03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ferhat ile Şirin kavuştu Edebiyatımızdaki "Ferhat ile ŞirirTdeki olaylar Amasya ilimizde geçer. Ferhat, sevdiği Şirin'e kavuşmak için dağları deler, ama gene de sevdiğine kavuşamaz. Günümüzün Ferhat ile Şirin'i ise gene Amasya'da yaşıyor, ama bu sefer sonuç farklı. Mahmut Tunaboylu AMASYA alk hikâyelerimizin en güzellerinden birisidir "Ferhat ile Şirin". Asırlardır halkın dilinden düşmeyen bu halk hikâyesi lraıı ve Tlirk edebiyatlarında çeşitli yazarlar tarafından da konu edilmişlir. "Ferhat ile Şirin" ağızdan anlatılarak yayıldığı gibi eskiden beri taşbaskısı ve resimli kitapları ilgiyle okunup dinlenen bir halk hikâyesidir... Kaynağı, bir İran hikâyesi olan "Husrevü Şjrin"dir ki, eski aydın sınıf edebiyatının ortak konularındandır... Halk hikâyeleri birbirine benzer; yani "kavuşmakavuşmama" üstünedir.. Hüzünlüdür... Yerel değil evrenseldir ki, hetn Iran'da geçer hem Amasya'da.. Hoca'nın Çin'de, Karagöz'ün Yunanistan'da, Köroğlu'nun Kafkaslardan inip Anadolu dağlarında dolaşmaları bundandır... Günümüzün Ferhat'ı Ferhat Tokgöz 26 yaşındadır ve Amasya dağlarını delip kente su akıtan FerhatMa hemşeridir... Şirin de, Sultan kızı Şirin değildir ama Şirin'in sultanlığını bilir... Ferhat Tokgöz, Amasya'nın Suluova ilçesinde çiftçi... Şirin San ise yine bir çiftçinin kızı. Ferhat çok küçük yaşlarda kafasına koymuş Şirin'le evlenmeyl. Lakin "kötü kader" buna engel olmuş ilkin. Ferhat'ın ağabeyi Hasan'ın evlenmesi gereki"Daha ilk giinden bu işin yiiriimeyecegini anladım" diyor Ferhat. "Aklım fikrim Şirin'deydi.. Sonra agabeyim.. Bir türlii kabullenemiyordum bu evliliği. Ama elimden bir şey gelmiyordu. Pis pis düşünüp duruyordum. Köylük yerde pek aşkmeşk bilmez millet. Yani birini seversin ama evlenemezsin. Büyükler şunu aldık, derlcr.. Kabul edersin. Benimki böyle de değildi. Ah bir aksilik çıksa diye düşiinüyordum. Bir gün bir 'radyo' meselesi çıktı.Yani bizim hanım küçük bir radyo almamı istedi benden. Dinlemek için. Usanıyormuş bulaşık yıkarken. Ben buna karşı çıküm. Evde sandık kadar bir radyo vardı çünkü. Kh TV de var. Daha ne isliyorsıın, dedim.. İlle de radyo diye tuHurdu. Meger o da benimle fakışmak niyetindeymiş. Kavga ettik. Sonunda iş bıiyüdu. Çektim kapıyı çıktım, Istanbul'a, inşaatlarda çalışmaya gittira... Sogukluk gittikçe büyüdü. Sonra filmlerdeki kızla oğlan gibi oturup konuştuk. Böyle böyle, dedim. Bu iş yüriimeyecek. Ben seninle yapamam. Şirin'i sevlyorıım... Beni dinledi, dinledi, hak verdi. O da zaten ağabeyimi unulamıyormuş. Götürüp babasına lcslim cltim. Sonra da boşandık. Şimdi bir başkasıyla evli. Allah mesul etsin." Ferhat, boşanır boşanmaz Şirin'i istetmiş. Şirin'in babası anası önce olmazlanmışlar. Sonra razı olmuşlar. Razı olmuşlar ama gelin bir de bunu Ferhat'a sorun. " H e dedirtinceye kadar göbegimiz çatladı. Git şu dagları del deseler, gidip delecektim vallahi" diyor. "Bilezikler, gerdanlıklar, küpeler, çamaşır makinesi, buzdolabı... Tüm akrabasına ayakkabı, üst baş... Nasıl yapacagız, nasıl edecegiz? Zaten iki yakamız bir araya gelmiyor.. Zar zor geçiniyoruz.. Tarlayı sattık, dügünü yaptık... Şirin'i alıp tstanbul'a gitmeyi duşunüyorum. Orda bir kondu bulup yerleşecegiz. Bakalım Allah ne goslerecek?" ' Demek ki yüzyıllar geçse de Ferhat'ların mücadelesi değişmiyor. Ferhat Şirin'e kavuşmak için yine dağlan delmeye çabalıyor. D Dağlar delinip, sular akmadı ama... H YıDar sonra gelen mutluluMa Fertiat Şirin'ine kavuçmus Antik Efes Stadyumunun kralı Develerin ağası Imparator sağ elini havaya kaldırarak karannt açıkladı: Güreşe devam... Evet!.. Türkiye'nin ilk deve güreşi ağası Ismail Dayıbaşı'ydı bu imparatorun adı ve boynunda parıldayan kolyesi He deve güreşlerini idare ediyordu. Mustafa Balbay kibin yıl önce gladyatörlerin kılıç ve mızraklarla ölümüne dövüştüğü Efes antik stadyumunda heyecan doruk noktasındaydı. Stadyumu dolduran kalabalık hep bir ağızdan "yuh" diye bağınyordu. Üstü halıyla örtülerek taht haline getirilmiş koltukta oturan adam sağ elini göğe kaldırarak kararını açıkladı: "Güreşe devam" M.S. 60 yıllarında stadyumda gladyatör dövüşlerini izleyen Kral Neron gibi, "tahtta" oturan ve karar veren kişi Türkiye'nin ilk deve güreşi ağası 56 yaşındaki Arnavutköylu otobüs işletmecisi Ismail Dayıbaşı'ydı. Turizm Bakanlıgı destekli "Selçuk Deve Güreşleri KestivalC'nde bu yıl ilk kez ağa seçimi yapıldı. "Kırkpınann ağası oluyor da Efes'in niye olmasın" diyordu Ismail Dayıbaşı, yapılan açıkarttırmada seçime katılan 8 kişi arasından Fertıat, Uakturune altadıflı (jibi Şlrin'l almaya gidlyor. sıynlmış, Selçuk Kaymakamı Nurdoğan Kayormuş önce. Köy ycrinin geleneği. ö n c e ya'yı da geride bırakarak 540 bin lirayla Türbüyükler girer dünyaevine. Ağabey Hasan kiye'nin ilk deve güreşi ağası olmuştu. Şimdi evlenmis, kısa süre sonra da bağırsak do üzeri halıyla örtülü koltuğunda oturuyor, laşması yüzünden ölmüş. Ferhat'ın baba "ağalığın" tadını çıkarıyordu. Zaten Kırkpısı; "Onca masraf yaptık, Hasan öldii diye nar güreşlerini izlediğinden bu yana hep "ağa" olmak istemişti. "Ama ornda" diyor Dayıbagelini geri göndermeyelim. Ferhal'la nikfi şı, "ağalık 45 milyona kazanılıyor, burası dahını kjyalım" demiş... Böylece Ferhafın Şi ba ucuz". Boynunda parıldayan kolyesinde rin'le evlenmeleri suya düşmüş. Babasına "Selçuk Deve Güreşi Festivali Ağası" yakarşı çıkmamış Ferhat. Adamcağız gerçek zıyordu. ten çok para harcamış ağabeyinin düğünü Bu arada arenada güreşen bin kilonun üzeiçin... Basmış nikâhı, almış ağabeyinin dul rindeki develer hışımla birbirlerinin üzerine karısını. saldınyorlardı. Ağızlarından çıkan köpükler I rüzgârın da etkisiy keyfine diyecek yoktu. le sağ sola uçuşurSelçuk Kaymakamı Nurdoğan Kaya bu yıl ken mikrofondan ilk kez SejçukEfes Kültür ve Turizm Vakfı'çığırtkanın sesi dunın organizasyonuyla gerçekleştirilen deve güyuldu: reşlerindeki izleyici sayısından pek hoşnut de"Meybaneye gi ğildi, ama gelen yabancı turisl sayısındaki arrersin, içersln şam tış ona ağalığı kılpayı elden kaçırmanın üzünpanya bol, Sakın at tüsünü unutturmuştu. ma ey Dozer raklbi"tspanya'nın boga güreşleri varsa, bizim de ne bir kol" deve güreşlerimiz var" diyordu Kaya, hemen Arenada Orman ardından ekliyordu: köy'den YorgaocTy"Bu güreşler dünyada sadece Türkiye'de la Harmanlı'dan yapılır. Geleneksel bir eglencedir. Hem boga Dozer carpışıyordu. güreşlerindeki gibi vahşeC ve kan yokıur. Bu Yorgancı, Dozer'e güreşleri dıın>aya tunılabiiirsck yabancı lııristçelme atarak onu ye ler bu aylarda akın akın Turkiye'ye gelecekre yıkmaya çalışır lerdir." D 0evelenı ken, Dozer de rakibinin kafasuu bacaklannın arasına sıkıştırmaya çalışıyordu, ayrıca sık sık dişleriyle rakibinin ayak tırnaklanna vurup onun canını yakıyordu. Ağalı deve güreşleri Kırkpınar'ı aratnuyor, "tülü" diye adlandınlan develer rakiplerini yenmek için var güçlerini harcıyorlardı. Güreşler on dakikayla sınırlandınlmıştı, hasmını yere yatırıp Üzerine yüklenen deve sahadan yengiyle ayrılıyor, birbirlerine üstıinlük sağlayamayanların ise beraberliği ilan edüiyordu. Hasmından kaçan tülü ise hükmen yenilmiş sayılıyordu, ama olsun. Gene de izleyicilerin Dayıbaşı, develennm oureşn seyradiyor. 12
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle