Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 EYLÜL 1995. SAY1494 İSTANBUL 13 VE ANILAR Beyoğlu levantenlerınden, yazar Giovanni Scognamillo'ya Balıkpazan'nı sorduk: Çocukluğunuzdaki " Balıkpazan'nı anlatır mısınız? Benım çocukluğumdan ve ilk gençlığımden bu yana Balıkpazarı mekân olarak değışmedı. Tabıi, üstünün kapanması ve parke taşları dışında. Eskı dukkânlar kapandı, onların yerıne başkaları açıldı. Müşterı değışti. O zamanlar, Balıkpazarf nda tezgâhtarlar arasında azınlıklar çoğunluktaydı. Daha çok Rumlar, Yahudi tezgâhtar hatıriamıyorum. Nerelerden alışveriş yapardınız? Çocukluğumda, şekerlemeyi "Üç Yıldız"dan, şarküterıyi "Şütte"den alırdık. O dönemde, kasabımız "Manevvi", manavımız ise, "Kazagrande"ydl.1940'lı yıllar, Balıkpazarı'nda kıtlık yıllarıydı. Savaş öncesınin bembeyaz francalasının yerinı, savaş yıllarında kara kuru, simsıyah ekmekler almıştı. O zamanlar, şeker yoktu, onun yerine kuru üzüm kullanırdık. Kahve yerine de, nohut kahvesi ıçerdık. Hatta, bizim ıçin tatlı, tahın pekmezden ibarettı. Balıkpazan'na illşkin bir anınız? üse öğrencısıydim. Amerıka'dan, Türkıye'ye dondurulmuş et geldi. Et, son derece yumuşaktı. 'Tazesi varken, neden bunu alayım' diye, insanlar kuşkuyla yaklaşıyorlardı. Babam Balıkpazarı'ndan satın almıştı da bu etten, hıç hoşuma gıtmemıştı. Beyoğlu'nda, azınlıkların çoğunlukta olduğu donemlerde, Balıkpazan'nda burjuva, küçük burjuva, esnaf, işçi, küçük memur hepsi alışveriş yapmaya gelırlerdı.^ Bir soluklanmak, açlıgınızı gidermek i<,in midye tavacıya buyurun... edemiyor. Annesi Şişliliymiş. Bir yanımda Ermeni kızı, bir yanımda Rum kızı dermiş anlatırken gençliğini, "Hilda diye bir kız çalışmıştı bende. Kız,kalktı Atina'yagittı.lstanbul'un havasını Atina'da bulamamıştı. Atinalıları bayağı, köylü buluyordu. Orada, Türkiye'den gıdenlerin mahallesi aynymış. Pek çok kez gidip geldi buraya. Oraya gidenler çok mağdur olmuşlar." Balıkpazarı'nın en eskı balıkçı dükkânındabalıkçılık yapan Bılge özyurt (Dükkânının girişinde boydan boya çirozlar asılı), "Eskiden burada, Rumlar, Ermeniler vardı. Esnafın çoğu Rumdu" diyor: Onlarla aranız nasıldı? Çok iyiydi. Bizim Rumlarla hiç ayn gaynmız olmamıştır. Onlardan neler öğrcndiniz? Mesela,birçırozyapmasını, sonra lakerda. Şimdi, ne çiroz ne lakcrda kültürü kaldı. Bakın, şu an sezon ölü. Palamut olsun, torik olsun tadı tuzu olmaz. Nc yapayım, soruyorlar, biz de arkamızdaki dolapta tek tük tutuyoruz. 'işterileriyle sanki tek bir meyhane... Degüstasyon Lokantası'nın, pasaja kapı açması ve masa koyması ile başlamıştır." Balıkpazan'nın.Tarlabaşı'na seslendiği yerde, Kalyoncukulluk'ta Milinski Çiçekevi'nin sahibi Grigor Petkof, eskinin Çiçek Pasajı'ndan günümüze kalan iki çiçekçiden birisidir. "1952'den beri gece gündüz Beyoğlu'ndayım. Asıl dükkânımız, bugünkü Çiçek Pasajı 'nın içindeydi. Beyoğlu kapısının girişinde, solda kuruyemişçi, mezcci vc biz. De. güstasyon Lokantası karşımızdaydı" diye başlar anlatmaya. Sız sormadan sürdürür de: " 195 5 'ten sonra çözülme başladı. Meyhancler çoğaldı, çiçekçiler azaldı. Istanbul'un, kalburiistü insanlan Beyoğlu'nda otururlardı. 67 Eylül'den sonra çözülme başladı. Giovanni Scognamillo Böyleolunca,Beyoğlu'nunkıymeti düşmeye başladı. Budurumudüzeltmek için, Beyoğlu'nuGüzelleştirme Derneği bıle bir şey yapamaz.Eskiden, Beyoğlu'na renk katan insanlar vardı. 1955'ten sonra, siyasi ve iktisadi nedenlcrle, buradan uzaklaştılar. O insanları artık Ya gidenler? Balıkpazan'nı 3035 yıldır tanıyan Bilgı Usta, koca bir kalkanı keserken, geçmişi kopuk kopuk anlatıyor: "Rum arkadaşlarımız Atina'ya gittiler, isimlerini hatırlayamam. Gelirler, burada kucaklaşınz, özlem gideririz. Hatta, bir tarihte, bir tanesi geldi, kalkan ısmarladı. Parasını da ödedi. 'Sonra geleceğim' dedi. Ama, hanımı geldi, balığı aldı. Adamcağız ölmüş, hasretini çektiği yerde." Üzeri, fibcrglasla kapatılmış olan Balıkpazarı, yaz günlerinden birini yaşıyor. Balıkpazarf nda balıklar, soylan soplarıylabilinir. Lüfer.çinekopun babasıdır. Çinekopun irisinesankanat, ufağınayaprakdenilir. Balıkpazarı 'nın girişindeki çiçekçüer Sait Faik 'in yazdıklanyla anılıyor... Kofana, çinekopun dedesi, akya da, lüferin babasıdır. Şimdi, lüferzamanereden bulup getireceksiniz. Kimi cılar, "Aynalı Pasaj'ınsahipleri,bir nı değil, tablalarda fazla balık yok. ölmüş, kimi başka yerlere gitmiş." kaç yıl önce burayı restore ettirece Yine de, çipuralar, karagözler, kalğiz deyip, pasajı boşalttılar. Bir sü kanlar, tekirler, fenerbalıklan ve yaz Pasajlar... re kapalı kaldı burası. Sonra resto balığı sardalya hepsi de Ege'den, Akdeniz'den geliyor. Fiyatlan hiç de Milinski Çiçekevi'ni, Grigor Pet rasyona baijladılar. Olmaz olayucuz değil. En ucuzu, Marmara'da kof'un,kayınpcderininbabası Rusdı.Geriye, bu tarihi yapıdan, dükhâlâ ısrarla direnen istavrit. O da, ya'dan geldikten sonra kurmuş. Çi kânlarla, üst kattaki imalathaneleri 250 bin lira. Ya ıstakoz? Onlar da çeği, önceleri sokakta satarlarmış. birbirinden ayıran heykeller kaldı. tablaların süsü. İ926'da, Pasaj'ıniçindeyertutmuşOrası, bana kalırsa Balıkpazarı'nın lar. "Şimdi" diyor Petkof, "Hıçbiri "Istakozun fiyatı nedir?" ruhuydu. Şimdi, o ruh kayboldu" diyok. Yalnızben kaldım. Hepsi öldü ye anlatıyor pasajın kısa tarihini. Bilgi özyurt, gülümsüyor. ler." "Bir istakoz ortalama 1.52 kilo Yeni pasajın sakinlerinden butik Sahne Sokak, Çiçek Pasajı'nı sahibi Semiramis Közberi, "Ben ki gelir. Kilosu 1.5 milyon." geçtikten sonra, "kolunu Avrupa Pa mimbiliyormusunuz"diycsoruyor "Bakın, Beyoğlu eski özelliğini sajı'na atar". Pasaj, birsüre bos kalönce. Bilmiyoruz." Bcnim Hilton kaybetti." Ycrinden kalkarak, uzakdıktan sonra, şimdilerde yeni suregirişinde butiğim vardı" diye başlı taki balıkçı dükkânlannı gösteriyor. tiylegörücüyeçıkmıştır. Heryerpıyor kendi sorusunu yanıtlamaya: "Bir bizız balıkçı burada. Bir de nl pınl, yerler mermer döşcli. Dük "Oranın imajı pahalıdır diye buraTuncer. ötekilerinin hepsi Erzinkânların çoğtı boş, yeni sahiplerini ya geldik. Kiralar da fena değil, bir canlıdır. Balıktananlamayanlar,babekliyor. Önceleri dükkânı Avrupa deneyelim dedik." lıkhaneyc gıdip, işçı olarak çalıştıPasajı'nda (Aynalı Pasaj olarak da Semiramis Hanım da, hereski Is lar. Derken,budükkânlarınsahıplebılinıyor) olan düğmecı Siran Sarıtanbullu gibi geçmişi anlatmadan ri oldular. Ama denize düşseler*