Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 CUMHURİYEl DERCt Gravür, kolaj, heykel gibi değişik tekniklerden yararlanmış Can Göknil. Resimleri tuval üzerine olduğu gibi ahşap üzerine de çalışmış. Ve yüzeylerine kurşun kakmah süslemeler yapmış. pişiıilen insanlar • " • .• \ * sonra "Orta Asya'dan Anadolu'ya Yaratılış Efsaneleri Sergisi" ortaya çıkmış. "Zaman içınde her yerde evrcnin, dünyanın ve insanın nasil yaratıldığını sorgulanmışdurmuş. Yaşamsal düzeni kunnak ve korumak, doğurmak, ölüme anlam kazandırmak için insanlar nereden geldiklcrini bilmek istemişler. Böylece yaratılışla ilgili çeşitli inançlar ortaya çıkmış. öyküleşeninançlar yaratılış mitolojisini oluşturmuş." Can üöknil, yaratılış efsanelerinin ortaya çıkışmı böyleaçıklıyor. Yeryüzü üzerinde varolan hemen her toptumun bir yaratılış efsanesi olmuş. Bu açıklamalan yapmak o günün koşullarında çok önemli olmalı. Bugün bir masal gibi dinlediğimiz bu efsaneler o günün insanı için büyük bilinmezler dünyasını onlar için bilinebilır, tanınabilirveılişkikurulabilirhalegctiriyordu. Başka bir deyişle bu dünyayı onlar için anlamlıkılıyordu.Budünyanıntehlikelerindenonlankoruyordu. Buncdenledir ki, basit totem ve ataya tapınma kültlerinden, zaman içinde Tanrılar dünyasına,açıklamalaraulaşıldı.Kurallar ortaya çiktı ve törenler düzenlendi. Din adamları ortaya çıktı. Basit öykülerdaha bütünsel ve açıklayıeı efsanelere dönüştü, inançlar doğdu. İnsanlar bu inançlar etrafındatoplandılar. inançlar toplumsal düzenin kurulması ve sürdürülmcsi görevini üstlendiler. Koruyucu tlah Umay/1994 cak ne yazik ki etkileri sadece dağ başları ve su kıyılan ile sınırh" diyor. Can Göknil'in efsanesi EnSevdiklerim " YerSu'lar" MURAT URAL an (jöknil "Orta Asya'dan Anadolu'ya Yaratılış Efsaneleri" sergisiyle eski mitos dünyasını ycni bir gözle yorumluyor. "Evvclce ancak su vardı; yer, gök, ay ve güneş yoktu. Tanrı (Kuday) ilc bir 'kişi' vardı. Bunlar kıırakazşeklinegiripsuüzcrindcuçuyorlardı.Tanrı hiçbirşey düşünmüyordu. 'Kişi' rüzgârçıkarıpsuyudalgalandırdı vc Tanrı'nın yüziinc su scrpti. Bu' Kişı'kcndisinin Tanrı clan biiyük olduğunu sandı ve suyun içine dalı verdi. Su içinde boğulacak oldu; 'Tanrı bana yardım cl!' diye bağırmaya başladi.Tanrı,'Yukarıçık!'dedi.Odasudançıkıverdi.Tanrı şöylebuyurdu: 'Sağlambirtaşolsun!': Suyundibindenbirtaş çıklı. Tanrı ile 'Kişi' taşın üzerineorurdular. Tanrı 'Kişi'ye: ' Suya dal. Oradan toprak çıkar!' dedi.' Kişi' suyun dibinden toprak çıkarıpTanrı'ya verdi. Tanrı toprağı suyun üzerine atarak,' Yerbülsün!" dedi. Böyleceyeryaratılmışoldu. Bundan sonraTanrı yine 'Kişi'ye: 'Suyadal, toprak çıkar' dedi. 'Kişi' suya daldı ve'benkendimiçinde toprak alayıın' diye düşündü. Iki eline toprak aldı; birelindeki toprağı, kendi başına iş görmek düşüncesiy le, agzına soktu. Tann'dan gizlice yer yaratmakistiyordu..." Altay efsanesinde"yeridingpiitkeni" yani yerinyaratılışı böyleanlatılıyor. Efsanekötü 'Kişi' olanErlik llan'laTanrı arasındakimücadelelerledevamcder. Veinsanoğludünyaya gelir: "Dalsızbudaksızbirağaçbitmişti. BuağacıTanrı gördü ve'dalları olmayan ağaca bakmak hoş bir şey deği I; huna dokuztancdal bitsin!" dedi. Agaçta dokuz dal bıtti.Tanrıyine şöy le dedi:' Dokuz dalın kökünden dokuz kişı türesin ve bunlardan dokuz ıılus olsun!'" Insanoğlu böylece dünyayı "hoşlaştırmak" için ortaya çıkar. Efsane sırasıyla bütün canlılar yaratı lana kadar sürer gider. Can Göknil çalışmalannatemaolarakTürkler'in "Yaratılış Efsaneleri"ni seçmiş. Üçyılsürenaraştırma veçalışmalardan Can Göknil, "llkeltoplumlardabilgelik,yerini düşgücüne bırakır. Doğal olgularçocuksuyorumlarlaaçıklanır. İnançlar çok renklidir" diyor. lnsanoğlunun efsanelerdeki düş gücü ve yaratıcılığı karşısında hayran olmamak mümkün değildir. Binlerce, on binlerce yıl önce insanoğlunun böylesinedüşsel Yani tema: Muskalar Can Göknil, Arnavutköy AmerikanKız L.isesi'ni bitirdikbir dünyayı tasarlayabilmiş olması bugün bizler için hâlâ bir ten sonra 1968 vc 1969yıllarında ABD'de"KnoxCollege"ve cazibe kaynağı olabiliyor. Efsaneler tümüy le düş ürünü de değil. lnsanoğlunun düşle "TheCityCollcgeofthcCityUniversityofNcwYork"okullame ve y aratım gücünün sınırları da, sonuçta, o günkü görgüsü nnda resim eğitimi gördü. Buyirmi bcşincikişisel sergisi. Ayrıca çok sayıdakarma sergiye dekatıldı. Sanatçı aynızamanvc bilgisi ile sınırlı.Dolayısıyla her mitolojidegcrçekten, inda kendi yazıp çizdiği çocuk öyküleriy le de tanınıyor. Bugüne sanoğlunun kendi yaşamından önemli izlcrbulunuyor. Hiçbir şey yabaneı değil. Tanrılar ya bildik dogal nesnclerden ya da kadar, çeşitli ödüllerkazanan 14kitabıyayımlandı. insana benzeyen, hatta çizilebilen veya heykeli yapılabilen Sanatçı, "Her sergimin bir teması vardır. Hersergimaraştırvarl ıklardan oluşuyor. Altay yaratıl ış efanesinde olduğu gibi ma, yorum ve yaratı süreçlerinin sonunda oluşuyor. Böylece doğa ve tüm evren Tann'ya rağmen ve hatta Tanrı'dan yani konuyladahaduygusal bağlanlı kurabiliyorum. Vurgulamak Tanrı düşünccsinden önce zalen var. Tanrı sadece olanları ye istediğim şeyleri daha iyi vurgulayabiliyorum" diyor. Bundati nidcn biçiınlendiriyor. Böylece insanla evrcn arasında doğal önccki sergisinin teması "AnaTanrıçalar"dı. Bundan sonrakı bir ilişki kuruluyor. Insan doğayla birleşiyor ve kendiliğinden sergisinin teması ise daha şimdiden belli; "Muskalar". Yint doğayıbenimsiyor. Aneakefsanelerbirişlevidahayerincgcgizemlerle dolu bir yolculuğa hazırlanıyor sanatçı. ^ tiriyorlar. lnsanoğlunun hayalinde kurduğu Tanrılar dünyası ve onlara hizmet eden, buyruğunda olan insan dünyası ile bir bakima kendi dünyasını anlatıyor. Ve bu dünyaya, varlığını başlangıç noktasindan ve Tann'dan alanbirmeşruiyctdekazandırıyor. Bu da insanoğlunun en büyük yanılsamalarındanbırisi. Elbcüe ki Can Göknil'in scrgisindcki dalları gökyüzüne uzanan, üzerinde binbirçeşitvarlığın yaşadığıhayat ağacınin altında oturan Ak Ana basit bir öykü kahramanı değildir. O Ak Ana ki, sonsuz suyun, yani zamanın üzerinde amaçsız uçan bembeyaz bir kaz görünümündcki Tanrı Kara Han'a, suyun altından "yarat" diye seslenen, daha doğrusu buyruk veren, daha yumuşak ifadeyle esin verendir. Kara Han yalnızlıgını yenmck için "Kişi"yi yaratır. Bu kişi erkektir, ancak onun gibi akvetemizdeğıldir. Bıı öyküdeki kadın"Ana"nın belirleyici rolü herhalde bir rastlantı değildir Büy le olunca kadın şanıan rahiplerine rastlamak da o kadar şaşırtıcı olmuyor. Bunlar eski Türk toplumlannda kadının rolü üzerinde dıkkatleritopla mayayetiyor. Can Göknil, "Orta Asya tannlar dünyası içinde en sevdiklerim 'YcrSu'lar. Bunlar insanlarla iç ıçe yaşıç ç yş yorlar.Görevleri insanlarıyeraltıdün Can Göknil'den Ağaç. Tuval üzerine akrilik, 1995. istanbul'da Yupı KrediSanat yasının tehlikclcrindcn korumak. An Galerisi 'nde açılan bu Uginç sergi 30 Ocak 'a kadar izlenebilir. Böylebirsergiyaratıcısıbakımından önceliklebilgigcrektiriyor. CanCîöknil önce scrgi temasını oluşturduğunu bclirtiyor. Bundan sonrakonuile ilgili yerlive yabaneı kaynakları taramış ve okumuş. Arkeolojik bulguları ineclemiş. Okurkcn bir yandan da esinlendiklerini taslak halindcçizmiş.Çalışmalartamamlandığındaelindebirklasördolusuçizimlerkalmış. Gidcrck yorumlama aşamasına ulaşmış ve yavaş yavaş eserlcr oluşmaya başlamış. Ortaya çıkan sergiye bir resim sergisi demek zor. Cünkü gravür, kolaj, heykel gibi değişik tekniklerden yararlanmış sanatçı. Resimleri tuval üzennc olduğu gibi ahşap üzerine de çalışmış. Ve üzerinde kurşun kakmalısüslemeleryapmış.Bugünlere kadar gelen "kurşun dökme" inaneı Şamanlar'dan kalma. Bunun için kurşunu da escrlerini tamamlayan bir malzeme olarak seçmiş sanatçı. Üzerine resim yaptığı ahşap ise genellikle fırıncı küreği biçiminde. Esin kaynağı Tann Ülgen'inilkinsanlarıçamurdanyaptıktan sonra güneştepişirmesi. Scrgideki esas çekicilik kuşkusuz sanatçının eski efsanelerde anlatılan öyküleri ve bu öykülerin kahramanlarını bu kez kendi düş gücüy le yeniden yaratması. Başka bir dey işle Can Göknil' in efsancsini anlatması. Bu efsane ise sanatçının ifadesiylc; "Orta Asya'dan Anadolu'ya doğruçıkılanbuyoleulukta,atalanmızın inançlarını araştırırken yakaladığım yaşama sevincinin ve coşkusunun çağdaş ve özgün biçimde yorumlanmasıdır." A