Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 MART 1995. SAYI 467 AYŞENURARSLAN atv Haber Koordinatörü Acaba kadını bir "fil"e, medyanın çeşitli alanlarını ve bu alanlardaki yöneticileri "körler"e benzetsem, çok mu ileri gitmiş olurum? Ama, sanınm yanıtım bu sorunun içinde. Her özel televizyon kanalının ve hcrkanaidaki farklı programların kadına bakışı birbirinden uçurumlarla aynlıyor. örneğin, muhafazakâr bir kanalda, kadın "korunupkollanan" cins, bir başka kanalda, "gözlenenizlenen" cins... Ististanalarkaideyibozmuyor. Ve bence, bütün kanallar ve hemen hemen bütün programlar, kadına "kör kör" bakıp, öyle tanıml lyor. İçinde oldugum televizyon haberciliği açısından bakarak söylüyorum, kadının fiziği iki biçimde gündeme geliyor: Haberi sunan kadın ve haber olarak sunulan kadın. özel televizyonlarla birlikte haberleri "Güzel ve çekici" kadınların sunması "in" oldu. Ama bugün geldiğimiz noktada, güzelliktcn ya da çekicilikten başka özelliği bulunmayan kadın sunuculann "out" olduğunu söyleyebiliriz. Seyirci, "haberi seçmeyi"öğrendi çünkü. Haberolarak sunulan kadına gelince, bizatv Haber Merkezi olarak haberin peşindeyiz. Haber akışımızda"Güzel/çekici kadın haberi" kontenjanı hiç olmadı, olmayacak. Ama, kameralanmızın, son model arabalardan, ayakkabı boyasına kadar hemen her ürünün tanıtımında karşımıza çıkartılan "kadın fiziği"ndenkaçabildiğinisöylemekzor! Medyadaçalışan kadınların karar mekanizmasınakatılmaoranınındüşüklüğünü,kadınlannpolitikada,aile içinde vehayatakatılma oranınındüşüklüğüyleaçıklayabiliyorum. CANATAKLI Sabah Oazetesl Yayın Koordinatörü ve Yazan Bence medya kadına nasıl bakmalı sorusunun cevabı ya da çözümü yok. Medya doğal olarak evinde oturan kadına ayn, çalışan kadına ayn, yönetime kadar yükselen ve etkin olan kadına farklıbakacaktır. Aynışeyerkekler içinde söz konusu. Yani kadına veerkeğebakışaçılan diye bir kavramı ben kabul etmiyorum. Kadının fiziğinin haberi de çekici bir unsur olarak kullanılması çok doğal. Buzaten bütün dünyada da yapılıyor. Türkiye' nin ve dünyanın en ciddi gazeteleri kadını, estetik anlamda güzel olduğunda haberlerinde bir unsur olarak kulla BAŞKENTGUNLERİ Önyargılan sanatçılar değiştiriyor MÜŞERREF HEKİMOĞLU itapçığı görünce biraz çarpıldım. Siyah bir kapak, yeşil çizgilerle bir kubbe ve minare, ayyıldızı da var. Batılı dostlarımızın bize bakışını özetleyen bir desen. Danimarkalı dostlanmız haksız da değil doğrusu. Belli izlemleri, önyargılan degiştlrmek için daha çok çaba gerekiyor. Tanıtma politikasına başka bir içerik vermek, dışa dönük çalışmalarda çağdaşlığı yakalamak gerekiyor. SANART'ın öncülüğünü bu nedenle önemli buluyor, başanlarını da içten kutluyorum. Kopenhag'da Charlottenburg Sarayı'nda açılan "Ben Bir Başkasıdır" sergısi de başarılı bir olay. Daha önce de yazdım, onbir Faruk Bayhan sanatçımızın yapıtları sergilendi nıyor. Tabii burada kadının vücudunun sergi sarayda. Alev Ebüzziya, Erda Aksel, Mehmet Güleryüz açılışa lenmesi ile estetik güzelliğini ayırmak gerek. da katıldılar. SANART Başkanı Geleneksel kadın clavranışlarınıkorumakya Emin Mahir Balcıoğlu'nu da kırmak konusunda medyayı tek bir fikirden dinlerken benım de gözlerim ve ilkeden hareket ediyor kabul edemeyiz. Bu parladı. Ali Artun'un dönüşünü bekliyorum şimdi, o da neler nedenle böyle bir soruya temel görüş olarak anlatacak kimbilir. Güzel ürünler kimsenin cevap vermeye hakkı yoktur. Kişisel uzun uğraşla oluşuyor, olarak geleneksel davranışlann kırılması söz dostluklarla, coşkuyla, sıcak diyaloglarla. Charlottenburg konusu ise kınlmasından yana tavır koyanm. sergisinin öyküsü de hayli eskl. Türkiye'dcişdünyasındaerkeklerinegemen Cinnah yokuşunda Halkbank olduğu kesin.Amabu dünyada da çok farklı de Galerisı'nde açılan bir heykel ğil. Yüzyıllannalışkanlıklannıkolaykolaysö sergisını başkentli sanatseverler küpatamazsınız. Kadınlardabasınınkararme anımsar sanınm. Bir kadın kanizmalannda yeralmalı diyerek kadınları bu heykelinde graniti yontan ellerin sevgisi anıtlaşıyordu. Danimarkalı noktalara getiremezsiniz. önemli olan mcdya sanatçı Sorensen'in bir heykeli ya kadınlann yükselmesinin sistemli olarak en de Sakarya Caddesi'nde şimdi. Melih Gökçek heykel sevmiyor gellenipengellenmediğidir. Bana göre böyle birengel yok. Bu bir rekabet ama kentler ve başkentlerde heykelin önemli yeri var. Kimi ortamıdır. Önümüzdeki yıllardakadınlannarkentleri heykeller simgeler değil tan sayılarda yönetime geleceklerine inanıyo mi? Sorensen'in sergisi o rum.. dönemin Danimarka Büyükelçisi Kamuoyunun ahlak, namus, özel hayat bek Niels Tilllsh'in büyük katkısıyla lentilerine rağmen medyanın kadın konusunda gerçekleşti Ankara'da. Türk Sanatsever bir büyükelçi. ileri adımlaratıp atmadığını kesin çizgilerleayı sanatçılarıyla da yakın dostluklar ramazsınız. Toplumlannahlak, namus, özel ha kurdu, iki ülke arasında sanatsal köprüler kurmaya da büyük özen yat konularındaki değişimleri zaman içinde olur. Medyanın görevi de bu süreci hızlandır gösterdi. Sanınm Kopenhag sergisinde de olumlu çabaları var. maktır, öncü olmaktır. Basın da bana göre bu Sergiye sekiz yüz kişi katılıyor. görevi yapıyor. 510 yıl önce asla yazamayaca Kopenhag Büyükelçimiz Faruk ğımızı sandığımız konular bugün rahatlıkla y a Looglu da güzel bir konuşmayla selamlıyor konuklan. Sanatın zılabiliyor.ekranagetirilebiliyorAmabazıkoevrensel dilini en güzel biçimde nuları bıçak gibi kesip düzcltmek isterseniz, en yansıtarak dipiomatlığın da bir telektüel toplantılarda puan alırsınız, ama ka sanat olduğunu kanıtladı, diyor dinleyenler. Elçi evinde verilsn muoyu önünde güç duruma düşersiniz. yemek TürkDanimarka ilişkilerine Alev Ebüzziya: Charlottenburg Sarayı 'nda ilgt toplayan K belki! Mehmet Güler ile güzel bir dostluğumuz var, sergisinin kitapçığını yollamış bana, renklerl hayli değışik ama özünü yrtirmiyor, telefon ettim, Ankara'da ne zaman sergi açacağını sordum. Galiba Kasım'da. Güzel bir sergi, dünyamıza yenı bir pencere açar değil mi? Çağrı kartında yer alan "gece"yi seyrederken karar veremedım, mavisi var, kırmızısı, pembesi, yaşadığımız geceler gıbi, dağlara tırmanıyor kanlı olaylar, gökyüzü de kanlanıyor, ama pembe bir sabahı beklemekten geri kalamıyor insan... Artium Galerisi'nden bir mektup aldım, özel girişimleriyle gerçekleşen Houston sergisinden söz etmediğım için üzülmüşler, ben de üzüldüm ama her yere yetişemiyorum. Houston Can Ataklı ERENOÜVENER Mllllyat Oazetesl Yazılşlerinden Sorumlu Müdürü Bizde kadtn erkek aynmı söz konusu olamaz. Habercilik anlayışında kişilerin kadın yada erkek konumlan önemlidir. Kadının fiziği de haberi çekici kılanbirunsurolarakkullanılamaz. Kadının çckiciliğibeniilgilendirmez, toplumu dailgilendirmez. Bizkişisel hayatagirmekten sakınınz. Sadece toplumu ilgilendirenkonularda, toplumdaki etkinlikleri konusunda kadın ya da erkek fark etmez, haber açısından değerlendirilir. Kadınlann karar mckanizmasında yer almadaki oransal düşüklüğünün giderek kapandığı çağdag sanalçımız. güzel bir boyut katıyor. Bir sergi, bir konser, yuvaıiak masalarda soğuyan ılişkileri de ısıtıyor kimi zaman. Elbet değerlendirenler için. Değertendiremeyenleri, ilgisiz, soğuk kalanlan da tanıyoruz değil mi? Ankara'da çok yoğun yaşanıyor sanat olaylan, ama kaç bakan, kaç milletvekili izliyor! Geçen hafla Almanya'da da güzel bir olay yaşandı. Uzun yıllardır Kassel'de oturan Mehmet Güler'ın açtığı sergi nedeniyle Yüksel Pazarkaya da Alman dostlarımıza sesleniyor. Kimi günler olaylar çok çelişık değil mi? Almanya'da neler oluyor, savcılar gidiyor, Mercümek olayını soruşturuyorlar, TV'de ne tablolar seyrediyoruz, ben yanda da Mehmet Güler'in tabloları sergileniyor. Hayran izliyor Alman dostlanmız. Soğuk bakışlan da ısınıyor sergisinden de bilgim olmadı. Houston'da sergi açmak da ilginç bir olay doğrusu. Başkonsolos Bülent Akın da iyi değerlendirmiş bu olayı. Vahap Demirbaş'ın sergilediği tabloların çoğu satılıyor, Suluboya Sanatçıları Derneğl'ne de üye oluyor bu genç ressam. Ayrıca büyükboy suluboya resim yarışmasına katılıyor. Otuz tablo arasında yer alan yapıtı, bu yarışmaya parasal destek veren Nations Bank'ın salonunda sergileniyor. Elliyedi katlı bir bina, alt salonundan onbeş bin kişı geçiyor her gün. Günde onbeş bın kısinın geçtıği bir salon başkent Ankara'ya, istanbul'a da çok yakışır değil mi? Bir gün olacak elbet. Tersine gelişmeler olsa da umudum solmuyor, çünkü yeşerten olaylar da az değil."Yaşamak sevincimiz de onlardan kaynaklanıyor. ^