22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

16 CUMHURtYET DERCİ Bildiğim tek şey, her insanın içinde bir korku düğmesinin bulunması. Eğer ona basarsanız şiddet, panik, kaçma ya da kendini yok etme gibi ağır ve beklenmedik tepkiler alırsınız. Bu, insanın karanlıkta kalan tarafı vc bcn oraya ışık tutmaya çalışıyorum. Miller ve varoluşun gii ncel liği Ünlü tiyatroyazanve insan haklan savunucusu Arthur Miller'ınDieZeit'dayayımlanan röportajmi aktarıyoruz. "Her yazı bir aşk nıektubudur" demiştiniz. Kime bu aşk mektupları? Herkese, tüm dünyaya... Ncden yazıyorsunuz dıye sorsaydınız, ncdcn soluk alıyorsunuzdiyebirsoruylayanıtlardımsorunuzu. Çünkü yazmak yaşamaktır. Siz,EugeneO'NeuTin"Birleş.ikDevletlerdünyayıelegeçirmekkarşılığındaruhunu sattı" sözlerinin altına imzanızı atacağınızı söylemiştiniz. Siz aynca Amerika'nııı diııinin 'Yok etme' olduğunu da süylcmi^tini/.. Şiddet Amcrika'nın yaşam sloganı haline mi geldi? I Iiç şüphesiz. Bu ülkeyi varolduğu andan beri iten gücün ismi şiddettir. Vebiz Avrupa'nın aksine düşünceyle yok edilmcsi mümkünolanfeodalizmidetanımadığımız içın, şiddetı pragmatizeettık Bu olgu, Walt VVhitman'danTennesseVVilliams'ahattaJamesBaldvvin'etümAmerikanyazarlarınıda büyülemiştir. Değişim isterleramadeğişimdcndeligıbidekorkarlardi Örneğin,Thoreau, tüm büyük kentleri lanetlemiş, Boston'dan, Philadelphia ve New York'dan korkmuijtu. Trcn scsi duyduğunda, ülkesi adına kâbuslargdrdüğüniisöylerdı. Sizi korku ile uıtıut arasındaki bu uçurum nıu ironiyc ve hayatın anlamını rcddedenAvrupalıya/arlargibişüphcciliğc yöneltti? Ironı? Elbette. Yaşlandıkça dünyaya bakış açım daha da ironik oluyor. Ancak bu ironiyi pasiflikle kanştırmamak gerekir çünkü o zaman dünyayı kötülere bırakır insan. Yeni oyunum 'Mr. Pctcr'ın llışkılcn'ndcdc "insanın varoluşu tamamen tesadüfe dayanan anlamsız bir olay mıdır yoksa insan adı güzellik olan birparça mı gerçeği taşıryaşama, onunlamı şekillendiriryaşamı?" sorusunu irdeledim. Yaşamışekillendirenkurallarvegüzellikler?... TelafTuzetmeksizin 'ahlak' kavramından söz etmeye çahşıyorsanız, o noktada çok kuşkuluyum. Ben ahlak kavramına,yargıve önyargılardan oluştuğu için sıcak da bakmıyorum. Kendimi, başkalannı yargılayacak kadar suçsuz da bulmuyorum. Bcn "Cadı Kazanı" isimli oyunumda bile, suç, başansızlık ve suçsuzluk arasındaki hassas dengeyi korumaya çalıştım. Belki de bu nedenle Moskova'dan Pekin'e ve hâlâ anlayamadığım bir ş.ekilde, başanlı oldu. Eğer benim yazarlık faaliyetimın birgüncelliği varsa bu, gününmanşetlerindenoluşanbirgüncellik dcgil, varoluşun güncclliğidir. Benim yazılanmdaınsanabirş.eyleröğretılmıyor,onların ıçınde bulundukları dıırum ve sorunlar ortayaserılıyor. avukatbulmakmümkün.Sıradaninsanların avukatlarını... Cençliğinizde sınıfsız toplum idealleriniz vardı ve sık sık Marksizmden söz ederdiniz, oysa Amerika'da Marksizm yoktur. Hikâyeye Brooklyn'lı, şötbrlü lımuzınlerle ve dadılarla büyüyen ancak 30'lu yıllarda yaşanan çöküş sonrasında dünyanın çöküşünü de görmüş olan Arthur Miller'denbaşlayahm.Birmilyardcrbırgecedeherşeyiniyitırdığiiçinbirgökdclenıntepesındenatlayarak ıntıhar etmişti, bu benim sınıfsızlıkla ilk tanışmamdı. Amcrikan düşüncesine göre ve bu Karl Marks'dan çok Thomas Jefferson'a aıttır, ısmı ve kökenı önem taşımaksızın herkes, aynı yükseklıkleretırmanıp, aynı uçurumlarayuvarlanabilir. Büyükbabaparayapar, oğlu sefahat içinde tüketir, torunu ise uyus.turucudanbirsokakkö^esindekıvnlıp, ölür. Ve bu bızim sınıfsız toplumdan anladığımızdır. Teorısı yoktur, oldukça pratik bir olgudur. Bakın, Avrupa'da yoksullaşmış, tüm mal varlığı tükenmiş bir baron, hâlâ bir barondur. Amerika'da mal varlığını yıtıren milyarderartıksadecebıryoksuldur.Onun sınıfı yoktur. Brecht, Thomas IMann ve Charlie C'haplin gibi insanların ülkeyi terkettiği, entelektüellerin onlarca harta yü/lercesinin düşman ilan cdildiği, sorgulandığı ve işsiz kaldığı bir McCarthy dönemi var. Siz sorgulanmayı reddedenler arasındaydınız ve akabinde pasaportıınu/a el konarak,seyahatözgürlüğünüzengellendi. Şu anda Amerikan kısa tarihinin en kara günlerine değiniyorsunuz ve bcn, demokrasimizınbuayıbıhakkındakonuşmaktahâlâ zorlanıyorum. Avrupa'dakı faşizmi yenen Amerika birden solcuların kara listelerini tutan ve gizli protokollerle yönetilen faşizme gebe bir ülke haline gelmişti. Evet belkı Gulag'lar ve temerküz kampları olmadı ancak yalan, ihanet, ihbar ve görmezden gelmeden oluşanaynısistemyaşatıldı. Herkes bu sisteme itaat mi etti demek istiyorsunuz? Evet. Heryerde vehersektörde. Hollyvvood'un tanrılaşmış stüdyo patronlan ilk anda kimi çalıştırıp kimi iştcn atacaklarına bir başkamekanizmanınkararvcriyorolmasından dehşete düşmüşlerdı, ancak 48 saat içinde herkes yenı patronun kım olduğunu anladı ve sonrakı saatlerde de en yetenekli yönetmenler ya da senaristlcr kapının önündcydi. Sakın bir çelişkı gibi gelmesın ama bizi o dönemden demokrasımızın gücii değıl, McCarthy 'nın alkoliklıği ve ordu kurtardı. Orduyla dala^maya ba^ladığında çizmcyi a.1?mış oldu. Yoksa ıçımı/denhıçkımseonunla miicadclcedemezdi.buna Arthur Miller de dahil... Benozamanccsurdeğıl ınalçıydım ayrıca çalışmıyordum vc benim gıbı kaybcdccck hiçbır^cyı olınayan bir insan ıçırı rısk dc yoktu. Hatta, yenı evlenmış olduğum vc yon*unu/dcğilmi?Hcrcscrinizdedebir Ancak bir tiir avukatlık görevi üstleni
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle