28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

26OCAK 1997. SAY1566 19 ncklerinsürekliliğini.aynızamandadcğişiminumutveendişesinitemsileder. Ülkeler insanlannın, hcr yaşta çocuklannin iyi bir eğitim alması için yoğunlaşıyor. Ancak soyut bir iyi eğitim kavramı, yeterli olmuyor." Yakın bir gclcccktc üç çocuktan birinin, şimdiadınıdüşünemediğimizmcsleklerdcn birini seçeceğini söyleyen Doku Kültür'ün uzmanlan, çocuklaranedüijüneceklerini değil, nasıldüşünecekleriniöğretmeyiamaçlıyorlar. Yukandaki sorularınyanıtlarına ulaş,mak içinse, yalnızca çocukların değil, büyüklcrin de kendi "doku"sunu görmesini, düşünmesini istiyorlar. Merkezinadını Doku koymaları bir rastlantı değil. Psikolojik danışmanhk,birçoklarımızlabuluşamamış birkurum... Biryandan Doku Kültür'ün yaratıcılarıylakonuşuyor, biryandanresimatölycsinde düs.lerini kâğıda gcçiren küçükleri izlıyorum,boyalanylakâğıllanylakurmayaçalıs.tıklarıilişkiyibozmaktankorkakorka... Kiziksel geliijim alölyesindeki iki afacan, bizimleilgilenemeyecckkadardalmısjarkurdukları oyuna, bu çocukların geleceği, !?u an anababaları için uzakta bir ışık bclki... Önemli olan onlann gelceeğini ıs,ıklabirliktedüs.ünmck, düş kurmak. Içinde bulunduğumuz bu mekanda, çocukların geleceği baijkatürlüdüşlcnemezçünkü... Aııababalar, ku!jkusu7 burada, bulıındukları noktadun baijlayarak öncc kendi geleccklcrini düijüneccklcr,dü^üncccklerki,çocuklankcndılcrinigeleceklcrineta.'jiyacakyollannıbulabilsinlcr. Bulabilsirıler ki, yaşamin i/lcyicisi değil, katılııncısıolsunlar. Yukanda andığım gibi güzel scsli, güzel clli yeteneklerneyapılacağını değil, nasılyapılacağınıöğrenebilsinlcr. Doku Kültür'ün kurucularınaahetmek gibi olacakaıruı,"Dilerizsizeöykünenler çok olsun; her kentte benzerleriniz pıtrak gibi çoğalsın" demek, onları yüreklendirmek geliyoriçimizden.Onlarınyiireklerigibikapılandaherkeseaçık. Anababalarsabahınyedisindcgüvcnliellerebıraktıklarıçocuklarını, isterlersegeceyarısıalabiliyorlar. Yctişkinlcre de birçok scçcnck sunacak kurslarla değişikctkinlikizlenceleriyapılmı^durumda. Tanışmak istcycnlcrin Konutkcnt II tlckimseye sormadan bulabilecekleri, 0312/240 99 OOnumaralıtclcfonlaula^abilecekleribiryer Doku Kültür. Aktarımlarımı abartılı bulanlarınözellikle görmesini öneririm,ozaman güzel scsli, güzel clli, güzel dilli tümçoeuklarayönclikkaygılarımıpaylaşacaklarmçoğalacağına inanıyorum.^ kcmli toplantı salonu, yazartiyatrocu Sadık Aslankara'yabirkaç yıl öncc kapattığı sahnesini yeniden sunuyorsanki. Eğitimci Ünal Krdal, ruhbilimci Haluk Özbay ilcpsikolog NurÖzbay vc sanatçı Sadık Aslankara'nın başında bulunduğubirimlcr, Doku Kültüryeyalnizcaokulöncesindeki çocuklaradcğil,anababalarave Konutkcntllclcki tümyetişkinlerchcrtürlüdanışmanlık hizınetlcrinin yanı sıra, onlann da katılımcıolacaklarısanatağırlıkhetkinlikleri Jasarlıyur. Çünküçocuğueğitmenin,çevresiyle birliktc olduğunda biranlam taşıyacağına inanınışlar. Bu anlamda Doku Kültür, bclki dc başkcntin (ck kültür merkezi olma özclliğini taşıyor. Bu insanlar, sanatın insanın dokusunda olduğuna inarıarak, bu dokuyu yüzcye çıkarmaya çabalıyorlar. Miijdat Ciez.en ve birçok değeı li sanalçının da cminim görünccçok heyecanlanacağı merkezdc, yedi atölyc bulutuıyur. Dilsel gelis,im, fiziksel gelişim, müzik, resinı, hcykel, yaratıcıdramavcbilgisayaratölyelerininhepsiçocuklaraeş.ituzaklıkta. Kendi kcndinize sorular soruyorsunuz; geçmiş,e,içindehıılunulanzanıana,gelecek üstünc. Anababa olsak da olnıasak da birçoğumuztümçocukların geleceği konusunda büyükkaygılarlas.