Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
• Bu yıl TÜYAP Onur ödülü size verildi. Bu ödül için neler söylemek istersiniz? • Sanıyorum ülkemizde ilk kez oluyor. Bir özel kuruluş 5060 yıl şiir yazmış bir ozana sevgi gösterisinde bulunuyor. Yazınımızın genç kuşakları için güzel bir umut. Demek ki yönetimdekiler kendi gözlükleriyle ne görürlerse görsünler başka bakışların da sıcaklığından uzakta değiliz. FOTOROMAM OKURDAN Sayfalan gözden geçirirken • Biraz da yeni yapıtımzdan, daha doğrusu yeni basıtnı yapılan Çanakkale ve Istanbul Fetih Destanı'ndan söz edelim. Hlşt, hişt... Suleyman... • Biliyorsunuz yapıtlarımı konularına göre ayırmış bulunuyorutn. Bu ayrımda gördüm ki, yayımlanmış 79 kitabın 24'ü bağımsızhk savaşı ve ekleridir. Bunlardan baskısı bitenlerin yeniden yayımlanması gerekiyor. Çanakkale Destanı bence yeni Türkiye'nin önsözüdür. Bu yorum yurtiçinde ve yurtdışında kullanılır olmuştur. Bölge adım adım gezilerek, diz boyu Çanakkale konusuyla ilgili kitap incelenerek oluşturulan bu yapıt, yeniden gün ışığına çıkmakla bir boşluğu doldurmaktadır. Ne yazık ki bu konu, daha çok ilgi görmesi gerekse de, nedense biraz göz ardı edilmiştir. Dilerim artık kalemini eline iyice yerleştiren yeni Türk ozanı ileride daha başarılı yapıtlar sunacaktır. "Bir gecede on kez uyamnnf dlyen Fazıl Hüsnü Dağlarca, ayaklannın kendlslnl yazı masasına götördüğünüve konunun İlk çağnşımlannı, "bif bilinçattı aydınlığı içlnde" yakalamaya çalıştığını anlatıyor. • îstanbul Fetih Destanı... • Istanbul Fetih Destanı da biraz öyle. Gençlerimiz destan konularına ilgi göstermemekle kendi özgürlüklerine ilgisiz kalıyorlar. Sanıyorum ki genç ozanlarımız toplumumuzu destanlarla eğitirken özgürlükle de eğitmiş olacaklardır. Kinı bilir bu eğitimden geçtikten sonra toplum sandık başlarında kendi özgürltlklerini çıkarmış da olacaktır. Yazın türü birbirine bitişik, birbirinin içinde yaklaşımlardan oluşur. Islık çalan bir adamın destanlardan uzak olmasını olanaksız buluyorum. Bak, Turgut Hoca butün sınıfa senln kop/a verdiğini öğmnmiş... Daha yaşanabilir bir dünya beklentisinin gerçeğe dönüşmesı temennısıyle selamlar, saygılar. Biz bu maktupta Cumhuriyet DERGİ'nin yayın çizglsine, eleştirinin keskin imbiğinden geçen, fakat keskinliği kadar yapıcı önerilerde bulunacağız. Elimizde Cumhuriyet DERGİ'nin 96. sayısı var. Bildiğiniz gibi, DERGİ, yeni sayfa düzeniyle, kapaklar dahil 24 sayfa. Bu sayfanın biri, dış kapak; 7 sayfa ıse reklam ve ilan. Buna göre, toplam 8 sayfa (3/1 gibi bir bölüm) var, olmasına karşın, yok. Kalan 16 sayfa, yani 3/2 gibi bir bölüm de 2 sayfa briç ve satranca, 1 tam sayfa bulmacaya, 1 tam sayfa ev ekonomisine, 1 tam sayfa ise sağlık ve sebzelere aynlmış. Bu konular sayfa adedi ve olanaklar dahilinde önemlı Fakat kısıtlı sayfa sayısı ve olanaklarla kapsayacağı sayfa sayısı, düşünülmesi gereken konulardır. Zira yeni sayfa düzeninin kısıtlı kalması nedeniylo Mehmed Kemal gibi bir ustanın köşe yazıları makaslanır, 'Şairler... Şiirler..." gibi bir bölüm ortadan kaldırılır olmuştur. Bu iki bölümün Cumhuriyet DERGI'ye sayfa yükü, toplam bir tam sayfadır. önemi tartışma götürür diğer konulardan ölçülü fedakârhklarla bu iki başlık altındakı konular tekrar savfalara kazandınlabilir. TAMER ABUŞOÛLU va MUSTAFA ASLAN /Gaziantep "Şairler... Şiirler..." bir yeni ekoldü iki hafta evvel yapılan zamla birlikte, Cumhuriyet DERGİ sayfa azaltılarak büyük bir basiretle (!) şiir köşenizin kaldırıldığını gördüğumde, bu mektubu /azmayı düşündüm Görüyorum ki bu azaltmadan şikâyetçı olan, yalnız ben d&ğilmişim. Günümüzde şiir yönünden glcterek yoksullaşan basınımızda derginiz, 'yeniler' için bir ışıktı, bir teşvikti, bir yeni ekoldü, iyi seçimlerinizle haftadan haftaya biz okurlarınıza ulaşan tatlı ve beklenen bir mutiuluktu. Inanın, "İlk telaşla" açıp okuduğumuz bir kısımdı. Derginizin azaltma takdiri, şüphesiz size ait; ama azaltacak şiiri mi buldunuz ve acaba tekrar bir yere sıkıştıracak olanak bulamaz mısınız?.. Saygılanmla CEM NOYAN / Bodrum lyl ya işte; heplnlz sınrfı geçeceksiniz demek ki... Derleme yazılar Sayfa sayınızın azalmasıyla birlikte, azalan sayfalar ve kalkan bölümler konusundakı eleştirilere de yer vermeye, "Okurdan" köşenizde hep bu tür mektuplar yayımlamaya başladığınıza göre, anlaşılan bu tür eleştirileri gözden geçirecek ve belki de 24 sayfalık imkinlarınız çerçevesinde, yeni bir düzenlemeye gideceksınız. Bu konuda, size herhangi bir somut eleştirim yok benim; şunu koyun, şunu çıkartın diye. Dergicilik bildiğim kadarıyla profesyonel bir iş olduğuna göre, benim harcım değil. Ancak, üstünde titizlendiğim tek nokta, birçok insanın "imza" aradığı tıpkı 'ünlü marka' arar gibi sizin tür dergilerde, özgün ya da derleme, "dünyaya açılan birer pencere" görevini yerıne getıren dış kaynaklı yazılann azalmaması. Dil bilmeyen, bilse de yabancı dergileri izleyemeyen, ama özellıkle de Avrupa ülkelerinde olup bitenleri sanattan •müziğe izlemek isteyen bızlen düşünün. EROAL YAPICI / Istanbul • Her gün şiir yazıyor musunuz? Ya da şiir yazmadığımz günler oluyor mu? • Sorunuzu, sevgili Durbaş, kendiniz yanıtlasanız, yanıtlayacak gibi candan olsanız, sanıyorum siz de beğenmezdiniz. tlk bölümü sorunuzun ikinci bölümündcn bir milimetre başka değil. Gelelim yanıtıma: Gün nedir? Kiminin gunü 24 saattir, kiminin günü birçok 24 saat. Gün, hepimiz için eşit olsa kimse kendileyin olmazdı. Bunu senin gibi yarısı içeride yarısı dışarıda bir genç daha önce duymuştur. Ta içinde duymuştur. lnsarılar kendi akşamlarından kendi akşamlarına günlerini tamamlarlar. • Peki, şiirin günü... • Yazı yazmak, yazı derken şiir dediğimi biliyorsun, kişinin ozel vaktidir. Ben bu özel sürezimin (zamanımın) hep içindcyim. Fl'"i<*ff kalem olsa da olmasa da yflzde vuz özel sürezimin kim bilir kaçıncı katında olduğumu duymadığun bir tek an yoktur. D DYP Gcnel Başkaaı 84Uqrmaa Dcmiraf ve arkadaşlan, TBMM nralamula (Fotoftrmflar HÜSEYtN TEK)