Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
H AFTANIN KONUĞU 'Sinema, yaşamın lüksü gibiydi' Ilk gençlik yıllarında, ' 'akşamustü barı'' olarak önce Balıkpazarı 'ndakı' 'Lambo''yu tanıdığını anlatan senaryo yazarı ve yonetmen Orhan Aksoy, Beyoğlu 'nda açılan ve gerçek anlamda "ilk bar"olan ' 'Kulıs' 'e ıse, 1958 yılına kadar gırmeye bıle cesaret edemedıgını soyluyor. Ayrıca o yıllarda yalnız bu tür lokallerın değil, sinemayagıtmeninbılebır "yaşamlüksü"sayıldığınıdilegetihyor. Nuri Dikeç az molası nedenıyle bır süredır ara verdığımız 'tezgâhbaşı rotasf'rıda, sohbet konugunıuz bu kez, sınenıa mızın usta ısımlerınden Orhan Aksoy Sinema ve tıyatro sezonunun açıldığı şu gunlerde, bız de kendı sezonumuzu açıyoruz sankı Pek ayrı kaldığımız söylenmese de yıne Sinema Sevenler'ın barındayız (Sınemd sevenlcr ne kdddr da çoğaldı' ) Sık sık yaptığımi7 gıbı, artık ncrcdcyse, "kendı yok, sözü kaldı" sınemami7 uzerıne sohbetımız, ama bu kez bıraz da Orhan Aksoy Turk sınemasını yakından ızleyenler ıçın, son otuz yılı pek yabanu değıldıı Aksoy'un Fakdt onun öncesı, gerçekten ılgınç bır tutkuyld başlayan serüvendır • Anne ve babamın sinemaya olan mera kı, çok kuçiık yaşlarda sinema salonlarıyla ta nışmamı sağladı önce Ama, nedense asıl ıl gımı çeken beyazperdedekı goruntuler değıl, aıka taraftakı duvarda ıkı kuçük delıkten çıkdrdk perdeyc ydnsıydn o gölgc demctıydı vc aklımdan çıkaramadığım o duvarın arkası? Aılemın bu sinema duşkünluğu ağabeylerı me de yansımış olmalı kı bın ışletmecı dığerı de mudur olaıak sınemayı seçtıleı ış yaşam larında Ve lıenuz on bıı yaşımda sinema makınıstı olan kırdiımı/ sdyesınde nidkınc dd ıresını tdiudım O gun ıçıme duşen sinema sevdası ıle o gün bu gündür sıncmadayım ışte • Yanı once sinema salonu \e makıne daıresı • Henı de uzun zaman Daha ılkokulu bı tırdığım gun soluğu Aksardy Aynur Sıneması'nda aldım Hanı o ılk makıne daıresını tanıdığım yer Hemen hemen tüm günümü orada geçırmeye başladım 1943 yılında okulumu surdururken, Taksim Sineması'nda (sımdıkı Devlet Tıyatrosu Tdksım Sahnesı), makınıst muavıııı olarak çalışmaya baş ladım Gcıvekten bıı aşka dönüşmüştu sınc ma bende Dahd sonrd Sumer (şımdıkı Ruya) Sincması... 18 ydymda makınıst ehlıyetı al dım Burada çok önemlı bır noktaya değınc lım şjmdı1 Ben aslında 1911 doğunıluyum Sırf bu ehlıyetı bır an once alabılmek ıçın, \a şınıı bııvııttum Bıı yaş daha gcııcım aslında Orhan Aksoy ile hoşsohbet bır tezgâhbaşı rotasında Y Orhan Aksoy, 1930 yılında Bursa'nın Mustafakemalpaşa llçeslnde doğdu. Allesi ile birlikte İstanbul'a gelerek Fatlh 60. İlkokul, Gelenbevl Ortaokulu ve Istanbul Erkek Llsesl'nl bltlrdl. Sinemayla çok kuçuk yaşta tanışan Aksoy, sırasıyla sinema makinlst muavlnliği, maklnistlık, film montajcılığı yaptı. 1961 yılından bugune dek, senaryo yazarlığı ve yonetmen olarak çalışmalarını surduruyor... rı, sınemaldrı, pastanelerı ıle bır başka yerdı burası Ve de muhallebıcılerı ıle Bızım genç!ığımi7de muhallebıcılerın gerçekten bır özel yerı vardı yaşamımı?dd Gu nümuzun en guzcl saatlcrını yaşadığımız yer lerdı o buyuk ve güzel salonlar Kızlarla ar kada^lıklarımızın, ılk flörtlerımi7in fılızlenıp yeserdığı yerlerdı muhallebı salonları Bak, kız arkadaslar dcyınce, sınemacı olmanın bu konuda büyük avantajını yaşadım ben Kırklı vc tllıh yıllarda sınemalarda yer göstentı old rak genellıkle Rum kızları valı^ırdı Onların sayesınde genış arkadaş gruplanmız oluşmuş tu Birlikte fılm seyredcr, birlikte muhallebı cıde oturuı ve bırlıklc dansa gıderdık Askerlığınu de sinema makınıstı olarak ge vırdıın Donuşte, ariık sınemanın altyapısı ıl gımı (,ckıyordu I952'de tpek Film Studvolan'na gırerek montajcı ve dublaj makınıstı old rak çalışmaya başladım Bu arada, fılm hı kâyelerı yazıvordum Bunları, kendım çeke rek sinemaya aklarma ısteğım büyüyordu ıçımde Yanı bu kez de yönetmenlık, ıçıme ış lemeye başlamıştı Yıl I963 ve yflnetmen ola rak ılk fılmım "^ıpsevdi"... da sınemanın eskılerınden sayılırsınız. O yı/ları günümıizle bır kıyaslama yaparsak • O yıllarda yönetmenlığe bdşlamak günümıi7e göre vok daha zordu Fılmlerın büyük bır kıtleye seslenmesı şarttı Televızyon ve vı deo gıbı deneyım ^ansımız yoktu O neden le, ılk fılnıe kendımızı koymak zorundaydık Yoksa o ılk fılm, son tılmı olurdu yönetme ıım Ilk fılmım olan "Şıpsevdı"yı o günlerın en ıınlu starı Ajhan Işık ve o yılın Ses Dergısı artıst bınncısı Ajda Pekkun'ld vektıkten sonra, yıne o yılların gozde ısımlerınden Turkfln Şora>, Sadrı Alışık ve İzıet (.unay'la "Bomba Gibı Kız"ı (.cktım Hcr ıkı filmım de çok ılgı görunce, Hurrem Krman Bey, "Vurun Kahpeye"yı vekmemı teklıt ettı I utfu Akal gı bı bır ustanın daha önce çektığı ve çok beğe nılen bıı fılmı çekmekten, gerçekten çok korktum Israrlar uzerıne kaçarak on beş gün kddar evden çıkmadım Daha sonra yıne Hürrem Bey'ın yureklendırmesı ıle çckmeye ra7i oldum Fılm çok beğenıldı Yeni Melek Sineması, ılk kez bır Türk fılmıne açtı salonları nı Yalnız bazı eleştırmenler tutmadılar Fa kat ışın ılgıncı, ılk "Vurun Kahpeye"yı tertıh edenler, o fılm çekılıp gösterıldığınde, henüz ıkıüç yaşında belkı vardılar' • Sinema sohbelıne gerçekten doyulmuyor, ama madem "tezgâhbaşı "ndavız, gelın kamera arkasından bıraz uzaklaşalım • Buvlesıne genç yaşta ve bırdenbıre Beyoglu'na <,ıkmak, herhalde ya^amınızda oldukça ılgırn degışıklıkler getırmıştır Her ne kadar smemayla 9 gıbı olsanız da • O gunlerın Beyoğlu'nu anlalmak ı,ok guç Gunumuzle kıyaslamak bıle mumkun değıl bence Bcllı bır ^ıklığı, efendılığı, dostlukld • Saym Aksoy, sız yonetmen olarak • tlk gençlik yıllanmda, dans salonları, ge ce kuluplerı, Almara Bar, Londra Pavyon gıbı yerlerı bılırdık bı/ Akşamustu barı olarak ılk kez Balıkpazarı'ndakı Lambo'yu tanıdım ben Bdk ydlnızcd tdiudım dıyorum Hıçbır zanidiı ordiıın 'mudavıını' oldmadım Beyoğ lu'nda açılan ve gerçek anldmda ılk bar olan Kulis'e bıle '58 yılına kadar gırmeye cesaret edemedım Gerek I ,ambo gerekse Kulıs gıbı yerler, gerçekten son derete saygın ve unlu sa natçıların, edebıyatçıların ve onların yakın dostlarının birlikte olduğu çok ö/el lokdller dı Anldtımı guç bır kahteyı taşırdı bu tür yerler Şımdı barlar çoğdldı, bdr nıuşterılcn dc çoğaldı, ama o gunlerın özellıgı vc rahatlığı kalmadı Galıba o yıllarda sanatçının toplum ıçınde daha saygın, daha özel bır yerı vardı