ıyorıız. Içindcbulunulan gündendahaiyi,dahavcnmli,dahadoyurucu bir yas.am bcklcntisi hepimıze cgcmen. Kus.ku.suzbcklentılcriinizıküçültcnkaygılaıımızaekonomikdayatnıalar, sıkıntılarekleniyor. Bıınuyadsıyamayız,ama kaçımızçok yakınımızdaki varolanolanaklarıkcndjyaşamımızakalabilmek için uğraşıyorıız? PAZARIN PENCERESİNDEN Susurluk'u unutalım mı? SELÇUK KREZ usurluk Olayı duyulunca, "Bu konu soruşturulsun!" diyenlere Başbakan Yardımcısı "Sen ASALA'nın avukatı mısın? Sen PKK'nin avukatı mısın?" diye yanıt vermişti.. Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun raporu açıklanınca da Adalet Bakanı Şevket Kazan, "Susurluk artık hükümetimizin gündeminden düşmüştür!" deyiverdi. Belli ki Susurluk'tan bahsedilmesi, konunun üzerinde durulması hoşa gıtmıyor. Üstünde durmamamız, ırdelemememız, unutmamız isteniyor. Oysa milletçe ders alacağımız bu tür olaylar, üzerinde durmadığımız, hakkında yeterınce kafa yormadığımız için tekrar edip durmuyor mu? Tarih niçin tekerrür edip durur? Tarihte olup bitenler aval aval seyredildiğinden! Sahnede gorduklerımız konusunda yeterince düşünmediğimızden! Öyleyse böyle olayları bir an önce gundomdışı kılmaya yönelik telkinlere kulak asmayın! Bakın şunları hatırlasak, unutmasak fena mı olurdu? • Başbakan olmuş Erbakan'ın konutunda sarıklı cübbeli tarikatçılara ziyafet çekmesıne kızmaktayız. Onu devletin başına taşıdıktan sonra bıze dönüp "Korkmayın; bir şey olmazl Ben bu ülkede laikliğin güvencesiyim!" diyen Başbakan yardımcısının bu olaya tepki göstermemesine kızmaktayız. Oysa, böylelerini konutta ilk ağırlayan Erbakan değil, Tansu Çiller'dir: "Tansu Çiller Başbakanken 1994 yılının sonlarında ünlü tarikat cemaat liderı oldukları söylenen (Fethullah Gülen, Mehmet Kutlular, Şeyh Reşit Erol'un oğlu) kimi Islamidini şahsiyetleri Türkiye Cumhurıyeti'nin tarihinde ilk kez konutta kabul ederek "bu yolu açmamış mıydı? (Bkz. Faik Bulut: Ordu ve Din. Tüm Zamanlar Yayıncılık. Ist. 1995 s. 80) Kendini bıze Türkiye'de laikliğin güvencesi olarak tanıtan Çiller Hanım'ın henüz başbakan hatta DYP başkanı olmadan önce yanındaki kimi tarikatçı milletvekilleri aracılığıyla, bazı tarikatcemaat liderlerinden "Islam dininde bir kadın imam (liderönder) olabilir yolunda fetva aldığını unutmasak sonradan yaptıklarına şaşar mıydık? * Refah Partisi'nin, Milli Selamet Partisi ve ondan önce kurulmuş ve kapatılmış olan Milli Nizam Partisi'nin ardılı olduğu malumdur. Milli Nizam'ı unutmasak Milli Selamet'e ve sonra Refah'a şaşar mıydık? Mıllı Nizam'ı anımsamak için Soner Yalçın'ın "Hangi Erbakan?" (Başak Yayınları, Ankara) adlı eserıne gözatalım: "Milli Nizam Partisi yöneticileri... güvenilir kişileri seçmeye özen gösterdiler... Ekipler oluşturup Türkiye'nin her yanına gönderildi. Ekiplerin görevi teşkilat kuracaklan il ve ilçelerde araştırma yapmak, sonuçta seçilecek kişileri Erbakan'a bildirmekti... ilk uğradıkları yer gazete bayileriydi: önce Milli Nizam'ı destekleyen gazetelerı okuyanları öğreniyor, sonra bu okuyucular arasında.. yer alanların politik ve dini inançları soruşturuluyordu... Nizam ekipleri il veya ilçe başkanı olacak kişiyi hemen genel merkeze bildiriyor, genel merkez de görev kabul eden kişiye Erbakan imzalı kutlama telgrafı çekiyordu İl ve ilçe başkanı olanlar davranışiarında çok dikkatli olmak zorundaydılar. örneğin Samsun İl Başkanı bir düğunde baldızı ile dans ettiği için partiden ihraç edilmişti!" Bunu anımsayabilsek de orduya, üniversiteye, yasalara, tüzüklere aykırı başörtüsüyle geleni almayanlara "Dinsel ayrımcılık yapıyorsunuz, inançlılara eziyet ediyorsunuz" safsatasıyla eleştiri yönetenlere "...Düğünde baldızıyla dansetti diye partiden il başkanı atanların ayrımcılığını, eziyetini hoş görmüşlerin bu konuda konuşmaya hakları yoktur!" desek fena mı olurdu? öyleyse lütfen Susurluk'u unutmayalım: Istiklal Savaşı'mızın başlarına, Sıvas Kongresi'nin sona erdiği 12 Eylül 1919'a dönelim. Bu tarihi, yani Türkiye'yi düşmandan, karanlıklardan kurtarmaya Tarikat liderlerini konutta ilk ağırlayan Erbakan değil, Tansu Çiller'di. İncitmez miyiz onları? Çoğunıuzsaltbugünükurtarmaçabasıyla yetinıniyor muyuz? Aynı yaşama bıçimini çocuklanmıza da benimselmiyor muyuz? Kendimiz düijkurmaktanyoksunken, onlann düşlerini aıılayabilir miyiz? Kendimiz, kendi yaratıcılığımızınaynmındadeğilsek, onlann yaratıcı yanlannm açığa çıkmasını sağlayabilirmiyiz?Budoğrultudaonlaraöncüolabilir miyiz? Kendimiz sanatsalolana katılamıyor, tat alamıyorsak, yukanda adı anılan güzel sesli, güzel gözlüçocuklarımıza sanat diye sunulanı eleştirıneye hakkımız varmı?lncitmezmiyizonlan? Sorulanmızı eğitimci Ünal Hrdal'ayöncltiyoruz: "Sanınm hakhsınız. lin zor uyum sorunları, cn hizlı loplıımsal değişim koşullarındaortayaçıkar. I lızhdeğıs.im,çocukyctiijtirmede çok özenilmesi, dikkat edilmesi gerekendurunıolmaktadır. (,'ocuklargele çalışanların attıkları ilk adımları izleyen ilk aylar içinde bu çabaları boğmaya yönelenler oldu: Izmit'te mutasarrıflık yapmış emekli Jandarma Binbaşısı Ahmet Aznavur'un başlattığı ayaklanma ulusal hareketi ardından vurmak için planlanmıştı: Aznavur, Mustafa Kemal'in öncülük ettiği Müdafayı Hukuk Cemiyeti'ni, halifelik makamına bağlı olan Islam Dünyası'na darbe indirmeye yönelik bir ayrılıkçı hareket olarak suçluyordu... Karesı Livası halkının isteğiyle harekete geçtiğini öne süren Aznavur, topladığı kuvvetlerle saldırarak Susurluk'u ele geçirmişti! Istiklal Savaşı'mızı hazırlamakta olanlar, Aznavur'a karşı Bursa ve Balıkesir'deki tümenleri Susurluk'a göndermeyi uygun görmüşler ancak bir iç savaşı önlemek için önce Balıkesir Reddi llhak Milli Heyeti Aznavur'a bir temsilci yollamışlardı. Aznavur, bu temsilciyi kandırıp ona aldatıldığını, şimdi Mustafa Kemal'in kuvvetlerine katılacağını söylemiş, temsilci gidince de dönüp Susurluk'u yeniden işgal etmişti. Ardından milli kuvvetlere verilen Aznavur'un sonra yeniden saldırdığı, sonuçta kesin yenilgiye uğrayıp kaçtığı, gittiği bilinir. (Bkz. Şerafettin Turan. Türk Devrim Tarihi. Bilgi Yayınevi. 2 Kitap, s. 1718) Işte Susurluk'u unutmazsak yobazlığın önünün nasihatle değil ancak en ciddi ve zecri tedbirlerle kesilebilecegini de unutmazdık. öyleyse, Susurluk'u, Susurluklar'ı asla unutmayınız! ^ E mail: Erezs @ superonline. com.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle