07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

16 kendini yitirip delice hareketler yapıncada kahkahalarlagülerlcrdi. Ramo öfkelenince, ne yapacağı belli olmazdı: Merdiveninentepesine kadar omzunda çıkardığı buğday çuvalını oradan aşağı atar; herkesin gelip gcçtiği cadde ortasında ayıp yerini açıp aletini gösterir ıslık çalanlara; o an eline geçirdiği bir şeyi, kimın neresinc değerse değsin düşünmcdcn savururdu... Üstelik delice bir gücü vardı, arkasından ıslık çalanlann ayaklannı yerden kesmcsi işten değildi onun için, ama nedense bir tuhafkorkusu da vardı; saygıyla karışık bir korkuydu bu. Kendisini kudurtsalar bile, çarşı esnafından çekindiği bir gerçekti. Onlarefendileriydi sanki; asla istcmediği bir şeyi yapmış olsalar bile, onlara dokunulmazdı; öyle sanıyorolmalıydı... Sonra gönlünü almak da kolaydı Ramo'nun: Altınabirsandalye verirler, bir gazoz ısmarlarlar ya da yanm somun arasına yüz gram helva koydurup karnını doyurtur, barışırlardı. Ne var ki hiç de uzun sürmezdi bu barışma; daha üç adım bile gitmeden, piç bir ıslık sesi kopardı ardı sıra! Az önce uslu usluekmeğini yiyen, gazozunu içip üzerine de adcta yapılan barış adına neşeli neşeli kavalını çalan garipçoban gider; yerine, yakası açılmadık sövgüleri peş peşe sıralayan arsızbirdeli gelirdi... Yine de bütün bu sataşmalar hafif şeylerdi; çünkü ona en biiyük kötülüğü, içkiye alıştıranlar yaptı! O yaz, kentin parkı çok hareketliydi. Sihirbazlar, ölüm yanşçısı motosikletliler, şahmeran, ormanlar kralı aslan, hokkabaz, atlıkarınca, kesikbaş, talih oyunlan, tüfekle atışlar... Hepsi birer çadır, birer baraka kurmuşlar, çocuklan, gençleri, orta yaşlılan gülmeye, eglenmeye çağınyorlardı. lçlerine en büyük, en gösterişli olanı cambazhane çadınydı. Bu kente çok cambaz gelmiş, ama böylesi hiç görülmemişti. Parkın orta yerine bin kişilik bir çadır kurulmuştu. Çadınn ortasında yuvarlak bir sahne, sahnenin iki başında oldukça yüksek direkleryeralıyordu. İki direğin arasına da kalınca bir tel bağlanıp gerilmişti ki, bu telin üzerinde, namlı bir cambaz seyircilerin yürcklerini ağızlarına getiren tehlikeli gösteriler, oyunlarsergiliyordu. Yalnızca cambaz yoktu elbet; fasıl geçen çalgıcı takımı, cambazın çocuklan olan akrobatlar, mcddah, ses sanatçısı ve dansözlerde vardı. Gündüzkü gergin sıcaklık kırılıp da yıldızlı gecelerin scrin gölgesi kentin üstünc düşüncc, insanlar adcta saklandıklan yerlcrdcn birer ikişer çıkar, cıvıltılı parkın yolunu tutarlardı. Iştetambusıralardacambazhanede fasıl başlar, arada bir yükselerek öne çıkan kemanın kıvrak nağmeleri insanlan eglenmeye çağınrdı. Bir zaman sürerdi bu cümbüş... Arada bir çalgıcılara katılan gazelhan, yüksek perdeden okuduğu gazellerle ortalığı CUMHURİYET DERGt Necati Güngör'den bir öykü YALANCIOLUM K üçük kentlerde yaşayan insanların dünyası, o kentin sınırlanyla çevrilidir; bu yüzden olacak, buralarda mutluluklar da küçük, basit, anlamsız hatta bazen kötülükler üzerine kurulur. Sözgelimi, yaz aylarında ekmek parası içinyollaradüşüp ucuzbecerilerini sergileyen fukara cambazhane oyuncuları, gerçekte uğradıklan kentin sıradan yaşantısını ne denli renklendirdiklerini, oraya nasıl bir sevinç taşıdıklannı asla bilemezler... Yalnızlıklardan, tekdüzelikten, yüzyıllarca dış dünyaya uzak kalmışlıktan, her yabancıyı bcnimsemeye, her yalana inanmaya hazırdır bu kentin insanlan. ArabistançöllerindengetirilmişKesikbaş'ınkonuştuğuna;masallardan fırlayıp çıkmış insan başlı yılan Şahmeran'ın sabahlan bir çanak süt ve çikolatay la kah valtı yaptığına; Hint fakiri kılığına girmiş bir düzenbazın karnına üç arşın boy unda büyülübirkılıcıngiripçıktığına,herkesi kolayca inandırabilirsiniz! Küçük kentlerde yaşayan yalnız insanların bir tuhaf eğlenceleri daha vardır ki, o da delileri kızdırmaktır! Akıl hastası bir insanın tutarsız söz ve davranışlan nasıl bir eğlence kaynağıdırbilmiyorum ama, şunu iyi biliyorum ki bizim orda yaşayan delilere karşı aşın ve anlamsız bir ilgi gösterilirdi... Birdeli vardı, kızınca soyunur, tüm clbiselerini parça parça yırtar,çınlçıplakkahrdı sözgelimi. Adı, Faro'ydu, yaşlıca bir akıl hastasıydı, yengeç gibi çarpık yürür, bütün s'leri "ş" olarak kullanırdı.Faro'yu kızdırmak ne kadar da kolaydı! "Ölü malı!" dediniz mi o an zıvanadan çıkar, söver, ağzı köpüklenir ve üzerindeki giysileri yırtmayabaşlardı. ölü malı demek, giydikJerinin, birölüden artakalmış olduğu anlamına gelirdi ona göre... Karlı kış günlerinde, buz gibi soğuk havalarda bile çınlçıplak kalmcaya dck parçalardı üstündekileri;onukızdıranakıllılargülmekten bir halolurlardı! Sonra lzovardı,Kız Ahmet vardı, Deli Yaşar, Lâl Osman vardı... Birde Ramo vardı, evet! Ramo gerçekten deli miydi, yoksa köyden kente inmiş bir şaşlun mıydı, bilemiyorum... Belki de deliliğin sı nınnda yaşayan saf bir köylüydü. Yanlışlıkla yolu kente düşmüş gaip birçobanı andınyordu. Bclki gerçekten çobandı, çünkü ağaçtan oyma bir muhafaza içinde taşıdığı uzun, sarı madenden yapılma kavalını yanından hiç ayırmazdı. Bazcn arastanın orta yerinde yığılı duran tahıl çuvallanna sırtını verip yanık havalar çalar, orada bulunan bulunmayan herkcsi başına toplardı; ama öy le dertli, gamlı biri değildi Ramo. Neşeli, mutlu gözlerinin içinde yaşama sevincinin pırıltılan yanıp sönen bir insandı. Arastada hamallık ederdi başlarda. O, adam boyu, koca koca çuvalları gıkı bile çıkmadan sırtında taşır; bunu yaparken de dilinden türküsü düşmezdi. Boyuna keyifli bir şeyler söyler, mınldanır, çevresine neşe yayaardı Ramo. Ramo'nun dünyada kızdığı tek şey vardı, arkasından ıslık çalınması! Zamanla onun bu zayıfyanının öğrenen çarşı csnafı, hcpsi değil de özcllikle insafsız bıçkın takınu, çıldırtıp mosmoredinceyekadarıslıkçalarlardı. O NECATİ GUNGOR 1949 Malatya doğumlu. Günümüz öykücülerınden Necati Güngör, ilk ve orta öğrenimini Malatya'da tamamladı. Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde okudu. Reklam yazarlığı yaptı, çeşitli gazete ve dergilerde çalıştı. İlk hikâyelerl Malatya'da çıkan Oluş dergisınde yayımlandı. 1973 yılında ilk öykü kitabı "Yolun Başı" basıldı. 1978'de "Sevgi Ekmektir" adh kitabıyla Türk Dil Kurumu Hikâye ödülü'nü aldı. Çocuk hikâyelerini, "Istanbul'da Bir Hasan" adlı kitapta topladı. Diğer kltapları: "Yeryüzünde İki Gölge" (anlatı, 1982),"BuSevdaölmek" (Sevgi Ekmektir ve Yolun Başı kitaplarındaki hikâyelerin yeni hikâyeleıie bırlikte basımı) 1983, "Hayatımın Yedı Hıkâyesl (1984), "Unutulmaz Bir Kadın Resmi"(1986). lü malı demek, giydiklerinin, bir ölüden artakalmış olduğu anlamına gelirdi ona göre... Karlı kış günlerinde, buz gibi soğuk havalarda bile çınlçıplak kalıncaya dek parçalardı üstündekileri; onu kızdıran akıllılar gülmekten bir hal olurlardı! II inletirdi. Sonra cambaz tele çıkardı: Gözlerini siyah bir mendille bağlar, eline terazisini alır, ayaklannı kâh bir çemberegcçirir.kââhbir çuvalıniçine sokardı ve zor zoruncak, milim milim, telin üzerinde yürümeye çalışırdı ki, ha düştü ha düşecek korkusuyla izleyicilerin yüreklcri ağızlanna gelir, dakikalarca kaskatı kesilirlerdi öylece. Bir direkten öbürüne ulaşınca gözündeki mendili çözerdi cambaz. O ana dek inceden inceye dem tutan kemancı da coşar, oynak havalarla insanlann gerilen bedenlerini gevşetirdi. Yüzlerce insan rahat bir soluk alır, kcndilerini, klarnetin, cümbüşün, kemanın coşkusuna kaptırırlardı. Asıl eğlence, cambazın telden inişinden sonraydı. Gece ilerlemiş, gökyüzünün siyah kadife atlasında birer pırlanta gibi ışıldayan yıldızlar daha biririleşmişolurdu. Kentin damarlanndacinsellikvebelakanşımıbirhayat dolaşırdı sanki bu saatlerdc. Cambazhanenin cilveli, masum, fettah ve çevrelerine çıldırtıcı bir hava yayan dansozleri sırayla sahneye çı karlardı. Büyülü, masal kızlanydı sanki bunlar. Rüyada gibi seyrederdi insanlar onlan. Çıplak narin kollar, oynak kalçalar, kıvrak ve çevik bacaklar, oradaki yüzlerce taşra erkeğinin kanlannı kaynatır, akıllannı başlanndan alırdı... Sahneyi çevreleyen rengarenk ışıklardansözlerin oynak bedenlerinin, çıplak tenlerinin gizemini artınrdı. Dansözlerin en canlı, en kışkırtıcı, ateşin ve kıvrak olanı adı Leyla'ydıgecenin sonunadoğru sahneye çıkardı. Onunlabirlikte çalgıcılardacanlanır, bedeninin her noktası fıkır fıkır oynayan bu dişi yaratığı adeta çıldıtmak istercesineritmiartınrlardı. Lastikten birtop gibi sahnede gösteriler yapar, vücudunda hiç kemik yokmuşcasınakıvnlırbükülür, dakikalarca göbeğini titretirdi. Gazelhan mikrofonu alıp da, "Lcylam kalk gidelimyolumuzuzak/ Yolumuzakurdulardemirden tuzak!"diye uzun havaya başlayınca, Ley la sahnedeki halının üzerinde adeta bir yılan gibi kıvnm kıvnm olur, sevişmc çağnşımlanyla dolu oyunlannı scrgilerdi bu kez. Yüzlerce erkeğin gözlerini üstünde tutardı; yüzlerce doyumsuz erkekle birden sevişir; onlann cinselliklerini kamçılardı Leyla. ErkekJer, elleri kasıklannda, bakışlan esrik, dilleri damaklan kurmuş, taş kesilirlcrdi öyle! Erkeklerin bir bölüğü çarşı esnafıydı. Aşçı Rıfat, Zahireci Ihsan, Hamamcı Rüstem'in oğlu, Toptancı Nedim, Kasap Hacı, yanlanna Ramo'yu daalıpikinci vaktinden sonra çilingir sofrasına oturmuşlar vc soğutulmuş boğma rakısıyla demlene demlene bulutlann üstüne çıkmışlardı. Ramo da yan deli, yan şımank ve arsız harcketleriyle, bu kafadar takımın canlı oyuncaği gibiydi! Içki içmesini bilmiyordu, bu yaşına kadar kanına bir damla alkol sızmamıştı; gelgelelim verilen her kadehi su içercesine yuvarlıyordu. Kanı ateşlenince büsbütün akli dengesini yitiriyor; kâh kaval çalıyor, türküler söylüyor, kâh devrile devrile oyunlara kalkışıyor ve eğlence fukarası sofra sahiplerine seyirlik oluyordu. Kafadarlar, dilleri ağızlannda şişinceye kadar içmiş, sonra da kalkıp dansözseyrctmeyegclmişlerdi. Tabii uyur uyanık durumda birtakım saçma sapan sözler mınldanan, düşe kalk yürüyen Ramo da beraberlerinde... Bu arada uyuyakalıp da maskaralıklanna ara vermesin diye, parkın fıskiyeli havuzunda başını suya sokmayı da unutmamışlardı. Yine de, Leyla'nın sahneye çıktığı ana kadar, oturduğu tahta sıranın üzerinde dünyadan, hayattan koparcasına sızmıştı Ramo. Leyla sahneye çıkıp erkeklerin yüreklerinin atışını hızlandırmaya başladıktan bir sürc sonra, Hamamcı Rüstem'in oğlu, Ramo'nun kulağına fısıltıyla; "Hadi ulan Ramo!" dedi, "yatmakvakti değil oğlum... Senibu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle