Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 MART 1995. SAYI 467 sonra ortaya çıkıyor. Annelerartık ga/etc okumuyor. Kadınlar laboratuvarda mikroskop başındadadeğil.Mutfaktalar,ütüyapıyorlar. Çocuklar, bütün sorulan babalanna yöncltıyorlar: "Baba bana bal al", "Baba bana top al", "Anne bana hırka ör, baba sen de yün al." "ANNE ELMA BU l i ? BU SUNA, AL BANA ON TANE. PAZARIN PENCERESINDEN 13 KonyaAydmlı kilimi SELÇUK EREZ Pcki, bunu almaya geleni senin yolladığını nasıl anlanm? Haklısın, bir şifre gerek. Unutmayacağım bir sayı olmalı.. 85 gibi.. Nevar85'te? Evimin numarasıdır. Ama bu yetmez; daha karmaşık bir şey olmalı; Selkofos85! Bu nedır? Sofoklesin tersten okunuşu, bir de 85! **» Hayri o gün evime cok geç bir saatte gelmişti. Kapı çalındığında yatmak üzereydim. Kim o? Ben Hayri... Çabuk aç! Ne oldu? Sana bir şey getirdim. Kapıyı açınca bana getirdiğinin koskocaman bir kilim olduğunu öğrendim. Açtık baktık: Nefis bir KonyaAydınlı kilimiydi.. Desenleri, renkleri az bulunurdu, en az yüzyüz elliyıllıktı.. Üstelikdehiç kullanılmamış gibiydi. * Hayri kilimi on beş gün önce Kapalı Çarşı'da, Sait Bayhan'ın dükkânında görmüştü, ama ancak bugün alabilmiştı. Kilim on beş bin dolar ediyordu.. Hayri öyle bir kilime bu kadar para verecek bir kimse değildi ama bu kilime vurulmuş, böylesine bir daha rastlayamayacağına inanmış, bonolan imzalamış, ilk taksiti de ödemışti. Peki bunu niçin bana getırdin? Kanmın ağzını aradım: Çok kötü tepki gösterdi. "Bu para ile çocuğumuzu okuturuz. Evımizde kilimhalı eksikliği de yok.. Böyle bir şey yaparsan billah boşanınz!" dedi. Bunu satın aldığımı bilsc aile faciası doğar. Lütfen kendisini hazırlayıncaya kadar kilimimi sakla. Sonra birini yollar aldınnm. Benim bunu koyacak yerim yok.. Evime hırsız girer, yangın çıkar.. Bu kadar değerli bir şeyin sorumluluğunu almak istemem. Bir yuvanın dagılmasını mı tercih edersin? Yapacak bir şey yoktu. Çalışma odamdaki büyük dolabı boşalrtım; kilimi buraya kılitledım. Dolaptakileri salona, yatak odama dağıtınca ev, bitpazanndaki dükkânlara benzedi. Elbiselerimin bir kısmı mutfaktaki, bir kısmı da banyodaki askılara asıldı. Kilimin güvelenmesini önlemek için dolabı naflalinlcdiğımden artık çalışma odamda değil, mutfakta okuyup yazmaya başladım. "Kanmın doğum günü eylüldedir O zamana kadar alıştınr, kilimi ona doğum günü hediyesi olarak veririm!" demişti. Aradan on ay geçti. Eylülde Hayri'yi aradım: "Ne zaman kutlayacağız eşinin doğum gününü?" "Sorma, kadın Nuh diyor, ötesine geçmiyor! Dört ay sonra evlenme yıldönümüınüz. Ne olur dişini sık o zamana kadar." Bu ara önceden ısmarladığım bir gardırop geldi. Kilimin yerini değiştiremediğimden bunu holde bırakmak zorunda kaldım. Artık eve gırmek için karnımı ıçime çekip duvarla bu gardırobun arasından geçmem gerekiyordu. Evlenme yıldönümünden sonra Hayri beni aradı: "Evlenme yıldönümüm zehir oldu" dedi. Başka bir şey soramadım, ama hemen bir komisyoncuya telefon edıp aytıı semtte daha geniş bir ev kiralamak istediğimi söyledim. **» Birkaç gün sonra Hayri'nin kansı Nefise telefon etti: "Hayri'de bir tuhaflık var" dedi, "Sık sık izini kaybediyorum. Sonra bana söylemeden ortak hesabıınızdan bir hayli para çektiğini de tespit ettım. Sen bilirsin: Başka bir kadınla mı ılgileniyor?" Ne söylesem tatmın olmadı. Sonunda sınirlendi. Benı arkadaşımın adiliklerini örtbas etmekle itham edip telefonu yüzüme kapadı. Hayri'yi aradım. "Ya şu kadına gerçeği söyle ya da al bu kilimi sat, parasını . yerine koy!" dedim. Parasını yerine koymak, metres tutmadıgımı ispat etmez. Tek çare ona gerçegi söylemektir. önce bir çekaptan geç; hul müsckkin almadan da bu işe girişme! Tam bir hafla sesi sedası çıkmadı. Bir hafla sonra bana uğradı: "Yann itiraf edecek, ardından senin evine getirip kilimi ona göstereceğim!" Aman ben evde yokken yap bunu.. Al evin anahtarını.. Kusura bakma; kavganıza kanşmak istemem. • •* Kadın, mutfak ve örgü Kadının rolününaile içine sıkıştınIdığı, toplumsal gücünün gözardı edildiği buyıllardabir çelişkiyi görmek de mümkün. Kadın buyıllardadasosyal hayatagirişini sürdürürkcn neden ders kitaplanna sadece mutfağıyla, örgüsüyle yerleştirildi? Hel vacıoğlu bu sorunun yanıtını "din"de görüyor. Alfabede bıle haline şükreden insanlarınyeraldığıbuderskitaplanhalkçılık, laiklik.bağımsızlıksöylemlerininiçiniboşaltmaçabalarıylaanlaşılabiliyor. Alfabede, "Her sabahkalkanmerken\Lailaheıllallah"ınyeralması da iştebuboşaltmanın bu ürünü. CumhuriyetlebirlikteTürkıye'deyaratılmayaçalışılan milli burjuvaziden vazgeçişin de bır sonucuydubu. Neden buçabalardan vazgeçildiğinınnedeniısetekdcğil.IkınciDünyaSavaşı'nın özel koşulları, burjuvazi içinde bazı kesimlerin uzlaşma isteği, toprak reformunun bir Annenin satın almagücü var. 1938Alfabe. Sosyolog t'irdevs Helvacıoğlu. türlü yerine getirilemeyişi,feodalizmintasfiyesinın gerçekleştirilemeyişi... lşte bütün bu nedenlerbirarayagelipüreten.çağınıyakalayan kadını alıp evin dört duvan arasına sıkıştırdı. Helvacıoğlu bütün bu nedenlcrle birlikte cmperyalizmin de etkili olduğuna inanıyor. Ama, bu değişikliğin sorumlugunu da bütünüyle Kcmalistlere yüklemiyor. "O çekirdek kadro değil, bunları yapan" diyor, "sonraki kadro vazgeçti". Güncel Hayat Bilgisi ve Aile. (1991) Yabugün? Bindokuzyüzellilerdebaşlayanbudeğişim bugün hangi noktada? Ders kitaplannda birkaç doktoryadaöğretmenrolündekikadın görmek mümkün. Birde ders kitaplannın basıldığı kâğıdınkalitesininarttığınıunutmamalı.Amabir şey daha varkiodacinsiyetçiliğine kadar ıçselleştirdiğimizi gösteriyor. Helvacıoğlu, araştırrnası sırasında görüştüğü öğretmenlerin hiçde bu ayrımın farkındaolmadığını algılıyor. Öğretmenler de o cinsiyetçi tutumu yaşıyor, ama öğrencisineneyi, nasıl öğrettiğini anlamıyor. Çünkü o rolleri doğasının bir uzantısı gibı görüyor. Bugün yapı lması gereken ise bu rol leri tersyüz etmek ve bunun mücadelesini vermek. Işe dederskitaplarıylabaşlamak... ^ Babadan değil anneden istenen at (1938) Ertesi gün hem arkadaşımın sıkmtısının sona ereceği hem de artık evime de huzur geleceği için mutluydum. Mutluluğum akşama kadar sürdü . Gece evime döndüğümde ışıklar açıktı, Hayri salonda oturuyordu. Ne oldu? "Çalışma odanda feci şekilde atıştık.. Koltuğun ve diğer eşyanın kınlıp dökülen yerlerini ilk fırsatta tamir ettireceğim.. Senden nasıl özür dileyeceğimi bilmiyorum!" dedi ve ekledi: "Boşanıyoruz.. Kendime taşınacak bir yer buluncaya kadar bir süre sende kalmam gerekecek. Arkadaşını böyle bir güç zamanda herhalde sokakta bırakmazsın!" ^