Katalog

8MART SAYI 624 li.StephenGloverLondralıtanınmışbirbestcci vcmüziköğretmeni. 1200 ile 1500 arasındaki bestelerindcn birisi de ömer Paşa içinmarş.GloveraynızamandaSultanAbdülaziz için de bir marş yazmıştı. Kısacası birOsınanlı Paşası için lngilizler,partilerde, davetlerdc veya evlcrindc çalmak üzere bu tarz hoş yapıtlar yazmış vc sonra da bunları şık nota kapaklan ilc bastınp kâr amaçlı satışasunmuşlardi. Yinebirtesadüfeseri Goodban'ın valslerinin, Ömer Paşa'yı bütün ihtisamı ileatüzerindetasvireden, 1853tarihli, orijinal nota kapağını eski birkitapçıdabuldum. Bueserinyaşadığım KdinburghşehrindekiBrouneauadındabirkişiyeithafcdilmiş olması, ycni yeni ortaya çıkmakta olan bu anlamlı tarihsel olayların, benim açımdan daha hakiki bir çerçevcye oturmasını sağladı. Çünkü o nota kapağına her bakışımda, onu herclime alışımda ömer Paşa'yı anlatan bumüzikeserlerinibirandatekrarkulaklarımda duymaya başlıyorum. BritishLibrarykoleksiyonundabirbaşka dikkatedeğereserde Italyanbestecisi Luigi Arditi'ninSultan Abdülazizşerefinc.padişah hazretlerinin 1867 Temmuzu'nda Kraliçe Viktorya'nın davetlisi olarak Londra'yı ziyaretindetemsiledilmek üzere bestelediği C O M P O S I D « T H 1 R I I 0 I L 1 I I C T padişah dcğişip de seneler sonra böyle bir durumda kcndisindcn yeni bireser istenince, daha öncc yazmış olduğu kasidesinin güzelce sözlerini değiştirmiş vc tckrardan sunmuştu. Işte görüldügü gibi tarih aradan seneler de geçsc bazı hakikatleri apaçık ortaya seriyor. Kitaplardaokuyarakanlamayaçahştığımız tarihimize, anılarda tekrardan yaşamaya çalıştığımız geçmiş günlere, Yahya Kemal'in de 1 layal Bcste sinde arzuladığı resimde ve şiirde, "Gönlüm isterdi ki mazini dirilten sanat, sana tarihini her lahza hayal cttirsin"mısralarına,buyukarıdabahsiniettiğimiz dönemin müzik yapıtları nc kadar da güzel birer canlı örnek olup, yeni keşfedilmiş bir boyuttan, aydınlık bir ışık tutuyor. BAŞKENT GUNLERİ Ankara modası Mİ'IŞERREF HEKİIV1OĞLU Igunlaşma Enstitüsü'nün 40. yılı nedeniyle düzenlenen defıleyi yüzlerce kadın izledi, salonda Çın müziğı, Çın fenerleri, defileden sonra Çin börekleriyle sarı bir rüzgâr esti Hilton salonlarında. ÇinTürk Dostluk Derneği'nin ılgısı, katkısıyla gerçekleşen bir olay bu, Tan Ataç'ın yeni bir başarısı. Yabancı sefireler de hayli etkilendi sanırım, defileyi izleyen günlerde soluğu Ankara Olgunlaşma Enstitüsü'nde alanlar var. Biri de Ingiliz sefiresi. ABD sefiresi Bayan Parisse ilk kez görünüyor böyle bir toplantıda. Konukları da, giysileri de çarpıcı bir defile sözün kısası. Bayan Demirel bu tür toplantılara katılamıyor, ancak Cumhurbaşkanı'na eşlik ediyor, protokoldeki yerini boş bırakmıyor. Bema Yılmaz'n da yoğun trafıği var, ama Meclis Başkanı, kimi bakan ve komutan eşlerı, Dışişlerı ailesi, her daldan, her kuşaktan kadınlarla güzel bir mozaik oluşuyor salonda. Kimi konuklar geçmiş yılları anımsıyor, başkentin şıklığında Olgunlaşma'nın etkenliğini, güzel defileleri, paris rüzgârlarına karşı esen ozgün çizgileri, nerdeyse bir Ankara modası üreten değerli oğretmenleri, zarif mankenleri... Sonra bir duraklama dönemi var, ama hiçbir kuruluş varlığını, görevini kanıtlamaktan geri kalmıyor. Enstıtu Müdürü Güler Temel ve öğretmenler yeni atılımı gerçekleştıriyor şimdi. Bence güzel bir olay, ülkemizde çelişkiler yaşanıyor durmadan. Başta Paris, Londra, Roma, New York tüm modaevlerının, eski ve yeni markaların egemenliği var vitrinlerde, marka yarışı Soldun suğu: Defileyi surtıın Mehpurc (,'elik, Ankara var, dahası tutkusu var! Olgunlaşma Enslitüsü Müdürü Güler Temel, İnci Çetin, Böyle bir dönemde yapılıyor Olgunlaşma TürkÇin Kadmları Dostluk ve Kültür Derneği Başkunı Tan defilesi! Kırmızı bir giysi de Ataç, Çin Halk Cumhuriyeti Sefiresi Feng Yaxıang. büyük coşku ve başkanı olduğu günleri anımsadım birden, ilk gözyaşlarıyla alkışlanıyor. Ece Pirim taşıyor kez cuma namazına gitti, çevresinden gelen o giysiyi güzel bir genç kız. Incecik baskıdan söz etti yakınları. vücudunda kırmızı bir bayrak dalgalanır gibi. Bir politikacıyı ödünlere zoıiayan çevrelerle Gerçekten bayraktan esinlenen çizgiler. neler yaşandı ülkemizde. Hayal gücünü de Göğsünde bir yıldız, başının çevresinde de aşıyor kimi olaylar. Hayalüstü denebilir. bir ay, taşıyanı da, izleyenleri de kucaklar Üstelik acı gerçeklerle birlikte yaşanıyor. gibi. Coşku çok doğal ama gözyaşlan değişik yorumlara, tartışmalara yol açıyor başkent çevrelerinde. Defile sonrası da Çalgıcılıkta dördüncü kuşağa ulaşan Çalgan sürüyor bu tartışmalar. Olgunlaşma'nın ailesi Görkem Çalgan'ın başarısını kutluyor geleneksel giysilerimizden esinlenerek son günlerde. Isviçre'de düzenlenen bir ürettiği çağdaş çizgiler beğeniyle, hayranlıkla yanşmayı, şimdi Cenevre Konservatuvan'nda izleniyor ama Istanbul'da, üniversite öğrenimini sürdüren bu genç çalgıcı kapılarında oluşan tabloların kuşkusundan kazanıyor. Çaykovski'yi en iyi yorumla arınamıyor insan! Kım bu kızlar, diye soruyor, çalması nedeniyle. Istanbul'dan türban anaları, buyükannelerı, teyzeleri, halaları nasıl manzaraları arasında Cenevre'den kısa bir giyiniyor yıllar boyunca. Bu moda nerden Çaykovski mektubu müzikseverlere... Fazıl çıkıyor sonra? Üniversite kapısında neyin Sayın Louvre müzesınden yolladığı mektup savaşını yapıyor bu kızlar, hangi politikanın da görkemli bir çiçek demeti bence. aracı oluyor başörtüsüyle... Paris'ten sesleniyor Daver Darende, olayı Tartışma uzuyor, modadansöz ederken bir de ondan dinlememi istiyor. Boğaz politikaya yönelıyor kadınlar. Başkentliler tabloları gibi güzel resimler çiziyor telefonda, arasında adı çok geçen bir politikacı Millı dinlerken mutlandım, türbanlı kızlar da Eğitim Bakanı DSP'Iİ Hikmet Uluğbay son dinlese diye umutlandım. Dınlemekle günlerde. Kararlı politikasıyla her daldan, her yetinmese, çalmayı da öğrense keşke! kuşaktan kadınlar ilgiyle izliyor, içten Ama çalamazlar, hiçbir Islam ülkesinde destekliyor DSP'Iİ bakanı. Odünü, döneklığı orkestra yok! Yalnız Türkiye'de var, laik affetmiyor başkentliler, saptanan bir Cumhuriyetimizde. Kadınerkek çalgıcılar politikanın seçım hesaplarıyla yozlaşmasını yan yana çalıyor, en güzel yapıtları birlikte reddedıyor. seslendiriyor, her dalda, her kurumda birlikte Başkentli kadınlar arasında Berna Yılmaz'dan da çok söz ediliyor son günlerde. Bu türban konusunda o ne düşünüyor, Başbakan Yılmaz'ın ödün politikasını destekliyor mu? Desteklemiyorsa davranışını çalıştıkları gibi, birlikte müzik üretiyor, güzel birlikteliği kanıtlıyor. Türbana ödün yolunu açanlar o birlikteliği sürdüremez elbet. Ama sürdürmeye kararlı olanların soluğu kesilmiyor. ^ neden ortaya koymuyor, diyorlar. Son yıllarda az rastlıyoruz ama Berna Yılmaz'ı yakından tanıyorum. Kocasını sevgıyle, içtenlikle destekliyor, belki de belli politikaları desteklemiyor ama eleştiriyor mu bilmem? Istanbul'da büyümüş, Boğaziçi Üniversitesi'nde okumuş bir kızın türbana ödün politikasını desteklemesi çok şaşırtıcı olur. Ancak siyasal yaşam şaşırtmacalarla dolu! Ömeğin Sayın Yılmaz da şaşırtıyor beni. ANAP başkanlığına gelmeden önceki dönemi hüzünle anımsıyorum doğrusu. 1990 yılında mesleğimde 40. yılı çok güzel bir törenle kutladım. 30 Nisan bayram sonuna rastlıyor, birçok başkentli tatilde. Ama Mesut Yılmaz Antalya'dan erken ayrılarak geldi Ankara'ya. Bir Cumhuriyet kızının 40. meslek yılını kutlamaktan gerı kalmayacağını söyleyerek duygulandırdı beni. Unutamadığım bir olay bu. O sözler kulagımda çınlarken başbakan olarak söylediklerıne yorumda güçlük çekiyorum, siyasal yaşamın zorlamalarına dayanmak kolay değil anlaşılan. Mesut Yılmaz'ın ANAP Sahaftan yaşama Zaman zaman sahaflan dolaşmak, gerçekten yaşayan birtarihin içerisine adım atip, bir süre orada gezindikten sonra, o boyutta edinilen heyecanın hislerini kaybetmeden, tekrar gerçek, gündelik hayata dönmek gibi bir olay.Tuttuğunuzherkitabınbirhikâyesi.size anlatmak istediği bir hadise veya sizi götüreceği farklı ortamlar vardır. Bulduğunuz eski birkartpostalın üzerindeki solmuş reT n 1 I f i r i O F O U I B P A C H A. Notunm üstiinde söyleyazılı: Ekselunsları Ömer Pasa'nın kansınca bestelenmiştir. Türkçcdilindebirkasidedir. EscrLondra'daki bütün korolardan secme 1600 kisilik bir topluluk tarafından, 16 Temmuz gecesi C'rystal Palacc'ta 30.000 kişinin dinleyici olarak katıldığımuazzam bir konserde, Abdülaziz' in huzurunda gerçcktcn Türkçe söylenmişti. Sözlerini Zafiraki Efendi'ninyazmiş olduğu bu Türkçe kasidenin Ingilizce tercümesinin tamamını da Times gazetesi aynıhaftayayımlamıştı.Gazcteilanlarıgayet açıktı; Arditi'yebueserözcllikle Padişah' ın ziyareti için sipariş cdilmişti ve kendisi bunu başarıyla yerine getirmişti. Geçenlerde Istanbul Üniversitcsi'ndeki Yıldız sarayı arşivlerinde yaptiğım çalışmalarsırasındabeni bekleyen sürpriz ise çok şaşırtıcıydı. BritishLibrary'deyayımlanmışnotaşeklinde gördüğüm Arditi'nin Sultan'a Kasidesi'nin bu sefer kadife kaplı cl yazması notası gözlerimin önünde duruyordu. Ancak bir gariplik vardı. Istanbul'da bulunan yazma Abdülaziz'edeğil,Abdülmecid'eithafedilmişti. Tıpatıp aynı olan eserin sadece sözleri değiştirilmişti. Kisaca Abdülmecid döneminde bir süre Istanbul'da bulunan Arditi, sim kadar, arkasına yazılmış ınesaj da sizi beraberindcalırgötüriirodiyarlara,otarihlere. Eski bir gravür.detaylıçizimlerinde, sizi her gün geçtiğinizsokaklannyüz sene evvelkibirbaşkaçehresiileşaşırtabilir. Seçim imkânınız olmayan bu zaman tünclinin maceralı yolculukları ise eski bir kitapçıyagirdiğiniz her başka bir gün farklı ve dcğişik bir yön alırlar. Şüphesiz bu olay biraz arsivlerde çalışmaya benzer, ancak bir farkla:Buradao tarihesahipolmak,eğerimkânlarınızdahilinde ise, biraz dasizinelinizdedir. Yaniarzu ederseniz o kitap, kartpostal veya gravürlere manevihislerlebağlanabilir.sahipolduktan sonra onlara her baktığınız veya dokunduğunuzda aynı heyecanı hissedip, oeşsiz yolculuğa çıkabilirsiniz. Hele bu keşi fleriniz sırasında bulduğunuz materyal birmüzik notası ise, işte o zaman olaya bir başka boy ut daha katılır; çünkü o eseri çalıp seneler sonra aynı hisleri,obesteyiyapmışolan,dinlcyipzevk almış. kişilerlepaylaşabilirsiniz. Dahası onu tozlanmışraflardantekrargünışığınaçıkararak başkalanylapaylaşma imkânları dayaratabilirsiniz. ^ İDAKÖYÇİFTLİKEVİ AENF.AS.... KAZDAĞI'NDAN İTALYA'YA HıııleiLcyıldıı her ırklanguc alauAnadolu. sayıxı/goç ılc veımı^lır (jidenler ı.se "Anadolu bıgı"m hirlıktc )ioUımıu*)lerdır IroıaSavaşı'ndanycnık<,ıkııntlıonhalkı,At*~ rıcii.s oııdcrlı^ıııdc ttalyu'ya gıdorck "Lavınıum" keııtmı kuıar Uu kcııl ısc oncc "Alba I onga" ve sonuvl" "Koıtıu" adım alacaklır (Ana Bn(iinnıcii) Acncas suyu oglu lulus ılc devaın fdcr \c hıı soydaıı yclcıı llı.ı. unlu ıkı/lcr Runıus vc Roıııulus'ıı ılıtguıur Ronıa lınparatorluğıı sahncvc çıkmaktmlır (Acncas, VeıplıUh I / I.yuhoğlu) Ronıa'nın guclu kmlhın aUıLuıiıın I mıa'lı nkluklaıııi.t ıiKtntrlardı Runlnnncnuıılusıı lulnıst',ıcs.ır'dı(Sc/.ır) M () 1200 yıllanndu Anadolu ııisanı y.ı/ıyı. dılını \c ^clcncklcıını llalya'ya la^ınıı^lı \\)\IA {'lyniek.eıyuv.m ıcngı, doıl vapraklı yont'ii iirtık Rınuj'nııı snıı^clcrı ulnuı^tu Marl ayi rıydtımız 4 250 000 11 VI' \iinu Iskcm/cı , \zuttnllu (, antiıhcl ÂVn uİAhvmtt Dünya Sağlik 'Icşkilatı Kalp vc Damar Hastalıklanm "Dünyanın 1 Numaralı İnsanlık Düşmanı" ilan etti. TÜRK KALP VAKFI 19 Mayıs Cd. No: 8 Şışh/İSTANBUL Tel.(0 212)212 0707 (pbx) 10 Hat Faks:(0 212)212 68 35