04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BASKENT GUNLERI M Ü Ş E R R E F H E K İ M O f i L U Şiikran Çelebi de kucağında Fatih ile selamladı Evren'i. Şeker Bayramı'nın bebeği "Fatih Çelebi" galiba. Yüzünde flaşlar parlarken çekilen resimleri gelecek günlerde nasıl izlemlerle seyredecek kimbilir. Zaman tünelinde her şey çok değişiyor. Sayın Evren de geriye nasıl bakıyor, belli olayları nasıl yorumluyor kimbilir. Çok yaşayınca zaman dilimleri arasındaki olumlu ya da olumsuz gelişmeleri de gerçek çizgileriyle görüyor insan. O tatil günlerinde kimi söyleşiler, örneğin ANAP Genel Başkan Yardımcısı Halil Özsoy ya da Sağlık Bakanı Halil Şıvgın ile konuşurken şimşekler çaktı belleğimde. Siyasal tırmanışların çok ilginç boyutları var... Modadan politikaya geldik birden. Ama politikanın da bir modası yok mu acaba? Moda kişiler, moda davranışlar, moda sözler ve de modası geçenler. Yaşarken ölenler, eskiyenler, özünü yenilemeyenler çağdaş modaya uyalım derken çağdışına kayanlar. Sancılarını da toplum çekiyor... Elbet eskimeyenler de var. Sanatçılar. Mozart'ın müziği iki yüzüncü yılında da mutluluk veriyor. Devlet Balesi'nden Merih Çimenler'in Duvarlar Balesi'nde Mozart'ın mü/iğiyle dansediyor genç sanatçılar. Mozart eskimiyor. Duvarlar'ı değerli balecimiz Duygu Aykal'a sunuyor Merih Çimenler. Bulutlar Nereye Gider adlı balesiyle birlikte sahnelendi Duygu'nun doğum gününde. Duygu da ölmüyor, danslanyla yaşıyor bale dalında. Genç dansçılar bahar çiçekleriyle, teşekkürleriyle selamlıyor onu. Annesı Aliye Yenen, kardeşi Mimar Kaya Yenen, öteki kardeşleri, güzel oğlu Kerem de gözleri parlayarak eşi Giirer Aykal da kimbilir nasıl anılarla izliyor... Duygu Aykal yarattığı baleyi evde yaşıyor her zaman kocasıyla konuşarak... Bir sanat dalında, bilim dalında ölmemek, eskimemek, solmadan çiçek açmak, durmadan yeşermek mutlu bir olay değil mi? Biz de mutluyuz. Çünkü toplumumuzda böyle kişiler de var yüzümüzü ağartan, bizi onurlandıran sanatçılar da. Müzik dalında Uzakdoğu'ya kadar uzandılar geçen ay. Suna Kan ve Giilay Ugurata Singapur'dan sonra Malezya'da kralın sarayında da çaldılar müzik devriminin bir uzantısı gibi... Malezya Kralı'nın Mozart'a hayran olduğunu duydunuz mu? Suna Kan'a ve Giilay Uğurata'ya Mozart'ı Türk sanatçılardan dinlemekten çok hoşlandığını soylüyor... Bir gün politika dalının yeşerdiğini de göreceğiz elbet. Biz yeşerteceğiz yine. Çizgileri ıılusal, şık bir politika. Başkentin tarihinde öyle politikacılar da var, değerli sanatçılarımız gibi bizi onurlandıran politikacılar. Kuşkusuz yine olacak. 4 T O E R G İ 5 M A Y I S 1 9 9 1 S A Y I 2 6 9 Moda ve politikada şıklık Yıllar boyunca İstanbul'un, başkentin şıklığını da köşelerimde çok yazdım; ama en şık kadınlar, modanın son çizgilerini taşıyanlar ya da durmadan elbise değiştirenler değil her zaman. Moda rüzgârlarıyla üşütenler de çok. ıllarca öncc Paris'le Christian Dior'da bir konuşmayı anımsıyorum. Aydemir Balkan ile gittik oraya. Mesleği mimarlık; ama uzun yıllar gazeteciliği var. AKİS'teki yazıları ilgiyle izlenirdi, Paris izlenimleri yazardı. 27 Mayıs Devrimi'nden sonra basın ataşeliğinc atandı. Avni Arbaş'ın bir resmiyle yayımlanan bir broşiir, siyasal tartışmalara yol açtı. Aydemir Balkan görevinden ayrıldı, mesleğine döndü, UNESCO'da çalıştı yıllarca. Şimdi de Fransa'da güzel bir emeklilik yaşıyor sanırım. Y Paris'i bir mimar gazeteciyle gezmekten çok hoşlandım elbet. Uzun yürüyüşler yaptık. Bir mücevher kutusunu seyreder gibi. Paris'in iri ve parlak taşlarını yakından tanıdım. Bir gün de Christian Dior'a uğradık. Modaevinin en parlak dönemi. Ünlü mankenleri yakışıklı Türk mimardan çok hoşlanıyorlar. Bizi dostça karşıladılar. Galiba Christian Jacques ile konuştuk. Kimi sözleri hâlâ çınlar kulağınıda. En iyi müşterileri arasında Türk kadınlarının önemli bir yeri olduğunu söyledi, bir de Venezuelalı petrol zenginlerinin eşleri... Ünlü modacının şıklıkla ilgili sözleri de çok etkiledi beni. "Şıklığın elbise sayısıyla hiç ilgisi yok" dedi: "Şıklık kişiliğini bulmak, giysilerini güzel kullanınak." Unlu Dior şık bir kadının dolabındaki giysileri saydı sonra. Bir siyah, bir koyu gri tayyör, bir etek, birkaç bluz, siyah bir elbise. Eşarp ve koiye değiştirerek, göğse bir çieek, bir iğne lakırak günün her saatinde şık olunabilir. Elbet güzel bir rüzgâr estirmeyi, kişiliğinizi vurgulamayı biliyorsanız... Yıllar boyunca istanbul'un, başkentin şıklığını da köşelerimde çok yazdım, ama en şık kadınlar modanın son çizgilerini taşıyanlar ya da durmadan elbise değiştirenler değil her zaman. Moda ru/gârıyla ıışü Sanatta da modası geçenler ve eakimeyenler var: örneğln, Duvarlar balesinln Duygu Aykal'ı, ölümUnden sonra da yaşıyor; genç dansçılar, onu bahar dallarıyla malamlıyor. tenler de çok. Fransız kadınları Paris modasının tutsağı değil. Elysees Sarayı'nda General De Gaulle'ün Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay onuruna düzenlediği resmi kabulde çok şaşırdığımı yazdım daha önce. lstanbul'da, Ankara'da birçok kadın, lonescu'nun 'Gergedan' oyununu sahneler gibi modayı uygularken Elysees Sarayı'ndaki kadınlar kişiliklerini sergiliyorlar. Saçlarında Alexander'ın fırçası, giysilerinde ünlü modaevlerinin imzası yok, ama kişilikleri var. Şık olmak modayı hızla uygulayarak gerçekleşmiyor. lstanbul sosyetesinden kimi kadınlar yılda iki kez Paris'e gider, valizlerini doldurur gelirlerdi, modanın son çizgilerinin öncüsüydüler, ama şıklıkta hayli yaya kalırlardı... Kimi hâlâ gözümün önünde, yuvarlak çizgileri boylarına çok ters giysilerle ancak komik oluyorlardı. Şimdi de öyle değil mi? Kimi kadınlar Noel ağacı gibi parıltılar içinde, moda renkler, işlemeler, omuzlarına dökülen saçlar ya da atkııyrukları, ama hayli arabesk havadalar. Seyrederken yoruluyor insan. Cin pantolonu, koton gömleğiyle sade bir kadın da bir dinlence gözlere. Nerede hangi saatte ne giyeceğini bilmek de çok önemli galiba. örneğin yaz aylarında ya da tatilde eşofman modası çok yaygın, erkekler de çok hoşlanıyor, hatta cumhurbaşkanları da çok giyiyor, ama herkese yakışıyor mu bilmem? Ancak modada da siyasal eğilimler ağır basıyor galiba. Kimi kişiler 'Biz her saatte ve de her yerde istediğimizi gi'yeriz' der gibi. Cumhurbaşkanı Özal'ın eşofmanla bayram kutlamasını böyle yorumlayanlar var... Eşofmana karşın rahat bir tatil geçirdi mi bilmem? Helikopter gezileri, açılış törenleri, il seçimi kulisleri, başkanlık sistcmine geçiş hesaplarıyla tatil yapmak kolay değil. Yedinci Cumhurbaşkanı Kenan Evren de Side'deydi o tatilde. Bir gün de bizim kaldığımız otele geldi Miray ve Maksul Göksu ile çay içti. Ben de uzun süredir ilk kez karşılaştım Sayın Evren ile. Her zamanki gibi şık, giyiminc özen gösteriyor, sadeliğiyle göze çarpıyor. Kalabalıktan buyuk ilgi görüyor. Side Palas'taki çay masasının çevresi doldu bir anda. Anı fotoğrafları çekildi. Devlet Bakanı'nın eşi C U M H U R I Y E
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle