Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
H A T C E R DOĞU'DA YASAM RENGÂRENK istanbuVdan Pakistan'a uzanan yolda her kent, her insan ayrı bir dünya. Doğu yoksul, Doğu sorunlu, ama yaşamın her anı rengârenk. nsan eline fotoğraf makinesini alıp dünyaya vizörden bakmaya başlayınca artık ona dur durak yok. Yalnız ülkcsini değil, başka ülkeleri, değişik kültürleri de tanımak, gördüklerini fotoğraf karelerinde dondurmak tutku haline geliyor. Bu tutkuyla geçen yıl Mısır'a kadar giden ekip, bu yıl da Hindistan'a ulaşmaya karar verdi. Dokuz fotoğrafçıdan oluşan ekip izinlerini aldı. Aşılar tamamlandı. Sonra vize problemleri halledildi. Iran vize uygulaması yapmıyordu ancak kadınlann "Islami kurallara uygun davranması" gerekiyordu. Hindistan'ın Ankara Başkonsolosluğu'nu turistik amaçla gittiğimize ikna etmemiz gerekiyordu. Sonunda ikna' oldular ve bir kâğıda isimlerimizi yazdınp vize mührünü bastılar. Kasım ayının 12'sinde Hindistan'a ulaşamamamız durumunda vizeler yanacak, grup birbirinden aynlmayacak, vs. Fotoğrafçı grubu 5 kasımda Taksim'den "lyi şanslar, bol fotoğraflar" dilekleriyle yola koyuldu... Ekibi, Doğu Anadolu'dan geçerken sorun çıkması olasıhğı endişelendiriyor. Akşam Ağrı'ya vardığımızda gece yola devam etme konusunda yaptığımız oylamada zaman kaybetmemek için devam karan veriyoruz. Ancak Ağn'dan çıkışta güvenlik güçleri yolumuzu kesiyor ve gece yolculuğunun yasak olduğunu bildiriyor. tki ateş arasında kalabileceğimizi ve bir uçaksavar mermisinin bizi havaya uçurabileceğini anlattıktan sonra istersek izin vereceğini söylüyor. İ Ağn'da konaklamaya karar veriyoruz. Sabah Gürbulak sınır kapısındayız. Ancak mesainin başlamasını bekliyoruz. Işlemler tamamlandıktan sonra salonun kilitlı kapısı açıhyor ve iran tarafına geçiyoruz. Başlar büyük başörtülerle örtülüyor, uzun elbiseler giyiliyor. Gümrükte korkumuz, fotoğraf makinelerine ve video kameralanna el konulması. Gümrük görevlisi lran'da fotoğraf çekip cekemeyeceğimiz sorusunu Türkçe olarak "Turist niye gelir? Tabii ki film de çekeceksiniz, fotoğraf da cekcceksiniz" diye yanıtlıyor. Ancak yanımızdaki gazeteleri inceliyor, çıplak kadın fotoğraflan yırtılıp alınıyor. lran'da ilk durağımız Azerilerin yoğun olarak yaşadığı "Maku" kenti. Dizi dizi toprak evler, kimi yıkık dökük. Maku yanm kalmış bir kent gibi. Hemen hemen herkes Türkçe biliyor. Maku'da TIR kamyonlan uzun mazot kuyruklan oluşturuyor. Boş depolarla tran'a giren kamyonlar, litresi l tümenden (50 TL.) ucuz mazot için kuyrukta. Tahran, carşaf karası kadar kara ve güzel gözlü kadınlar kenti. Her meydanda asılı Humeyni'nin ve devrim muhafızlannın yiğitliğini anlatan büyük panolarla Islam devriminin heyecanı canlı tutulmaya çalışılıyor. Otobüslere kadınlar arkadan erkekler önden biniyor. Kadın ve erkek kısmını aradaki bir koltuk ayınyor. Kadın arkadaşlarla muzırlık yapmak istiyoruz ve otobüse ön kapıdan binmeye kalkıyoruz. Şoför hafıf tebessümle arİcaya arkaya diye sesleniyor. Kara carşaflı ya da büyük siyah başörtülü, geniş pardesülü kadınlann bakışlanndan bizim eklektik kıyafetlerimizi komik bulduklan belli. Gece Tahran sokaklan kadınlar için tstanbul sokaklan kadar tehlikeli değil. Saat 22'de hâlâ tek başına dolaşan kadınlar var. Tahran'ın akşam trafığinde lstanbul'unkini düşününce ne kadar şanslı olduğumuzu anlıyoruz. O trafik cehenneminde araçlann birbirine hafifçe vurması ya da sürtünmesi, aşağı inmeye değmeyecek sıradan olaylar. Tahran'ın köykcnt görüntüsüne karşın akşam varabildiğimız Isfahan, ışıltısıyla herkesi büyülüyor. Isfahan ortasından akan nchrin üzerindeki köprüler akşamlan kentin gezinti merkezı gibi. Köprü altında Humeyni resimleriyle süslü kahvelerde nargilelcr keyifle fokurdatılıyor. Köprünün kemerleri arasında gezinenlere sokak şarkıcıları gazellerle eşlik ediyor. Isfahan'dan aynlmak zor ama yolumuz uzun. Yolculuk bütün gece sürüyor. Sınıra yaklaştıkça güvenlik kontrolleri artıyor. Her kilometrede bir kimlik kontrölü yapılıyor. Zahedan, caddelerinde Afganistan'dan kaçan işsizlerin dolaştığı "yoksulluk" kenti. Mirjavek sınır kapısından Pakistanlı yolcularla birlikte geçiyoruz. Kadın arİcadaşlann başlan hâlâ kapalı. Pakistanlı görevli gülümseyerek "Başlarınızı açabilirsiniz, problem bitti" diyor. tşlemlenmizi tamamlayıp minibüsümüze bindiğimizde herkes birbirine bakıyor. Göz alabildiğine çölde ne yöne 1993 SAYI 403 C U M H U R İ Y E T DERBİ 12 A R A L I K