09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

19MART1995. SAYI469 sahnelensindiyekurulankadınlarkomitesininüyeleri. DERGIDEN Merhaba, PınarKür veAtaol Behramoğlu bu hafta vazılarıyla dergimize konuk oldular. Melih Cevdet Anday Hl.yaşının ilk gününü bize ayırdı. Ataol Behramoğlu şiirimizin ustası ile rakılı bir şiir sohbeti yaptı sizler için. Pınar Kür de "Şike " filmi üzerine anılarında yaptığı yolculuğu günümüz gerçeklerine katarak keyifle okuyaçağınız bir deneme yazdı. Kapağımızda ise artık aramızda olmayan önemli bir kadın var, Suat Derviş. Kullandığımız resim, ressam Faruk Morel 'in imzasını taşıyor Orijinali Rasih Nuri Ileri 'de bulunan bu resmin altında, ressamından kurşunkalemle bir ithafvar: "Suat DervişHammefendi'ye... "Berat Günçıkan 'ın yazısı bu üç kelimelik hitabın kısa romanı gibi oldu. 1905 doğumlu Suat Derviş 'in yaşamı Hamiyet ve Suat Derviş 'in birlikteliği aile albümünden çıkıp bütün bir ömreyayüacaktu.. Türkiye 'nin en çok düşünen insanlarıyla birlikte geçmiş. Hayatım kalemiyle unuttu, yazdığı mensur (düzyazı) şiiri. Nâzım Hikmet, hemen hemen hergün görüştükleri kazanan Suat Derviş 'in en büyük hayallerinden biri Fosforlu Cevriye 'nin komşulan ve arkadaşıydı. Hamiyet'in okutiyatrosunun yapılması idi. Birkaç kez duğu Fransızca şiirleri dinlemeyi seviyordu. Ortaçağdan kalma, pek alışık olunmayan şi film ve TVdizisi olan Fosforlu 'yu umarız irlerdi bunlar. Yırtıkpırtık, paçavralar içinde buyazının ardından tiyatrocularımtz ki insanları anlatıyordu. "Hadi" diyordu Ha yeniden hatırlar. miyet'e, "şu Legouve'yi oku". Türkiye, en acı haftalanndan birini Nâzım Hikmet ogünde Dervişler'euğrageride bıraktı. Size hafta sonunda değişik dı. Şiiri gördü. Suat'dan gizli bastırmak için HesnaHanım'danizinistedi.Odaverdi. Yu bir soluk aldırmaya çalıştık. Gelecek suf ZiyaOrtaç, o sıralar Alemdargazetesinin hafta yeni bir dergide buluşmak üzere tpek Çahşlar sanat sayfasını yönetiyordu. Nâzım Hikmet'in kendisine getirdiği şiiri beğenip yayımladı. Eline tutuşturulan gazetede kendi CUMHURİYETDERGlİMTİYAZŞAHlBhBERİNNADİ yazdığı, "Hezeyan" başlıkh şiiri görünce • BASAN VE YAY AN YENİ GÜN HABER AJANSI utandı Suat. Sevinciniçocukçakaprislerin, BASINVEYAYINCILIKA.Ş.BGENELYAYIN YÖNETMENİ: ORHAN ERİNÇ • GENEL YAYIN ağlamaların arkasınagizledi. Üstelik,darıldı KOORDİNATÖRU: HİKMETÇETİNKAYA HYAZI da Nâzım Hikmet'e, kendisine böyle bir İŞLERİMUDURLERİ DİNÇTAYANÇ (SORUMLU), sürpriz yaptığı için. Bu ilk yazısı yayımlandı İBRAHİMYILDIZB YAYIN YÖNETMENİ İPEK ğında onüçondört yaşlarındaydı. Yıllar son ÇAUŞLARBGÖRSELYÖNETMEN AYNUR ra ise, yaşamının son üç yılını birlikte geçirdi ÇOLÂK • REKLAM: REHAIŞITMAN ği Hale ve Mustafa Lütfu Kıyıcı çiftine, Nâlek hayatım ve çektiklerim" diye başlık atzım Hikmet'in kendisi için şiirler yazdığını KAPAKRESMİ: FARUK MOREL (1941) mıştı. Girişe de, "Anılanmı, daha doğrusu söyleyecekti. Üstelik, "Nâzım Hikmet'in" dibirçoğu müşterek olan anılanmızı, onlan yecekti, "istey ip de elde edemediği tek kadın yazmamı çok istemiş olan, ama, artık hiçbir bendim". zaman okuyamayacak dostum, kardeşim, arIsmail Derviş Bey, özeleğitim aldırdı kızkadaşım, Hamiyet ablacığımaarmağanedilan Hamiyet ve Saadet'e. tkisinin de sesi güyorum" diye yazmıştı. Sonraki yaşamı ise sadece dostlannın ya da yaşamının belli sürele zeldi ve müzığe eğilimliydiler. Bu yüzden eğitimleri müzik üzerine sürdürülmeliydi. rine tanıklık edenlerin; Mihri Belli, Rasih LÜTFEN BROŞÜR Nuri Ileri, Zihni Anadol, KutberTurgut Aka Almanya'yagittilerhepbirlikte. Hamiyet ve Saadet, Berlin Konservatuarf nın şan bölülSTEYtNİZ. lın, HaleMustafa Lütfü Kıyıcı'nın anılarınmüne girdiler. tkisinin de sonraki yaşamlanda yer bulabilecekti. Onlar da birlikte yaşaYÜRÜYÜŞLER dıklan, gördükleri ve onun anlattıklanyla or nı müzik belirlemeyecekti ama şan dersleri sayesinde kurtulacaklardı bir saldırıdan. Bin taya çıkaracaklardı Suat Derviş portresini... 8NİSANCUMARTESİ dokuz yüz kırklı yılların ortalan olmalıydı. KARPUZ DERESİ Nâzım Hlkmet'ln keşfl... Kocası Reşat Fuat Baraner tutuklanmıştı ve 15NİSANCUMARTESİ: siyasi iktidann baskısı vardı Suat Derviş'in Belki de annesinden geçmişti, çocukluANASTASYUS SURLARI üzerinde. Yine siyasi iktidann telkinleriyle ğundabaşladı Suat Derviş'teyazmatutkusu. Ama, gizliyor, kimselere göstermiyordu yaz halktan da ona tepki gösterenler çıkıyordu. FEST SEYAHAT ACENTESI (0 21?) 258 25 73 . 2S8 25 89 Yolda yürürken ya yüzüne tükürüyor ya da dıklannı. Birgün nasılsa masanın üzerinde 'Paşa Saadet'in öykiisü... Bir sabah, annesinin odasına çağınp, bir bebek gösterdiler Saadct'c. "Kardeşin" dediler, "Ismi Ferıdun. Artık, sen de abla oldun." Ablaolmak? Birdenbüyüyüvermiştı işte. Sevınçle bahçeye koştu. O, kendisini gördüğünde, her zaman ayağa kalkan, "Paşam" diye tekmil ve selam veren KadirÇavuş, ayak ayak üstüne atmış, bir iskemlede oturuyordu. Onu görmesıne rağmen, yerinden kımıldamamış, selam davermcmişti. Kızdı Saadet. "Asker" dedi, "kalk, paşana selam ver". Omuzlarını silkti KadirÇavuş. "Sahicipaşabugün doğdu" diye söy lendi, "Burada, artık kızpaşalar kalmadı". Saadet' in kızgınhğı bir öfke krizinedönüştü. Yerdenbirtaşalıpfırlattı Kadir Çavuş' a. Tekmeledi, ağladı, küstü. Çavuşun bütün gönül alma çabaları boşa gitti. Barışmadı. Yıl,bindokuzyüzdokuzdu. Uyandığında, kim olduğunu bilmediği bir kadının kolunun altındaydı Saadet. Gözleri, sürekli yer değiştiren onlarca muma alışmaya başlamıştı kı, dayısı Veysi Bey'in sesini duydu, "Hepiniz bu odaya giriniz. Yerlere yüzüstüyatınız.başlannızıkaldırmayınız.Çocuklar kıpırdamasın". Saadet de yere yatınlmıştı, birisi, kıpırdamasın diye başını yere bastırıyordu. Bir ses duydu, "Saadet, korkma, ben buradayım". Bir el,elınituttu, ablası Hamiyet'ti bu. önce bir cam kınldı, arkasından diğerleri. Taşlar, odanın tahtadöşemesine düştükçeyineliyorduHamiyet, "Korkma, buradayım". Sonra silah sesleri duyuldu. Kadınlann duaları doldurdu oday ı. Ne kadar sürmiiştü bu silah sesleri? Anımsamayacaktı Saadet. Çok sonraları öğrenecekti, o gcce, Türk tarihine "31 Mart Vakası" diye geçecek olan gerici ayaklanması yaşanmıştı. Bütün bunlara karşın mutlu bir çocuktu. Hesna Hanım'lalsmail Derviş Bey'inilişkilerinin sıcaklığıydı bu mutluluğu veren. Ismail Bcy, "Annenizin üstündc ve ondan kıymetli, bu dünyada hiçbir şey yoktur" derdi. Öyleydi de. Hesna Hanımbiryandaydı.dünyabiryanda. Kavgaettiklerini hiçduymamışlardı. lyi ata binen, iyi kürek çeken ve yüzen bir kadındı Hesna Hanım. Hamiyet ve Saadet'i de yanına alıp, kardeşi Şekip Bey'in yalısından, balık tutmak için denize açılırdı. Ağladığı görülmüş şey değildi. Belki de Kafkas soyunun etkisiydi, sıkıntı ve felaket karşısında zaaf göstermezdi. Kızlanna da bunu öğretecekti. Biraz alaturka, biraz da alafranga piyano çalardı Hesna Hanım. Evlenmeden önce hikâyeler de yazardı. Bir yazısını okuyan Cenab Şahabettin beğenmiş ve Serveti Fünun'da bastırabileceğini söylemişti. Evlenmek üzereydi Hesna Hanım, bu yüzden bu teklifin üzerinde bile durmayacaktı. Bütün bu yaşadıklarını, yıllar sonra, bin • dokuz yüz altmış dokuz yılında kaleme alacaktı Saadet. Ama, bütün yazılarında olduğu gibi, Suat Derviş imzasıylayayımlayacaktı. Daha sonraki yıllann anılannı yazmaya ise ya zaman bulamamıştı y a da y azmaktan vazgeçmişti. Anılan.bin dokuz yüz seksen altı yılında Rasih Nuri I leri 'nin önsözüy le "Gerçekler Postası"nda yayımlandı. "Çocukluğum, mes B irakşamüstü, ablası Hamiyet'le birlikte Talimhane'de yürüyüşe çıktılar. Birkaç erkek peşlerine takıldı. "Işte komünistler bunlar" diyorlardı. Bir süre sonra üzerlerine saldırdılar. lki kardeş, tecavüzden, terbiye edilmiş sesleriyle kurtuldular. tarih toplum KÜLTÜR GEZİLERt
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle