Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ARALIK 1994 SAYI455 ve dünyaya... Ama bunun ncdcnleri vartabii. Çevirenler, basanlar, yayımlayanlar Müslümanlar tarafından öldürüldükçe bu korku sürecektir. Şimdiyc dck on kadar çevirmen bu kitabı bana çevirmeye söz verdiler, Sonradan vazgeçtiler. Gürgün: Aziz Nesin'in kitaplarınızı Tiirkiye'de yayımlamak istemesini nasıl karşılıyorsunuz? Nesrin: Çok mutluyum. Gürgün: Isveç'te yeni bir kitap çalışmanız var mı, varsa ne hakkında? Nesrin: Bangladeş'tc köktendincilerden saklandığım altmış günü yazıyorum. Köktendincilcr o kadar öfkelcndilcr ki, beni öldürmek istediler. Ölümc mahkum edilmcmi istediler. Hakkımda dava açıldı. Başıma ödül kondu. Hükümet beni korumak için bır şey yapmadı. Saklanmaktan başka çarem kalmadı. Hapse girseydim can güvenliğim olmayacaktı. Fanatik polisler ya da gardiyanlar beni öldürebilirlerdi. Korkunç günler yaşadım. O nedcnle bu olaylan anlatmak, bu İcorkulu altmış günüyazmak istiyorum.. Gürgün: Bangladcş'te bugün durum nasıl? Nesrin: Bangladeş'te köktendinciler bugün büyük bir hızlaçoğalıyorlar. Bazı Müslüman ülkelerden para alıyorlar. Güçleniyorlar. Bence Bangladeşli ilericiler birleşip köktendincilerle mücadele etmek, karalıklara, toplumdaki haksızlıklara karşı savaşmak zorundalar. Gürgün: Oradaki akrabalarınız tehdit cdiliyor mu, baskı görüyor mu? Nesrin: Evet, kızkardeşim benim yüzümden işten atıldı. Toplumdan dışlandı. Yapayalnız kaldı. Çok büyük sorunlarla karşı karşıya yaşıyor. Gürgün: Aziz Nesin köktendincilere karşı uluslararası bir banş ve hoşgörü konferansı toplamak istiyor. Bu konferansa katılmak ister misiniz? Köktendinciliğe karşı başka neleryapılabilir? Nesrin: Evet isterim. Birlik olmak zorundayız. Katılabilirsem mutluluk duyacağım. Köktendincilerle mücadele edebilmemiz için bu tür konferanslara ihtiyacımız var. Mutlaka güçlenmcliyiz. Gürgün: "Bizim de bir Kemal Atatürk'e ihtiyacımız var" demiştinız. Onun hakkında neler düşünüyorsunuz? Nesrin: Kemal Atatürk bizim ülkemizdeki ilericiler arasında çok seviliyor. Mustafa Kemal'in adını taşıyan büyük bir caddemiz var. Okulda Mustafa Kemal'in yaptıklan okutuluyor. Toplumdaki karanhk sistemleri yıktı. Köktendinciler bizim toplumumuzda da büyük zararlar veriyorlar. Onun için bizim de bir Kemal Atatürk'c ihtiyacımız var. Güçlü, ilerici ve bilinçli insanlara ihtiyacımız büyük. Gürgün: Sizin bu konudaki görüşünüz nedir Sayın Nesin? Nesin: Bu mümkün değil. Olmayacak şey. Böyle bir şey de dilemiyorum. Baskıyla Islam'ın yasaklanmasından yana değilim. Durum uzun vadcli bir eğitim yoluyla düzelcbilir. Bir gün, iki günlük değil, bir yıl, on yıllık iş değil, uzun vadeli bir eğitim yoluyla daha ılımlı, hoşgörülü bir dünyaya kavuşabiliriz. Ben de bunun için çalışıyorum ve böyle bir uluslararası konfcrans düzenlemek için ön hazırlığa giriştim. Ne olacak bilmiyorum. Dilerim ki, başarılı olur. Isveç'teki temaslanm gösterdi ki, umutlu olmam gerekiyor. Aydınlar, bilimciler, sanatçılar, yazarlar vc düşünürler tarafından düzcnlcncn böyle bir konferans dünya kamuoyunu biraz olsun kendine getirebilir. Gürgün: Stockholm'dc Hıroşima Fonu'nun otuz bın dolarlık ödülünün sizc verildiği bildirildi. Bu parayla ne yapmayı düşünüyorsunuz? Nesin: Bu otuz bin dolar vcrilsc dc vcrılmese dc bcn bütün paramı zaten Nesin Vakfı'na harcıyorum. Bu parayı da çok doğal olarak vakfa harcayacağım. Bu ödül için, hcm dc paralı olduğu için çok teşckkür cderim. Ama bu üç yüz milyon dolar da olsaydı yine vakfa harcayacaktım. Benim bütün varlığım vakfa bağlanmıştır. Gürgün: Sayın Nesrin, Isveç'teki yaşamınız nasıl? Burada kalmak istcr miydiniz? Nesrin: Evet, burada kcndımi güven içındc hissediyorum. Bir süre daha burada kalmak ve durum biraz düzelince gcri dörmck istiyorum. Gürgün: Düzelmezse ne yapacaksınız? Nesrin: Durum biraz düzelirse geri döneceğim. İlerici güçler ülkede durumun daha güvenli olmasını sağlayabılirse sorun yok. Ama durum düz.elmese dc büyük bir riski göze alarak yine ülkem Bangladeş'e geri dönmek zodundayım. Çünkü dilimi, kültürümü, ülkemi özlüyorum. Toplumuma karşı yazar ve insan olarak sorumluluk duyuyorum. O ülkede doğdum ve büyüdüm. Orada mücadele ederek ülkemin ezilen halkına yardımcı olmak zorundayım. Köktendincilik tüm dünyada güç kazanıyor. Dünyanın tüm bilinçli insanlan bununla mücadele eımek zorunda. Türkiye'de de bilinçli, ilerici insanlann gericiliğe karşı mücadele edeceğinden eminim. Gürgün: Müslüman kadınlara özel bir mesajınız varmı? Nesrin: Bütün insanlar dinin baskısı altında yaşıyor. Dini yasalan, şeriatı reddetmeleri gerek. Her şeyden önce insan olmak önemli. Şeriat altında yaşayan kadınlar insandan çok köle dunımundalar. Köleliği reddetmeleri gerekir. Insanlık onuruna sahip çıkmaları gerekir. Bunun için de şeriatı ve dinsel düşünceyi terketmeleri gerekir. Gürgün: Sayın Nesin, en yakın planlannız neler? Nesin: Seyahatler var. Gittiğim yerlerde UNESCO ve başka demokratik örgütleri, bu tasarladığım anti fundamentalizm, laiklik, banş ve hoşgörü konferansına çağırmak istiyorum. ^ YAŞAM 7 AZİZ NESİN i Bana anlattığına göre, şimdiyazmakta olduğu kitabında, işkence, manevi işkence, bir bakıma psikolojik baskı, Islami baskı altında tutulmuşluğu anlatmak istiyor. O çok ilgimi çekti. Bunu Türkçe yayımlamak istiyorum. y