Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BASKENT GUNLERI Ü Ş E R R E F H E K İ M O f i L U Müzikallerin altın yıllanndan nal Balu Prag'ı anlatıyor bir dost sofrasında. Sofrada nefis mantılar! öğle saatinde başlayan söyleşi akşama kadar uzuyor. Çankaya tepelerinden Hratchany tepelerine uzanıyoruz. Bir damla kan akmadan gerçekleşen kadife devrimden sonra Kafka ve Havelin kitaplarını almak için kuyrukta bekleyenleri anlatıyor Prag Büyükelçimiz. Yayınevlerinden başlayarak iki kilometre uzuyor kuyruklar! Ya Kundera'nın kitapları, diye soruyor bir arkadaş. Şaşılacak bir olay, Çekler Kundera'dan çok hoşlanmıyorlar. Çekçe yayımlanan kitaplarını okumak için kuyruk yapmıyorlar! Haksız değiller galiba. Kimi kitaplarında dayanılmaz bir hafiflik var! Prag söyleşileri arasında da çok kısa yer alıyor Kundera. En çok Havel'den söz ediliyor. Tiyatronun öneminden. Çek tiyatrosunun sosyal ve siyasal yaşamdaki yerinden. Inal Batu konuşurken herkes bir Prag anısına dalıyor sanırım. Cüneyt Gökçer1 in Prag'da bir opera sahnelemeye gidişini anımsıyoruz. Prag dönüşü tarihsel bir gün Ayten Kaçmaz'ın yaşamında. Soyadı Gökcer'e dönüştu o gün. Konuşurken yeniden yaşıyoruz o yolculuğu. Kahkahalarla gülüyoruz; ama hayli tehlikeli bir yolculuk. Esenboğa guneşler içinde, Kızılcahamam yolunda kar tipi, arabanın zinciri de yok, ama dönmeyi aklımızdan geçirmiyoruz. Cuneyt Gökçer zona sancıları içinde. Konuşurken sayfa sayfa açılıyor anılar. O yıllarda ne güzel birlikteliğimiz var. Devlet Tiyatrolannın, opera ve balenin en parlak yıllarını yaşıyoruz. Müzikaller konuyor sahneye. Öp Beni • II I niyle evini, köyünü, ülkesini bırakıp göçenlerin öyküsü de bir gün yazılacak, şarkıları söylenecek elbet. Tiyatro söyleşilerine spor da karışıyor bir aralık. Inal Batu Yeşilköy Havaalanı1 na indiği zaman görevlilerden biri yaklaniz," diye eline sarılıyor. Inal Batu, SarıLacivert renklere gönül veren sayılı diplomatlardan biri. Dışişlerine SarıKırmızı tutkusu ağır basar. Bir başka Fenerbahçeli daha var. Büyükelçi Mahmut Dikerdem, üstelik Galatasaray'da oku şıyor; "Siz Fenerbahçe Yönetim Kurulundan tnal Batu degil misiniz; hoşgeldi tu gözleri parlayarak anlatıyor o konserleri. Sanatçılarımızın, diplomatlarımızın da gözlerini parlatıyor... Cüneyt Gökçer'in Cebeci'deki konservatuvarla ilgili söyleşisini izlediniz mi TV'de? tzleyenlerde güzel çağrışımlar yapan bir söyleşi, özellikle orta ve eski kuşaklarda. Gökçer elli yılın öyküsünu anlatıyor, yaşayan ve yazan bir kişi olarak. Cebeci'deki ilk konservatuvar müzik tarihimizde önemli bir merkez, Atatürk1 ün müzik devrimi orada oluşuyor. Benim riyetin ilk yıllarında Ankara'yı çağdaş bir başkent yapmayı amaçlayanlara saygı içinde çabalar gösteriyorlar. Konservatuvarın belediyeden geri alınması kolay değil, ama bu tersliğin düzelmesi güzel bir olay. lstenirse güçlukler aşılabilir. Mamak Belediyesi'nin sorunu çözümlemesini diliyor sanatseverler. öte yandan, yeni konservatuvarda da eksiklikler tamamlanıyor giderek. Tiyatro, opera, bale, konser için yeni salonlar açılıyor; yıllardan sonra yeni bir org geliyor konservatuvara. Yeni salonların dolması güzel bir düş şimdi. Bizim öğrencilik yıllanmızda, Cebeci'deki konservatuvar bir sanat merkeziydi. Siyasal Bilgiler öğrencileri, DilTkrihliler, Ziraat Fakültesi öğrencileri, konserleri izlerdi ilgiyle. O izleyiciler müziksever valiler, kaymakamlar, diplomatlar oldular sonra. Kültür ve sanat olayları gerileyince her dalda yozluk başladı. Arabesk bir toplum oluştu giderek. Konserlerde, tiyatro ve operalar lar... Inci Kurşunlu şimdi bale bölümu başkanı konservatuvarda, ilk dansını Öp Beni Kate'te yaptığını anlatıyor. Ayten Gökçer, Meriç Sümen'in ağandan bir kırmızı gülle sahnede dalgalanışını anlatıyor. Meriç de lstanbul Konservatuvarının bale öğretmeni bugün... Benim kulağımda eski tangolar şarkısı çınhyor. O gün Unlü operacımız Ayhan Aydan'ın da kulağı çınlamış olacak. Yıllardan sonra ilk kez "Kate" rolüyle döndü sahneye. Kıyametler koptu. ö p Beni Kate'in tüm şarkılarını ezberlemiştik hepimiz. Sahne dışında da oynar, kahkahalarla gülerdik. Cüneyt Gökçer yeniden sahneye koyuyor Damdaki Kemancı'yı. Galiba martın ikinci haftasında oynanacak. Damdaki Kemancı güzelliğini de güncelliğini de yitirmeyen bir oyun. Göç sorunu her toplumda yaşanıyor. Körfez olaylan nede Kate'ler, My Fair Layd'ler, Don Kişot1 lar, Damdaki Kemancı'lar, Cadı Kazan ları, Gergedan'lar, HamleCler, Foto Finiş ler, Godot'yu Beklerken'ler, Salome 1 ler, Gisele'ler, Kopelya'lar, Çeşme Başı muş... Kadıköylü olmanın bir özelliği belki de. SarıLacivert renkleri ben de çok severim. Lefter'in şutlarını soluğum kesilerek izlerdim vaktiyle. Inal Batu konuşurken duşünüyorum. Dışişleri sözcülüğünden Prag'a atandığı zaman şaşıranlar oldu. Dışişleri'nde böyle şaşırtmacalara da rastlanır zaman zaman. Sözcülük gibi önemli bir görevden sonra üstelik geride iki elçilik bırakarak Prag'a atanmak da atayanlar açısından şık bir olay değil. Ama evdeki hesap çarşıya uymuyor. Prag nelere sahne oldu sonra! Orta Avrupa'nın kUltür birikimi siyasal yaşamına nasıl yansıdı? Bu dönemi Prag'da geçirmek de güzel birikim bir diplomat için. Hele sanatsever bir kişiyse. Altmıflar, müzikallerin altın yıllarıydı; oparalı, tlyatrolu g«c*lar birllkte kutlanırdı: Soldan sağa, barlton AyBir gün yazarım elbet, han Baran, Cünayt Oökçar, Ayten Oökçer ve Müf arraf Hakimoğlu böyla bir kutlama geceslnde... belki de anılarımda. Prag'ın benim yaşamımkuşağım da çoksesli müziğin ilk konserda kaç bakan, kaç milletvekili görUyoruz da da özel bir yeri var. Gazeteciliğe başlerini o çatı altında dinledi ilk kez. Müşimdi. İnönii döneminde devlet işleri yolamadan önce Praglı bir yazar tanıdım zik dünyasının, tiyatro dünyasının usta Tübingen'de, Prag'ı ondan dinledim önğun değil miydi diye soranlar var. Yoğunkişileri orada ders verdiler. Onlardan bice. Tubingen yollannda, aşağıda nehir kıdu, ama devlet adamları sanat olaylarıri de Cari Ebert. Cüneyt Gökçer onun öğyısında yürürken uzun söyleşiler yapardık. na da vakit ayırıyordu. rencisi, asistanı, yeteneğine hayran olduHavada altın pırıltılar seyreder, altın kenti Prag'dan nerelere geldik, bakın! Belki ğu bir delikanlı. Haklı bir hayranlık, elli görmeyi Özlerdim. Yıllarca sonra gerçekde Havel'den esinlenerek. Kapalı bir yayıl boyunca sahnedeki, tiyatrodaki yerileşti o özlem. 'Prag Baharı'na gittim. Maşamı olan Çek toplumu çoksesliliği bir ni, düzeyini yitirmeyen bir sanatçı Cüneyt yısta düzenlenen müzik festivaline. Barok yazarla kutluyor. Cumhurbaşkanlığına Gökçer.. mimarlığın en güzel örneklerini yansıtan Havel'i seçerek bir yazarın değerini kasaraylarda, barok müziğin büyük ustalaCebeci'deki konservatuvarın beledinıtlıyor. Ama asıl bir kültür birikiminin rını dinledim. O salonlarda Suna Kan da yeye verilmesi, nikâh salonu olması çok düzeyini. çaldı yıllarca önce. Prag söyleşisinde o da ters bir olay elbet. O bina bir 'müzik neler anımsadı kimbilir! Geçen yaz da miizesi' olarak korunabilirdi. ANAP'lı Ülkemizde de 141, 142. maddelere Cumhurbaşkanlıgı Senfoni Orkestrası eşyerel yöneticiler bu konulara çok önem makyaj yapılıyor hâlâ. Bu da bir kültür liğinde konserler verdi Çekoslovakya'da. vermiyor. Ama SHP'liler sanat ve kültür birikiminin, demokratik kültürün düzeOrkestrayı Gürer Aykal yönetti. Inal Basorunlarına daha çok eğiliyor. Cumhuyini mi kanıtlıyor acaba? 4 CUMHURİYETDIRSİ24ŞUBAT1991SAYIZS9