20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

vardır. Yazarkcn "Paşa çayı" içerim. Bir yandan "komşuları rahaCsız etmeyecek volumde" müzik çalar. Mutlaka yalnı? oltnalıyım. Ka/ancı Yokuşu'nda otururken Taksim'den aşağı inenler, Fındıkh'dan yukarı çıkanların hepsi uğrarlardı. Yani "geçiyordum ugradımcılar" var ya. "Na'ber?" "İşle çalışıyoruz." "Sen çalışmana bak, ben şurda uturururumcular" hiç eksik olmazdı. %Tekstlerinizde "Şef ötesi", "Dışa vurumcu velet" gibi "Terminolojik espriler" de var. • Evet sözü kendi anlamımn dışında kullanmak veya hiç kullamlmayan bir biçimde anlatmak gibi bir yöntem... • Ülkemizde demokrasi adına ne cevizler kırılırken, bazı arkadaşlarm amorsundan konuşmak gibi olmasın atna, "mizah yapıyorum" diye neler yumurtlamyor. Sizın gerek oyunlarmızda, gerek kitaplarımzda entelektüel bir boyut var. Yani "entelektüel mizah" yapıyorsunuz. • Evet, ama manav olmadığım için herhalde. Çünkü bunları okuyorum vc biliyorum. Bunları bilmiyormuş gibi yapamam ki. Genellikle sık yazan ve "avukatlık biirosu gibi yerlerde" yazan biraz fason işi çalışan mizah yazarları var. Derinliği yok yaptıkları mizahın, kalıcı bir şeyler üretemiyorlar. Aslında mizah yazarlığı, çok ciddi ve zor bir iş. Başımdan geçen bu olayı belirten bir öykü yazdım, adına da "Dizgiye yetişen mizah" dedim. Aslında dizgiye yetişen mizah olamaz tabii. Mizah yazan bir sürü arkadaşım, her hafta dizgiye yetiştirmek zörunda olduklarından sanıyorum, aynı düzeyi yakalayamıyorlar. • Yerı gelmışken "24 saat mızaha açıK mı" yaşıyorsunuz? • Yapım itibarıyle öyle. Fakat günlük yaşamımda tiyatro sahnesinden daha stresli daha sinirliyim. Çünkü ben de vatandaş olarak, Istanbul'da ve Türkiye'de yaşıyorum, taksiye biniyorum, şoför "Oraya gUmem" diyor. Burda artık mizah değil, "gırtlaklaşma safhası" söz konusu. Buna çok gulemiyorum tabii. Birdenbire herhangi bir vatandaşın göstereceği reaksiyonları göstermek durumunda kalıyorum. • Sahnede reklam yapmak, kuiisi sahneye getirmek, emektar tiyatrocu olan tuvalet hizmetlisini oyuna iştirak etmek, büfecileri sahneye çıkarmak, antrakta mesaj dağıtmak, seyirci arasında Nazi subayı dolaştırmak gibi Türk tiyatrosu için radikal sayılabılecek değışiklikleri de göz önünde tutarak tıyatronuza "Avangart tiyatro" diyebilir miyiz? • Bunlar daha önce bu biçimde yapılmadığı için, avangart denilebilir. Biz bunu kendi üslubumuzla, kendi esprimizle yaptığımızdan seyirciye daha başarılı bir şekilde geçiyor. Tabii tiyatronun kendi mutfağı ile kendi kuiisi ile alay etmesi denenmiş şeyler, biz icat etmedik. • Spartaküs neyiniz oluyör Ferhan Bey? • Spartaküs eniştem olur, ama kendisiyle pek sık görüşmuyoruz. • Münir özkul ve Erol Günaydın gibi iki usta oyuncuyla Ortaoyunculanna bu "Geleneksel Takviye" nereden aklınıza geldi? • Benim yanımda oynayan, arkadaşlanmın hepsi başta Rasim Öztekin olmak üzere benim öğrencilerimdi. "Nöbetçi Tiyatro" diye amatör grubumuzda, kendi üslubumda kendi ritmimde oyuncular yetiştirmeye uğraştım sekiz yıldır, birtakım insanlar da yetişti. Münir Özkul, Erol Günaydın ve Derya Baykal dışındaki bütıin oyuncular, nöbetçi tiyatrodan çıktı. Bunların en yaşlılıları, ağabeyleri, hocaları, ustalan benim. Fakat başka ustalar da görmeleri gerekti. Hatta "benim de ustalarım olrnalı" diye dUşUndüm. Münir özkul'a, Erol GUneydın'a büyük hayranlığım var, bu iki ayn ekolün Ortaoyunculara yarar getireceğini dUşUndüm, btfyle bir usta Sazsasaz... lar takviyesi ihtiyacı oldu, onlar da artık başka tiyatrolarda çalışmak istemiyorlar, onlar artık bizim flamamız, amblemimiz gibi bir şey oldular. 9 Muhteviyatı maneviyata dayalı. mıllı , hawasi bir temsıli kaleme almak yerıne "Muzır Müzikal" yazdımz. Sizin deyişinizle,, A tatürk ilkelerinin türbanlandığı bir dönemde, laik cumhuriyet mürekkebiyle yazdığınız bu oyunu, oynadığınız "Şan Tiyatrosu sanıyorum bir "Elektroirtica" sonucu kül oldu. n (Gülüyor) Bu konuda geçen gün, biten bir mahkeme vardı, elektrik tesisatçısı Ahmet Defne ve tesisattan sorumlu Sedat Eruzun, gece bekçisi Niyazi Bey'i öldürmekten yargılanıyorlardı, ben de şahittim, fakat vakitsizlikten gidemedim. Çünkü benim de "Muzır müzikal mahkemelerim" ve "Muzır yazar mahkemelerim" vardı, yalnız hâkim bir ara demiş ki, sanıyorum zabıtlara geçmedi, keşke geçseydi, "Siz böyle oyunlar oynarsanız, orası da boyle yanar." Sanıklar "iradeleri dışında elektrik kontağından" ötürü beraat etmiş. Korkunç bir şey. Elektrik kontağı ise, elektrikçi sorumlu, "elektrik kontağı değilse nedir?" Yani "elektrikçinin kabahati yok, tesisatta hata yok, fakat orayı elektrik kontakladılar" demek istiyor herhalde, ben öyle anladım. Cazsa caz • Şey Bey, Adnan Pazarlama, Köse Dönticü gibi dolandırıcı tıpler bızde çok tutuluyor değil mi? • Evet öyle, ben böyle tıpleri oynadığım için, bir yerde çek yazdığım zaman kahkaha ile karşılanıyor, kimse almak istemiyor çekı (Gülüşmeler). • Sayın Şensoy, siz hangi poşetten çıktınız acaba? • Ben poşetten çıkmadım, zembille indiğimi sanıyorum. Çünkü o zaman poşet yoktu. 0 Hem yazmak, hem oynamak, hem yönetmek, mtiziklerinı yapmak, saz gitar, akordeon mızıka çalmak... Sizin bir ara aynı anda iki oyunda da oynamak gibi bir projeniz vardı, antrakta ne yapmayı düşünüyordunuz? • (Gülüyor) Atlas Sineması'yla Küçük Sahne arasıtıdakı iki büfenin arkasında kapımsı bir yer var. Şöyle bir düşünce geliştirdik: Atlas Sineması'yla Küçuk Sahne'den aynı anda başlayan iki oyun. Sadece ben değil, diğer oyuncular da o büfeden 'vın geçerek' öbür tarafa gidiyorlar. Bu oyunlar da birbiriyle çok alakasız oyunlar değil, hatta yukarıdaki salonda neler olduğuna dair bilgi verenler de var. Fakat teksti ona göre yazmak lazım. "İki oyunu aynı anda oynuyor" gibi bir çılgınhktı. Gerceklesmesi zor tabii. • "Ferhangi Şeyler"de bir yandan "gazete tiyatrosu" yaparken, bir yandan da "Sayın Başbakan" gibi basınla SEKA laştımz. Basına olan ürpertınız nereden kaynaklanıyor? • Şu an yaptığımı/. söyleşinın çok ciddi bir iş olduğunu ve bunu böyle yapan arkadaşların sayısının çok az olmasından kaynaklanıyor. Ornekler vereyim: Geliyor elinde, "slat ebat" bir kâğıtla, "Kaleminiz var mı agabey?" diyor, kalemi de benden istiyor, oraya kargacık burgacık, "muska yazar gibi" okunması imkânsız notlar alarak, benimle söyleşi yapıyor. Tabii kı eve gidip, bunu okumaya uğraşsa da bir şey çıkaramıyor, mealen bir şey yazıyor. Bunu okuduğunı zaman bende "repovirüs" dediğim roportaj virusü oluyor. Bazen de teypli geliyor, ama pili yok. Hazırlık desen o da yok. Bana diyor kı: "Hikâye yazmayı düşünüyor musunuz?"Yazılmış bir sürü hikâyemi bilmeyen kışi, 'Ijimdi kimin yuvasını yıkacaksınız?" diye gelenler de var. Tekrar baştan alıyorum. "Kardeşiiiim, ben ev yıkıcı degiliiim, ev yıkıcılar Tarlabaşı'nın biraz aşagısında!" Üst uste gelip bunları sorunca, "Namazdayım geliyorum, "Bu akşam evde yokum" diyorum. Hiç söyleşi yapmıyorum. Ben günün birinde öleceğim, onun yaptığı aptal roportaj kalacak, herkes senin gibi hazırlıklı gelmiyor ki... • Siz de Nasrettin Hoca 'nın yanına gömülmeyi düşünüyor musunuz? • Nasrettin Hoca'yla tarikatlarımızayrı. D "Dizgiye yetişen mizah olamaz" diyen Ferhan Şensoy, yazarlığa ılk adımını Galatasaray Lısesı'nde öurenci olduflu yıllarda atmış. 15
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle