Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3OCAK 1999. SAYI 667 bakardı adamın yüzüne. I %7 Vlcıı bıı yaııa otu/ yı I geçmis. I Ihan Tarus öleli.()"muhali ftavır"gözlüğü gibi dogal dururdu onun üslündc. "Muhalif tavır" cliyc nitclcdiğim, insanın kcndisiylc bile uyumluolaınadığıdavranıs, tcrsliğini llhan Tarus'tanasıl yorumlamalı? Tarusdiyebir öykiicü, bir romaneı oldugunu annnsayan kaçkis,ikaldı?MemduhŞevketEsendardan gclcn o çi/gıyi kendinc ö/gü bir anlayı.'jla sürdürcn o öykiicü ne çabıık unutuldu? Onu ilk lanıdığım giinü unutmam olanaksız. Yıl 1959'du.GüIhane'dceerrahiihtisası yapanbiraskcridoktordunı.Geeecigörevlilerinyenigelenlerlegörevdeğis.imiyaptığı, sabahmcntelaşlısaatlerindeöfkclibiradam kuridordabağırdı: Oğlum, bu aptcs suy u gibi çay içilir mi? Şöyledoğrudürüstdemlibirçayyokmu? Kısayayakınortaboylu, ş^manamatıkız, kaya gibi scrt bir adam, koridorunortaycrindehizmetliyiazarlıyordu. Hizmetlişaşkın, süklüm püklüm, adaını yüksek rütbeli bir subay sanıyor, nc yapacağını bilcmiyurdu. 1 layrola llhan Bcy, bir şey mi istemistiniz?dedim. Kalın çerçcveli gözlüklerinin arkasında yarı scrt yarı gülümseyen, donuk gözlerle baktı: Ncrdcn tanıyorsunuz berıi? Lşı Aliye Tarus bir kafa"travması"gcçirmış, ikigündürservisteyatıyordu. Durumu tehlikeli idi. Gene dc böyle kafa çarpması geçiren lıastalan birkaç gün gözlem altında tutmak gerekiyordu. Tarus soyadı dikkatiıni çckmiş.,soru.ş.turmus., llhan Tarus'unesjolduğıınıı öğrenmiştim. Ama onunla görüs,mek böyle olaylı bir güne denk düîjccektı. Arayakısadargınlıklargirsebile, builktanış,ıklık,ölümünedeksürensağlambirdostluğadönüs,ecekti. Ankara Adliycsi'nin kütüphanesi pencercsiz, ışık almayan bir sokuntuda, depo gibi bir yerdi. Kitaplar gelişigüzel yığılmıştı. llhan Tarus, duvara bakar gibi, boş gözlerle bakardı kitaplara, "Emekliliğe az bir şey var, yoksa ne işim var benim bu izbede..." O atılgan, o yirtıcı adam zaman zaman içine çekilmiş, kendine de topluma da küskün bir insan olmuştu.... llhan Tarus, 1962 yılında çekilmis bir fotoğrafta... sında marpuçu dolamaktan, tömbckiyc mangırycrlcştirmcktcn, imamedenen kchribar ağızhğı dudakların kcnarına dayayıp gövdcdcki suyu tokurdatmaktan başlayan; içcnin oturuijuna, duruşuna, nargileyle ilgilcni^itıcdckbirdiziözcllikvar. Iştcbuözclliklcrintamadamıydı llhan Tarus. Onun nargileyle ilgili biranısını Rasih Gürananlatmı^tı.RasihGürandilimizeöncmli kitaplarkazandıranustabirçcvimıen.Steinbcck'in "(iazap Üzümlcri" ile "Bitmcyen Kavga"sınıonunçcvirilcrindcnokuduğumu anımsıyorum. Rasih Güran gerçek bir Istanbul Efcndisi, kimsey i incitmek istemeycn inccruhlubiradamdı."12 Mart Döncmi"nin sıkıntılarıyla birliktc bir kanscr korkusuna kaptırmıştıkcndini. Büyiikbiryalnızlıkduygusuiçindc.birruhbunalımındacanınakıymasını önlcyemedik. Rasih Güran, Tıakya'da llhan Tarus'la birlikteyapmıs. askcrliğini, Tarus'undavranış,ındakialdırmazlığınıgösterenbuaskerlik anısını ondandinlcdim: Erleritalimeçıkaran llhan Tarus, iskemlesini bir ağaç gölgcsinc çeker, nargilesini tokurdatırmıs. Birazötcdckierlerenargilenin marpuçuy la işarcl cder, Sağadön,sağa!diyeemirverirmiş.. Rasih (iüran, Tarus 'u anlatırkcn bağışlayan.okşayanbirinccliklcgülümserdi. Evet, kısmen dc olsa tanışmaya çalıştık 11han Tarus'u.Dcrgilerdckıyıbucaktakalmı^ çıkabilir. Ama bu kitapların hiçbirini sahaflarda bile bulamazsını? bugün. V.n a/ından günümü/.öykücülüğününgelişmcsindcycri olan bu cdcbiyalçının anımsanması için topluyapıtlarınınbasılmasıgerckirdi. Kimbılırbclkı...^ ozan bu adam!" der gibi biracınmavardıyüzündc. Nc I Ihan Tarus öğrcndi y aptığımız şakay ı, ncdc Aliycllanım.dülüpgcçilccckbirolay gibi geliyor, dcgil mi? Nerdccc! Ölüpgitti iste llhan Tarus. Içımdcbirsuçlulukduygusu, bircziklikduyuyorumonakarşı. Içindcki şiirli dünyayı yıkmıstım onun. Kibrit alevinin güzclliğini çakmağa değişecek adam dcği İdi! llhan Tarus'unözelliklcrindenbiri nargilc tokurdatmaktı. Tömbekisinden mangırına dck kcndisi scçcr, nargilenin keyfini çıkarmayıbilirdi. Mangırıyaptırmakyadaalmak için saatlercc Ankara'yı dolaştıgını anlatırdı.Nargilekeyt'itamcılacaksatömbckilülcyc tepeleme sarılacak, üzerine mangal köınüriikonıııayacak.mangalkömürüyleateşlcnmcyecckti. ncmck ki nargilc kullanmakgclcncğiara Havagazı çakmağı... llhan Tarus'la ilgili ilk izlenim; sözünü esirgemeyen, sert, acımasız bir insan olduğunu düşündürürdü. Zamanla onu daha iyi tanıdıkçaanladımki,kendisiylebilebarışık olmay an bu y azar, pck çok şeye çocukça inanıvcrentcmizyürcklibirinsandı. Ozamanlar Maltcpc'dccaıni yokuşunda bircvdcotururduk. Ankara'mnlapalapakar yağan kışlanndan birinde Taruslarbizim evdekonuktu.SözneredenaçıldıysaKilis'ten aldığımız değişjk bir havagazı çakmağına gcldi. Bak bakalım beğenecck misin? diyc llhan Tarus'agöstcrdim. Tarus çakmağı cline aldı, evirdi çevirdi, gözlükleıinialnınakaldııdı,çakmağı ışığa tutupbirsürc incclcdi durdu. Sonrabalkon kapısını açtı,yanclaki arsaya fırlattı attı. Koltuğuna yerlc^ıp bir kibrit çaktı: !>u alcve bak arkadaş, dedi. !>u alevin parlaklığına bak! Şu kibrit alevinin ışığındaki mutluluk ncrcdc var? Insanuglu ilk çağlardan bu yana bu alcvi bulınak için rıice cmck vcrditbirdüi>ün.^ukibntıçakmanın,!>ualcvı parlatmanın ^jiirını diiijün! llhan Tarus alevin parlaklığını anlatırkcn Sait Faik'in yarı düş, yarı gcrçck bir öyküsünde yasjiyormu^ gibiydi. Bir ara cşimin kalktığını, kapıcıyı çagırdığını, arsaya düijürülcn çakmağı aramasını istediğıni, biraz sonra çakmağın geldiğini t'ark etmedi bile. Belli ctmek istcmcdiğiıniz tedirginlik ortamıgcvşeyinccaklıma bir hınzırlık gcldi: Yahu IIhan, dcdıın. Hu çakmaktan iki tanevarbizde. Birinisi/evermeyidi'ujünüyorduk. Ama kibrit çakmanınşiirineöyledaldın ki hemen söyleyemedim sana. Diijarıalılan çakmağı mutfaktanalıpötcki çakmakmışgibigöstcrdim. Tarus'un suratı asıldı, alt dudağı sarktı. Benim kibrit alcvindeki ijiiri anlamadığıma ü/.gün, kırgın gibiydi. Bclki dc "Nc biçim