Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 KADINMEDYA CUMHURİYET DERGİ Hem evet, diyor, hem de hayır. Her iki kişinin de, Isveçli olduğu olaylar da çok. Genellikle ortada bir "kültür çatışması" olduğunu söyleyebiliriz. Kadın acillerinde birkaç kadın ve çocuk, aynı anda kalabiliyor. Amaç, adli ya da tıbbi gereksinmeler karşılandıklan sonra bu ınsanların, bölgedekı toplumsal yardım kurumunca kalıcı bir şekilde ev edinebilmeleri. Bu arada, saldırgan erkeğin "evden" uzaklaştırılması sonucu, kadının (ve çocuklarının) evlerine dönebilmeleri de bir başka olasılık. Kanal D, Show TV, ATV, Milliyet, Hürriyet, Sabah, ANKA, Tan ve Cumhuriyet yöneticileri, medyanın kadına bakış açısını, haberlerde kadın fiziğinin ön plana çıkanlmasını değerlendirdiler. "Kadınevi" Isveç'te ayrıca çeşitli girişimlerle oluşturulan "kadınevleri" de var. Gunnel Johansson, bu evlerin eskilerinden biri olan Stockholm'dekinin emektarlarından. Telefon vaktı olan 18.0021.00 arası arayıp, ertesı gün bir ara görüşmeyi önerınce şaşırdı. Ben öneriyi, telefonu meşgul etmemek için yapmıştım. Bana bak, dedi kararlı bir sesle, bu binaya bugüne dek iki erkek girdi. Biri, yıllardır bize büyük ekonomik yardımda bulunan yaşlı bir bey, ötekı de belediye başkanı. Başkanı da almayacaktık ama, "bütçede sıze para ayırmadan önce gelip, ne yaptığınızı görmek istiyorum," dediği için ses çıkarmadık. Stockholm'deki "Kadınevi"nde, aynı anda 15 kadın, çocuğu/çocuklarıyla birlıkte kalabiliyor. Yatakların eni, anneyle çocuğunu alabilmesi için 120 cm. En önemli işlevı, artık canına tak eden ya da son anda kaçabilen kadınların gelip kapıyı tıklatmalan halinde onlara sahip çıkmak. Hastane, polis, mahkeme gibi daha sonraki aşamalardan önce kadınlara güvenilir bir çatı altında dinlenme, karın doyurma, çocuğuyla başbaşa kalma olanağını sağlamak... Saldırıya uğrayan annenın adli makamlara, sağlık merkezlerine yalnız gidebilmesi için, yakındaki bir çocuk yuvasıyla da işbırliği yapıyorlar. Evde boş zaman değerlendırmek isteyenler için fotoğraf laboratuvan var. Ayrıca, her perşembe bir kadın yazar çağrılı olarak gelip kadınlarla "edebiyat akşamı" yapıyor. Gunnel Johansson anlatıyor: Yirmi yıldır düzenli olarak kocasından dayak yedikten sonra artık yeter diyen kadınlar gördüm. Ben, yedi yıldır burada çalışıyorum 10 ayrı kursa gittim. Ama hiçbır gün, bir öncekine benzemiyor. "Kadınevi"nın temel iki ilkesi var: Sığınan kadının "kendine yardımcı olmasına" yardım edilmesi ve yalnızca acil durum süresince evde kalması. Resmi makamların, duruma karışarak kadınlara sahip çıkması gerekiyor. Stockholm'deki bu evin ekonomik gereksınmeleri, gönüllülerin bağışları ile karşılanıyor. Ayrıca, belediyeye ait binanın kirası da destek olma amacıyla düşük tutuluyor. Gunnel Johansson, kendılerine sığınan kadınların büyük çoğunluğunun göçmen olduğunu da açıklıyor. Birçok durumda çevirmen gerektiğini de vurguluyor. O da aynen Solna'daki Anita gibi bir gerçeğe parmak basıyor: Karısını, sevgilisini dövenler, kesinlikle yalnızca cahil takımı değil. Toplumun her kademesinden saldırgan erkekler çıkıyor. Bazıları, karısını ders vermek için dövüyor. Bazıları da, aklınca ona bu şekilde yardımcı olabileceğini sanıyor. Her ne düşünüyor olurlarsa olsunlar bir gerçek değişmiyor: Günümüzün Isveç'inde de geceyarısı yalınayak, kucağında çocuğuyla kapımızı çalan kadınlar var... Bugün Isveç parlamentosunun % 41'ini kadınlar oluşturuyor. Bu oran 1991 seçimlerinden sonra % 33 idi. Sosyal demokratlar, büyük kentlerde kadınlar için yalnızca kadın polıslerin görev yaptığı polis karakolları oluşturacaklarını söyledıler. Ayrıca, ırza geçme olaylarında zanlıların tutuklanıp tutuklanmaması konusunda karar verecek savcılardan bir kısmının kadın olmasına da dikkat edilecek. ^ Medya kadınsız yapamıyor E tli taze bamyanın tarifi, çocuğun süt dişlerini çıkarma sıkıntısı, esmer tene kahverengi makyajın yakışması, Amerikali mankenindiyet listesi... "Güzelhemşirekendisiniterk eden sevgilisini bıçakladı" BeşiktaşHelsinki'yegcçirdi... Vay anam var, bu nebiçim tramvay; bizim nişanlıevliymiş... Namusdavası karakoldabitti... Gazete sayfalarındaki bu konu ve haberbaşlıklan size yabancı gelmeyecektir. Çok değil üç yıl önce salt bu başlıklar ya da fotoğraf yüzünden kadınların bazi gazeteleri protesto etmeleri dehafızalarınızdadır. Bircinayetkurbanıkadının göğsü ya da bacaklan açık fotoğraflarıntn yayımlanmasından rahatsızsınızdır. Yadatelevizyonda sporhaberlerini sunan kadın spikerin bedeninin dörtte üçlük bölümünün giysiden anndınlmış olması, kamera şakalarında kadına "hafifmeşrep" roller yüklenmesi canmızı sıkar... Bu örnekleri, can sıkıntılannı uzatmak mümkün. Son onbeş yıldır kadın hareketi için medyanın kadına ilişkin bu cinsiyetçi tutumu aşıl MEDYANIN KADIN ÇALIŞANLARI Milliyet 213 kadın (yüzde 18) Sabah 74 kadın (yüzde23) HUrriyet 259 kadın (yüzde 18) ShovvTV 84 kadın (yüzde 42) Kanal D 103 kadın (yüzde 32) ATV 95 kadın (yüzde 30) Cumhuriyet 81 kadın (yüzde 35) Tan Gazetesi yüzde 40'ı kadın ması vc önlenmesi gereken bir sorundu. Bu süre içinde medya içindeki kadın sayısının artması dacinsiyetçi yaklaşımı değiştirmeye yetmedi. Biz de suçlanan, yargılanan medyanın karar mekanizmasındayeralantemsilcilerinehaber ve yorumlarda kadının nasıl yeralması gerektiğini sorduk. Sorulanmızdan biri de kadınların neden karar mekanizmalannda yeterince yer almadığıydı. Sabah, Hürriyet, Milliyet, Cumhuriyet ve Tan gazeteleri ile Show TV, atv ve Kanal D'nin yöneticileri sorulanmızı şöyleyanıtladılar: CANANMERAY Kanal D Genel Yayın Yönetmenl Yardımcısı Bizce medyanın kadının özelliklerini (estetik, duyarlı, sevecen, mesleğinde etkili ve söz sahibivb)gözönünealanbirbakışaçısıolmalı. Kadını,özellikleri,düşüncelerivegerçekleştirdikleriyleobjektif olarak değerlendirmelidir. Kadın fiziği her zaman çekici veözelkabul edilmelidir. Sadecehaberi değil programlanda çekici kılmaktadır. Ancak, medya kadını sadece fiziği ile değil söyledikleri, yaptıklanyla da değerlendirmelidir. Kadınlara yönclikprogramlarda hedefkitle ihtiyaçlan,çağınözelliklerigözönünealınarak sağlık, meslekibilgiler,evaileçocukilişkileri gibi temel konularda bilgilendirici, eğitici yapımlargerçekleştirilmeyeçalışılmaktadır. Kadın sadece ülkemizde değil, dünyada da medyada yeni yeni yer almaktadır. Ama, bu oran hızlayükseldiğinden karar mekanizmasında katılımın etkisi de hızla artmaktadır. Giderek crkeklcrin dünyasında eşit koşullarda konuınunubelirlemektedir. FARUKBAYHAN Show TV Genel Yayın Yönetmenl Kadına bakış açısındaerkeklerdenherhangi bir ayrım yapmıyoruz. Zaten yayıncılıkta kadınerkekayrımınıdüşünmekçokyanlıştır. Bu nedenle medyanın kadına ve erkeğc bakış açısının eşit olmasından yanayım. Ancak nasıl ki yaşlıgenç,büyükküçük,amirmemurarasında uyulması gereken birtakım terbiye kurallannı göz önünde bulundurursak, kadınların erkekleregöreöncelikleri vardır. Buöncelikonlannözelliklcanaolmalanndanilerigelmektedir. Kadının fiziğinin haberi çekici kılan bir unsur olarak kullanılması ise tartışılır. Ancak, bu haberinyapısınabağlıdır. Normal haberlerde de kadın haberc çekicılıkgetirebılir. Bunu y urtdışında da gördüm. Zaman zaman da uyguluyorum. Kadına yönclikprogramlar diye de bir aynm yapmak istemiyorum. Ancak, evdeoturan kadının televizyonu daha çok seyredeceği düşünülerek program ayarlamasının kadına yönelik yapılmasında yarar var. Temel alınması gereken konulan çeşitli sınıflaraayırmakgerekir. Moda, çocuk bakımı, politika gibi tüm konuları kapsayabilir. Kadını erkeğc karşı başkaldıran unsur olarak kışkırtmadığımız gibi kadının czilmcsinedekarşıyız. Kadınlar karar mekanizmalannda giderek daha fazla yer alıyor. Çalıştığimkurumdadabunugörüyorum. Anne olmaktan vazgeçtim A kşam gazetesindeyim. Yazı lşleri Müdürü telefon etti bir sabah. Iran Şahı'nın üçüncü düğününe gitmemi istiyorlar. Oysa gebeyim, bulantıdan ölüyorum. ama telin ucundaki arkadaş kararlı. Bizim gazete geride kaldı, sen gidersen boşluğu kapatınz diyor. Tamam gidiyorum, dedim. Önce doktora, sonra Tahran'a. Gülistan Sarayı'nda hafif bir kanama da geçirdim ama, Tahran'a vardığım gün çekilen resime hâlâ gülümseyerek bakarım. Mesleğimdeki yoğun trafik nedeniyle anne olmaktan vazgeçtim sonunda. Anadolu röportajlan, yurtdişı yolculukları, Afrika'da, Uzakdoğu'da, Amerika'da mide bulantılarıyla dolaşamazdım! Akdeniz'de bir uçak gemisinden fırlatılıp ses duvannı aş,mamızı anımsıyorum. Yanımda Nilüfer Yalçın, gözümüzü kırpmadan fırlıyoruz havaya. Erkekler fırlarsa bız de fırlanz, diye gülümsüyoruz. Anadolu yolları ses duvanndan daha güç aşılıyor o zaman. ^ MÜŞERREF HEKİMOĞLU (ANKA AJansrnın sahibl)