22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C EP ECEV R E 0 K T A Y E K I N C I 11 YUZYIUN KAZISI: ISTANBUL METROSU II Dünyadaki tarihsel kentleri ulaşım adına yıkılmaktan kurtaran metro, İstanbul'un 2600 yılhk tarihsel zenginliğine aynı güvenceyi sağlayacak mı? ünyada kültürel kimliklerini korumakla nam salan kentlerin ortak özclliklcri, aynı anda ulaşımın raylı sistemlerle ve özellikle de metroyla yapılmakta olmasi. Paris'te, Roma'da, Moskova'da, Budapeşte'de ve pek çoğunda, ilk seferlerıni 19. yü/yılda yapan metrolar, her gün mılyonlarca kişıyi "kentin dokusunu parçalamadan" dıledıklen semtlere, en kısa sürelerde ve "ka/.ası/., belasız" ulaştınyorlar. Yine bu kenlerin pek çoğunda, aynı metro sistemleri sürekli yenileniyor, gelişme semtlerini de merkez bölgelere bağlıyor, böylece halkın kentle olan "kültürel bütünleşınesindende etkili bir işlev yükleniyor. öyle görünüyor ki, bir kentin uygarlığını yitirmeden gelişebilmesi için olmazsa olma/ olan bu ulaşım seçeneği, 21. yüzyılda da aynı tarihsel kentleri hem "koruyacak", hem de kentlilerin "insanca" dolaşımını sağlayacak... D en çok ikı dakıkada gidebilecek olan trenler, ortalama saatte 40 km. hız yapacaklar. Böylece günde 20 saat çalışarak, I milyonu aşkın insanı "uygarca" taşımış olacaklar; trafiği altüst etmeden, stres yaratmadan ve en önemlisı "kenti parçalamadan"... Jstanbul Metrosu projesinin, özellikle tarihsel çevre koruması bakımından büyük önem taşıyan bölümü ise Topkapı'dan başlıyor, ŞchreminiCerrahpaşaYenikapıŞehzadebaşıUnkapanı gü/crgâhını izleycrck, Haliç'i, Azapkapı'yı bir köprüyle geçtikten sonra, Şişhane'den Taksim'c bağlanıyor. Matronun Takalm lataayomı Içln açılmaya başlanan çukur. Tarlhaal Yarımada'da, en az bu büyüklUkU tam 8 yarda, Istasyonlar Içln çukurlar açılacak.» Gerçekten, kentlerin tarihsel dokularının korunmasıyla, o kentin toplu taşım sorununun yeraltı raylı sistemleriyle çözümlenmesinde, birbırini tamamlayan, uygar bir ilişkı var. Yine, Avrupa'daki pek çok "metrolu" kente baktığınuzda, bu kentlerin Ortaçağ'dan bile kalan özgün kimliklerinin geniş yollar, altüst geçitler, viyadükler vb. gibi "karayolu projeleriylc" yok edilmediğini, çünku ulaşımda temel tercihin »"otomobili değil, insanı ulaştırmak" olduğunu ve yine insana ve onun uygarlığına olan saygının gereği olarak, "kenti yıkmayan" seçeneklcrin temel aImdığını gözlemck mümkün. Bunun tersi bir anlayışın yıllardır egemenliğini sürdürdüğü Istanbul'da ise, özellikle 19^0'li yıllardan bu yana yitirilen tarihsel değerlerin ve mirasın, 40 yılı aşkın süredir kenti kıskacma alan "otomobilli ulaşım aşkı" yü/ünden yok edildıklerini, artık hemen herkes biliyor ve kabul ediyor. Otomoblli değll Insanı ulastırmak "TİN İStanblll" ÖZİBIÜİ... Ne var kı, geç de olsa bu "bilinçlenmeye" ve onca yitirilen zenginliklere "hayıflamnaya" karşın, 2600 yıllık dünya kentınıı/i, bir an önce "karayolu ulaşımı tuzağından" kurtarabilmck yönündc, hâlâ kararlı olduğumuz söylenemez. Bayındırlık Bakanlığı, tüm karşı çıkışlar ve bilımsel eleştirilere rağmen, Boğaziçi'ne üçüncü bir asmaköprüyü, yeni bağlantı yollanyla birlikte "mega projcler" arasında saynıayı ve bunu savunmayı sürdürebiliyor. Bu yıkım planı yerine, geçtiğimiz yıllarda DPT tarafından "çağdaş seçenck" olarak üretilen "raylı tüp geçiş" projesi ise, yüzlerce sayfalık çizimleri ve raporlanyla, köprüde inat edilmesini kaygıyla izliyor, kahroluyor. Çünkü, eğer ııluslararası karayolu ve köprü lobilerı bir kez daha galip gelir, (stanbul yenıden bir köprü ve otoyollar sisteminin tuzağına düşürülürse, artık tüp geçiş projesi de bu kenti kurtaramayacak ve binlerce yıllık kimlik, 21. yüzyıla tümüyle "yenilenmiş" olarak girecek. Kuşkusuz, bu yeni kimlığin ise İstanbul'la hıçbir ilgisi kalmayacak, belki de adına Taksim'deki Marmara Oteli gibi "The lstanbul" denilmeye başlanacak... Bütun bu kaygılarla dolu gelişmeler içerisinde, Jstanbul Büyükşchir Beledıyesi'nce "100 Yılın özlemi" sloganıyla yapımına başlanan "tstanbul Metrosu Projesi" ise, elbetteki yüreklerc su serpen bir "umut projesi" niteliğinde. Topkapı'yı, Yenikapı ve Unkapanı üzerinden Taksim ve Levent'c bağlayacak olan projenin 1992 yılı temmuzunda ihale edilen Taksim4. I^event bölümünde, inşaat çalışmalan duraksamadan sürüyor. 7 km.lık bu gü/ergâhta Taksim, Osmanbey, Şişli, Mecidiyeköy, Levent ve 4. Levent'te metro istasyonlan bulunacak. Iki istasyon arasını Kentin en eski ve önemli arkeolojik kültürel zenginliklerinin bulunduğu Suriçi bölgesinın "yeraltından" geçıleceğı bu güzergâhta, metronun "evrensel görevini" yerine getırip getirmeyeceği, yani tarihsel dokuyu koruyup korumayacağı ise, duyarlı çevreler arasında tartışma konusu. Çünkü bu güzergâhta vc özellikle projede öngörülcn istasyon bölgelerinde, Roma ve Bizans, uygarlıklanna ait yeraltındaki değerlerin "akibeti" konusunda kaygılar giderek yükscliyor. Buna koşut olartfk, Unkapanı Atatürk Köprüsü'nün hemen yanından Azapkapfya öncrilen bir metro köprüsünün, hem Haliç'te yeni bir "metalik kirlilik" yaratacağı, hem de Mimar Sinan'ın Sokollu Camisini ve A/.apkapı Çeşmesi'ni "ezecçği" endişesı de giderek önem kazanıyor. öte yandan metro projesinin, Üskü Tarlh tehllkede mlT Sonumutmetroda Istanbul NUtroau, Tarlhl Yarımada'dan Bayofllu yakasına, Hallç Uzarlndan ttı«l damlryolu köprüsUyl* gaçacak, Azapkapı Sokollu Camlalnln "Uz«rlnd«n" Şlfhana'y* saplanacak... C U M H U R İ Y E T DEHOİ 1 A Ğ U S T O S 1993 SAYI 384
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle