Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
DS 1998. SAYI 647 11 rcndiği kuşkuy la baktı. Baı ış ü/ül mcsin diye selam verdi, gülümscdi. Onun oğlu suçsuzdu. Sonraları anladı, yaş, ortalaması on altıy ı geçmeyendiğerleri de oğlu kadar suçsuzdu... tşkenceninizleriörtülmemiştikı,21 Kylül 1995 'te bir saldırının ortasında buldu kendini Barıs.. Tuluklular mahkemeye gidis, gelişlerinde dövülmelcrini, kötü nıuameleyi protcsto ctmek amacıyla üç giindür say ım vcrmiyordu. Çünkü üç gün öncc bir arkadaş lan koğuşa parmaklarıkınlmışolarakdönmüştü.Habcrdışarıya "isyan" olarak yansıdı... Konuşmanın tam burasında çantasından katlanıp açılmaktan yırtı lmay a y üz tutmu!} bir tomargazeteçıkardıAyşe Yıldırım. "İsyan" haberinin altındaki fotoğrafta sedyede yatan, üzeri kan içindcki genç Barış'tı. "Ben tanıyamadım. Kızkardeşi, anne bu abim dedi. Tişörtü biliyorum ama herkcs herkesınbirşeylerinigiyiyor... Dcdimki,baş,kası onun tişörtünü giymiştir ama bu benim oğlumsazatenölmüş..." Üç tutuklunun öldürüldüğü, elliyi aşkın tutuklunundayaralandığıbusaldındaölümden kıl payı kurtuldu Bans.. Ağıryaralıydı. Ayse Yıldırım, Ankaralzmiryolununasılaştığını anlayamadı. Hastanede"Uzaktandaolsabir göreyim oğlumu" dedı, göremcdı. "Oğlumun yaşadığını bile dört gün sonra, yalvararak, yakararak öğrendim. Barış'ım yeniden doğdu diyorum çünkü kaf'ası paramparçaydı,sekizgün,beyincerrahisindeyattı,komada..." yorsun değil mi dedi, dışarda beni öldiireceksin... Ne olduğunu çözmeye çahşıyordum hâlâ... Yüzümevurdu,yinekendimdengeçtim... Sonra da uzun süre düşündüm, bu olay oldu mu,yoksarüyamıgördüm... Hayır, rüyadeğildi..." Sonra... Busaldırıyaaçlıkveölümoruçları da eklenince Banş'ın bir kulağı duy maz oldu. Gözbcbekleridengesiniyitirmişsüreklihareketetmeyebaşlamıstı. "O ilacı bir gün bile içmesem ayağa kalkamıyorumanneciğim. llaçsızkalırsam gözlerimi bağlıyorum. Ihtiyaçlarımı arkadaşlarımın yardımıyla karşılıyorum çünkü her yer dönüyor,dengemi sağlayamıyorum." Ayşc Yıldırım: "Aslanlar gibiydi Barış'ım, bası bileağrımazdı. Şimdi sağlığı gitti yavrumun. Bana verseler belki onu tedavi ettirebilirim ama vcrmiyorlar ki. Ne param geçiyor ne başka bir >ey... Herşeyimizgeçersiz..." ı... ırış ve nit. Iki iversite ; rencisi. .5 yıl hapis zasına rptınldılar. şe Yıldırım Gülter ınlı, yani neleri cuklarının şine düştü. )zaltılan ndi onlan kliyordu... Ya sınıfta kalırsa... buğlama ve gitar çalıyordu Banş, kaset de dolduracaktu.. Ümit... 21 Eylül onda hangi yaraları açtı'' "Önceayaklarıagrıyordu.Doktorlarilerde daha da izlerçıkaeak dediler. Beli, böbreklcri ve başı ağrımaya basladı sonra. Unutkanhk başladı. Sabah akijam ağn kesiei alıyor. Cczaevindedehalk oyunları hocalığı yapıyor. Arkadaşları gülüyor, hoca bize öğretiyor ama kendisikaskatı,hazıroldaduruyordiyorlar..." Ümitkim? 1969 doğumlu Ümit'in annesi ev kadını, babasıaskeremeklisi. Ailesinindoktor.mühendisol isteklerini dinlemedi. Ege Üniversitcsi Halk Müziği Konservatuvarı'nayazıldı. Başarılı bir öğrencıydi. Ege Kültür Sanat Merkezi'ndc halk oyunlan kursu verdi. "O gece eve gelınedi. ()ylc bir huyu yoktu, aramayabaşladım.Geceonikidekapıçaldı. Ümitellerikelepçelipolislerinarkasındaydı. Eviaradılar, birşey bulamadılar. Belki eşim asker olduğu için bize iyi davrandılar. Onlann yanındaağlamakistemedim.Oğlumyavaşça, korkma dedi... O da işin büyüklüğünün farkında değildi. Çünkü o gün işkence yapılmamiijtıhenüz.." Ertesi gün avukatlarlagörüştü Gülter Kanlı. Önemli bir şey yok, evınde otur, bizden haberbekleyanıtınıaldı.Oğlukendisindenbol pantolonistediğindcnedeninigeçöğrendi... Bol pantolon i^kencenin acılarını örtecekti. Mahkemeye, nasılolsasalacaklar diye gitmedi. Vakti dc yoktu, her gün okuldaydı. Geri kalmasın diye hocalardan ders notlarını alıyor, Ümit için dosyalıyordu. Tek korkusu oğlunun devamsızlıktan sınıftakalmasıydı... "On bes gün sonra cezaevinde gördüm ilk kez Ümit'i.Tanınmazhaldeydi,yürüyemiyordu..." Suçuneydi Ümit'in? "Çok elektrik vermişler, bir kâğıt imzalamıs,. Suçlanmınneler olduğunu dosyagelince öğrencccğiz anne dedi. Dosya geldiğinde, pankart asma suçuvardı.birdebirbankamatiğiyaktığıyazılıydı..." Yakmışmı? "Duruşmayabankamüdürüdegeldi. İtfaiye*" Biz anlamıyorduk... ü günü bir de Gülter Kanlfdan dinlcyclim: "Oğlumsayım verilmediğını.bununsonunun kötü olduğunu söyleyip, annc bir şeylcr yapın" dedi. Valiye, savcıya, Baro'ya gittik. Yine de kötü şeyler olacağını tahmin etmedim ben. Devletegüveniyordum. Kendisineemanet edilen insanları öldürebileceğini düşünmüyordum. lJçüneü gün, perijembeydi cezaevinin yan tarafına gittik, çocuklar slogan atıyorlardı: Insanlık onuru işkenceyı yenecek... Aınbulanslargeldi, itfaiye... Devamlı siren sesleri çalıyor, biz anlamıyorduk..." Neyi anlamıyordu Gülter Kanlı? Yangınçıkarsasöndüreceksandıklarıitfaiyenin koğuşlara su sıktıgını, kogusjlara sih ve ses bombası atıldığını, özcl timin altıneı koğuşagirdiğini.yedincıkoğuştakilerinarkada.'jla(jmu nöldürülmesin diye dikkatdağıtnıak amacıyla yataklarınıateseverdiğini...Özeltimparmaklarındabozkurtİ!jareti,ağızlanndanıar>larıylacezaeviniterkettiğindcçığlığıdiğerannelerinçıglığına karıştı: "Devletın, yani bizim dcvlctimi/in resmi kıyafetligörevlileriniöylegörünccijaijirdım. Kimdi bizi yöneten?" Alevler yatıijip, avukatların vc anneleringözyaşlarıdinineeöğrendi Kanlı, üçkişinin öldüğünü, oğlu Ümit'in kafasına yirmi yedi dikiş atıldığını... "Daha sonraları bir anlaşmazlıktaaracıhk yapmak içincezaevine girdim. Çocuklar, arkadaşlarınınöldüğüköşeyimuhafazaetmişlerdi.Kanİ7İerı duvarlardaydı lıâlâ. Tavan... Beyin parçaları tavana lı. Tam Grup Günışı;lumun. Mühendislik diğim müzik yapmak «onservatuvarda oku"Barış'ınsuçııne? .iğinden dolayı içerde. 'or. Çünkü türkülerinlatıyor, ülkemizin ger:rinibcstcliyordu." rmıı çocuguna? Ama ıazüzcrinde... dianamedehiçbırş.ey 5yıl verdi lzmir DGM. ;lıyordum. Avukat, ağk mahkcmedc çıkacak ;mekararında ısrarlıy'ezaevine giren herkeanç'Maörttü. Barıştu; kondugunda ilk gün:ezacvinde. Aklından i? Şu kız, terörist mi..." ışianna saklamayı öğ E.Ü. Halk Müziği Konservatuvan'nda oğrencıytlı. yapıs,mıs.tı..." İkı Jcadının, Aysje Yıldırım'la Gülter Kanlı'nın yolları işte bu olaydan sonra hastane kapısında eocukiarınınsağlığınıöğrenmekıçinçırpınırkenkesisti.Kanaranıyordu.kanbulunuyordu. Kanoğullarınaverilmiyordu. "İçerde doktorlarlapolislerbirbirinegiriyordu. Doktorlar odadan çıkınca polişler durduruyordu kan yada serum verilmcsini. Doktorlar koltuk altlarındagizlicesokuyorduodayakantorbalarını..." Ümit, annesine anlatmıştı: "Bir ara gözlerimi açtım, nerede olduğumu anlamayaçalıştım. Birpolisyüzümeeğilipiyicebakı