22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

16 PAZARIN PENCERESİNDEN SATRANÇ CUMHURİYET DERCİ Diş koruma papağanlan SELÇUK KREZ ğustos'un ikinci yarısı. Bodrum sıcak; Bodrum'a yakın Isviçre Tatil Köyü "Sea Garden" daha da sıcak... Öğleyin, havuz başında kuyruğa girip yemek yiyenler isterlerse bir gölgede yere oturmuş hamur açan Radifanım'dan gözleme alabiliyorlar. Çoluk çocuk gözleme yiyince masa altları kırıntı, kıyma parçaları, maydanozlu peynir artıkları ile doluyor. Bu yörenin serçeleri öğle vaktini öyle iyi bellemişler ki onbirbuçuk deyince uçup gelip ayak altında gezmeye başlıyorlar. Turistler zaten kuşlara ılişmez; otelin garsonları ve temizlik görevlilerı de masalann altlarındaki artıkları yiyip kendilerine yardım eden bu kuşları seviyorlar: Onları kışkışlayan, kaçıran yok. Yemekten yarım saat sonra bakıyorum: Masalann altında bir tek hamur artığı ya da A kıyma parçası kalmamış. • ' Tatil köyünün kuzeye bakan plajı, insanların yarısı çimende aerobik yapmaya gidince bir hayli boş görünüyor... Saat onsekizde güneş ufka inip te içki vakti gelince ve geri kalanların çoğu havuz kenarındaki bara üşüşünce plajda kalanlar bir elin parmakları ile sayılabilecek kadar azaldılar. Sörf hocaları yelkenleri toplarlarken benim dışımda üç kişi kalmıştı koskoca plajda. Taa öteki uçta öpüşen bir çift, bir de benden iki şezlong ötede ağzı açık horlayan çok şişman bir Alman. Her horlayışında keçi sakalı ve şezlongdan yere sarkmış eliyle tuttuğu "Allgemeine Zeitung" altı boforsluk fırtınaya tutulmuş yelken gibi titriyor. Her "hooor"un ardından illaki bir "püüf gelmiyor, bazen "püüf'lerin yerini hiçbir sesin duyulmadığı uzunca bir ara alıyor. Tam kalkıp gitmeyi düşünürken gözlemecinin Vatanseverler, insanlar, doğaseverler, toprak erozyonu size sevebHeceğiniz hiçbir şey bırakmıyor. T.E.M.A. Türkiyc Erozyonla Mücadclc, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı it'l: (0.212) 281 10 27/268 09 85 oradaki serçelerden birkaçının gelip adamın şezlonguna konduğunu gördüm. Bir tanesi şezlongun basucundan kısa adımlarla yan yan yürüdü ve adamın çenesine ilişti. Fotoğraf makinemin yanımda olmamasına çok hayıflandım: Kuş kafasını Alman'ın açık ağzından içeri sokup onun diş aralarını didiklemeye başladı. Bir hayli doyurucu malzeme bulmuş olacak ki bu işi en az iki üç dakika sürdürdü. Kuş işini horlara ve püflere aldırmayarak, bilgiççe yaptı; bu onun ilk deneyimi, ilk ağız işi olamaz. Gagalayacak diş aralığı, diş eti kalmaytnca da havuz başına doğru uçtu gitti... National Geographic'in televizyon belgesellerinde, timsahların ağızlarında sakince oturup bu korkunç yaratıkların iki sıra testereyi andıran dişimsi çıkıntılarını temizleyen ufak kuşlar görmüştüm. Timsahlar işlerine yarayan bu minnacık kuşları büyük bir hoşgörü ile kabullenmekte, ürkütmemek için ellerinden geleni yapmaktalardı. Aynı şekilde gergedanların kuyruklarında, zürafaların boyunlarında gezinen keneleri yiyen kuşlar da vardı. Isa'dan binlerce yıl önce köpeklerin insanlara, insanların da itlere alışmaları, bu dört ayaklıların neandernal ecdadımızın, yedıkleri hayvan leşlerinin artık ve kemiklerini midelerine indirip mağaralarının çevresini kokuşmaktan kurtarmaları, yani bir tür çöpçülük yapmalarının sonucu değil miydi? Plajda gözlediğim bu ağız temizleme yöntemi, aslında birçok uçan, gezen ve sürünen yaratığın yüzyıllardır değişik şekillerde uygulayageldiklerı doğal bir diş koruma yöntemiydi. Çok etkilendim: Demek ki kuşlar bu işi pekala öğrenebılir ya da bu konuda eğitilebilirler... Istanbul'a dönünce Mısır Çarşısı'nın bitişiğindeki kuş pazarından bir Brezilya papağanı aldım. Her sabah kafesini açıp salonda gezmesini, elimden yem yemesini ve ağzımdan bir kuru üzüm tanesi kapmasını öğrettim. Ancak, ağzımı yanm saat açık tutsam da kenarına konup içlne bakmıyordu. Bir komşum işi çözdü: "Bir gün aç bırak; sonra, yem verme, sadece dişlerinin arasına soyulmuş ay çiçeği çekirdeklerini doldurup buradan yemesini sağla!" dedi. "Dişetlerimin arasına nasıl sokuşturacağım ayçiçeği çekirdeklerini?" "Bir cımbızın varsa sana yardım ederim!" Komşum önce omuzuma biraz yem serpti: Kuş önce bunları bulacak ve yemleri ızleyerek yürüye yürüye ağzıma varacaktı. Oraya kadar gelen bir kuşun kıpırdamadan açık tutacağım ağzımın ıçinde neler bulunduğunu görmemesı imkânsızdı. Uygulanan plan, başarıyla sonuçlandı: Aç papağan az kalsın küçük dilımi de yutacaktı. Bendeki kararlılık ve cesaret, kuşun içgüdüsel yönelimleriyle birleşince papağan kısa bir süre içinde dişlerimin arasını temizlemesini öğrendi. Kuş eğitimi ile ilgili bir kitapta "hayvanları zaman zaman ödüllendirin" dendiğinden hep dişlerimin arasında biriken ıvırzıvırı sunmakla yetinmeyip hafta sonlarında, ayrıca ulusal ve dini bayramlarda, bu mönüye süpermarketlerden aldığım hazır gevreklerden derlediğim oryantal meyve kurularını da eklemekteyim; Bu ziyafeti izleyen günlerde ağzıma daha büyük bir şevkle saldırır. Uygulamadan altı ay sonra yıllık kontrolum için gittiğim diş hekimim "Aferin," dedi, "bu ara dişlerine iyi bakmışsın!" Kuşun adını "Hıpana" koydum. "Hipana" sadece en sağlıklı ve doğal yoldan pırıl pırıl, inci gibi dişler sağlamakla kalmıyor aynı zamanda bana evime gelen misafirleri eğlendireceğim bir şov yapma olanağı da sağlıyor. Dostlarım arasında buna hayran olup kuş satın alan en az üç kişi var. 'Şov'u sürdürürsem bu sayının artacağına kesin karar verdim: Emekli olunca kuşlara diş temizliği öğretmek için bir kurs açacağım. Böylece hem kendıme uç beş kuruş bir ek gelir sağlamış, hem de ulusumun halk sağlığına hizmet etmiş olacağım. ^ Dünya Çocuklar Satranç Olimpiyatı H. SERTAÇ DALKIRAN D aha önceki yıllarda festival şeklinde gerçekleşen bu organizasyon Istanbul'da düzenlenirken olimpiyat adını aldı. Daha sonraki yıllarda hangi adla devam edeceğini zaman gösterecek. Bu olimpiyatı 2000'in provası gibi görmek son derece aldatıcı olacaktır. Ancak bunu TSF'nin biruluslararasıtecrübekazanması olarak değerlendirebiliriz. Bu organizasyonun gerçekleşmesini sağlayan sponsorlar Bahçeşehir Koleji, Türk Ekonomi Bankası, Milliyet gazetesi, TRT kurumuve Tatilya'yasatranççılar olarak teşekkür ederiz. Çok eksiklere rağmen TSF'yi kutlarız. Olimpiyat 2030 Ağustos 1998 tarihleri arasında Bahçeşehir Koleji'ndegerçekleşti. Gelecekte olmasını istemediğimiz eksik ve yanlışların bazılarını hatırlatmak ısterız. Yayın yolu ile aktaramadıklarımızı TSF Başkanı Emrehan Halıcı'ya şifahen bildirdik. Tumuva afışinde ilk göze çarpan Olımpiyadı mı yoksa Olimpiyatı mı? Daha doğrusu Türkçe uzmanlarına sormak gerek. Turnuva broşürüne baktığımızda yatakhane ücretinin 50 USD olduğunu görmekteyiz. Bu yatakhane Hilton Oteli mi diye akla soru gelmekte. Otel ücreti ise 75 USD. Broşürde otelin kaç yıldız olduğu da belirtilmemiş. Yurtdışı organizasyon broşürterine baktığımızda yatakhane ya dayurt üstelik duş ve mutfağı içinde lüks odaların fiyatlarının 67 USD'yi aşmadığını, otel fiyatlarının altematifli olarak indirimli bir şekilde sunulduğunu görüyoruz. Otel fiyatlarının 40 USD'yi aşanına da pek rastlamadık. Yine broşürde Ingilizce ve Türkçe açıklamaların birbirineuymadığını görüyoruz. 154 üye ülkesi bulunan FIDE'nin 25 ülkesinin bu organizasyona katılması başarısızlıktır. lletişim eksikleri vardır. Ancak tüm ülkelergelse idi Bahçeşehir Koleji salonları da bu organizasyonu kaldıramazdı?!. Turnuvanın ilk günü bazı tuvaletlerin kapılarınıntakılmamışolmasışikâyetyarattı. Bahçeşehir Koleji taşeron firmadan bunun hesabını sormalıdır. Turnuva salonunda ilk göze çarpan bayrakların ölçülerinin birbirınden farklı olması ve çamaşır gıbı berbat bir şekilde asılması idi. Ne salonda ne dedınlenmealanındademostrasyon panosu olamaması maçları izlemek için gelenlerde hayal kırıklığıyarattı. Üstelikteknolojiningeliştiğibirçağda kapalı devre TV sistemleri veya bilgisayar bağlantıları ile maçları anında izleyebilmenin mümkün olduğunu biliyor ve görüyoruz. Tumuva salonunda organizasyon bürosu olmaması ayrı bir eksiklikti. Oyuncu ve yöneticiler turnuva bültenlerine ulaşmak için hep kişileri beklemek zorunda kaldılar. Bunlar son derece alaturka biçimde dağıtıldı. Festivale katılan ekiplere olimpiyatla alakaları yokmuş gibi davranıldı. Bültenleri çıkmadı, diğer bültenlerbu ekiplere verilmedi.isteyenekiplerterbıyesizce reddolundu. Kim hangi görevde belli değildi, bunun biryazılı şeması ortada hiç yoktu. En büyük ayıpTSF As Başkanı Ateş Ülker'e yapıldı. Turnuva salonundan kendıni bilmez bir hakem tarafından atıldı. Bunu hazmedemediğimizi özellikle belirtmek isteriz. Turnuvayı başlatırken hakeKombinezon Betbeder Tiroler, 1930 Beyaz oynar kazanır a b c d e f g b min Senfoni Orkestrası şefi gibi suni hareketler yapması hem gülünçtü hem de göze hoş gelmedi. Festival turnuvasına davet edilenlerin oynadıkları sistemi, yabancı konuklar Türk sistemi mi diye sordular. Anlamaktagüçlükçektik.Ekiplertakım olarak çağrıldılar. Isviçre sistemi bireysel olarak eşlendirildiler. Birbirleri ileoynatıldılarvesonunda en yüksek puanı alan dört oyuncu takım puanı aldı diye ilan edildi. Kim lcat ediyor bunları anlamakta güçlük çekiyoruz. Anatoly Karpov adına düzenlenen yıldırım turnuvasında Festival'den seçilen oyuncuların neyegöre seçildiklerinı anlamak hiç mümkün olamadı. Başarılı oyuncular dururken, başarısızlar bu turnuvaya seçilince genç oyuncuların moralleribozuldu.Haksızlık olarak nıtelendirdiler. Oyuncuların bazılarına tişort ve şapka dağıtılırken, bazılarına kalmadı diye verılmedı. Bu çocuklar alınıp üzüldüler. Festivale katıldıklarına dairbirkatilimcibelgesiverilmemesiisetuydikti.sutunlarımızda yer kalmadığı için eleştırilerimizi burada kesiyor sonuçları sunuyorum: Olimpiyat 1. Ermenistan 27 p. 2. Ukrayna22 p. 3. Gürcıstan 21.5 p. 4. Azerbaycan 21.5 p. 5. Moldovya 21.5p.6. Romanya21 p. 7. Israil21 p.8p. Rusya 20.5 p. 9. Hindistan 20.5 p. 10. Ingiltere 20.5 p. 11. Bulgaristan 19.5 p. 12. Iran 18.5 p. 13. Özbekistan 18 p. 14. Litvanya 18 p. 15. Kırgızistan 18 p. 16. Macaristan 17 p. 17. Türkiye B17 p. 18. Slovakya 16.5 p. 19. Birleşik Arap Emirlikleri 16.5 p. 20. Tunus 16.5 p. 21. Polonya 16 p. 22. Türkmenistan 16. p. 23. Türkiye A 15 p. 24. Belçika 12 p. 25. Hong Kong 9.5 p. 26. Arnavutluk 7 p. Festival 1. Azerbaycan 2 24.5 p. 2. Rusya Çernobil Çocukları 23.5 p. 3. Rusya BSH 23 p. 4. Rusya SCCA 22.5 p. 5. Türkiye C 20 p. 6. Satranç Geliştirme Merkezi 19 p. 7. Türkiye D 18 p. 8. Gambit Satranç Merkezi 16.5 p. 9. Dostluk Karması 15.5 p. 10. Eskişehır Gençlik 13 p. 11. Gürcıstan 212.5 p. 12. Bahçeşehir Koleji 11 p. Masa ödülleri 1. Masalar: 1. P. Harıkrıshna%7524 A. Levon %67, S. Nıloloz % 67, T.Desmond %67. 2. Masalar: 1. S. Gabrıel % 83 23 M. Shakhuriar%78,A.Meylis%78. 3. Masalar: 1. M. Svetlin %78.2 A. Varuzhan %723.V.EIı%71. 4. Masalar: 1. K. Anton % 832. L Konstantin % 783.P.Tigran%77. Yedekler: 1. özgür Akman % 83 2. K. Aymen % 673R.Valentin%60. Festivalde en başarılı 3 Türk oyuncu 1. Selim Çıtak (Türkiye C), 5,5 p. 2. Aycan Sirel (Satran Geliştirme Merkezi) 5 p. 3. Emir Öztürk (Türkiye C) 5 p. Diğer bireysel sonuçları gelecek hafta vermeye devam edeceğiz.^ Etüd Richard Reti, 1929 Beyaz oynar kazanır a ;ew ZPA £ 8PS ÜA Z 8P<d i8(M SA gpv 9 ıq £ IPS SqV Z ZPS US l
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle