26 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

İOEYLÜL 1995. SAYI 494 BAŞKENT GUNLERİ İskelede ; güzel saatler MÜŞF.RREF HEKİMOĞLU izim koyun yaşamında iskelenin özel yeri var. Gün orada başlar, orada biter. Bahkçılar, tavlacılar, dostlar, emekliler, sevgililer orda buluşur. Sabahları iskeleye yürür kimi dostlar. Bırı Faklr Baykurt, deniz kıyısında yarı çıplak. çevresine merhabalar saçarak iskeleye gider döner. Bu yazım yayımlanıncaya kadar Almanya'ya da dönmüş olacak, tüm dostlara selam söylüyor. İskeleye varınca gelsin adaçayları ya da bir kahvaltı öncesi, sahanda yumurta severseniz komşu evin bahçesinden gelebilir, tavuğun gıdıklaması sürerken yumurta sofranızda! Güneş yükselirken tekneler yanaşır kıyıya, ağlarda gümüş gümuş guler balıklar. Ince Memet'i, Çavuş Memet'i selamlarım kimi günler, onlar mavi dostlarım, mavi günleri onlarla yaşadım geçmiş yıllarda, Kuvvet'in mavi teknesiyle az dolaşmadık bu sularda. Balık bolluğu vardı o zaman. Sabah boşalan ağlar akşam yeniden dolar, mavi denizin büyük lüksünü yaşardık, sabah tutulan bahkları bayat diye yemez, çapariye çıkardık akşam yemeğinden önce. Kimi zaman Istanbul'dan, Ankara'dan dostlar da gelir, güneşe karşı uzun söyleşiler yapardık. O dostlar arasında rahmetli Özer Derbil, Atilla Sav, Atilla Karaosmanoğlu da var. Dünya Bankası'ndaki görevine gitmeden önce güzel bir akşam yaşadık bu koyda, hepimiz hüzünlüydük, Özgür Karaosmanoğlu, Nizam Derbil ve Tacikistan 'dakigezici bir klinikten demir haplan ve lıazır çorba almışlar. Aydın Sav'ın kahkahaları da dağıtamadı hüznümüzü. Uzun bir rerck özgürce seçim yapmasını islandı. Programın büyük yarar sağayrıhğın başındaydık o akşam. Yıllar tiyoruz." ladığınıgörenörgütyetkilileridiğer geçti, Dünya Bankasi'nda doruğa kamplarda da buna benzer progUNHCR'nin içinde de kacınılulasan Atilla Karaosmanoğlu emekli ramları uygulama kararı aldı. maz olarak birtakım değişimler yaoldu, Fenerbahçe'de bir eve yerleşti Kadın sünnetleri de tecavüz olgu şimdi. Iskele Kahvesi'ndekiler de sanıyor. "Eskiden örgütün toplantılannda tecavüz konusunu gündeme su kadar üzerinde önemle durulma soruyor bana, Atilla Karaosmanoğlu ne yapacak, onca birikimi ülkemiz sı gereken bir konu. UN1CEF ve getirdiğim zaman insanlar omuz nasıl değerlendirecek? Zaman hızlı mı Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) geçiyor, yavaş mı karar veremiyor silkiyordu." HowarthWiles örgüte insan. Kimi sorular hiç değişmiyor. kadın sünnetlerine karşı mücadele katıldığı ilk günlcrde bazı yetkilileGeçen akşam iskelede Agora'da başlatmalan üzerine UNHCR de rin kamplarda kadınların ve çocukoturduk dostlarla, Sıdıka Su ile Kuzey Etiyopya'da bulunan Somaların tecavüze uğradığı gerçeğini buluşmamızı kutladık, önce merhaba, li sığınmacı kampında, sünnetleri bile görmezlikten geldiğini bu sözsonra güle güle. ören'e geç geldi, leri ile ortaya koyuyor. "Bosna'daki engellemek amacıyla bir pilot proerken ayrılıyor. sağlığı da iyi değil ama sığınmacı kadınlara yapılan iğrenç jebaşlattı. Program kapsamındadi direniyor, Ruhi Su etkinliklerine katılmak istiyor. Daha önce de ni liderlere, ebelere ve sağlık eletecavüzlerden sonra bu insanlar yazdım, ölümünün 10. yılında manlarına sünnetlcrin kadın sağlıağızlarını bile açamadılar." dogumu yeniden kutlanıyor, ğını ne denli olumsuz etkilcdiğine çağlamayı sürdürüyor Ruhi Su. Düşler Dünya Kadınlar Günü olan 8 tlişkin caydırıcı nitelikteeğitim ve gerçek oluyor. Operada, balede de Mart'ta sığınmacıların cinsel tacirilmeyebaşlandı. Eğerprogramdan izleyeceğiz değerli sanatçımızı. ze maruz kalmamaları için al ınacak Sevinç de duyuyor, öfke de duyuyor umulan yarar sağlanırsa diğer önlemlerin ana hatlarını bir bildirinsan. Bunca gecikmeye akıl kamplarda da uygulanacak. UN erdiremiyor... Agora'da otururken gedetoplayan UNHCR,aynı tarihHCR, çığ gibi büyüyen sığınmacı geceyi dinledim bir aralık. Lacivert, te Kenya'da cinsel tacize uğrayan hatta mor bir gece, deniz ve dağlar bir kadın nüfusunun gereksinimlerine sığınmacı kadınlar için özel bir arada, tepeler var, doruklar var. yanıt verebilmek için tüm dünyaprogram uygulamasına başladı. SıYanda bir masada da tartışmalar. dan, kadınlardan destek bckliyor.^ Siyasal yaşamdaki dağlardan söz ğınmacı kampın yerleşim planları yeniden düzenlendi, tecavüz kurRefugees dergisinden ediliyor, sıradağlardan, yapay tepelerden! Sonra denizlerden, sığda banlanna psikolojik tedavi uygu B Sıtkt Olçar, MüşerrefHekimoğlu, Alibey Kudar ve Selver Kudar Kazdağı 'nda. Arkada Sarıkız tepesi. yüzenlerden, açık denizlere açılamayanlardan. Denizin dilini iyi biliyor iskeledekiler, yapay dalgalara aldırmıyorlar. Ben dağlara bakıyorum yeniden, o dağları aşanları düşünüyorum. Doruklarda geceleyenleri, öyle uzun bir yürüyüşe de çok özeniyorum doğrusu. Sarıkız'a tırmanırken iki dağcı gördük yolda, belki hâlâ ordalar. Sırtlarında uyku tulumları, yarı çıplak yürüyorlar. Biri yetmişbir yaşında emekli komando subayı Mustafa Pars, öteki kırk yaşında Edremit Ortaokulu öğretmenlerinden Orhan Yaltınk, günde onbuçuk saat yürüyor, Zeytinli'den dalar, Küçükkuyu'da çıkarım diyor. Denize Ozdemir Yiğit dünyamızdan ayrıiaı ama mesleğini onurlandıran bir kişi olarak anımsanacak her zaman. Burada başka bir yanlışlığı da düzeltmek istiyorum. Büyükelçi özdemir Yiğit yalnızlığı seçti ama yalnız değildi hiç. Başta oğlu Emre Yiğit, kardeşleri, yeğenleri yanındaydı her zaman, bağırsak düğümlenmesi nedeniyle Alman Hastanesi'nde geçirdiği ameliyattan sonra tüm sevdikleri başucundaydı, sevildiğini, sayıldığını bilerek, hissederek kapadı gözlerini. Büyük saygım nedeniyle bu düzeltmeyi görev biliyorum. Işte böyle, günler her zaman çok mavi değil Körfez'de. Ölüm var, hastalık var, her telefonda kalp çarpıntısı var. Ida 'ya yürüyerek tırmanan Mustafa Pars ve Orhan Yaltınk. dalar gibi dalıyor yeşil tepelere. Ida'yı adım adım kucaklamak ne güzel bir olay, ben jiple tırmanıyor, gözlerimle kucaklıyorum ancak. Değerli okurumuz Orhan Baltacıgil'den de özür diliyorum. Sarıkız yolculuğunu birlikte yapamadığımız için üzgünüm ama taşıt bulmak güç, yolun durumu da belli olmayınca tasarımız gerçekleşemedi. Onceki hafta yayımlanan yazımdaki bir yanlışlık nedeniyle de özür diliyorum tüm okurlanmdan. Dizgi yanlışları, sözcük, hatta satır atlamalar artık olağan sayılıyor ama bu bir soyadı yanlışlığı. Ozdemir Nutku'nun tiyatro çalışmalarından söz ederken, Ozdemir Yiğit diye yazmışım. Hastalığı nedeniyle korkuyor, onu çok düşünüyordum o günlerde. Korkum gerçekleşti, emekli Büyükelçi Suna Kan arıyor acaba ya da Ankara'dan Sezer Ergln mi, Çeşme'den Leda Cenaz, Sumru Güner mi yoksa, Gülay Uğurata'dan yeni bir haber mi var, r.asıl bir haber? Artık biliyorsunuz yaz tatillerini Altınoluk'ta geçiriyor Suna Kan. Sık sık buluşur, her gün telefonlaşırız ama Gülay Uğurata'dan gelen haberler kararıyor giderek. Sevdiğimiz biri, bir eş, bir dost, güzel bir insan kanserle savaşırken bizim de dünyamız kararır, soluğumuz daralır değil mi? Siz okuyuncaya dek olay nasıl gelişecek bilmiyorum ama değerli sanatçımız, piyanist Gülay Uğurata VVashington'dan Ankara'ya dönüş yolundayken sona erdiriyorum bu yazımı. Umutla bekliyorum onu, savaş gücünü, direnişini saygıyla selamlıyorum.^ derleyen: REYHAN OKSA Y
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle