldi, çay yok. Bardağın nerede 7 Yok Kahvaltıyıçaysızettık. *** Hastanesakinlerini önce'hastanepersoneli've'hastalar' olarak ikiyeayırmakgerekıyor. Bunlarayncakendı ıçmdesımflaraayrılıyor. Bütünbudeğİ!,ikkadcmelerdekiın.sanların gozuy le bakıldığında aynı hastane yaşamı degı^ik gorünlüler sergiliyor. Birlıkteya^ansadabirınin gördüğünüötekı göremıyor. HastanepersonelihıyerarşisininüstdüzeyindeAmerıkalıların 'big shot' dedıkleri türdcn yüksck rütbclı doktorlar bıılunııyor. Bu kesim hastanedeki herkes tarafından tartışılmaz otorite olarak kabul edildiği için onların bulunduğu ortamda adeta bir manyetik alan olu;>uyor, bu alan içindeki herşey dümdüzoluyor. Vehaliyle onların açısından bakıldığında heri>ey dümduz görünüyor. Bır alt kademede y ukandakılere asiste edcn genç doktorlar var. Bunlarmcslck hiyerarşisıncgörc ıkıyeayrılıyor: a) Baijasistanlar b)Onlaraasisteedendahakıdemsızasıstanlar. Ancak benım kendıme göre yaptığım sınıflandırma ıse bıraz f arklı: a) Hastaya güven telkinedenler. b) Etmeyenler. Bizde güven veren kişi denince akla hemen ağırbaşlı, ciddı görünümlü, ağzından mıskallaölçülebilecek laf çıkan tip akla gelır. Buradakı kategorik ayınmımızın isebu tıple ilgisı yok. Belkı dc tam tersınc, güven veren doktor hastayla konuşmasını bılen dıye tanımlanabılır. Gençlerden bazısı sizınle konuşurken, sızı muayeneederken sankı aklı başkayerdeızlenimını verıyor Sor IVI aşallah tı Oysa bizim gibi pireyi deve yapmaeğiliminde, ayranı kaba Akdenizinsanlarıduygusalkişilerolduklarındanbunlara' lan gibisin, maşallah' diijında hiçbir açıklama yapıhnaz. A birçok gençdoktorun kavrayamadığı birgcrçek !>u ki tüm / denızçocukları da aynı tornadan çıkmış, aynı cğıtımdcn g mişkışilerdeğil.Bazcnbu'aslangibı'olmaolayıtcrstepeb yor ve hasta, durumu ümitsiz olduğu için, doktorun gerç kendisinden sakladığı ızlenimi edinebiliyor. Anladığım ka> nyla bizde hastadoktorilişkilerindeişlerbirbilgisayarku luğundayürütülüyor, hastalar hastalıklarına göre kategoril aynlıp ona göre tcdavı görüyorlar. Oysa yaşlı bir doktor d tum bana demişti ki "bin hasta varsa bın hastalık vardır, biz kı kuşak kategorik tedavi uygulamayız, her hastaya ayn ted uygularız." Bu söyleşimiz ilginç bir sonuç doğurdu. Gençlerden bin duğunuz sorular hcp omuz üzcrindcn ve diyagonal açıdan 'hiçbir!>eyinyok,aslangibisiıf havaMndacevaplanıyor. Akıllarıncaböylc yapmakla ı;>ıhafifcalırgörünmek, böylece sizi endi!>clendırmemck gıbı bıramaç güdüyorlar. Yada.. sizı gerçektencıddıycalmıyorlar Taşralıyadamürckkcpyalamışdcğişik türdekı vatandaşm bu tckdüzc davranış karşısında olumlu ya da olumsuz, değisık yönde etkilenebileceğini zahir kimse onlara anlatmamı:,, onların sağduy usu da bu açığı kapama kapasitcsindedcğil. Bır geceyarısı yoğunbak ımda bana bakmaya gelen üç genç doktorlabırsöyleşımızoldu Bunlardanbınncgörülenlüzum üzenne anlatmaya çalıştım kı Kuzey Avrupa kftkenlı insanlar serinkanlıınsanlarolduklarındanbunlanndoktorlarıhastayı karşısınaalıponuanlayacağıdildebilinçlendirirvebizeözgü deyımle hastayı 'kendi kendisinin doktoru' yapmayaçalışır.