Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET DERGt Melih Cevdet Anday'la Şiirimgematematikve aşküzerine . . . ATAOL BEHRAMOCLU C 'umhuriyet'ten, Melih Cevdet Anday'la bir söyleşi yapmam önerisi gelince heyecan duymam doğaldı. Şiirimizin büyük ustasına sormak istediğim sorular yıllardır birikmekteydi zihnimde. Şiire ilışkin görcbildiğim her yazısını, daha kitaplaşmadan.gazetelerde, dergilerdeokudukça notlar alıyor, kesip saklıyor, zaman zaman yeniden düşünüyordum üzerlerinde. Anday'la, temelde bir yerlerde, sanki hem anlaştığımız, hem anlaşamadığımız bir şey ler vardı... lmge, metafor, mantık, duygu, sezgi, bilinçaltı, kurgu, yapmak, yaratmak, vb... Bütün bu kavramların şiirle ilişkileri. Melih Cevdet Anday, düşünürşair kimliğiyle bu konularda düşünen ve yazan ender sanatçılanmızdandi ve ben ona sorular yöneltmek, kimi yerlerde onunla belkı bir tartışmaya girmek ihtiyacındaydım. Fırsat, beklenmedik biçimde ortaya çıktı ve 81. yaşının ilk gününde lstanbul'un yağmurlu bir mart öğlesindc Melih Cevdet'le eşi Suna Hanım'ın Bahariye'deki evlerinde buluşuyoruz. Anday'a yönelttığim ilk soru, şiir serüveninin dönemleriyle ilgili. 60 y ılı kapsayan bu serüvenin ilk dönem ürünleri sayılabilecek olan "Garip", "Rahatı Kaçan Ağaç", "Telgrafhane" ve u Yan Yana"dan sonra, "Kolları Bağlı Odysseus", "Göçebe Denizin Ustünde", "Teknenin Ölümii"yle Melih Cevdet şiirinde yeni bir dönem başladığım düşünüyorum. Şiirlerinde düşüncenin öne çıktığı, yoğunlaştığı bir dönem. Fakat bu şiırlerde, özellikle "Teknenin ölümü"nde bir metafor ve benzetme çokluğu göze çarpıyor. Buna karşılık, Anday şiirinde bence üçüncü bir dönemin ürünü sayılabilecek "Güneşte"de ve 80. yaşının kutlandığı gun yayımlanan çiçeği burnunda kitabı "Yağmurun Altındanda, bıryahnlaşma, bir bilgeleşme görülüyor. Bu düşünceleri iceren sorumu Melih Cevdet Anday şöyle yanıtlıyor: "Bunu benim değişmem olarak yorumlamak bana çok uygun gelmiyor. Şiirin, yüzlerce, binlerce yıldır, denemekle tükenmez arayışları vardır. Ben de bu şiir serüveninde birkaç yol denemeyi düşünmüşümdür. Bunlar daha çok zihinsel biraraştırmantn sonuçlandır." Anday'a yönelttığim ikincisorulirisizm konusunda. Anday, lirisizm, duygusal şiir konusunda, bir karşıt tavrı sürdüregeldi. Oysa, sözgelimi bir "Anı" şiiri, çok sevilen bu şiir, bence lirik bir şiir. Yanıtında, lirisizm kavramını Aristoteles'in Poetika'sından yola çıkarak irdeleyen Melih Cevdet Anday sözlerini şöyle sürdüriiyor: "Şiir lirik de olsa, bence bir yapı arayışıdır. Şair kendinden söz ettiği, yani lirik olduğu zaman da kendini nesne gibi ele alır. Yahya Kenıal, şiiri, düşüncelen duygulaştırmak olarak tanımlar. Bence doğrusu, dili şiirleştirmektedir. Çünkü dil kendi başına şiir değildir. Bir anlaşma aracıdır. Dar bir alanda iş görür. Şiir onu dil olmaktan da çıkarmak demektir. Bir üst dil yapmaktır. Mantıkta doğrular ve yanhşlar vardır. Yeni mantık Aşka inanıyor musunuz? İnanmaz mıyım, bir tek ona inamyorum... "W yygulamalı I bilim, I sezgilerimizin I doğru olup ^ ^ olmadığını, bize deneyler yoluyla gösterir. Şiirin bu bölümü yoktur. Çünkü doğruyu aramaz. ta, ne doğru ne yanlış diye nitelenen üçüncü bir kategori söz konusu. Şiir, ne doğru, ne yanlıştır... Bu üçüncü kategoriye girer. Yani, bir üst mantıkdır... "Güneş bir kılıçtır" sözünü alalım. Doğru mudur? Hayır. Ne doğru, ne yanlıştır..." Böylece imge kavramının alanına girmiş oluuyoruz... Ve Anday'la tartıştnak, belki de daha doğrusu, üzerinde birlikte, söyleşerek düşünmek istediğim konu da bu.... "Teknenin ölümü"nün, o uzun ve önemli şiirinin hemen hemen her dizesi benzetmeler ve metaforlarla örülü. Acaba tek tek bütün bu benzetmeler ve metaforlanimgediyeadlandırabilirmiy iz? Yoksa imge, bu benzetme ve metaforlann da ötesinde, daha başka bir yerde mi? Nitekim, uzun şiirin son iki kitasında metafor ya da benzetme olmadığı halde şiir gücünden bir şey y itirmiyor, hatta belkı daha da bir yoğunluk kazanıyor ve asıl şiirsel yükü taşıyor... Anday, "öyle sanıyorum..." diyerek katılıyor bu düşünceme... Öyleyse bir adım daha atabilir ve beni ilgılendiren asıl soruya gelebilirim: Imgeyle metafor aasındaki ilişki (izce nedir? Bir şiirin imge olabilmesi için metafor ya da benzetme gerekli midir? Ya da metafor eşittir imge diyebilir miyiz? Çünkü özellikle günümüz şiirinde, denebilir ki son oııon beş yıldır, imge eşittir metafor gibi bir anlayış var. Bu konuda si/.in düşünceleriniz benim için çok önem taşıyor. Şu anda önünde oturmakta olduğumuz masanın üstünde bulunan şey leri gözlerimi kapayarak tasavvur edebilinm. Bu imgedir. Oradabulunmayan şeylerin tasavvuredilmesi ise şiirsel imgedir. Bu imgclerarasında ilişki kurmak isc şairin beccrisinc bağhdır. "Teknenin Ölümü"yle ilgili dikkatiniz bana çok önemli göründü. Metaforlarla süren şiirbirdenbire bir anlatıya dönüşüyor. Onu çok isteyerek yaptım. Bu şiirin sade bir anlatımla bağlanması bana gerçeklik duygusunu verebileceğim bir yöntem gıbı göründü... Metaforlardan düz bir anlatıma geçiyorsunuz... Fakat şiir yine gücünü yitirmiyor... Hatta belki söz konusu ş iirinizin imgesel yoğunluğu daha çok o bölümlerde yoğunla?ıyor... Ben de öyle düşünüyorum... öyleyse, imge eşittir metafor değildir... Hayır, değildir... Melih Cevdet Anday'a, imge konusuna belki yeniden dönmek üzere yönelttığim bir başka soru, şiir ve felsefe ilişkisı ü/erine. Özellikle "Kollan Bağlı Odysseus"tan son kitaplannauzanan süreçlerde, Anday'ındüşünürşair kımliği belirgin olarak görülüyor. Anday, "varoluş üzerine dü