Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İşte ilk gokart böyle doğmuştu! Aydın Hoşgör undan yirmi beş yıl öncesinin California'sında, hcm 'canı sıkkın' heın de 'dahiyane' bir şeyler yapma isteklisi bir Amerikalı'nın evinin köhne bodrumunda 'ıskarta'ya çıkartılmış kalorifer borularını biraz eğip, biraz da bükmesi sonucu biçimlenen "garip görünümlü" bir "şaseye", yine bir işe yaramadığı kanısı yaratan çim motonınu adapte etmesi ile yarattığı ve dört adet ufak lastiği takarak ilk kez 'gazladıgı' nesnenin adı, daha sonra gokart olarak tanımlanacaktı. Yirmi beş yıl sürcsince, bu garip araç inanılmaz bir evrim geçirecek ve tüm dünyada "mekanlk sporların ilkokulu" olarak tanımlanan, karting sporu doğacaktır. Bugün ise bir ucu ülkemize kadar uzanan geniş bir karting sporu yelpazesi içinde, tüm dünyada 70 bine yakın İisanslı sporcu bannmakta ve konu ile ilgili uretim yapan şirketler, dünyanın sayılı tröstleri arasında yer edinebilmektedir. Gokartın çeyrek yüzyıla sığan inanılmaz tırmanışında 'kartçılar'ın yaşadıklan heyecanın değışık hazzı da büyük etken hiç şüphesiz. Bir kartın koltuğuna oturduğunuzda, yerden yuksekliğiniz azami üç santimi geçmiyor. Bir anlamda, "yerle bir"siniz. Oysa altınızda akıp gidiyor asfalt, hem de inanılmayacak bir süratle. Uzun düzlüğün ardındakı sert bir viraja, veya "vıdıvıdı" diye tanımlanan seri virajlara her ne kadar kartınız girmeye çalışıyorsa da, aslında o virajlara giren, sizsiniz. Bunu bütün benliğinizle hissetmemeniz imkânsız. Hiçbir dış koruyucu mekânınız yok. Sadece borular! Onlar da "bir şasesi olsun" misalinden takılan eğreti şeyler sanki. İşte böyle bir ortamda, 160170 km ve pistin imkân tanıdığı ölçüde daha da yüksek bir sürate erişirken, sizden bir şeylerin koptuğunu, bir seylerinizin eksildiğini hissediyorsunuz. İşte böyle bir spor gokart. 70'li yılların lstanbul'unda "gokart" kelimesi birçoğumuza yabancı değildi, hatta bir de sonradan yok olup giden gokart kulübü bulunmaktaydı. 80*lı yılların ikinci yansında, özellikle 1987 yılının ilk günlerinde yeniden niizlendiği müjdesini veren karting sporu, bir yülık sure ıçinde yine inanılmaz bir tırmanış gösterdi. 1987 yılı boyunca, gazetelerimizin pek çoğunda, gokart ile ilgili ufak ya da büyükçe haberler dikkatinizi çekti, belki de birçoğunu okudunuz. Kimisi yarışların sonuçlarını vermeye yönelik birer haberdi, kimisi ise karting seyircilerine yönelen objektiflerinin tespitlerine dayanan magazin haberleri ve bizim küçük afacan gokart, henüz bir yaşını doldurmadan, sosyetenin göz bebeği oldu çıktı, bu haberlere göre. Oysa, "Türkiye Turing Otomobil Kunımu'nun (TTOK) Spor Komitesi'ne bağlı olarak çalışan Karting Komisyonu, ki bu komisyon iki Cem'den (Hakko ve Güvendiren) ve bir Can'dan (Güvendiren) oluşuyor, gokart sporunun "sosyete sporu" olarak tanımlanmasından rahatsızlık duyuluyor. Kartingin bir sosyete sporu olmadığını özellikle vurguluyor Cem Hakko ve bu yolda ceşitli örnekler veriyor. Bir rüzgâr sörfünün veya benzer sporlann bile bir 'kart' maliyetinin üzerinde rakamlara mal olduğunu belirten Hakko, şunıarı soyiuyor: "Her spor, yapıldıgı şekilde eglence de olur, spor da! Ulndag'a cıkarsınız, blrisini Yanş öncesl son kontrol: Bugun, "srfır" btr gokart, 2.53 rnilyon TL arası Ama "IMnci elden", bu rakamın uçte blrlne aJmak mOmkün. Kuçuk arabalarda bOyOk heyecan: Istanbul'a 38 Idlometre uzakfıktaki Tuzta plstlnde "Karting Şampryonası." Biraz kalorifer borusu, biraz çim motoru ve dört ufak lastik... B Cem Hakko'nun gokart, Istanbul Tuzta'daM karting plstlnde: Surat 170 taiometre, yerden yuKseKiıgı azamı uç santım (tvet, aızgı naıası deflil, yerden yOkseklik rakamla 3 santlm); sürOcunOn nabız atışlan: 170180 (Bu rakam normakje, 6070'tJr). görursünıiz dagda kapılan diker, arasında slalom antrenmanı yapar. Bir digerini göriirsünüz gider kafeleryada oturur, güneşlenir. tstanbul'a dönünce her ikisi de Uludag'dan donmuştiir. Fakat, bir tanesi dinamiktir, temiz hava almıştır, spor yapmıştır ve kasları yerine gelmişlir. Digeri isv sadece temiz hava almıştır ve dinlenmiştir. Gokartta da sanmıyorum ki kartın uzerine binen sadece bir kaskı giymek veya sırf kartın uzerine çıkmak için bu işe soyunsun. Çünkü, kartla piste çıkan bir kimse, belirli bir risk alır uzerine. Hiç risk almasa ve yavaş yavaş donmeye kalksa bile, 'tur bindirecek' olan diger yanşmacılar, onun yavaş gittigini fark edemeyeceği için, elinde olmadan arkadan çarpabilir. Piste çıkanın, tamamıyla kendisini vermesi lazımdır. Bunun için de piste çıkanlar içinde, sanmıyorum ki bir eglence, bir 'hava' olsun diye bu işe girenler olsun. Hava olsun diye yapanlar da zaten yavaş yavaş bu işten silinecektir. Çünku, gokart, bir pazar gunku çalışmamızı izlerseniz goreceksiniz, öyle bir spordur ki, hepimizin elleri leş gibi yag içinde kalır. Gokartın en güzel noktalanndan biri de, motoru yanşanın yapmasıdır." Madem kart sporu pek söylendiği gibi sosyete sporu değil, o halde, ilginin bu şekilde yorumlanmasının nedeni nedir?... "Seyircinin, herhalde bizde buldugu bir şeyler oldu. Güzel bir pazar günü, yartş seyretmek için piste geldiler. Bu seyirci belki bir ralliye, bir futbol veya basket maçına da gider. Bizim cazip olmamız da, herhalde onlan daha degişik bir şekilde agırlamış bulunmamızdan... Kartingin sosyete sporu olarak tanımlanmasında herhalde biraz magazin olavı söz konusu. Nereden bakarsanız bakın, modern glyimli, yanık tenli insanlar, sportif viicutlar var. Bir cıvıl cıvıllık var. Başka bir spor olayında pek yoktur bu. Belki bir rüzgâr sörfü veya bir Uludag olayı çok renkli gozukür, ama bir buz pateninde, bir basket maçında böyle bir 'enstantane' yakalanması zordur/'D 14