24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Dalyan kumsalına yumurtalarını bırakan ana kaplumbağa şafak sökerken denıze dönuyor (Fotoğraf ERDAL ÛZHAN) Yavrular yumurtadan çıkmış, gun dofimadan kumsalı aşıp denıze ulaşma çabasında (Fotojjraf OOTU Sualtı Toplulı D E V D E N İ Z K A P L U M B A Ğ A L A R I N KUMSALSIZ Deniz Som ırtını ormana dayamış lüks otelin müşterileri, sabah kahvaltısını göl kıyısındakı terasta yaptıktan sonra denize girmek, güneşlenmek için kumsala inerler. Denizden gelen esinti, güneşin sıcağını alıp götürmektedir. tnsanlar sere serpe kumsalda yatarken, denizın çırpıntısında garip lekeler belirir. Suyun maviliği giderek kararır. O sıra bir genç kız, çığlık cığlığa bağırarak denizden çıkar ve otele doğru koşmaya başlar. Herkes ayaklanmış, ne olduğunu anlamaya çalışırken, kıyıya vuran dalgaların içinden dev kaplumbağalar çıkar. Binlerce dev denizkaplumbağası ağır ağır ilerleyerek bütün kumsalı kaplar. Insanlar otele sığınır. Kaplumbağalar otelin çevresini de sarar. tnsanlar, otelin içinde mahsur kalır. Sonra..." Sonrası yok, çünkü böyle bir öykü ancak bir bilımkurgu romanında ya da filminde olabilir. Ancak, aşağıdaki öykü lümüyle gerçek: "tnsanlar, yakaladıkları denizkaplumbağalarını ters çevirip kumun üstüne bırakırlar. Kaplumbağa kendini düzeltemediği için güneşin altında kavrularak ölür. tnsanlar, içini temizleyip kabuğundan süs eşyası yaparlar. Kimileri, kaplumbağanın etini ziyan etmezler, çorba yaparlar. Kimileri esans yapımında kaplumbağa yağı kullanırlar. lnsanoğlunun dünyaya egemenliği arttıkça, kaplumbağaların yumurtalarını bıraktığı kumsallar da birer beton yığınına dönüşür. Günün birinde bu hayvanların soyu tükenmeye başlar. Yuva yapabildikleri son kumsala çıktıkları zaman, oranın da betonlaştığını hissederler ve yumurtalarını bırakmadan denize dönerler. Sonra... Sonrası, bilim adamlarının "earetla carelta" adını verdikleri, her biri yüz kiloluk bu dev denizkaplumbağalarının soyu tükenir. Evet, belki de şu kaplumbağalar fazla oldu artık. Hele, Ulkenin ve hatta dünyanın gündeminde bunca sorun varken, kaplumba KA Nedense herkes denizkapluml kimse de kaplumbağalara, "Bizimle berat ğa denen bir "sürüngen"le, bir "hayvan'Ma bu kadar ilgilenmek de niye? Ama, belki de kaplumbağa bir "hayvan" olduğu kadar, bizim gibi bir "canlı". Bugün kaplumbağaların başına gelen, yarın insanların da başına neden gelmesin? lşte, ozon tabakasındaki delik! Bütün bu görüşlerin karşısında Çevre Genel Müdürü Muzaffer Evirgen, konuyu radikal bir düşünce ile yorumluyor ve "Kaplumbağalar evrimini (amamlatnıştır" diyor. Toplumun hemen her kesiminde destek gören kaplumbağalara, kurulması düşünülen radikal parti'nin bile sahip çıkmaya çalıştığını anımsarsak, demek ki Çevre Genel Mudürü Evirgen, bu konuda radikallerden daha radıkal bir düşünceye sahip. Kaplumbağalar kaybetti, çünkü Kültür ve Türizm Bakanı Mesul Yılmaz bir basın toplantısı düzenleyip, temelini attığı turistik otelin kaplumbağalara zarar vermeyeceğini açıkladı. Neye dayanarak? Orası belli değil. Üstelik, yörede düşunülen turizm>^tırımlarının çevreye etkisini öğrenmek için uluslararası normlarda bir inceleme yaptınlacağını da söyleyen Mesut Yılmaz, bu inceleme sonunda kaplumbağalara zarar geleceği ortaya çıksa bile, başlanan yatırımlardan vazgeçilmeyeceğini bildirdi. Mesut Yılmaz, basın toplantısında ilginç bir görüş de ortaya attı: "Koruma, yapılaşmaya kapadlarak değil, bilakis yapılaşma ile sağlanabilir." lnsanın aklına hemen, Haliç'i kurtarmak ve korumak için çevresinde yapılan yıkımlar geliyor ama... Mesut Yılmaz, zaten ısrarlı bir şekilde otelin, kaplumbağaların yıımurtalama bölgesinden 67 kilometre uzakta yapıldığını söylüyordu ki, sonradan bütün kıyı uzunluğunun 4,5 kilometreden az olduğunu öğrenince, "Otel, kaplumbagalardan 1,52 kilometre uzakta" dedi. Bilim adarnları, kaplumbağaların otelin önünde de yuva yaptıklarını açıklarsa Mesut Yılmaz bakalım ne diyecek? "S Sembol ve bahane Soyları tükenen dev denizkaplumbağalarının üreme bölgesi Dalyan kumsalına turistik otel temelinin atılması ile kamuoyunun gündemine gelen "kaplumbağalar" giderek çevre korumacılar için bir "sembol" oldu. Çevre yağmacılığından yakınanlar, daha güzel bir çevrede yaşamak isteyenler, yaşadıkları çevrcyı korumaya çalışanlar için de kaplumbağalar bir "bahane" oldu. Bugüne dek çevre için sempozyumlar duzenlenir, konferanslar verilir, tebliğleı sunulur ve hatta kutlama haftaları yapılırken, bu kez insanlar açlık grevine gittı. Bir grup gencin Dalyan kumsalına çadır kurup dört gün açlık grevi yapması, Türkiye'de çevre için düzenlenen ilk eylem niteliğini kazandı. Ardından, "doğa korumacılar", "çevre duyarlılan", "çevreciler", "yeşiller" gibi gruplar oluşmaya ve aıalannda öğretim üyeleri, işadamları, mühendisler, mimarların da olduğu insanlar Türkiye'de de bir "yeşiller partisi"nin kurulmasını düşünmeye başladı. tşte bütün bunları kaplumbağalara borçluyuz. Sonuçta, kaplumbağalar kaybetti ama insanlar bir şeyler kazandı. Evet, ne yazık ki kaplumbağalar kaybetti. 16 Oalyan koyu. Kuyceflız Gölü'nün Akdenız'e açılı Deltanın Akdenız'le bırleştıflı yer ıse sankı bir ce
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle