Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6RYLÜL W 8 . SAYI 650 15 Ben gene de "Divan Şiiri" dediğimizo gizli görnüyü, akademik sanlara ulaşma gcreğini duymayan Hikmet llaydın' ın Abdülkadir Karahan'dandahaiyibildiğinisanıyorum. 1 Karata. } Ortaokulu Türkge öğretmeni tlhanllerikırıklıaruzölçülerikullanarakşiirleryazan,kırklıyıllarınlzmir'inde,adıönde gelen o/anlardan birisiydi. Hep belli alışkanlığısürdürenbirozan. Kemeraltı'ndaki bir kıraathanede tavla oynayan, geniş yaka, bol paça giysileriyle, bir örnck ayakkabılarıyla kalıplı görünen; günde iki kez sakallarını alsa bile yüzü hep gölgeli kalan; eski bir sevginin o ateş. gömleğini sırtından çıkarmayan bir ozan. "Elimin/Heranaltıncıbeyazparmağıdır/ Baframaden cıgaram" diyerekalışılmışbiryaşamısürdürenjçi boşalmiijbirduyarlığıkullanmasınakarşın, kırklıyıllannlzmir'indcönemsediğimizbir ozan. Kırklı yılların Izmir'inde bir akım oluşturacak edebiyat çevreleri var mıydı? Iş dünyasının varlıklı insanları ne denli destek oluyorlardı edebiyata? Yalnız kırklı yıllar için değil,günümüzde sında, daha üne ulaşmadığı, sesini kendisinc sakladığı yılların Dario Moreno su. Sokakaralannasızan Rumcaşarkılar. Kapı önlerine nalınla çıkan, tıkırtıyla salınan (îiritlikomşulanmı/. Sharflerindebelli olan pcltckliğimetakılıp, anlamını bilmedensöylediğim Rumca şarkıları beğcnen o sevdalı gözleri gölgeli, Giritli Hürriyet Abla'nm,"Mustafa,sen 'tragudi' söylüyor,ama 'clenika' söylüyor", demesi. Kentlerin de soluyan, anımsayan birer canlı varlık olduğuna ınanır Yasar Aksoy. ölü kentlerin bile belleği vardır. Yalnız sokaklar, evler, alanlar değildir bir kentin dokusunu oluşturan; gelmiş geçmiş milyonla insan o dokunun hücreleridir. Görmüş geçirmiş bir kenttir şu bizim Izmir! Yakılıpyıkılmış, işkenceyeuğramıştır. Yaralarını sarmış, sevecen bir sabırla iyileşmeye koyulmuştur. Nasıl Rumlar, Yahudiler, F">menilcr yurt edinmişse bu kenti, lç Ege'dengöçenlerdelzmir'liolmuştur. Şimdi Doğu'dan göçenlerle bütünleşiyor Izmir. Yıllar önceydi. Bir hekimlik toplantısı için gittiğimizBudapeşte'dc.kokteylinouğultulu kalabalığından uzak, bir köşeye çekilen diye bir kitapçı dükkânı açmıştı. Bahribaba'nınkarşısıdenİAidoğruböyleaçıkdeğildiozamanlar;sıradükkânlarvardıkarşıda. Işte odükkânlardan birindc "Alşar" adında birkitapçı dükkânı vardı Kemal Bilbaşar'ın. Adının, soy adının son harflcrini alarak "Alşar" adını koy muştu is.yerine. Ama kibrit kutularında orakçekiç arayan anlayış "kı/jl kent" anlamını yakıştırdığı için; önce imzasız mektuplarla gözdağı vermiş, sonra da camııu çerçevesini kırmıştı iijyerinin. Kemal Bilbaşar; o iyi öykücü, cdebiyatımızın Kemarieri arasında adı pek geçmeyen o iyi romancı,oipekgibiinsan;kimbilirnasılyıkılmıştı! Birkaç iyi insan derken Fuat Edip Baksı'yıanımsıyorum. HanişuşiirleriniSelahattinPınar'ınbestelediği;"Bakışıçağırır beniuzaktan,/Varıncaçatılırkaşlar,nedendir?/Biryandanhoşlanırazarlamaktan,/Bir yandan gözünde yaşlar, nedendir?"diyen Fuat Edip. Abdülkadir Karahan çekbircumhuriyetaydınıolarak, Izmir Halkevi 'nindebaşındabulunmasaydı,Fikirler Liscde bana öğretmenlik yapmadı ama, dergisi kişilik kazanabilirmiydi? Belki sevedebiyataduyduğum scvgiyc ilgi gösterdiği gili arkadaslarım Halil Dumanoğlu, Halim için yaşıtıymışım gibi davranırdı. Ellerini arSpatar, Orhan Kartal, Emin Aktuna gibi bekasına kavuşturmuş, pantolonu göbeğinin nim de katkılanm olduğu için yan tutarak mı altına düşmüş; bir dize aramak, alışılmamış konuşuyorum? O zamanlarünlü olupdagölbir uyak bulmak ister gibi, bir gede kalanlar... Sonradan üne kavuşanlann tatlı düş içinde, penceredcn ilkemekleri...lyiizlerbırakacağıumulanlauzaklara dalrrnş bir ozan olannsilinipgitmesi... rakanımsanmonu. FikirlerdcrgisininTemmuz 1947'debaşlaO yeri doldurulmaz edebiyanyeni dizisi Haziran 1950'yedeğin sürdü. yat öğretmenimiz Hikmet Toplumcuduyarlığın edebiyata yansımasıntlaydın, birgülmece anlayışıyda"Halkevi"anlayışınınsınırlarınıaşanbu laaçıklarkcn, Fuat Edip'in şidergide gerçek Izmir'i yaşayabilirdiniz. irindeki o ince duyarhk öylc Peki, Izmir Halkevi çevresindebasmakagülünçoluyorduki... lıp bir anlayışın izi mi vardı? Ben orada güŞöyle girişiyordu açıklamaniimiizün ünlü ressamlarından Turan Erol, ya Hikmet llaydin:"Bubizim ŞerefBigalı,NailPayzagibiinsanlannyetişFuat Edip, Konak vapur isketnesinde emeği olan Abidin Elderoğlu gibi lesindc bir şeyler aranır gibi birbüyük ressamı tanıdıın. Gençlerin umutbcklerken bir hanımın bakınla,scvgiylebağlandığı,gönlüyücebirmüzik dığını görüyor. Birinci di/.c öğretmeni, NaciGündem'i tanıdım. hazırdırartık: "Bakişı çağirır beni uzaktan." Yahu, hanımın Kentlerin yaşamını Yaşar Aksoy iyi biliseniaradığı filanyok. O.buluyor. Ben; Kemal Bekir'in, Şükran KurdaArka sıra: Nihal tlaydın, Leziz Onaran. Ön sıra: Hikmet şacağı başka bir insanı aranıkul'un kırklı yıllardanarkadaşı;lzmir'in"Irllaydın, Mehmet Deligönül, M. Ş. Onaran, Fahir Iz, yor. Kalkmış,"Varıncaçatılır mak Kent" olma özlemini duy arak birtakım kaşlar, nedendir?" diyorsun. Neden olacak, deolumluyanıtlarıyokturbusorulann. insanları anımsamakla yetiniyorum. "Ölü seninle ilgilcndiği yok ki hanımın. Sen kenKenf'lerde bile yaşanmışlığın izi vardır. Kilçkiyleyıkanmışbelleğipırılpınl,inanıldi kendine gelin güvey oluyorsun." mi sesler, yüzler, sokaklar yaşanmışlığın o mazayrıntılarıbilenBesim Akımsar,yarım Hikmet llaydın'ın sözlerini; şiirin yoru yüzyıl önceki tzmir'in canlı birtarihi gibi du hüzünlü izini taşımasa; düşlem gücüyle olsun gizli bir yaşamın kapısı açılmasa; taş yırur. Kovançağdaşedcbiyatınizinisürennimundançok,eskimişbirduyarlığın,gülüneğını gibi görünmekten öte ne anlamı kalır telikli birdergi. C'ahit Tanyol'un çıkardığı si bir davranış biçiminin eleştirisi diye dükentlerin! Aramak edebiyatımızdayerıolanbirdergi. şünmeli.Genede Fuat Edip Baksı'nınşiirinIzmir KültürGazetesi Anayol, Akademya, deşarkı sözlerini aşan bir incelik vardı. FıçıüzerindekitezgâhlanndalakcrdasaÖğretmenlerimizin birbirinc takılmalann Gcnç Nesil, Bağ; belli belirsiz izi olan, irili tan, "lemonli" diye seslenerek turşu satan, ufaklıdergiler... da, değer yargılarını gösteren bir gerçek payı "boyoz" denen çöreklerle fırında yumurta dayokmuydu?Örneğinbirbiriylepekgeçisatan Yahudiler kırklı yılların Izmir'inde Fikirler'inayrı biryeri var: Bağımsızkalanemeyen felsefe öğretmenimiz Ziya Soözelliği olan insanlardı. bilen bir 'halkevi' dergisi. Izmir Kız Lisemar'ınedebiyat öğretmenimiz Abdülkadir si'ninBaşöğretmeni Vedide Baha Pars, gerKeçeciler'debireskilzmirevinincumbaKarahan'a,"Karanlıklardanziyayayüksel!" demesi ne anlama geliyordu? Ziya Somar,"Sarı Ziya" diye anılan.felsefeyi birkurubilgi olmaktan çıkaran, biryaşama biçimi hal ine getiren önemli bir öğretmendi. Futbolcuçalımıylayürüyen, koltuğundakikitaplarıkürsüyeyığıpuzuncümleler kuran, yanliija düşmeksizin tane tane konuşan, gözümüze Olimpos'taki bir ilah gibi görünen, önemli bir felsefe öğretmeni. "Karahan '1 ık" ile "karanlık" sözcüklerinin benzerliğinden yararlanan Ziya Somar "cinas"yaparak Abdülkadir Karahan'ıngericiliğe uyan birdüşünce yapısının olduğunu muvurgulamakistiyordu'.'Divanşiirindederinleşirken, "Hadis" yorumlarıyla Islamcı düs,ünceyi benimserken kendi yolunu seçen Abdülkadir Karahan; lisede edebiyat öğretmeni olduğuyıllardanasıl bir davranışiçindcydi ki Ziya Somar'ın cleştirilerine "hcdef"oluyordu? Ozamankiçocukaklımızlabunlarıiyibilemezdik. Onların lise öğretmenliği kalıbına sığmayan kişilikleri vardı. Hepsi de kendi I940'lıyılların Izmir'i... Sokıık auıltınmlıın Rıtmca şarhılur sızardu alanlarındayükscldılcr. Tarık Dursun K. birkaç hekim arkadaş, içkilerimizi yudumluyor, kendi aramızda gülüşüp söy leşiyoruz. Güzeller güzeli bir Rum kızı sokuldu yanı" mıza,"Aaa!dedi,buradaTürkçckonuşuluyor. Bentzmir'liyim,"dedi.BirYunanlımeslektaşımızıneşiydi.Türkçe'ninoşiiryüklü güzelliği gözlerini yaşartmıştı kadının. Türkçe'yeoşiiryüklügüzelliğikazandıran da Izmir insanının ho;>görülü, içtenlikli davranışı değil midir? Yunus Emre,"ölür ise ten ölür/Canlar ölesi değil" demiş. Kentler de öyle. Yüzyıllardan bu yana, şu bizim Izmir, bir büyük ruh olarak yaşıyor.. . ^