Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HAFTANIN KONU6 U TBMM Başkanlığı kültür, sanat danışmanı Prof. Dr. Metin Sözen: 'Kültür mirasını yerel5 yönetimler koruyabilir Türkiye'de kültür mirasını koruma konusunda inançlı ve buna eğilimli belediyelerin bulunduğunu söyleyen Metin Sözen, bu yerel yönetimlerin ihtiyaçlarını çözerek kültür mirasımızın korunmasında önemli adımlar atılabileceğini belirtiyor. Cem Hamuloğlu T ürkiye'de, tarihsel ve kültürel mirasın korunması, değerlendirilmesi, yaşalılınası, tanıtılması alanlannda sürckli ve çok yönlü çaba gösteren kişilerden birisi olan Prof. Dr. Metin Sözen, ÎTÜ Mimarlık Fakültesi öğretim üyesi. Çeşitli dillerde kitapları, belgesel filmleri bulunan Prof. Sözen, bugün de köklü özelliklerini koruyan Safranbolu'dan başlayarak öteki kentlere, Milli Saraylar'a dek uzanan bir çizgide, tarihsel ve kültürel mirasın sağlıklı bir yaşama geçirilmesi için uygulama yapmaktadır. Özellikle son yıllarda Milli Saraylar'da, TBMM'nin kurumlarüstü tarafsız önderliğindeTürkiye'nin kültür, bilim, şanat ve basın çevrelerinin desteğiyle, kısa sürede ulusal ve uluslararası boyutta olumlu, başarılı sonuçlara ulaşan Prof.Sözen, son yıllardaki uygulamalar sonucu geldikleri nokta konusunda "Avrupa Merkezi larafından III. Uluslararası Mimari Varlıkların Korunması Kngresi'nin Milli Saraylar'ın orgaımasyonıııııla kusıın ayında Türkiye'de yapılacak olması, sanıyoum hcdeflenen noklaya nc denli gelindiğini kanıllıyor" demektedir. Türkiye'ye özgü yöntemleri içeren, araştırmadan eğitim, onarım ve tanıtmaya, çevre düzenlemeye kadar bir bütünlük duygusu içinde çok yönlü sürdürülen çalışmalarda sorumluluk yüklenmiş olan Prof.Dr.Metin Sözcn'lc Milli Saraylar'daki çalışmalara nasıl başlandığı ve nereye dek uzanacağı üzerine konuşmaya başladık: • 1984 yılınııı kasıın ayında, Milli Saraylar'a ait butün larihsel ve kültürel varlıkların korunması, onarımı ve tanıtımı konularında genis kapsamlı bir sempozyum yapılmıs.tı. 'Millli Saraylar Sempozyumu', Türkiye'de bu konuya yaşamınt adamış kişilerin kuramsal ve uygulamalı tüm birikimlerini tartıştıkları bir sempozyum oldu. Sempozyum sonunda alınan kararlarla, çevrenin düzenlenmesinden tanıtıma kadar, tüm boyutlarıyla işlcnccck şekildc bir 'Çalışma Progranu' yapıldı. Ve bugüne kadar sürdürülen gelişmeler, bu program çerçevesinde yürütüldü. llk hedefimiz 1990'a kadar Milli Saraylar'ı esti tarihsel ve kültürel cevreleriyle birlikte bir bütunlüğe ulaştırmak. 2000'li yıllarda da bütun objeleriyle dünya kültürüne aktarılacak, yayına dönüşecek şekilde geliştirilmesini hedefliyoruz. Prof. Dr. Metin Sözen, Dolmabahçe Sarayı'nm önünde. Sözen, "Mıllı Saraylar'la ilgi birçok yenilijjin yakın bir sürede gerçekleşeceflini anlatıyor. pıldıkları yıllardakı genış yeşıl çevrelerınaen başlayarak, cn küçük sandalycyc kadar inen bir aİcış sağladık: "Saraylann çevresi ilk tasarlandıgında acaba nasıl bir çerçeve çizildi?" "Devlel hiyerarşisi nasıl hisscttirildi?", "Dünyanın hcr yerinden yesil nasıl getirildi?", "Bu amaçla neler yapıldı?" Bu sorulardan yola çıkarak, özellikle ilk defa tasarlanmış yeşil çevreyi düzenledik. Bu amaçla, bütün ağaç ve bitkilerin özellikle Dolmabahçe'den başlayarak yaşları, geldikleri yerlc, bizdeki adlarına varıncaya kadar çevrede bire bir çalışmalar yaptık. Artık Dolmabahçe'de, Cami'den Veliaht Daircsi, yani Beşiktaş l isesi'ne kadar, yeşilin daha diri oldufeuııu, yeşilin daha güçlendiğini göreceksiniz. Bu bUtünleştirme politikasının yeşille bir başlangıcı oldu. Sonra dünyanın sayılı, Boğaziçi'nin tek setlere oturan sarayı olan Beylerbeyi Sarayı'nı bütunlüğe kavuşturduk. Her ne kadar bazı bölümleri yıkılmış ve çevresi değişmiş de olsa, bize bugün kalan bölümlerin tümünü kullandık. Beylerbeyi Sarayı'nda, Boğaziçi bir bakıma havuzlar ve öteki öğelerle yukarı taşınmış gibidir. Buııu hissettirmck gcrekiyordu. Ihlaınur Kasrı ise, çok kötü koşullar altındaydı. Biz ince bir şekilde Ihlamur Kasn'nı onardık. Ister istemez, belediye de şimdi çevresini düzenliyor. Çevredeki kurum ve kuruluşlara itici güç olmaya çalıştık. Aynı yöntemi şimdi diğer saraylarda da kullanıyoruz. Çünkü saraylann bütünleşmesini sağlayacak şeyin çevre düzenlemcsiylc başlayacağına inanıyorum. Maslak Kasırlan'nı ise, bırakılmış ortamından, bütün eski tarihi kaynakları, bahçe tasarımlarını bularak eski biçimine ulaştırdığımızı sanıyorum. Şimdi 100 dönümlük bir "Milli Egemenlik Korulugu" kurarak bu boyutu büyütüyoruz. Bunun temel amacı, halkımıza tarihi bir çevre oluşturnıak. Çocuğuyla, yaşlısıyla, kültürü yeşil bir ortamda algılatmaya çalışmak. Bu yaptığımız rcstorasyon ilkelerinin en büyüğü gibi geliyor bana. atölyede yaşlı ustalarımız var. Osmanlı'dan beri babadan oğula geçen bir gelenek sürüyor. Onun daha da güçlenmesi için bir program yaptık ve emektar ustalarımızı yeniden çağırdık. Artık yaşlannuş çalışamayacak durumda olanların bilgilerini aktarmaya ve onların bilgilerinden yararlanmaya çalıştık. Yalnız Milli Saraylar için değil, bütün kurum ve kuruluşlar için, değişik alanlardaki süsleme sanatlarımız ve diğer konularda uzman sayısını çoğaltmaya çalıştık. Yaptığımız çalışmalar Avrupa Konseyi'ni etkiledi. Bize sıcak bakmaya başladılar, varlığımızı kanıtladık. Her yıl Venedik'te yapılan ve Avrupa Konseyi'nc üye çeşitli ülkelerden gelen, çeşitli alanlardaki mimar ve uzmanların kurslanna bizim uzmanlarımız da gitmeye başladı. Bu uygulamaya 1984'te başladık ve çok yararlarını gördük. Bu alişveriş o kadar gelişti ki, oradaki öğretim üyeleri gelip burada kurs yaptılar. Geçen aylarda Henri Marel tstanbula gelerek, her türlü malzeme üzerinde altın varağın nasıl uygulanacağını öğretti. Aramızda yüksek düzeyde ve doğrudan doğruya uygulamaya dönük bir alişveriş başladı. • Yaptığınız çalışmalarda hangi konulara öncelik verdiniz? • Bu çerçevede yapılacak ilk önemli adım şuydu: Açıp yaşatma, kullanıp eleştiriyi çoğaltma... Bu nedenle önce saraylarımızın ya • Onarımı gerçekleştirecek kadroları nasıl oluşturuyorsunuz? • Geleneksel atölyelerini en çok yaşatan kurunılardan birisi, Milli Saraylar'dır. Her türlü