23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CENGİZ KASTAN: ALTYAPI NASIL TAŞINACAK? Istanbul Ayakkabıcılar Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkan Yardımcısı Cengız Kastan. Türkiye'deki ayakkabı sanayisinın dünunü bugününü, Ikitelli'ye taşınacak olan esnafın sorunlarını anlattı. "Aykosan daha çok ayakkabı üreticilerinin bulunduğu, Aymakoop ise, ayakkabı satıcılarının ve ayakkabı malzemesi satanların yoğun olarak yer aldığı bir kooperatif. Aymakoop'un üst yapısı tamamlandı. Aykosan'ın ise, henüz bitmedi. Imalatçıların çoğu da Aykosan üyesi. Ayakkabı yapımı öyle bir iş ki, yaklaşık 30 malzemeyi bir araya getıriyorsunuz. Esnaf farkh yerlere dağıhnca üretım ve pazarlama sorunları ortaya çıkıyor. Biten Aymakoop'ta altyapı sorunları var. Biz, telefonu, kanalızasyonu, suyu, elektriği, yolu olmayan yerde sanayinin gelişeceğıne ınanıyorsak insanları gönderelim. Olmaz dıyorsak bu işı düzgün yapalım." Türkıye genelınde yılda 260 milyon çıft ayakkabı üretildiğini belirtiyor Kastan. Bunların yaklaşık yüzde 15'lik bölümü tamamen makineleşmiş işletmelerde, yüzde 70 kadarı da küçük işletmelerde el ımalatı ağırlıklı üretiliyor. Işin içine saya, fora makineleri giriyor. Üst bölümün dikılmesı, tabanın ayakkabıya dikilmesi makinede yapılıyor. "Ayakkabı üretimindeki gelışmelere baktığımız zaman Cumhuriyet'e kadar el imalatı. Beykoz müessesesinin yerinde 2. Mahmut döneminde kurulmuş olan ve ordu için üretim yapan bir ayakkabı fabrıkası vardı. Fabrika 1930'lu yıllarda Sümerbank'a devredildı. Orada buhar makineleri bulunduğundan makineli üretım söz konusu. Yapılan ayakkabıların Hamparsum Çirkinoğlu. Yeni Gedikpa$u'yt hiç beğenmiyor uyakkahı ustulan. p+ benim,bunuadamedin,yetiştirin' diye verdi. Sözü hcmen eski lstanbu! 'a getiriyor. "Eskiden Gedikpaşa'da Rum ve Ermeni kalfalarvardı. lşçilcrsanatkârdı,ortamiyiydi. Şimdi sanatkârlıkkalmadı.lşçilereroin gibikötüalışkanlıklaredindiler." "Makinelerlc çalüjmıyoruz, fakat teknolojinin gelişmcsi el yapımına da yansıdı. Eskiden böyle miydi? Ayakkabının tabamnı kenarlarından oyduktan sonra dikerdik. Diktikten sonra oyukları da tekrar kapatırdık. Tahtaçivilerleçalışırdık." Çok fazla konuşmak istemiyorGarbis kalfa... Biz de başka ustalarla konuşmak üzere onu zahmetli işiyle baş başa bırakıyoruz. Biraz dikkatli bakıldığında, Gedikpaşa'nınyaşhustalannınyiizündebirhüzün, sanki eski Gcdikpaşa'yı özlüyor.geri istiyorlar. Sonra birçoğunun yüzünde sert çizgilcr. Belkideyıllannyorgunluğu. llepsininsöylediği tek birşcy var: "Yeni Gedikpaşa'yı hiç beğenmiyoruz." 62 yıllık ayakkabıcı Hamparsum Çirkinoğlu da aynı kantda. "Eskiden ayakkabıcılıkta sanat vardı. Şimdi üçkâğıtçilık, millcti nasıl kazıklayahm" 8yaşındabaşlamışayakkabıcılığa.Şimdiki Gedikpaşa'yı 'Avare' olarak nitelendiriyor. "Yeniilecskiarasında.TürkiyeAmerika arası kadar fark var. Eskiden ayakkabılar dikişjiydi,deforrneolma7dı,herş,cyiylegüzeldi. Şimdi ise, yapıştırma. Biz ayakkabının delikleri küçük, sağlamolsun diye domuzkılıyladikerdik." Türkçesinde hafıf bir Ermenicc aksanı. "Siz hiç gördünüz domuz kılı?" "Şimdinaylonipkullanılıyor. Benmüşterime verdiğim ayakkabıdan utanıyorum. Eskiyle kıyasladığımda bir sanatkâr olarak şimdi yaptığını ayakkabıyı beğenmiyorum. Önceden bir iş,çi haftada 15 ayakkabı yapamazdı. Şimdi haftada 5060civarıayakkabı yapılıyor. Makineler çıktığında hiç heves etmedim.Çünkümakincnin yaptığını scvmiyorum." "Fakirlikten başladım bu mesleğe ama mesleğımi dc scverim. I ler şeyimi bu meslekten yaptım. l'akirlik herşeyi yaptırır. Bir hırsızlık, Allah göstcrmesin." Bali Paşa Yokuşu üzerinde, Ermeni ProtestanKilisesi... Amerikanmisyoncrleritarafından 1 Kasım )830yılındaaçılanibadctçoğu, o dönemde orduya yapılan modellerin sivillere uyarlanmış biçimiydi. Yapıştırıcı yoktu, tamamen doğal malzeme kullanıhrdı." Cumhuriyet döneminde, 1950'lere kadar sipariş üzerine yapılan ısmariama ayakkabı döneminde yine yapıştırıcının kullanılmadığını söylüyor ve devam ediyor: "Biz buna klasik üretim dönemi ısmini , veririz. Ayakkabının üst bölümünün (sayanın) makınelerde dikilmesi dışında makine kullanılmıyor. Tamamen el imalatı ağırlıklı. 1950'den sonra sermaye birikiminin artması, şehırli nüfusun çoğalması dolayısıyla üretimde bir artış söz konusu. Bu dönem neoklasik üretim dönemi. Burada bazı yapıştırıcılar devreye giriyor, taban yapıştırılmaya başlanıyor. Yurtdışından tabanı diken makineler getiriliyor. Ismariama ayakkabı döneminde haftada dört veya beş çift ayakkabı yapan bir kişı, neoklasik donemde 40 veya 50 çift yapıyor. Üretim ortalama 10 kat artıyor. Bu dönem de aşağı yukarı 1970'lere kadar devam ediyor. 70'lerden itıbaren ayakkabı sanayıınde makineleşme dönemi başlıyor. Bu donemın başlangıcında makineli ayakkabı uretımi bılınmediğinden sıkıntılar yaşanıyor. Ancak deneme yanılma yoluyla öğreniliyor. Bu nedenle 20 yıl gıbı uzun bir süre alıyor. 1990'dan itibaren makineli üretım Türkiye'de tam anlamıyla oturdu. Ayakkabı ıhracatında buyük bir patlama yaşandı. Dolayısıyla ayakkabıda çok büyük bir gelişme var. 96 yılı ıhracatımız 150 milyon dolar, bavul I ticaretı ise, 250 milyon dolar civarında tahmin ediliyor." ^ Okul Han 'ın (yani eski Ermeni Okulu) ikinci kal sakinlerinden Artin Demiriaş. Gedikpa$a 'nın laıihi hamam ne değisimleryuşamumış ki. flâlâ müşterileriyle hirlikte...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle