Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 PORTRE diyordu, kandağlanm ir toplantıda Suat Derviş'im,"olarak yâ"kimsenin kansı Gurbet elde hasret çeker, d edilemem". Dostlan araağlartm... Reşat Fuat sında bile kocasını eleştirBin dokuz yüz altmış üç mekten çekinmiyordu. En yılında çıktı cezaevinden Baraner'in parasız günlerinde, evde saReşat Fuat Baraner. Birkaç eşi diye dece bulgur pilavı pişse de ay sonra da Suat Derviş, lstanbul'a döndü. Baraner, tanıtıldığında sofra düzenine uyuyordu. Beyaz bir örtü yayıyordu onun gcleceği haberini alınmasaya, ya bir çiçek ya da ca çocuk gibi sevinmişti. hemen sözü mumla süslüyordu. Mihri Partilibirmarangoza birkaç parçaeşyaısmarlamış.oru kesiyor, "Ben yazar Belli'yle Sultanahmet'te buluştuklan soğuk bir kış rulabilecek bir ev kurmuş, gününde ayakkabısının altı bir de çeviri bürosu açmıştı Suat Derviş'im" delikti. Ama, birkaç gün Suat Derviş döndükten birkaç haftasonraydı. Rasih diyordu: "Kimsenin sonra TokatlıyanOteli'nde çay içecekti. Hale KıyıNuri llcri, karısı Bedia llecı'yla yürüyüşe çıktıklan ri'ye "Gelhadi, Reşat Abi kansı olarak yâd bir gün, ceplerindeki son ler' e gidelim" dedi. Tam evbeş lirayla Divan Pastaneden çıkmak üzereydiler ki, edilemem." birarkadaşları.Sevinçöz Dostlan arasında da si'ndeçay içmişlerdi. güner geldi ziyaretlerine. Reşat Fuat Baraner, bin Baranerler'e gideceklerini kocasını dokuz yüz altmış sekiz yıöğrenince Rasih Nuri llelında ikinci kez geçirdiği ri'ye "Sen gidebilirsin ama" eleştirmekten enfarktüsü yenemedi, öldü. dedi özgüner, "Bedia'yı Suat Derviş için biryıkımdı götüremezsin. Suat kadın çekinmiyordu. bu. Hâlâ ona âşıktı ve tek bir lan sevmez, evine de sokşeye, onunla daha önce tamaz". Şaşırdılar ama yine de gittinışmadığına hayıflanmıştı hep. ler. Bedia 1leri biraz tedirgindi. Ama, kısa sürede toparladı kenlyi karşılandılar, sanhp öpüştüdini. Türkiye, yine sıcak gün leler. Sonraları, Ileri, Suat Derrin içindeydi, birşeyleryapılviş'e sorduğunda, öğrenildi malıydı. Iki yıl sonra, bin doişin aslı. Baraner cezaevinkuz yüz yetmişte, Neriman den çıktığında genç kuşak, Hikmet, Mediha özçelik, Gençlik Birliği'nin üyeleri Necla özgür, Asiye Aliçin, etrafını sarmıştı. Sık süc eviFikret Elbe ve diğer arkane uğruyor, ortalığa, kendiledaşlanyla Türkiye Devrimci rince bir çekidüzen veriyorKadınlar Birliği'ni kurdu. lardı. Suat Derviş dönüp yeni Şişli'deki evi karargâh gibiydi. birev açtıklanndaaynı şeyi yapMihri Bellı, Deniz Gezmiş'le, maya, evi idare etmeye kalkışmışCihan Alptekin'le bu evin arka lardı. O ise "Evimin efendisi benim" odasında buluşuyordu. Mustafa Lütdemişti, "Burada ukalalık yapamazsınız. fü Kıyıcı ve Mustafa Ilker Gürkan daonun Reşat Abinizi de bu kadar çok seviyorsanız, evinde yakalanmıştı. gider iş yerinde görürsünüz". Gençler de kenKıyıcı ve Gürkan'labirlikte kendisi de gödidensizlikterinigörmezdengelip.kadınlatürülmüştü Birinci Şube Müdürlüğü'ne. Porın genel tutumu diye değcrlendirmişlerdi. lislergeldiğinde Hale Kıyıcı da evdeydi. llk Misaf irperverdi Suat Derviş ama, kendi ku çocuğunu doğurmasına birkaç hafta vardı. rallan vardı. Kimsenin asla çiğneyemeyece Suat Derviş, kcndi çocuğunu sorguda düşürği kurallardı bunlar... düğünüanımsayıppaniğekapıldı.Camıaçıp Döndüğünde ablası Hamiyet de yanınday bağırmaya başladı, "Imdat, hamile bir kadını öldürüyorlar". Bir süre sonra sakinleşti. Hadı Suat Derviş'in.Süreklikardeşiylebirlikte olması, yaşamını neredeyse ona adaması ko zırlandı, ayna önünde birkez daha çekidüzen verdi kendine, rujunu sürdü. Şubede kendisicasıyla ilişkilerini bozmuştu. Istanbul 'da da birlikte oturuyorlardı. Nazlı birkadındı, dişi ni sorguya çekcn Şube Müdürü Ilgaz Aykutlu tarafından ilk kez nezarete atıldı. Kültür Saralik yönü ağır basıyordu. önüne ne konulsa yemediği gibi, sürekli mevsimdışı şeyleristi yı'nı yakmakla suçlanıyordu. Kısa sürede sayordu Suat Derviş'ten. Birkaç yıl sonra, ade hverildi. Artık hastaydı. Son günlerinde daha çok ta açlıktan, kardeşinin kollannda öldü. içerolmuştu.Birilerigeldiğindeiçkişişesini Hem arlstokrat, hem komünlst etajerin üzerindek i çerçevenın arkasına sakÇevresindekilerin pek görmeye alışkın ollıyordu. Sontaşındığıevdc,Tünerdeki Surimadığı birkadındı Suat Derviş. Kültürlüydü, ye Hanı' nda y irmi üç temmuz bin dokuzyüz görgülüydü. Sosyalizme inanıyordu ama, ay yetmiş ikide öldü. Cenazesini Feriköy Menızamandabiraristokrat.birOsmanlıhanızarlıgı'na komşulan taşıdı. Arkadaşlarının mefendisiydi.Gençnesilkomünistlerdebu çoğu yoktu yanında. Kimi ya cezaevindeydi yüzden tahammül edemiyorlardı ona. Bir ya da kaçakta. Sonralan komşulan anlattılar, toplantıda Reşat Fuat Baraner'in eşi diye ta ölürken de mağrur ve sakindi. Yaptığı ve nıtıldığında hemen sözü kesiyor, "Ben, yazar yaşadığı hiçbir şeyden pişman değildi... ^ CUMHURlYF.T DERGl Şanlıurfa'da çocuklarm ağzına biber sürülmez! MEHMET FARAÇ G AP'tan sonra "isot"la Türkiye'nin gündemine oturan Şanlıurfa aslında bol acı lı bir kent olduğunu "yanık sesli" türkücüleriyle kanıtlamıştır. Çiğköftenin protokolün en ön sıralannı işgal ettiği bu kentte ey lülekim aylan "acı için"tatlı telaşmbaşladığı aylardır. Buaylarda kış gccelerinin, sıra gecelerinin, yatılann, ev gezmelerinin bir numaralı konusu olan çiğköfte ve onun ona katkı maddesi olan acı biber yani "isof'un yeniden çıkanlmasının telaşı vardır. Türkiye'ye Avrupa'dangeldiği sanılanbu acı bitki Güneydoğu'nun yanık türkücüleriyle ünlü Ş. Urfa'da "isot" olarak anılır. ö z Türkçe ısıotundan türeyen bu kelime Urfa'da yaşamın tüm alanlarına damgasını vurmuştur. Urfalı yüzyıllardırbu sihirli bitkiyi yaşamanın mucize ilacı olarak kullanmış, sosyal yaşamın ve yemek kültürünün baş köşesinde oturtmuştur. Son günlerde Almanya'da ihraç edilen fabrikasyon isotlarda görülen Alfatoksin maddesiyle "kanser yapıyor" suçlamalanna hedef olan isot aslında "Urfa'nın ta kendisi" olan isot değildir. Tanm Bakanlığf nın açıkta satışını yasakladığı bubitkiye yönelik suçlamalarda Urfa'nın kapsam dışı tutulmasını isteyen Urfalılar "isotun onurunu" korumak için medyanın tüm alanlannda ilginç çıkışlar yaptılar. Urfalılar sofralannın, sosyal yaşamlannın, dahası kültürlerinin "kralı" olarak adlandırdıklan isotun dokunulmazhğı olduğunu vurguluyorlar. Biber korkuaracıdeğil : Küçükken "ağzına biber sürerim" tehdidini yaşamayan tek çocuk Urfa'da yaşayan çocuktur. Çünkü Urfalı çocuk üç yaşından itibaren ağzına götürdüğü çiğköftenin içinde hisseder isotu. Urfalı çocuk bir yedi mi bir daha vazgeçmez isottan. O çocukluğunun tatlı telaşından,gençliğininbıçkınlığında,eviliüğinin en güzel günlerinden yaşamının son nefesine kadar isotla yaşar, isotlabüyür. Tümyemeklerinde az ya da çok isot vardır. İsot, Urfalı içinöylesineönemlidirki onun yetiştiği tarla özenle seçilir. Her aşamasmda özel bir ilgi isteyen isot her tarlada yetişir ama ya rengi bozuk olur ya tadı zehir zemberek. Urfa isotu yetiştirecekseniz tarla tuzlu ve mineralli olmamalıdır. Suyu kıvamında verilmeli, gösterilen ilgi özel olmahdır. Rengi tam kızarmadan asla dalından toplanmaz. Urfa'da isotun hasat dönemi eylülekim ay