03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

M EKTUPLARDAN Osman Senemoğlu Hüseyin Rahmi Gürpınar'dan RefikAhmet Sevengil'e Türk romamnm usta yazarları arasmda yer alan Hüseyin Rahmi Gürpmar (18641944), gezmeye gittiği Mtsır'dan sanat ve sahne etkinlikleri konularma ilişkin izlenimlerini anlatır Sevengil'e yolladığı mektupta. Bir süre devlet memurluğu yaptıktan sonra II. Meşruüyet'in ilanıyla birlikte kalemiyle geçinmeye başlayan yazar, romanlarında genellikle tstanbul'u ve bu kentin çeşitli katmanlarından insanları, tüm ülkenin yaşadığı toplumsal, siyasal, düşünsel, töresel evrim süreçleri içinde ele almıştır. Eski/yeni çatışmasımn ana konu olarak işlendigi Hüseyin Rahmi romanlarında, yenilikleri özümseyemeyen, ama eski töreleri de beğenmeyip bir yana bırakan insanların yüzeyselliklerini eleştirir Gürpmar. I. Dünya Savaşı 'nın yol açtığı toplumsal yıkım üstünde de duran yazar, yaşayabilmek için her şeyin göze alınacağım savunan, hiçbir kural tammayan insanların acımasızlığını anlatmıştır. Kaynanam Nasıl Kudurdu, Bttlur Kalp, Cehennemlik, Utanmaz Adam, vb. yapıtları değer yargılarmm yok oluşunu işlediği romanları arasmda yer alır. Yasama anlam veren değerlerin usçul özelliklerini yitirmemesi gerektiğine inanan Gürpmar, bu tulumu doğrulfusunda hem aşırı sofuluğa, boş inançlara, hem de yüzeysel züppeliğe bel bağlayanları yerer. Yazarlığını gözleme dayandırmasıyla gerçekçiliğe, kimi yapıtlarında deneyciliği uygulamasıyla Zaila 'ya ve doğalcılığa yaklaşan Gürpmar, benimsediği bu ilkelere karşın istediği etkiyi elde edebilmek için zaman zaman abartmalara da yer vermiştir romanlarında. Tümcelerinde görülen yalınhk ve düzgünlük anlatımmda görülmez, çünkü yazar düşünceyi aktarmaya önem verir. Anlatım sorunları ikinc'l düzlemde kalır onun için. 19361943 yılları arasmda milletvekilliği de yapan Gürpmar, II. Meşrutiyet'ten cumhuriyete dek toplumun geçirdiği evrimi romanlarında başarıylaçizmiştir. Hüseyin Rahmi Gürpınar'a ilişkin en kapsamlı incelemelerden birinin (Hüseyin Rahmi Gürpmar, tstanbul, Hilmi Kitapevi, 1944) yazarı olan Refık Ahmet Sevengil (19031970) bu ça/ışmasında ünlü romancının yirmi mektubuna da yer verir. Gazeteciliğinin yanı sıra tiyatro eleştirileri ve kitap tanıtma vazılarıyla adını duyuran Sevengil, edebiyat öğretmenliği, htanbul Şehir Tiyatroları edebi k ıırul üyeliği de yapmış, radyoda edebiyat sö'yleşileri duzenlemiş, TRT'de yönetim kurulu üyesi ve genel müdür danışmanlığı görevlerinde de bulunmuştur. öykü ve roman (Çıplaklar, 1936; Açlık: 1937) türlerinde yapıtları olan Sevengil; Türk tiyatro tarihi, halk şiiri ve divan edebiyatı üstüne çahşmalar da yayımlamıştır. >Çok Aziz Beyim, Efcndim, 1934 Kânunisani Insan, hayatında iki defa emekliyor: Beşikten çıktığı vakit, tabuta gireceğine yakın... Çocukken ana baba var, tutarlar. Ihtiyarların tutunmak için uzattığı ele karşı çehreler dönüktür. Bakışlarda, "Artık sen git" istiskali var gibidir. tkinci çocukluk da birincisi kadar teşvike muhtaçtır; bahusus (>) benim gibi maişetleri, suyu çekilmiş bir dimağ fabrikasının çıkaracağı demode fikir işlerine münhasır kalanlar... Şimdi tezgâhta yeni bir romanım var. Bir diritnot inşa eder gibi çekiçleye çekiçleye yazıyorum. Yarıladım. Edebi edebsizliklerin haksızlıklarından bununla öç alacağımı düşünerek müteselli oluyorum. Bazı parçalarını Prens'e *2> okudum; "Pek fevkalade, Beyefendi, devam buyurunuz" tebriki ile elimi sıktı. tstanbul'dan gelen gazetelerin ön sahifeleri futbolcularla güreşçilerin kronikleriyle dolu. Edibler, şairler ne ile meşgul?.. Meşhur bir muganniyeyi <3> dinlemek için dün akşam Helvan'ın tiyatrosunda idim. Evvela bina bana bUylik bir hUzün getirdi. Ya Rabbim, biz dermeçatma yapılara nasıl bu namı veriyoruz? Kapıdan adımımı atarken bana bir saraydan içeri giriyorum hissi geldi. O kadar heybetli bir cebhe... Içeride ne yaldız var, ne kırmızı boya... Açık krem taş, demir ve kabartma... Elimden nezaketle biletimi aldılar. Elli numaralı koltuk... Yarısını alakoydular, yarısını iade ettiler. Bina son tehammülüne kadar doldu. Perde açılıp da muganniye çıktığı vakit, bir ikinci hayrete de o zaman düştüm. Arkasında topuklarına kadar inen siyah elbise, başı yine o renkte bir kreple kundaklı... Üzerinde ne bir kırma, ne bir boncuk, ne bir çiçek.. yalnız parmaklarında birkaç pırlanta parlıyordu. Ümmü Gülsüm... <4> Avrupa'da chant tahsil etmiş, Mısır'ın en meşhur muganniyesi... Orkestra, bazı yenilikler ilave edilmiş incesazdır. Gülsüm'Un sade kıyafeti, çok vakarlı tavrı derhal gönlümü cezbetti. Hazin hazin başladı; derece derece dalgalanarak yükselen pUrüzsüz ses sahneyi, parteri kapladıktan başka belki dışanya taşıyordu. Bir insan gırtlağından otuzkırk kişilik koronun verebileceği kuvvette ses çıksın... Sadadaki bu gumrahlığın <5> tatlılığını sahnelerde bir taraflannı sıkıyorlarmış gibi çığlık koparanların yaygaralarına asla nisbet etmemelidir. Emin olunuz, Refik Beyefendi, gözlerimden iki damla yuvarlandı. Mendilimle yüzümü siliyormuşum gibi yaşlarımı yanımdaki madamdan sakladım. Niçin ağlıyordum? Heybeli iskele gazinosunun sahnesi ve orada vakvaklayan Şamram'lar aklıma gelmişti. Bizde san'at için bu kadar sefilleşiyor, bu sefalet önünde niçin gülüp eğleniyoruz? Helvan, lstanbul'un Yeşilköy'ü gibi Kahire'den ekspresle yarım saat mesafede bir kasabadır. Mısır'ın bu köy tiyatrosu tstanbul'da olsa idi, işte o medeniyet binasından bizde de var diye göğüs kabartabilirdik. Ona nisbetle Dar'ülbedayi çatısı ancak eski vezirlerin kömürlüklerine benzetilebilir... Ne olur, bizde de gırtlakları müstesna yaratılmış biriki genç bulunup da Chant dersleri görmeğe Avrupa'ya gönderilseler... Bazı bazı gazetelerde filan bey veya filan hanımın Avrupa konservatuvarlarında büyük musiki istidadı göstermiş olduklarını okuyoruz; sonra derin bir sükut... Tiyatroda bir şaheser dinlemedense, yanm okka fındık yemeği daha lezzetli bulanlarımız var. Oynanmak için tiyatroy.a gönderilen eserlerin kıymetleri, getirecekleri hasılat ile ölçülür. Biz tiyatronun halkı yükselteceğini beklerken, halkın onu düşürdüğünü görüyoruz. • ' • Hürmetler, Hüseyin Rahmi (1) bahusus: özellikle " ' (2)Prens: Mısırlı Abbas Hallm Paşa (18661934); Sadrazam Sait Halım Paşa'nın kardeşi. Yazarın söîünü ettiği roman, Insan önce Maymun muydu adlı yapıtı. (3) muganniye: kadın şarkıcı (A) Ümmü Gülsüm. (18981975), ünü lüm Arap dünyasına yayılmış Mısırlı şarkıcı. (5) gümrahlık: (sesın) gürlüğü. Rellk Ahmet 21
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle